TamSaha 184. Sayı / Mart 2020

puana çıkarak Federal Almanya’nın ardından ikinci ve üçüncü sıralara yerleştiler. Grupta sonmaçlarda Federal Al- manya ile İspanya, Portekiz ile de Romanya karşılaşacaktı. İki maçta da ilk 45 dakikalar golsüz sona ererken, ikinci yarılara gelindiğinde, Federal Almanya-İspanya mücade- lesinin ilk yarıdaki gibi tatsız bir biçimde ilerlemeye devam ettiği gö- rülüyordu ama Portekiz-Romanya maçında kilit, 70. dakikada açılmıştı. Anahtar vazifesi gören isimse, oyuna sonradan dahil olan, Porte- kiz’in tecrübeli golcüsü Nene idi. Portekiz-Romanya maçında Portekiz’in öne geçtiği haberinin gelmesiyle birlikte İspanyollar, Federal Almanya karşısında gol bulmaya mecbur duruma gelmişti. İspanyolların bir gol bulması durumunda turnuvaya veda edecek olan Almanlarsa ister istemez geri çekilerek kalan birkaç dakikayı kazasız belasız atlatmanın hesaplarını yapıyordu. Maçta son dakikaya girilirken sağ kanattan Senor’un yaptığı ortaya, normalde savunmada görev yapmasına rağmen ileriye çıkmış olan Maceda çok iyi yükselip kafayı vurdu ve Schumacher’i avlayarak maçın kaderini belirleyen isimoldu. Bu gol, İspanya’ya grup liderliğini de getirirken, son Avrupa şampiyonu ve dünya ikincisi Federal Alman- ya’nın da turnuvaya, son dörde kalamadan veda ettiğini ilân ediyordu. Romanya’yı 1-0’la geç- meyi başaran Portekiz de grupta İspanya’yla aynı puan ve averaja sahip olmasına rağmen rakibinden bir gol eksik attığı için, kendisine ikinci sırada yer bulmuştu. Yarı finallerde ilk randevu, 23 Hazi- ran’da Fransa ile Portekiz arasın- daydı. Turnuvanın o ana kadarki belki de en çekişmeli, en zevkli maçı olan karşılaşmada ilk gol 24. dakikada Fransa’dan geliyor ve ev sahibi ekip, Domergue’in frikik golüyle 1-0 öne geçiyordu. Bu golün ardındanmaçtaki çekişme kaldığı yerden devam ederken Fransa uzun süre üstünlüğünü korumayı başarıyor ancak dakikalar 74’ü gös- terirken sol taraftan Chalana’nın yaptığı ortaya ceza sahası içinde Jordao’nun kafayı vurup topu yakın doksana göndermesiyle birlikte Portekiz eşitliği yakalıyordu. Maçın normal süresi 1-1’lik eşitlikle tamamlanınca devreye 30 dakikalık uzatmalar girdi. 97. dakika içeri- sinde, ilk goldeki gibi yine Chala- na’nın ortaladığı topta Jordao sahneye çıkıyor ve bu kez güzel bir voleyle ağları sarsarak Portekiz’i 2-1 öne geçiriyordu. Fransa’yı, içine düştüğü bu kâbustan uyandıracak isimse, takımının ilk golünün de sahibi olan Domergue’di. 115. daki- kada Portekiz ceza sahası içinde yaşanan karambolde son vuruşu yapmayı başaran oyuncu, skoru 2-2’ye getiriyordu. 120. dakika- daysa, maç boyunca istediği golü bir türlü bulamayan Platini, Tigana’nın taşıdığı topta son vuruşu yapmayı başarıyor ve bu turnuvanın onun adıyla anılacağını bir kez daha kanıtlıyordu. 3-2’lik galibiyetle birlikte Fransa, finale adını yazdırmıştı. Ertesi gün Danimarka ile İspanya’yı karşı karşıya getiren yarı finalin diğer ayağındaysa Kuzey temsilcisi maça hızlı başlıyor ve henüz 6. da- kikada Lerby’nin attığı golle 1-0 öne geçiriyordu. Danimarka ilk yarının sonuna kadar da baskılı oyununu sürdürüyordu ama bu baskı daha fazla gol getirmemişti. İkinci yarıyla birlikteyse İspanyollar yavaş yavaş 36 37 oyunda dengeyi kurmaya başladı. İspanya’yı kurtaran isimse, tıpkı Federal Almanya maçındaki gibi, bir kez daha Maceda olacak ve onun 66. dakikada attığı golle skor 1-1’e gelirken, bumaçta da normal süre eşitliğin bozulmasına yetmeyince uzatmalara geçilecekti. Ancak Fransa-Portekiz maçının aksine bu kez 120 dakika da dengenin bozul- masını sağlayamadı ve iş, penaltı vuruşlarına kaldı. Penaltılarda iki takımda ilk dört atışta golü bulur- ken, Danimarka’da beşinci atış için beyaz noktaya gelen Elkjaer, topu üstten auta gönderdi ve avantaj İspanya’ya geçti. İspanyolların son penaltısı da Sarabia vasıtasıyla ağlarla buluşunca, 1984 Avrupa Şampiyonası’nda finalin adı konmuş oldu: Fransa-İspanya. Finalde Fransızlar maça daha atak başlasalar da İspanyollar sert bir savunmayla rakiplerinin istedikleri fırsatları yakalamasını engelliyor- lardı. Maçın ilk 45 dakikası bu sa- yede önemli bir gol pozisyonuna sahne olmazken, ikinci yarı başla- dığında da oyunun gidişatında pek değişen bir şey olacak gibi görün- müyordu. Ancak ne olduysa maçın 56. dakikasında oldu. Bu dakikada Lacombe’un İspanya ceza sahası köşesinde kendisini yere atmasına aldanan hakemChristov, Fransa lehine bir frikik kararı verirken atışı kullanan Platini, çoğu zaman yaptığı gibi topu barajın üzerinden aşırtmaktansa bu sefer barajın yanından geçirerek Arconada’nın kapattığı köşeye gönderdi. Aslında Platini’ye yakışmayacak cinsten zayıf bir vuruştu bu. Zaten Arco- nada da topu kucaklamak için ra- hatça eğilmişti. Fakat Arconada’nın topun üzerine eğilmesinin ardından top birden bahtsız kalecinin koltuk altından fırlayarak kaleye doğru yöneldi. Arconada doğrulup son bir hamle yapmaya çalıştıysa da artık çok geçti, top gol çizgisini geçmişti. İspanyollar böylesine sıra dışı bir golle geriye düşmeleri neticesinde moralman çöküverince, Fransızlar gol öncesine göre nispeten daha rahat oynamaya başlamıştı ve seyircilerinin de desteğiyle kalan süreyi bir şekilde eritip kupaya uzanacak gibiydiler. Nitekimdurak- lama dakikalarına girilirken de Bellone skoru tayin eden golü atıyordu: 2-0. Böylece Fransa, tari- hinin ilk Avrupa şampiyonluğuna ulaşmış oluyordu. Oynadığı beş maçta da rakip fileleri havalandıran ve toplamda dokuz gole ulaşan Michel Platini’yse sadece turnuva- nın yıldızı olmakla kalmıyor, belki de gelmiş, geçmiş ve gelecek bütün Avrupa şampiyonalarında görülmüş ve görülebilecek en müthiş bireysel performansa imza atıyordu. Finalde Plati’nin İspanya kalecisi Arconada’nın büyük ikramıyla attığı ünlü frikik golü.... İspanya’nın stoperi Maceda attığı golle takımını yarı finale taşırken Almanları da erkenden evine yollamıştı. Danimarka öne geçtiği maçta üstünlüğünü koruyamadı ve penaltılarda gülen İspanya, finalde Fransa’nın rakibi oldu.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==