TamSaha 182. Sayı / Ocak 2020

88 89 Frikiklerin efendisi F utbolseverlerin gözünde frikiklerin apayrı bir yeri vardır. Bir bakıma “film içinde film” niteliğindedir frikikler. İçinde bulundukları maçtan tamamen farklı bir senaryo sunabilirler. Kimi zaman son derece sıkıcı gitmekte olan bir maç, olağanüstü güzellikteki bir fri- kik golüyle şenlenebilir. Kimi zaman da dakikalardır rakibi karşısında ölüp ölüp dirilmekte olan bir takım, kaybetmesi muhtemel görülen o karşılaşmada eğer elinde duran top ustası bir futbolcu varsa, o oyuncunun frikikten bulacağı golle bir anda “gitti” denilenmaçı çevire- bilir. Frikik esnasında savunma halin- deki takımın yapabileceklerinin son derece sınırlı olması da frikiği ilginç kılan unsurlardan biridir. Birkaç oyun- cuyla baraj kurmak haricinde savunan tarafın yapabileceği neredeyse hiçbir şey yoktur. Sonrasında elbette kalecinin de gelen şuta iyi bir reaksiyon göstermesi önemlidir ama barajın üzerinden güzel bir kavisle uzak köşeye bırakılmış bir top karşısında dünyanın en iyi kalecileri dahi çaresiz kalabilmektedir. Hal böyle olunca frikikleri büyük usta- lıkla kullanan futbolcuların da apayrı bir tılsımı olur. Maç boyunca sahada dökü- lüyor olsalar bile teknik direktörleri onları kolay kolay kenara çekmeye cesaret edemez. Öyle ya, son dakikada rakip ceza sahasının biraz önünde, şöyle yarımyuvarlağın kenarından bir serbest vuruş kazanılsa, bir anda o maçın seyrini değiştirecek bir gole imza atmaları hayli mümkündür ne de olsa. Böylesine bir duran top tehdidi yaratan futbolculara karşı oynayan takımlarsa hep diken üstünde olur. Zira bu gibi takımların, hareketli oyunda rakiplerine büyük üstünlük kurdukları birçokmaçı, frikik ustası bir yıldızın 25-30metreden hedefi bulması neticesinde hayal kırıklığıyla bitirdiklerine az şahit olunmamıştır. Frikiklerin bu denli özel ve anlamlı ol- duğu futbol dünyasında elbette o frikik- leri en sihirli dokunuşlarla kullanan futbolcuların da apayrı bir kıymeti var- dır. Bu isimlerin en başında da herhalde çoğu kişiye göre tüm zamanların en iyi frikik ustası olan Juninho Pernambu- cano geliyor. 2000’li yılların başlarında mesafe tanımaksızın attığı frikik golle- riyle tümdünyayı kendisine hayran bırakan Brezilyalı oyuncu, bu ay 45. yaş gününü kutlayacak. Bu vesileyle TamSaha olarak kendisini tebrik ederken, başarılarla dolu kariyerinin kısa bir özetini de anımsatmak istiyoruz. 30 Ocak 1975’te, Brezilya’nın kuzeyin- deki Pernambuco eyaletinin başkenti Recife’de dünyaya gelen Antonio Au- gusto Ribeiro Reis’e, babasının adını bire bir almasından ötürü, aile içerisinde tah- min edebileceğiniz üzere “Junior” diye hitap edilecekti. Çocukluğunda yaşıtlarına kıyasla daha ufak tefek bir yapıda olması netice- sinde de bu isme bir küçültme eki daha eklenecek ve ileride tümdünyanın onu tanıyacağı Juninho adı da bu şekilde kahramanımızın üzerine yakıştırılmış olacaktı. Sürekli top peşinde Juninho, beş çocuklu bir ailenin en küçüğüydü. O güne dek dört kız çocuk sahibi olan Antonio ve Maria Helena çiftinin, beşinci teşebbüslerinde bir oğulları olmuştu. Brezilya toplumundaki ataerkil yapının kuvveti ve Juninho’nun ailenin en küçüğü olması gibi etkenler de göz önüne alındığında, annesi, babası ve ablalarının Juninho’yu şımartması da kaçınılmazdı. Haliyle en büyük merakı futbol topunun peşin- den koşmak olan Juninho da okula başladığında kafasını ilk başlarda bir türlü derslere verememiş ve ailesi de bir süre bu durumu hoş karşılamaya çalışmıştı. Ardından oğulları- nın okulda istedikleri seviye- nin gerisinde kaldığına kanaat getirdiklerindeyse bu kez onu bir müddet futboldan uzak tut- mayı deneyeceklerdi. Ancak annesinin anlattıklarına bakı- lırsa, Juninho’nun topunu elin- den alıp onu ders çalışması için odasına kilitleseler bile haylaz çocuk odasında birtakım kâğıtları buruşturup çorapların içine dolduruyor ve ödev yapıyormuş gibi görünerek bir şekilde futbol oynamayı sürdürüyordu. Ailesi, bir yandan çocuklarının bu enerjisini boşaltmasının da gerektiğinin farkına vardığın- daysa bu kez Juninho’yu fut- sala yönlendirecekti. O da bu sayede ilkokul çağında bir tür futbol eğitimi de almaya başla- yacaktı. Öte yandan özellikle ablaları, küçük kardeşlerine fazlasıyla yüz vermeyi sürdü- rüyordu. Normalde Juninho’nun futbolu futsal kurslarında oy- nayıp, evdeki vaktini de ödev- lerine ayırması gerekiyordu belki ama o, evde de fırsat bulduğunda ablalarıyla birlikte futbol oynamaktaydı. Gelgele- limbunun sonuçları da pek hayırlı olmayacak ve bir oyun esnasında Juninho’nun topa çok sert bir şekilde vurmasının ardından şutun hedefindeki ablası Lucinha’nın kolu kırıla- caktı. Herhalde Lucinha’dan, Juninho’nun dehşetengiz şut- larının ilkmağduru olarak bah- setmek yanlış olmayacaktır! Şaka bir yana, Juninho’nun çok enteresan bir şut yeteneğine sahip olduğu, o günlerde ken- disini belli etmeye başlamıştı. Şutları haricinde oyun görüşü, pas yeteneği ve saha içi lider- liği de yaşıtlarının çok ötesin- deydi. Hatta futsal takımlarının antrenörü görevinden ayrıldı- ğında ve takımbir müddet antrenörsüz kaldığında arkadaşları kendi aralarında Juninho’yu takımın yeni antre- nörü olarak dahi seçmiş ve Juninho da daha o yaşta, ufak da olsa bir antrenörlük tecrübesi dahi yaşamıştı. Sport Recife ile ilk adımlar Juninho’nun üst düzey yete- neklerinin evde ablalarıyla veya dışarıda da futsal salo- nunda oynamaktan fazlasına lâyık olduğunu en nihayet ba- bası Antonio da görecekti. Böy- lece Antonio, oğlunu kolundan tutup Recife şehrinin en önemli kulübü olan Sport’un altyapı- sına götürecekti. 16 yaş, bir futbol kulübünün altyapısına girmek için geç bir yaş olarak görülebilir belki ama Sport alt- yapısındaki yetkililer için Ju- Dünya futbolunda frikik denince akla gelen belki de ilk isimolan Brezilyalı Juninho Pernambucano bu ay 45. yaş gününü kutlamaya hazırlanıyor. TamSaha olarak yaşayan efsaneyi tebrik ediyor, kendisine uzun ömürler diliyoruz. Onur Erdem Juninho Pernambucano

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==