TamSaha 179. Sayı / Ekim 2019
istifade edilebiliyor mesela. Beşiktaş ilçe hudutları içinde bir tane saha yapacak boş arazi yok. Ajax’ta sadece altyapının yan yana 14 sahası var. Çatalca’da, Gebze’de boş araziler var ama bu çocuklar okuldan sonra oraya nasıl gidip gelecek? Okulu da içinde olan bir yapılanmaya gitmek gerek. “Çocuklar şahsiyetli yetişmeli” Bizim zamanımızda futbolculara kız vermiyorlardı. Bir de popçulara... Şimdi tam tersi oldu. Ekonomik sebeplerle herkes çocuğunun fut- bolcu olmasını istiyor. Avrupa’daki gençlerle ülkemizdeki gençler arasında yetişme tarzı açısından büyük fark var. Hâlâ çocukları ko- nuşturmayan, hatta şiddet uygula- yan aileler var. Oyuncularına şiddet uygulayan yetersiz antrenörler var. Bunlardan kurtulmak gerek. Türkiye’de 12-13 bin amatör takım var. Bunlara hizmet götürmek kolay değil. Avrupa’da küçük yaştan itibaren çocuğun kapısında sütü var. Çocuk kişilikli ve şahsi- yetli olarak yetiştiriliyor. Sahaya çıktığı zaman, “Acaba büyüdüm mü, konuşabilir miyim?” diye kay- gılanmıyor. Sahada kendi kararını kendisi verebiliyor. O nedenle komple bir eğitime ihtiyaç var. Unutulmaz bir anınızı anlatır mısınız? Beşiktaş’ta oynadığımdönemde idman için Şeref Stadı’na gittik. Çırağan Sarayı yanmış, döküntü halde. Kulüp binamız yok, orayı tut- muşlar. Rüzgârlı havalarda taşlar iniyor kafamıza. Çırağan Otel inanıl- maz durumda. Bir kalabalık var o gün. Spotlar falan yanıyor. İçeriye girdim. Önce Kartal Tibet’i gördüm. “Gol Kralı”nı çekiyorlarmış. Baş- rolde rahmetli Kemal Sunal oynu- yor. Beşiktaş’a denenmeye gelmiş bir oyuncuyu canlandırıyor. Bir ara soyunma dolabımın yanına gittim. Masaj tahtamız orada. Masör Necati birisine masaj yapıyor. Kameralar orada. Masadaki Kemal Sunal’mış. Sonra ısınmaya çıktık. Kemal Sunal da bizle birlikte koştu. Sonra hazır- lıkmaçı oynanacak. Isındıktan sonra bana, “Kemal Sunal sana penaltı atacak. Topu sola göndere- cek, sen sağa gideceksin” dediler. “Tamam” dedim. Hayatımda ilk defa şike yaptım. Bir de gol yedikten sonra ‘bravo’ dedim. Çünkü bana öyle söylediler. “Aile terbiyesi her şeyin başı” İnsanın kendi kendine yetişmesi, tek başına mücadele etmesi kolay değil. Benim ailem futbola çok yakın değildi. Ağabeylerimvardı, 6 kardeşin en küçüğü bendim. “Beşiktaş’a gidiyorum, Bursaspor’a gidiyorum” dediğimde bile, “İyi, sen bilirsin” derlerdi. Fikirlerini sormaz- dım. Çünkü bana çok güveniyor- lardı. Bu benim için çok önemliydi, gurur kaynağıydı. Yanlış yapmaya- cağımı biliyorlardı. Aile terbiyesi her şeyin başı. İçinizde kalan bir ukde var mı? Beşiktaş’ta teknik direktörlüğe devam etseydimbirkaç şampiyon- luğu daha olurdu. Çünkü öyle bir hava yakalamıştık. Hoca olarak orada şampiyonluk yaşayamamak içimde ukde kaldı. “Elinizden tutulmasını beklemeyin” Son sözlerimyine gençlere. Onlara tavsiyem, “Torpilimyoktu da ol- madı” gibi düşüncelerden uzak dur- sunlar. Ben 20 sene futbol oynadım. Sıfırdan başladım. Bir köyden çıkıp ilerledim. Bütün liglerde oynadım. 25 sene de antrenörlük yaptım. Kimse elimden tutmadı. Futbol sahada oynanıyor ve orada ne yaptığınıza bakıyorlar. Ben hem oyunculuğumda hemde antrenör- lük hayatımda hep “Elimden geleni yaparım, beğenirlerse alırlar” zihniyetinde oldum. Hiçbir zaman destek beklentisi içinde olmadım. 62
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==