TamSaha 185. Sayı / Nisan 2020

ledik. U16’dan U12’ye kadar okul futboluna önemverdik. Her Cumar- tesi oyunları izlemeye gittik. Her hafta toplantı yaptık. İkinci aşama U14-U15’ti… Bu oyuncuların seçme- lerini kendi ekibimle birlikte yapıyordum. Takım seçmelerini yaparken takımın yüzde 60’ını okul futbolundan gelen çocuklar oluştu- ruyordu. Yüzde 40’ını da bölgemizin dışında ama bize yakın olan iki böl- geden oluşturuyorduk. Bunu yapma amacımız da bir problemyaşandı- ğında ailelerin çabucak gelebilmesi ve müdahil olabilmesiydi. Bu şe- kilde ilerledik. Çok gelişmiş bir spor kompleksi geliştirdik. Bir tesise profesyonelden U19’a, U12’ye kadar bütün kategorileri yerleştirdik. Sonrasında ilkokulu da buraya getirdik. Küçük oyuncular bu aşa- malardan geçerek profesyonel olacaktı. Yani futbolla ilgili küçük bir şehir kurduk. U19 Kupası’nı kazandık. Fransa Şampiyonası’nda iki kez şampiyon olduk. U19 turnu- vasında 4 gruplu, 12 takımlı bir turnuva yaptık. Fransa’yı dörde böldük. Bu dört bölgeden takımlar oluşturup bu şekilde bir turnuva hazırladık. Her bölgenin birincileri, değişik bir bölgede yarı finaller oynuyor. Montpellier iki kez böyle turnuvalarda kupa kazandı. Bu ta- kımdan 8 oyuncu şu an A takımda profesyonel olarak forma giyiyor. Felsefemizin ne kadar doğru olduğu şuradan ortaya çıkıyor. Bu profes- yonel olan 8 oyuncu; demin size söylediğimyüzde 60 okul futbolun- dan gelen çocuklardan oluşuyor… Bu felsefenin ne kadar doğru gittiği de buradan ortaya çıkıyor. Ben baş- ladığım an bir slayt şov hazırladım. Bu anlattığımkişilerin hepsi geli- şimle ilgili kişilerdi. Teknik direktör- ler, doktorlar, fizyoterapistler, aşçılar, araba şoförleri dâhil bütün bu ekiplerle birlikte bunu hazırla- dık. Tümbunların sonunda bir soru geldi. Bu soru da otobüs şoföründen geldi. Otobüs şoförü dedi ki, “Ben gerçekten çok heyecanlandım. Montpellier’de yıllardır çalışıyorum. İlk defa böyle bir şey gördüm. Çok heyecanlandım. Sizinle beraber olmak istiyorum” dedi. Çok etkilen- miş. Çünkü yıllardır orada çalışıyor ve böyle bir şey görmemiş. Böyle bir şey görünce çokmutlu olmuş ve “Ben de olmak istiyorum” diyor. Ben de bunun sonunda, “Otobüs şo- förü buna dâhil. Bizimle birlikte. Siz ne yapıyorsunuz?” dedim. Onlar da hep birlikte ayağa kalktı ve “Biz de varız” dediler. Çok duygusal bir andı benim için. Ağlamaya başlamıştım. Şu an Antalya’da düzenlenen UEFA U16 GelişimTurnuvası’nda sizinle birlikteyiz. UEFA Oyuncu Gelişim Direktörü olarak görev yapıyorsu- nuz. Bize UEFA’da yaptıklarınızdan biraz bahseder misiniz? Tümbu olayların sonucunda 2014-2015 sezonu sonunda Michel Platini beni aradı ve “Seni UEFA Gelişim’de istiyoruz” dedi. Biliyor- sunuz UEFA Başkanı’nın her zaman bir vizyonu vardı. Beni çağırdığı zaman doğru yolda olduğunu da biliyordu. Şu anda 6 yıl oldu ve UEFA GelişimDepartmanı’nda tümgelişimden sorumluyum. Para en büyük problem Sizce dünya futbolunda yer almak isteyen genç oyuncular, gerçek bir futbolcu olabilmek için en çok nelere dikkat etmeli? Gerçek bir futbolcu olabilmek için altın anahtarlar nedir? Şu anda oynanan futbolda çoğu şey değişmiş durumda. Bu şevki, bu ruhu yakalamaları için iki şey söy- leyeceğim. Bizim zamanımızda ve daha sonrasında çocuklar sokak- larda futbol oynardı. Sahalarda, top- rakta, çimende, okulda, her yerde futbol oynardık. Şimdi ise çocuklar Montpellier’i çalıştırdınız. Teknik direktörlük tecrübenizi bize anlata- bilir misiniz? Ayrıca kariyerinize neden teknik direktör olarak devam etmediniz? Kariyerimi bitirdiğimde teknik direktörümle bir problemimoldu. Futbol için çok yaşlandığımı düşü- nüyordu. Beni yedek bırakmak isteyince futbol kariyerimi sonlan- dırdımCaen’de… O dönemki başkan beni takımda tutmak istedi. Sportif alanda görev almamı istedi. Hem bilgi hem futbol eğitimindeki bilgi akışında benimde olmamı istedi. Üç ay bunu çok düşündüm. Futbolu bırakmaya karar verdimve baş- kana tamamdedim. Bütün stratejiyi ve metodolojiyi oluşturdum. Fut- bolda politik anlamdaki yapıyı oluş- turdum. Yukarı çıkmaya başladık. Sezon sonunda görevi bıraktığımda Paris Saint Germain’den bir telefon aldım. İdari direktör olarak iş teklif ettiler. Tamamen farklı bir şeydi. Fakat benimgelişimim için de çok iyi bir fırsattı. PSG’ye gittim. 10 yıl boyunca bu kulüpte kaldım. Üç ay idari direktör olarak görev yaptım. Sonraki dört ay genel direktör ola- rak yükseltildim. Bundan sonraki süreçte PSG’nin bir başkan vekili, Fransa’nın ünlü televizyon kanalı Canal +’ın sahibiydi. Avrupa Li- gi’nde, Şampiyonlar Ligi’nde birçok turnuva kazandık. UEFA’da birçok maç organizasyonlarında yer aldım. O dönemki PSG Başkanı Michel Denizot bıraktıktan sonra yeni bir başkan geldi ve daha sonrasında kafamda birçok şey oluştu. Yeniden sahaya dönmek istedim. 2000-2001 döneminde PSG’den ayrıldım. Üç-dört ay hiçbir iş yapmadım. Le Havre’dan bir telefon aldım. Teknik direktör olmamı istediler. O dönem 2. Lig’deydiler. Aralık’ta başladım. ProLisans aldım. Tıpkı İngiltere’deki gibi bir menajer oldum. Arsene Wenger gibi, Guardiola gibi, Mou- rinho gibi bir menajer oldum. Koyu mavi ve koyu yeşil renklere sahipti Le Havre kulübü. İngiliz mantalite- siyle bir bağlantısı vardı. Oxford ve Cambridge Üniversiteleri’ni temsil ediyor gibiydi. Bu yüzden hemme- najer hem teknik direktör olmamı teklif ettiler. Oyuncularımı da ala- bilme yetkisi verdiler. Ben kendi ta- kımımı oluşturdumorada… Son 6 ay 2. Lig’de kaldık. İlk geldiğimde takım 18. sıradaydı. Sezonu 11. bitirdik. İkinci sezon genç oyuncularla baş- ladık. Yetenekli futbolcular vardı. Kazandık ve 1. Lig’e yükseldik. Çok mutluydum. Oyuncular, tümkadro mutluyduk. İkinci sezon her şey gü- zeldi. Genç oyuncular artık iyi oynu- yordu. Üç ay sonra 9. sıradaydık. Ancak bir problem çıktı. Liverpo- ol’unmenajeri iki oyuncumu almak istedi. Florent Sinama Pongolle ve Anthony Le Tallec’i transfer ettiler. 1.5 yıl boyunca Liverpool’da kaldılar ve bir daha da geri gelmediler. Çok karışık bir durumdu bizim için. Bu oyuncular gittikten sonra takım düşmeye başladı ve biz 2. Lig’e geri döndük. O zamanlar 17 oyuncunuz vardı. 25 ya da 30 değil. Sadece 17 oyuncunuz olabiliyordu. İki iyi oyuncumuzu verince her şey kar- maşıklaştı. Başkanla konuştumve ayrıldım. Daha sonra Montpellier’e gittim. İki yıl teknik direktörlük yaptım. Başkan daha sonra gö- revime son verdi. Ancak ProLisan- sım olduğu için kulüpte kalmamı istedi. Yeni gelen teknik adamın ProLisansı olmadığı için beni orada tutup, yeni hocayı benim lisansım üzerinden çalıştırmak istedi. Bu süre zarfında 7 sene boyunca aka- demilerin başına geçtim. Montpelli- er’in stratejisini, metodolojisini belirledim. Bunu üç aşamada belir- 48 49

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==