TamSaha 183. Sayı / Şubat 2020

golüyle 1-0 Hollanda lehine geçilme- sinin ardından 59. dakikaya gelindi- ğinde Johan Cruyff soldan ceza sahasına girdikten sonra ortada on sekiz çizgisi üzerinde müsait durumda olan Rensenbrink’i görecek ve o da kendisine gelen pası beklet- meden düzgün bir şutla filelere gönderince skor 2-0’a gelecekti. Bu, kahramanımızın Dünya Kupala- rındaki ilk golüydü. Ne var ki devamı için aradan dört yıl daha geçmesi gerekecekti. Bu gol aynı zamanda maçın da skorunu belirliyordu. Böy- lece Hollanda, Brezilya ile oynayacağı sonmaçta berabere kalması halinde bile finale yükseleceği avantajlı bir duruma gelmişti. Portakallar buna rağmen tek puanı yeterli bulmayacak ve son şampiyonu 2-0’lık net bir skorla geçerek hayli iddialı bir biçimde finale yürüyecekti. Gelgelelim 7 Temmuz’da Münih’te, ev sahibi Federal Almanya karşısında oynanan finalin neticesi hayal kırık- lığı olacaktı. Maça çok hızlı başlayan ve daha rakibine bir kez bile topu vermeden ilk dakika içinde Cruyff’la bir penaltı kazanan Hollanda, Neeskens’in bu atışı gole çevirme- siyle skor üstünlüğünü de ele almıştı. Ancak sonrasında Almanlar devrenin ortalarında Paul Breitner’in penaltı- sıyla eşitliği yakalarken sonlara doğru bir gol de Gerd Müller’le bula- rak ilk yarıyı 2-1 önde kapatmışlardı. Rensenbrink ise ayrı bir talihsizlik yaşıyordu zira bir sakatlık geçirmiş ve ikinci yarı başlarken de yerini Rene van de Kerkhof’a bırakmak zo- runda kalmıştı. Lâkin bu bölümde de skor değişmiyor ve 2-1’lik galibiyetle kupaya uzanan taraf Federal Al- manya oluyordu. Anderlecht ile Avrupa zaferleri Bu turnuva Rensenbrink adına belki kötü bitmişti ama kariyerinin en par- lak dönemi daha yeni başlıyordu. 1974-75 sezonunda ligde 20 gol atan Rensenbrink, yine takımının en gol- cüsüydü. Anderlecht ise ligi üçüncü sırada bitirdiyse de Belçika Kupası’nı, finalde Antwerp’i tek golle devirerek kazanmıştı. Bu başarının, çok daha büyük zaferlerin anahtarı olacağı- nınsa belki de henüz kimse farkında değildi. Anderlecht, söz konusu ba- şarı vesilesiyle 1975-76 sezonunda Belçika’yı Kupa Galipleri Kupası’nda temsil ediyordu. Mor-beyazlılar; Rapid Bükreş, Borac Banja Luka, Wrexham, Zwickau engellerini aşarak finale gelmeyi veWest Ham United’a rakip olmayı başarmıştı. 5 Mayıs 1976’da Brüksel’in Heysel Stadı’nda oynanan finaldeyse Ren- senbrink iki kez daha fileleri hava- landıracak, üstüne bir de asist yapacak ve Anderlecht de mücadele- den 4-2’lik zaferle ayrılarak Belçika adına bir Avrupa kupası kazanan ilk takımolacaktı. 1976 yazında Rensenbrink, Hollanda Millî Takımı’yla Avrupa Şampiyo- nası’nda da boy gösterecekti. Ancak o dönemde dört takım arasında oynanan turnuvada Hollanda yarı finalde müstakbel şampiyon Çekos- lovakya’ya elenmiş, sonrasındaysa üçüncülükmaçında Yugoslavya’yı yenmesine rağmen yine evine buruk dönmek zorunda kalmıştı. Bundan iki ay sonraysa Rensen- brink’in kariyerinin belki de “mag- numopus”u denebilecek bir maç oynanacaktı. Anderlecht, UEFA Süper Kupası için Şampiyon Kulüpler Kupası şampiyonu Bayern Münih ile kozlarını paylaşıyordu. 17 Ağustos’ta Münih’te oynanan ilkmaçıysa Ba- yern 2-1 kazanmıştı. 30 Ağustos’ta Brüksel’deki rövanştaysa Rensen- brink’in şovu vardı. Kendisi 20. dakikada gol perdesini açan isim olacak, ardından 25’te François Van Der Elst ve 59’da Arie Haan ile iki gol daha bulan An- derlecht farkı üçe çı- kartacaktı. Bayern her ne kadar dört dakika içinde Gerd Müller’le durumu 3-1’e getirip umutlandıysa da 82. dakikada Rensen- brink son sözü söylüyor ve Sepp Maier’i bir kez daha avlayarak takımı- nın 4-1’likmuazzam galibiyetinde ışıl ışıl parlıyordu. Ander- lecht’inmüzesine de bir Avrupa kupası daha eklenmişti. Öte yandan Rensenbrink, ligde An- derlecht her ne kadar 1975-76 sezonunda ikinci sırada kaldıysa da 23 gol atarak en skorer sezonunu da yaşamıştı ve bunun üzerine Kupa Galipleri Kupası ile Süper Kupa’nın eklen- mesi, üstüne üstlük bu kupaların ka- zanıldığı iki finalde dört gol atması ile Ballon d’Or ödülüne de aday olmuştu. Ancak Rensenbrink oylamada 75 oy toplayarak ikinci sırada kalmış, ödülse 91 oy toplayan Franz Becken- bauer’in olmuştu ki Süper Kupa fina- linde Rensenbrink’in takımının Beckenbauer’in takımına yaptıkları düşünüldüğünde Hollandalının bu- rada biraz haksızlığa uğradığı da rahatlıkla söylenebilirdi. Anderlecht bundan sonra ligde üç sezon daha ikinci olma talihsizliği yaşasa da Avrupa’da fırtına gibi esmeye devam ediyordu. 1976-77 se- zonunda da Kupa Galipleri Kupası’nda Roda, Galatasaray, Southampton ve Napoli’yi devirerek finale gelmişlerdi. Lâkin bu kez Hamburg’a 2-0’lık skorla teslim olacaklardı. 1977-78 se- zonundaysa iki yıl evvelki başarı tek- rarlanacaktı. Final yolunda sırasıyla Lokomotiv Sofya, Hamburg, Porto ve Twente’yi deviren Rensenbrink ve arkadaşları, 3 Mayıs 1978’de Paris’te AustriaWien ile oynadıkları finali de 4-0’lık net bir skorla kazanacaklardı. Rensenbrink de yine bu dört golün ikisinden altına imzasını koymuştu. Ah o direk olmasaydı! Bundan sonrasındaysa sırada 1978 Dünya Kupası vardı. Hollanda elbette normal şartlar altında yine bu turnu- vaya favori ekiplerden biri olarak gelecekti ama Cruyff’un turnuvaya gitmeyeceğini açıklamasıyla işler ka- rışmıştı. Cruyff başta konu hakkında açıklama yapmaz- ken aykırı mizacından dolayı bu durumun turnuvanın oy- nanacağı Arjantin’deki cun- taya karşı bir tepki olduğu görüşü ortaya atılacak ve bu kısa süre içinde futbol dün- yasının büyük şehir efsane- lerinden birine dönüşecekti. İşin aslıysa 1977 sonlarında Cruyff’un Barselona’daki evine bir silahlı saldırganın girmesi ve yıldız oyuncunun burada yaşadığı büyük kor- kunun ardından bir daha asla ailesinden uzaklara gitmek istememesiydi. Öyle ya da böyle, Hollanda artık Cruyff’suzdu de bu durumda da Rensenbrink’in üstüne çok daha büyük bir yük düşüyordu. Portakallar turnuvanın ilk turunda İran, Peru ve İskoçya ile aynı gruba düşmüştü. İran’la oynanan ilkmaçta Rensenbrink ikisi penaltıdan üç gol atarak hat-trick yapı- yor ve takımın yeni lideri olduğunu da net bir şekilde gösteriyordu. Hollanda, bir sonraki maçındaysa Peru ile golsüz berabere kalmıştı. İs- koçya ile oynanan sonmaçsa hayli dramatikti. Portakallar 34. daki- kada kazandıkları penaltıyı Rensen- brink’in gole çevirmesiyle 1-0 öne geçmişti. Üstelik bu gol, Dünya Kupa- larında atılan 1000. gol olarak tarih- teki yerini de almıştı. Ne var ki sonrasında ikisi Archie Gemmell ve biri Kenny Dalglish’ten olmak üzere üç gol bularak 3-1 öne geçen İskoçya, bir gol daha atması halinde Hol- landa’yı altına alacak ve kupanın 108 109

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==