TamSaha 181. Sayı / Aralık 2019

reyse kutu boştu ve Boninsegna numara yapmıştı. Hangi hikâyenin doğru olduğu bugün bile açıklığa kavuşmuş değilse de bir gerçek var, o da UEFA’nın yaşanan bu hadiseden ötürü karşılaşmayı geçersiz sayması! Buna göre Milano’daki rövanş karşı- laşması ilkmaç olarak oynanacak, ardından Mönchengladbach’ta ikinci maç olacak şekilde taraflar bir kez daha karşı karşıya geleceklerdi. Tabiî Gladbachlıların yaşadığı hayal kırıklığının tarifimümkün değildi. Muhtemelen bunun da etkisiyle Milano’da rakiplerine 4-2 mağlup olurlarken, evlerindeki rövanşta da golsüz eşitliğe razı oluyor ve kupaya yine ikinci turda veda etmek zorunda kalıyorlardı. Mönchengladbach, o sezon ligdeki üstünlüğünü de sürdüremezken Ba- yern Münih’in üç yıllık şampiyonluk serisi başlayacaktı. 1972-73 sezonun- daysa Gladbach, bir süredir hayalini kurduğu Avrupa başarısına çok yak- laşacaktı. UEFA Kupası’nda Aberdeen, Hvidovre, Köln, Kaiserslautern ve Twente’yi eleyerek finale kadar giden Weisweiler’in öğrencileri bu son aşa- madaysa Liverpool ile karşılaşıyor, Anfield’daki ilkmaçı 3-0 kaybetmele- rinin ardından evlerindeki rövanşı 2-0 kazansalar da kupayı İngiliz ekibine kaptırıyorlardı. Gladbach açısından sezonun tesellisiyse, Federal Almanya Kupası’nı, finalde Köln’ü 2-1 yenerek müzelerine götürmeleriydi. Takımın beyni konumundaki Netzer’in 1973 yazında Real Madrid’e transfer olmasının, Gladbach üze- rinde hayli olumsuz bir etki yaratması bekleniyordu. Buna rağmenWeiswei- ler, üç yıl önce kadroya kattığı ve o esnada henüz 21 yaşında olan Rainer Bonhof’a orta alanda daha fazla inisiyatif verirken, hücumhattında da Heynckes ile birlikte Danimar- kalı Allan Simonsen’denmuaz- zambir verim alacak ve 1973-74 sezonunda Gladbach, şampiyonluğu Bayern’e sadece bir puanlık farkla kaptıracaktı. 1974-75 sezonuysa, kulüp tarihinin o ana kadarki en parlak sezonu ola- caktı. Gladbach, ligde şampiyonluğa ulaşıp Bayern’in üç yıllık hükümranlı- ğına son veriyordu. UEFA Kupa- sı’ndaysaWacker Innsbruck, Lyon, Real Zaragoza, Banik Ostrava ve Köln’ü eleyerek finale gelirken oyna- dığı 10maçın dokuzunu kazanmıştı. Twente ile oynanan finaldeyse iç sa- hadaki ilkmaçta Heynckes sakatlığı nedeniyle yer alamazkenmücadele golsüz eşitlikle sona ermişti. Fakat Hollanda’daki rövanşta Heynckes geri döndüğü gibi bir de hat-trick yapıyor, ona da iki golle Simonsen eşlik edince Gladbach sahadan 5-1 galip ayrılarak tarihinin ilk Avrupa zaferini elde edi- yordu. Barcelona sonrası istikamet yine Köln Mönchengladbach ile 11 yıla sığdırdığı büyük başarıların ardından Hennes Weisweiler için sırada çok büyük bir sınav daha vardı. 1975 yazında Barce- lona, görevinden ayrılan Rinus Mic- hels’in ardından teknik direktörlük makamınaWeisweiler’i lâyık gör- müştü. O da tabiî ki böylesine bir tek- lif karşısında kayıtsız kalmamıştı. Ne var ki Barcelona ileWeisweiler birlik- teliğinden beklenen verim alınama- yacaktı. Zira takımın saha içindeki teknik direktörü diyebileceğimiz Johan Cruyff, ilk baştan itibaren Weisweiler ile fikir ayrılıkları yaşa- maktaydı. Cruyff, onun için “Benim teknik direktör tercihimWeisweiler değildi” sözünü açık açık sarf etmek- ten dahi çekinmemişti. Neticede sezonun ikinci yarısının ortaları yaklaşırken ve Barcelona ligde lider Real Madrid’in gerisinde ikinci sırada yer alırken, UEFA Kupası’nda da yarı finalde Liverpool’a elenilmesi üzerine Weisweiler görevinden ayrılacaktı. Barcelona’dan ayrılmasının ardından Weisweiler için adres bir kez daha kariyerinin başladığı yer olan Köln’dü. Köln’deki bu üçüncü döneminin ilk sezonundaWeisweiler Federal Al- manya Kupası’nı, finalde Herhta Ber- lin’i 1-0 yenerek kazanma başarısını gösteriyordu. 1977-78 sezonuysa Köln’ün tarihindeki belki de en gör- kemli sezonu olacaktı. Takımhem Bundesliga’da şampiyonluğa ulaşıyor hemde Federal Almanya Kupası’nı da finalde Fortuna Düsseldorf’u 2-0 ye- nerek üst üste ikinci kez kazanıyordu. Bu, Köln’ün tarihindeki tek “duble” idi. 1978 yazında, Alman futbolunun yakın geleceğine damga vuracak olan iki genç yetenek, Bernd Schuster ve Pierre Littbarski’nin (o esnada ikisi de 18 yaşındaydı) takıma kazandırılma- sıysaWeisweiler hanesine, bu şampi- yonluklar kadar önemli birer artı yazılmasını sağlayacaktı. Weisweiler yönetimindeki Köln, 1978-79 sezonunda Şampiyon Kulüp- ler Kupası’nda mücadele ettiğindeyse Akranes, Lokomotiv Sofya ve Ran- gers’ı eleyerek yarı finale gelmiş fakat bu turda, daha sonradan kupayı da kazanacak olan Brian Clough’ın NottinghamForest’ına elenmişti. O sezon ligi altıncı sırada tamamlayan Köln, ertesi sezondaysa beşinci sırada kalacak, kupa finalindeyse Düssel- dorf’a 2-1 mağlup olacaktı. ABD ve İsviçre günleri Yaşanan bu duraklama dönemi sonrasında daWeisweiler yeni bir macera arayışı içine giriyor ve ABD’de, futbolun büyük şöhretlerini kariyerlerinin son döneminde kadro- suna katmasıyla meşhur olan New York Cosmos’un yolunu tutuyordu. Cosmos’un kadrosunda o dönemki yıldızlar Franz Beckenbauer, Johan Neeskens, Carlos Alberto, WimRijs- bergen, Julio Cesar Romero ve Giorgio Chinaglia’ydı. Cosmos’taWeiswei- ler’in yardımcılığınıysa tanıdık bir isim, bir sene evvel bu kulüpte futbolu bırakmış olan Yasin Özdenak üstlenecekti. Weisweiler, Cosmos ile o dönem ABD’deki en üst futbol organizasyonu olan NASL’in Soccer Bowl adı verilen finalinde 1980 ve 1981 yıllarında boy gösterirken, bunların ilkinde Fort Lauderdale Strikers’ı yenerek şampi- yonluğa ulaşıyor, ikincisindeyse Chicago Sting’e kaybederek ikinci oluyordu. Sonrasında bir kez daha kulüp yönetimiyle birtakım anlaş- mazlıklar içine girenWeisweiler rotayı yeniden Avrupa’ya çevirecek, ancak ülkesine dönmektense İs- viçre’ye giderek Grasshopper’ın ba- şına geçecekti. Burada da geçireceği tek sezonda hem İsviçre Ligi’ni hem de İsviçre Kupası’nı kazanmanın se- vincini yaşayacaktı. Peki, sonrasında daha fazlasını kazanabilir miydi? İşte bu sorununmaalesef cevabı yok. Zira kendisi 5 Temmuz 1983’te geçir- diği kalp krizi neticesinde hayatını kaybetti. Borussia Mönchengladbach’ı adeta sıfırdan inşa eden, 1. FC Köln’ü dirilten, Alman futboluna Günter Netzer, Jupp Heynckes, Berti Vogst, Rainer Bonhof, Bernd Schuster ve Pierre Littbarski gibi isimleri kazandıran usta teknik adam, elbette ölümünden sonra da unutulmayacaktı. Hatta 2005 yılında, kendisinin hemmezun olduğu hem de ders verdiği Alman Spor Üniversi- tesi’nin futbol teknik direktörlüğü bölümüne onun adının verilmesi uygun görülecekti. Söz konusu bölüm artık resmi olarak “HennesWeiswei- ler Akademisi” diye anılmakta… Rinus Michels’in ardından gittiği Barcelona’daki serüveni, Cruyff’la yıldızı barışmayınca erken bitti... Son büyük zaferlerini Köln’de yaşadı... Weisweiler son demlerinde Cosmos’u şampiyon yaparken, yardımcılarından birisi de sağ alt köşede oturan Yasin Özdenak’tı... 112 113

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==