TamSaha 181. Sayı / Aralık 2019

Efsanelerin hocası A lman futbolu dendiğinde kulüpler düzeyinde yıllardır akla gelen ilk isimbelli: Bayern Münih. Bavyera ekibi özellikle 1980’lerden itibaren Bundesliga’da öyle bir hâkimiyet kurmuş vaziyette ki, Avrupa’nın büyük liglerinde buna benzer başka bir hükümranlık hikâyesi- nin bulunmadığını söylemek yanlış olmayacaktır. Nitekim Bundesliga’nın son 40 sezonunda, yani 1979-1980 sezonundan bu- güne dek, Bayern 24 kez ligi zir- vede tamamlayarak aynı süre zarfında rakiplerinin toplam şam- piyonluklarının yüzde 50 fazlasını tek başına kazanmış durumda. Bu dönemin öncesindeyse farklı bir tablo söz konusuydu. 1970’li yıllarda Franz Beckenbauer, Gerd Müller, Sepp Maier, Paul Breitner ve Uli Hoeness gibi yıldızlar, sa- dece Bayern tarihinin değil, tüm zamanların en görkemli on birle- rinden birinin parçası olarak kabul edilse de Bayern bu dönemde yurt içinde bugünkü gibi tek tabanca sayılmazdı. Bu efsanevi Bayern kadrosuna kafa tutacak ve onunla kıyasıya bir zirve mücadelesine girişecek takımda haliyle alterna- tif bir tarih yazımı gerçekleştiri- yordu. Bu takımı kuran teknik direktörün de futbol dünyasının unutulmazları arasına girmesi pek tabiî ki kaçınılmazdı. Artık kimlerden bahsettiğimiz de herhalde anlaşılmıştır. Mevzuba- his kahramanlar, 1970’lerde Alman futbolunda Bayern’e denk bir güç olarak sivrilen Borussia Mönchengladbach ile onun yaratı- cısı HennesWeisweiler… Efsanevi teknik adamın bu dünyaya gelişi- nin üzerinden bu ay tam 100 yıl geçmiş olacak. Bu vesileyle 5 Temmuz 1983’te hayatını kay- betmiş olanWeisweiler’in anısının önünde saygıyla eğilirken onun futbol yaşantısını da ana hatla- rıyla anımsatmak istiyoruz. I. Dünya Savaşı, 1918 sonlarında fiilen bitmişti. 28 Haziran 1919’da imzalanan Versailles Antlaşma- sı’yla da mağlup olan İttifak Dev- letleri’nin başını çeken Almanya, yenilgiyi resmen kabullenmiş olu- yordu. Aslında I. Dünya Savaşı, bir bakıma yarıda kalan bir hesap ni- teliğindeydi ve Almanlar, sadece 20 yıl içerisinde bu hesapla ilgili defteri yeniden açarak II. Dünya Savaşı’nı da başlatacaktı. İşin o kısmı tabiî ki ayrı bir hikâye fakat bu ayrıntının önemi şuydu: Almanya, 1919 itibarıyla bir yandan büyük bir savaştan ağır hasarla çıkmıştı ve yaralarını sar- mak durumundaydı; bir yandan da bu savaşta kaybettiklerini yakın gelecekte geri alabilmek adına kısa sürede eskisinden daha güçlü hale gelmek zorundaydı. Bunun Alman halkına yansımasıysa iki ucu berbat değnekmisaliydi. Yani hemgeride kalan savaştan dolayı maddi-manevi büyük kayıp için- delerdi hemde gelecekteki muh- temel yeni bir savaş nedeniyle de normalden çok daha fazla çalış- maları gerekiyordu ve bu çalışma- nın sonunda ürettikleri de kendi bireysel kayıplarının telafisinden ziyade ülkenin kayıplarının telafisi içindi. 5 Aralık 1919’da Köln yakın- larındaki Lechenich kasabasında doğan HennesWeiswieler de hayata gözlerini bu zorlu şartlar altında açmıştı. Weisweiler, küçük yaşta futbola ilgi duymaya başlamış, bunun üzerine de dokuz yaşındayken kasabasının yerel takımı olan VfB Lechenich’in altyapısına kaydolmuştu. Burada yaklaşık beş yıl süresince ilk futbol eğitimini görenWeisweiler, ortaokulu bitir- mesinin ardındansa liseyi oku- mak için Köln şehir merkezine gidecekti. Ancak öğrenimhayatı- nın yol açtığı değişimler ve zor- luklar, futbol sevgisinin önüne geçememişti. Nitekimbu sefer de 1. FC Köln’ün öncülü niteliğindeki Kölner BC kulübünün genç takı- mına girmişti. Orta sahada oyna- yanWeisweiler, iki yıl içinde de Köln’ün A takımına yükselecek ve bu seviyedeki ilkmaçına da bir tür yerel derbi niteliğindeki müsaba- kada, VfL Köln 1899 karşısında çıkacaktı. Savaşta esir düştü Biraz evvel Weisweiler için öğre- nimhayatının, futbol oynamasına engel teşkil etmediğini belirtmiş- tik belki ama işin içine hayat gailesinin girmesiyle birlikte durum farklı olacaktı. O yıllarda Almanya’da amatör olarak oynan- makta olan futbol, haliyle karın doyurmaya yetmiyordu. Wieswei- ler, 1938’de bir tür meslek lisesi niteliğindeki okulundan işletme eğitimi alarakmezun olmasının ardından da istemeye istemeye futbola ara vermek zorunda kalacak ve mesleki eğitim aldığı alanda çalışıp para kazanmanın yollarını aramaya başlayacaktı. Bu doğrultuda da toptan gıda satışıyla ilgili bir mesleki eğitime girmenin uygun olacağını düşünmüştü. Fakat 1 Eylül 1939’da Almanya’nın Polonya’yı işgali, bir süredir taş- maya hazır olan II. Dünya Savaşı bardağının üzerine düşen son damla olacaktı ve iki gün içinde de Birleşik Krallık ile Fransa’nın Al- Alman futbolunun gelmiş geçmiş en önemli teknik direktörleri arasında yer alan HennesWeisweiler yaşasaydı bu ay 100. yaşını geride bırakacaktı. Bu vesileyle TamSaha olarak unutulmaz teknik direktörün anısı önünde saygıyla eğiliyoruz. Onur Erdem HennesWeisweiler 106 107

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==