TamSaha 183. Sayı / Şubat 2020

dışına itecekti. Hollanda 71. dakikada Johnny Rep’in attığı golle kâbustan uyansa da maçı 3-2 kaybetmiş ve grupta Peru’nun ardından ikinci ola- rak üst tura yükselebilmişti. Bu turda Federal Almanya, İtalya ve Avusturya ile oynayacaklardı ve ilk turdaki tat- sız performans sonrasında Portakal- lardan ciddi bir başarı bekleyenler bir hayli azalmıştı. Mamafih Portakallar, ikinci tura fevkalade bir şekilde başlı- yor ve Avusturya’yı 5-1’le bozguna uğratıyordu. Gollerden birini, yine penaltıdan olmak kaydıyla Rensenbrink kaydetmiş ve böylece gol krallığı sırala- masında da başa geçmişti. Rensenbrink’inmaçın yıl- dızı olmasını sağlayansa diğer dört golden üçünün asistini yapmasıydı. Hol- landa, ikinci maçında da Federal Almanya ile 2-2 berabere kalırken, son karşılaşmada da 1-0 geri düşmesine rağmen İtalya engelini 2-1’le aşmayı ba- şarmış ve üst üste ikinci kez Dünya Kupası’nda finale kalmıştı. Hollanda finaldeyse, dört yıl önce olduğu gibi yine ev sahibine rakip olmuştu. 25 Haziran 1978’de Buenos Aires’te oynananmücade- lede ilk gol, 38. dakikada Mario Kempes’ten gelirken Arjantin 1-0 öne geçmişti. Devrenin sonlarındaysa Rensen- brink’in yakınmesafeden çektiği şutta Arjantin kalecisi Ubaldo Fillol müthiş bir kurtarış gerçekleştirmiş ve ilk yarı da Arjantin’in üstünlüğü ile kapanmıştı. Buna rağmen pes etme- yen Hollanda, 82. dakikaya gelindi- ğinde oyuna ikinci yarıda alınmış olan Dick Nanninga’nın kafa golüyle skoru eşitleyecekti: 1-1. Arjantinliler şoktaydı ve yaşadıkları bu şok, çok daha büyük boyutlara ulaşabilirdi. Ancak futbol şansı Ar- jantin’in yanındaydı. Zira duraklama dakikalarında öyle bir pozisyon ya- şanacaktı ki bu hemHollanda futbolu hemde Rensenbrink adına negatif anlamda çok çok büyük bir kırılma noktasıydı. Herkesinmaçın uzatma- lara gitmesini beklediği esnada Arjantin ceza alanına doldurulan bir topa Rensenbrink çok iyi hareketlen- miş ve kalesinden çıkan Fillol’dan önce davranarak topu Arjantin file bekçisinin yanından kaleye gönder- mişti. Fakat top gidip kale direğine çarpıyor ve birkaç santimlik fark ne- ticesinde Hollanda’nın dünya şampi- yonluğu ve Rensenbrink’in ülkesinde ulusal kahramana dönüşmesiyle ilgili bir hikâye yazılabilecekken bir anda bambaşka bir senaryo devreye giri- yordu. Nitekimdirekten dönen topla birlikte maçın normal süresi 1-1’lik eşitlikle tamamlanmış, uzatmalarda da Kempes ve Bertoni ile birer gol daha bulan Arjantin, kupaya uzanan taraf olmuştu. Bu gollerle altı gole ulaşan Kempes aynı zamanda turnu- vanın gol kralı olurken kendisine daha sonra bumaçın öyküsü sorulduğunda o da son dakikadaki o acayip pozisyonun hakkını teslim edecek ve “Eğer o top direkten dönmeseydi Hollanda şampiyon, Rensenbrink de gol kralı olacaktı” ifadesini kullanacaktı. Bazılarına göreyse kırılma noktaları bununla sınırlı da kalmayabilirdi. Öyle ki, aylar öncesinden turnuva üzerinden kendi reklamını yapmaya çalışmış Arjantin’in cunta yönetiminin son dakikada kaybedilmiş bir kupanın ardından nasıl bir halk tepkisiyle karşılaşabile- ceği de tartışılır. Kimbilir, belki Rensenbrink o golü at- saydı sadece Hollanda’yı şam- piyon yapmakla kalmayacak, Arjantin’e de demokrasinin daha erken gelmesini sağla- yacaktı. Dünya Kupası böylesine dra- matik bir sonla noktalansa da 1978 yılı Rensenbrink ve Anderlecht adına iyi bitecekti. Yıl sonuna doğru Liverpool’la oynanan Süper Kupa finalini Belçika ekibi 3-1 ve 1-2’lik skorlarla kazanmayı başarı- yor, ilkmaçtaki galibiyette de Rensenbrink yine önemli rol oynuyordu. 1980’lerin başında, o dönem emekliliği yaklaşmış çoğu büyük yıldızın yaptığı gibi kısa bir dönemABD’de de futbol oynayan Rensenbrink, Avru- pa’ya dönüşünün ardındansa bir yıl Toulouse forması giyecek ve 1982 yılında da başarılarla dolu futbol yaşantısına noktayı koyacaktı. Son- rasındaysa sakin bir yaşantıyı tercih edecek olan Rensenbrink, bu yüzden teknik direktörlüğe hiç bulaşmaya- cak, emekliliğinin büyük kısmınıysa yeni hobisi olan balık avlarıyla geçi- recekti. 2012 yılında bir tür motor nöron hastalığı olan progresif kas atrofisi teşhisi konan unutulmaz oyuncu, bu hastalıkla verdiği sekiz yıllıkmücadelenin ardından 24 Ocak 2020 günü hayata gözlerini yumdu. 110