TamSaha 183. Sayı / Şubat 2020

“Hakemlerle yaptığımız görüş- meye gelecek olursak… Fener- bahçe-Beşiktaş maçı sonrasında, beş hakemle görüştük. Sadece Tarık Ongun’u çağırmadık. Zira bizimüzerinde durduğumuz pozisyonuna çok uzaktaydı. Otorite zaafına karşı o kadar uyarmamıza rağmen orada gerekli müdahale hakemlerimiz tarafından yapıl- madı. Maçın diğer pozisyonlarını da rutin olarak değerlendirdik. Zaten biz hakemlerimizle pozisyonları her zaman tartışırız, konuşuruz, değerlendiririz. Özellikle standart kararları sağlamak için bunu yapa- rız. Bu görüşmeler de son derece doğal. Bizi üzen bu rutin görüşme- nin sorgulama, baskı, cezalan- dırma olarak yansıtılması… Ben hakemlerimle tabiî ki görüşürüm, her mekânda görüşürüm. Bunun için kimseden izin de almam, talimat da almam.” Hakemimle görüşmek için izin de almam talimat da… “Değerli Federasyon Başkanımızın daveti ile Fenerbahçe Kulübü Baş- kanı Sayın Ali Koç ve Sayın Semih Özsoy’la gerçekleşen görüşmede MHK Başkanı olarak benimbulun- mamın ana sebepleri, yazılı ve görsel basında; kural hatası, IFAB raporu, atamalarda hakemlere son- raki hafta görev verilip verilmemesi ve penaltıların tekrar edilip edilme- mesi gibi konuların gündemhaline getirilmesi ve özellikle bunların herkes için rahatsız edici boyutlara ulaşmasıydı. Alanya-Fenerbahçe maçıyla ilgili… Omaçta iki defa kural hatası yapıl- dığı iddiasıyla Fenerbahçe kulübü- nün başvurusu olmuştu. Önce Sayın Ali Koç, konularla ilgili tüm çekincelerini bu görüşmede anlattı. Maçın ertesi günü Oğuz Sarvan ve Ünsal Çimen ile oturup pozisyon- lara baktık. Bu konuyla ilgili kural hatası olmadığında hemfikir olduk. Saat 11.00 gibi de gazeteci arkadaş aradı, kural hatası konusunu sordu. O esnada Fenerbahçe kulübünün atmış olduğu konuyla ilgili herhangi bir başvurusu yoktu, ben de iyi niyetli bir şekilde kural hatası olmadığını söyledim. IFAB görüşüne gelince… Bizde rutin olarak teknik arkadaşlar bu tür ekstra durumlarda IFAB’a bilgi amaçlı sorarlar, böyle bir mail söz konusu. Yeni kural olduğu için de özellikle soruldu. Bu yeni kurallarda ve gelişen ekstra durumlarda rutin bir işlemdir. Yıllar önce bir Kasımpaşa maçında da söz konusu olmuştu. Ben elimde Türkçe ve İngilizce olan bumaili Türkçe olarak anlattım. Kuralı yazan David Ella- rey’den gelen görüşü okudum. Yazıda açık şekilde kural hatası olmadığı ifade ediliyordu. Sayın Semih Özsoy, taçla ilgili IFAB görüşünü sordu. Kural hatası kapsamında olmadığı için o pozis- yonun sorulmaya bile gerek duyulmadığını anlattım. Fenerbah- çe’ninmaçlarını yöneten hakemle- rin sonraki hafta atamaları ile ilgili iddialar konusunda ise atama sistemimizi anlattım. Orada hakemlerin sonraki hafta VAR’da görev almasını dikkate almamışlar. Her hakeme her hafta görev vermemiz mümkün değil. Vermediğimiz hakemlere de VAR görevi veriyoruz. Bunun tabiî ceza boyutu da var. Gerek VAR gerek sahada siyah-beyaz hata varsa hakemler cezaya giriyor. Bu bizde yanlış algılandı. Ödül ceza sistemi bize has bir durumdeğil, Avrupa’da her yerde var. Yurt dışında bir uygulama varsa, VAR’A gidip karar düzeltiliyorsa ve hakem ceza alıyorsa, biz bunu niye uygulama- yalım. O günkü toplantıda gözlemci not sistemi, penaltı tekrarları dâhil tümkonuların hepsini anlattım. Sayın Ali Koç kendisi, ‘İkna oldum, teşekkür ederim’ dedi. Ben Zeke- riya Alp olarak bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da her kulüp başkanı ile Başkanımız Nihat Özdemir’in olduğu ortamda her zaman görüşmeye hazırım. Orada yaptığımız tüm işlerde âdil ve tarafsız olduğumuzu, herkese eşit yaklaştığımızı ifade ettim. Toplantının yeri konusundaki eleştirilere tabiî ki saygı duyarım, ama adaletinmekânı olmaz.” Baskı aklın önüne geçti “İlkyarısı geridekalan ligimizde, belki de hakemhataları hiç bukadar tartışılmamış, bir taç, bir korner, bir penaltı, bir faul içinhiç bukadar açıklamalar, bildiriler yayınlanma- mış, sosyalmedyada özellikle se- naryolar üretilmemişti. Ne acıdır ki, futbol ailesi olarakhatayı enaza düşürmesi içingetirdiğimiz teknolo- jiyle hakemlerimizi daha tartışılır hale getirdik. DünyaKupası stan- dardında, aynı firmaya bağlı ekip tarafından çizilen çizgide bilekusur aradık. Tribünbaskısı, sosyalmedya baskısı, kamuoyubaskısı, kuralların ve aklınönüne geçti…Protokolü sabit, çerçevesi belli uygulamalar, uluslararası platformdakabul görmüş her karar, ölçüsüz, orantısız vekural tanımaz boyutta irdelendi. Gri her pozisyon, kurgulanmış senaryoya dönüştü. Neüzücüdür ki, bize iletişime açıkolundiyenler, futbolun içindeki paydaşları temsil edenkişilerle yapılanbir görüşmeyi farklı üsluplarla yorumlayanlar, ar- kasında akıl almaz şeyler arayanlar, oysaki bugörüşme ile yanlış bilgile- rindüzeltildiğini hiç düşünmedi, aklına getirmedi. Maalesef, öyle anlar olduki sorumluluğumuz altındaki hakemlerimizle bir araya geldiğimiz içinneredeyse suçlu ilân edildik. Ortalığı yangınyerine çevirenler, suyubulandırmak isteyenler sadece ve sadece hakemliğe değil Türk futboluna zarar veriyor. Soruyorumsizlere; bizlerinhakemlere âdilmaç yönetin söyleminindışındane söylemi olabilir, bir hakemimizindürüstçe maç yönetmektenbaşkane amacı olabilir? İllaherkesimutlu edecek bir kural icat etmekmi gerekiyor? Eleştiriye tabiî ki açığız. Yeter ki, eleştiri saygı çerçevesinde olsun, hakaret içermesin. Şunuunutmayın ki, hakemlerinbaşarısı, futbolun tümpaydaşlarınındesteği ile mümkün. Başkanlarımız, yönetici- lerimiz, teknikdirektörlerimiz, futbolcularımız vemedyamız hep birlikte hareket edersek çözümün anahtarını da bulmuş oluruz. Diliyorumböyle bir tablo oluşur ve ligin ikinci yarısı dahahuzurlubir ortamda oynanır.” Herkese âdil, dürüst ve eşit yaklaşıyoruz 143 142

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==