TamSaha 185. Sayı / Nisan 2020
evvel final gru- bunda zirvede yer alan Genoa’yı şam- piyon ilân edecekti. Prima Categoria adlı bu şampiyo- naya, 1919-1920 se- zonundan itibaren devam edilecek, o sezonun sonunda şampiyonluğa ulaşan takımsa Inter olacaktı. Almanya’da da bölge şampiyonla- rını eleme usulüyle karşı karşıya getiren bir ulusal şampiyonanın düzenlenmesine 1903 yılında başlanmıştı. 1914’te SpVgg Fürth’ün VfB Leipzig’i 3-2 yenerek zafere ulaştığı şampiyona- nın ardındansa araya savaş giriyor ve bir sonraki Alman futbol şampi- yonasının düzenlenmesi ancak 1920 yılında mümkün olabiliyordu. O turnuvayı kazanan takımsa Nürnberg’di. Savaşın önemli taraflarından biri olan Avusturya-Macaristan İmpa- ratorluğu’ndaysa Avusturya’nın ve Macaristan’ın ayrı ayrı ulusal ligleri kurulmuştu. Macaristan’da 1901’de beş takımlı bir lig oynanmaya baş- lanırken, Avusturya’da da 1911’de 11 takımlı bir lig uygulamasına geçilmişti. Macaristan Ligi, 1915 ve 1916 yıllarında savaş nedeniyle oynanmazken, Avusturya Ligi’yse, Viyana ve çevresi Doğu Cephesi’nin biraz uzağında kaldığından oynan- maya devam etmişti. Kıta Avrupası’nın batısındaysa, I. Dünya Savaşı başladığında çoktan oynan- makta olan başlıca ulusal şampiyonalar, Hollanda, Belçika ve Fransa’daydı. Bunlardan Hol- landa’da 1888’de, Belçika’da da 1895’te başlayan organizasyonlar en başından beri lig statüsünde dü- zenlenmekteydi ve bu alanda Kıta Avrupası’nın en eski örneklerini teşkil ediyorlardı. Ancak Belçika’da 1915-1919 periyo- dunda lige savaş arası verilmek zorunda kalacaktı. Hollanda ise böyle bir arayı gerektirecek kadar savaştan etkilenmemişti. Kupa for- matında bir ulusal şampiyonanın 1893’ten beri düzenlenmekte olduğu Fransa’daysa bu organizas- yona, I. Dünya Savaşı’nın başlan- gıcından bitişine kadar, yani 1914-1918 döneminde ara verilmişti. Dünya Savaşı 1918’de sona ermişti belki ama Avrupa’nın büyük devletleri arasındaki so- runlar çözülmemişti. 1929 yı- lında yaşanan büyük iktisadi buhran da bu sorunları tetikle- mişti. 1933’te Almanya’da Adolf Hitler liderliğindeki Nazi Par- tisi’nin iktidara gelmesinin ar- dındansa siyasi dengeler iyice değişecekti. 12 Mart 1938’de Almanya’nın Avusturya’yı il- hakıyla Kıta Avrupası’nda geri- lim artarken, 1 Eylül 1939’da Almanya’nın bu kez Polonya’yı işgal etmesiyle birlikte Fransa ve İngiltere, Almanya’ya savaş l. Dünya Harbi’nin sona ermesinin ardından yeniden başlayan Almanya Ligi’nde 1920’nin şampiyonu Nürnberg olmuştu... II. Dünya Savaşı l. ilân ediyor ve II. Dünya Savaşı da resmen başlıyordu. Almanya, İtalya ve Japonya’nın başını çektiği Mih- ver Devletleri ile İngiltere, Fransa ve 1941’den itibaren de ABD ve SSCB’nin başlıca katılımcıları ol- duğu Müttefik Devletleri arasında, Avrupa’nın göbeğinden Pasifik Okyanusu’nun en ücra noktalarına uzanacak kadar büyük çaptaki bu tarihin en kanlı savaşı esnasında futbol da tamamen rafa kalkmıştı. II. Dünya Savaşı patlak verdiği es- nada futbol dünyasındaki en önemli organizasyon, ilki 1930 yılında dü- zenlenmiş olan Dünya Kupası’ydı. Dört yılda bir oynanmakta olan tur- nuva, 1930, 1934 ve 1938 yıllarında yapılmıştı ve sıradaki organizasyo- nun da haliyle 1942’de olması gerekmekteydi. 1936’da Almanya, 1939’da da Brezilya, turnuvanın ev sahipliği için FIFA’ya başvuruda da bulunmuştu. Fakat FIFA’nın turnuvanın nerede düzenlenece- ğine karar vermesinden evvel savaşın çıkması, tümplanları altüst ediyordu. Böylece 1942 Dünya Kupası iptal olacaktı. II. Dünya Savaşı’nın 2 Eylül 1945’te resmi olarak sona ermesinin ardındansa futbolseverler elbette bir sonraki Dünya Kupası’nın nerede ve ne zaman yapılacağını merak ediyorlardı. Fakat 1946, böyle bir organizasyona girişilmesi için hâlâ çok erkendi zira savaş süre- since tümülkeler büyük bir ekono- mik yıkımda yaşamışlardı ve böylesi bir maddi darboğaz esna- sında hiçbir ülke Dünya Kupası’na ev sahipliği yapacak durumda değildi. 1946 yılındaki FIFA Kongre- si’nde 4. Dünya Kupası’nın 1949 yılında düzenlenmesi de gündeme gelmiş fakat bu tarih bile, hiçbir ülkeye, hazırlıkların yetiştirilmesi açısından yeterince elverişli gelme- mişti. Neticede organizasyon için 1950 yılında karar kılındı ve adres olarak da II. Dünya Savaşı’ndan fiziki bakımdan en az etkilenen yerlerden biri konumundaki Brezilya seçildi. Savaş esnasında Avrupa’da hangi liglerin durduğunu listelemekten zi- yade bu kez liglerin hangi ülkelerde devam ettiğini söylemek belki de daha kolay olacaktır. Avrupa’da sa- vaşın sıçramadığı ülkeler, zaten her daim tarafsızlık ilkesine bağlı kalan İsviçre ile bu savaşta tarafsız kal- mayı başaran İsveç, İrlanda, İzlanda, Portekiz ve ülkemiz Türkiye’ydi. Baltık devletleri Litvanya, Letonya ve Estonya da tarafsızlıklarını açıkladılarsa hemNazi Almanyası hemde SSCB tarafından işgale uğramaktan kurtulamamışlardı. İzlanda’yı da stratejik önemi nede- niyle Müttefik Devletler işgal ede- cekti. İspanya’da Franco rejimi, Hitler ile arasına çokmesafe koyma yanlısı olmadığından konumunu ta- rafsız değil de “savaşmayan” olarak belirlemişti. Tabiî bu bile savaşın ateşinin İspanya’ya sıçramasını en- gellemişti. Geri kalan ülkelerdeyse hayat, savaşın sebep olduğu birta- kım ekonomik kısıtlamalar hari- cinde çok büyük olumsuzluklarla karşılaşmamış, ulusal futbol orga- nizasyonları da sekteye uğrama- mıştı. Örneğin Türkiye’de Millî Küme müsabakaları, sadece 1942 yılında düzenlenmemişti, bunun sebebi de olumsuz hava koşulları nedeniyle bölgesel liglerin planla- nandan daha geç tamamlanma- sıydı. Tarafsız ülkeler haricinde Avrupa’yı işgale girişen Almanya ve Al- manya’nın himayesindeki sıcak savaştan uzak bölgelerde de futbol müsabakaları genelde sekteye uğ- ramamıştı. Almanya’da ulusal şam- piyona, sadece ülkenin Müttefik Devletler tarafından işgal edilmeye başlandığı 1945 yılında yapılamaya- caktı. Bu istisnanın dışındaysa Almanya şampiyonaları her yıl dü- zenlenmiş, hatta ilhak edilen Avus- turya takımları da bu şampiyonaya iştirak etmiş, hatta hatta 1941 yılın- daki şampiyonayı da RapidWien kazanmıştı. Yine o zamanlar Bohemya ve Moravya adı altında Almanya himayesi altında olan Çe- koslovakya’da da ulusal lig devam etmişti. Günümüzde birçok futbol istatistikçisi tarafından tüm zamanların en skorer ismi olarak kabul edilen Josef Bican da kariye- rinin en parlak günlerini bu savaş yılları altında Slavia Prag formasıyla yaşamış ve toplamda 114maç içe- ren beş sezonda 229 gol atarak eşi benzeri bir daha görülmeyecek bir performans ortaya koymuştu. Kim bilir, savaşın gölgesindeki bir dün- yada oynamak zorunda kalmasaydı belki Bican’ın şöhreti dünyaya çok daha fazla yayılmış olacak ve tüm zamanların en iyi futbolcuları sayılırken de kendisinden çok daha fazla bahsedilecekti. Savaşın başlangıcına sebep olan işgale uğrayan Polonya’daysa 1939 sezonu yarıda kalıyor, sonrasında da savaş bitene kadar futbola ara veriliyordu. Yarıda kalan sezon- daysa 10 takımlı ligde 14maçta 18 puan toplayan Ruch Chorzow lider, 12 maçta 16 puanlı Wisla Krakow ikinci, 13 maçta 16 puanı olan Pogon Lwow ise üçüncüydü. Ligin zirve- sinde net bir görünümolmaması nedeniyle de yarımkalan bu se- zonda şampiyonluk herhangi bir takıma verilmeyecekti. ll. Dünya Savaşı’nda futbola devam eden Almanya’da 1941 yılında Rapid Wien şampiyon olmuştu 14 15
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==