TamSaha 179. Sayı / Ekim 2019

sonra kolumkırılsın” diye dua ediyorum. 90’ıncı daki- kada skor hâlâ 1-0. “Allah’ım maç böyle bitsin, bacağımda kırılsın” diyorumkendi ken- dime. Uzatmalar oynanıyor. “Bumaçı kazanalımda ölür- sem öleyim” demeye başla- dım. Bunu canı gönülden söylüyorum. İçimdeki amatör ruh söyletiyor bunu. Şimdi daha iyi anlıyorum. Bütün büyük sporcular amatör olarak başlıyor, son- radan profesyonel oluyor. Michael Jordan, Magic John- son, Messi, Ronaldo... Bunlar amatör ruhla büyüyen sporcular... Çünkü içindeki amatör ruhu kaybettiğin anda ilerlemen de sporculuk hayatın da bitiyor. Kaledeyken sizi en çok zorlayan oyuncu kimdi? Aslında pek zorlanmıyordum ama Fenerbahçeli Cemil çok süratli bir oyuncuydu. Şu anda oynasa çok yüksek paralar kazanırdı. Fatih Hoca iyi futbolcuydu. Trabzons- por’da Ali Kemal vardı... Cemil hep sol taraftan gelirdi. Onu çok iyi bili- yordum. Maçları akşamdan zihnimde oynardım. “Spor rakibi aldatma sanatıdır” Kaleci antrenörlüğü ağırlık noktam. Diğer antrenör kurslarına da gidiyorum. 10 senedir kulüplerde çalışmı- yorum. Bu kendi tercihim. Çalışmayı severim. Ken- dime has metotlarımvardır. Mesela eskiden internet yoktu. Almanya’da yayınla- nan Football Training diye bir aylık dergi vardı. O der- giye aboneydimve 22 yıl boyunca hep okudum. Ora- lardan antrenman teknik- leri çıkarırdım. Temelde bütün oyunlar rakibi aldat- maya dayalıdır. Sistemler önemli. Şu anda genelde 4-2-3-1 oynuyorlar. Yorumcuları izliyorsu- nuz; çift santrforla maçı kaybet- mişse “4-2-3-1 oynasaydı maçı kazanırdı” diyorlar. Aslında hiç alâ- kası yok. Beş tane hücumprensibi, beş tane de savunma prensibi var. Top sendeyken ya da rakipteyken ne yapacağını biliyorsan hangi sis- temle oynarsan oyna fark etmez. “Asla sistemin esiri olmadım” Mesela hücumda genişli- ğine ve derinliğine göre oynamak. Oyun sıkışmış ve takımpas yapamıyor. Pas ve destek uygulaman lâzım. Top sendeyken pas vereceksin, yön değiştire- ceksin. Hareketli oynaya- caksın, kreatif oyuncuları devreye sokacaksın. Bu beş hücumprensibinin karşılığında da beş savunma prensibi var. Baskı var, kademe var; ortaya, şuta mani olmak var. Bugün bakınmaçlara… Yapılan ortaya müsaade etmekten, koşan adamı takip etmemekten ya da ters kade- meye girememekten savunma za- afları yaşanıyor… Basketboldan örnek vereyim… Rakibin üçlük atı- yor, onu rahat bırakırsan isabet bulma şansı artar. Futbolda da şut atılırken baskı yapmazsan gol olma ihtimali yükselir. Bunları antren- manlarda defalarca çalışmak lâzım. Ben çok yerde çalıştım ama hiç sistemlerin esiri olmadım. En beğendiğiniz teknik direktörler kimler? Türkiye’de iyi hocalar var. Fatih Hocanın gözle görü- lür bir başarısı var. Şenol Hocanın yaptıkları ortada. İkisi de çok iyi dostum. Gençler geliyor alttan. Sergen Yalçın, Bülent Korkmaz... Gençlere fırsat vermek lâzım. Ben en ve- rimli çağımda, 2-3 milyon kazanacakken TFF’de ma- aşlı çalıyorum. Bir genç kaleci yetiştirmek benim için parayla pulla ölçülebi- lecek bir mutluluğun öte- sinde. “Gelen yabancı millî olmalı” Artık futbolda dönen paralar inanılmaz boyutta. Bizim 20 senede aldığımız para şimdi bir sezonda kazanılıyor. Kulüplerimiz de buna çanak tutuyor. Bir başka mesele de Türkiye’ye gelen yabancılar. 14 yabancı serbest diye kontenjanı doldurmanın ne anlamı var? Üç bü- yüklerde oynayacak oyuncunun ülkesininmillî takımında yer alması lâzım. Ben Beşiktaş’ı çalıştırırken üç yabancı hakkı vardı. Mrmiç, Hırvat Millî Takımı’nın kalecisiydi. Iankov, Bulgar Millî Takımı’nın orta saha oyuncusuydu. Amokhachi, Nijerya Millî Takımı’nın forvetiydi. Bugün astronomik paralarla sıradan oyuncular alınıyor. Daha az paralarla daha kaliteli yabancılar getirilebilir. Yöneticiler kulüpleri de aile şirketleri gibi yönetmeli. Bu ko- nuda Dernekler Yasası büyük sıkın- tıya neden oluyor. Kulüpler her ne kadar A.Ş. olsa da seçimler Dernek- ler Yasası’na göre yapılıyor. Bugün takımı batağa sürükleyen bir yönetici ceketini alıp gidiyor. Borçlar yeni yönetime kalıyor. Beşiktaş’ı, Fenerbahçe’si, Galatasa- ray’ı, Trabzonspor’u, Bursaspor’u, Eskişehirspor’u bu yüzden zor du- rumda. Altyapılara gerektiği kadar önemverilmiyor. Oysa Beşiktaş, Serpil Hamdi Tüzün zamanında da bizimkaptanlık yaptığımız dönemde de alttan gelenlerin katkıları ile iyi işler yaptı. Altyapıların kulüpler için taşıdığı önemden bahseder misiniz? Kulüpler geleceği için altyapıya ya- tırımyapmak zorunda. Bütçesiyle, hocasıyla, tesisiyle ayrı bir yapı- lanma lâzım. İyi sporcu yetiştirmek için yeterli tesis ve iyi eğitilmiş an- trenör olmazsa olmazdır. UEFA Jira Komisyonu’na girdikten sonra bizde de eğitimkalitesi çok yükseldi. Al- manya’da, İngiltere’de, İspanya’da, İtalya’da neler aktarılıyorsa biz de aynılarını yapıyoruz. Kulüpler TFF ile diyalog içinde çalışmalı, iyi koor- dine olmalı ve yetenekli gençleri bulmalı. Öğrenciler 16.30’da okuldan çıkıyor, aynı anda tesise gidiyor. Beşiktaş’ın bir sahası var diyelim. Galatasaray’ın, Fenerbahçe’nin 1.5 sahası var (bir büyük bir küçük). Bir sahayı dörde bölüyorlar. Küçükler çeyrek, büyükler yarı sahada çalışıyor. 50’şer dakikalık idmanlar yapılıyor. Buradan bir şey çıkmaz. Açılımbasit; yatırımyapmazsan, üretmezsen kâr edemezsin... Türk genci inanılmaz yetenekli. Bakın bugüne kadar çeyrek sahalarda çalışarak geldiler. Hollanda’da bir amatör takıma gidiyorsun 8-10 tane sahası var. Bizimbüyük takımların ise 1-1.5. Bu inanılır gibi değil. Üretimin yükselmesi için yatırımın artması lazım. “Altınordu iyi bir örnek” Daha önce de söyledim. Çok yete- nekli oyuncularımız var. Mesela Altınordu iyi bir örnek. Gelişim ligle- rinden sorumluyken Altınordu’ya gittim. Seyit Mehmet Özkan baş- kanla görüştüm. Torbalı’da, Selçuk’ta, İzmir’de, Kuşadası’nda tesisleri var. Başkan çocukların okullarından, velilerin işlerine kadar ilgileniyor. Sonuç olarak U14’ten U21’e kadar her millî ta- kımda Altınordu’danmutlaka üçer, dörder, beşer oyuncu var. İşte Cen- giz Roma’da, Çağlar önce Alman- ya’ya, sonra Leicester City’e gitti. Bu çocuklar fidan gibi. Dikeceksin, sulayacaksın, bakımını yapacaksın, toprağına gübreyi vereceksin ve meyveyi alacaksın. Hiçbir şey yapmadan çocuklardan verim almak çok zor. O yüzden Spor Bakanlığı, Millî EğitimBakanlığı, Sağlık Bakanlığı, kulüpler ve TFF el ele seferber olmalı. Türk futbolu ancak böyle kurtulur. Yarınlara yönelik önemli projeler var mı? Evet var. Ama önce Milli Eğitim’in sporcu açısından düzenleme yapması gerekiyor. Sabahçı, öğlenci uygulamasında daha çok fayda görüyoruz. Sahalardan daha rahat RasimKara ve Fatih Terim RasimKara ve Şenol Güneş Millî Takımkampında 60 61

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==