TamSaha 185. Sayı / Nisan 2020

önce de değinildiği üzere genç oyuncudan artık Polonya AMillî Takımı’nda faydalanabileceğine kanaat getirmişti ve böylece 1971 yılının Kasım ayına gelindiğinde Lato, kendisini dünya çapında şöh- rete ulaştıracakmillî formayı da sır- tına ilk kez geçiriyordu. 1972 Avrupa Şampiyonası elemeleri kapsamında 17 Kasım’da Hamburg’da Federal Almanya ile karşılaşan Polonya’da Lato sahaya ilk on birde çıkmış ve 85 dakika oyunda kalmıştı. Maç öncesinde grupta zaten bir iddiası kalmamış olan Polonya ise müca- deleden golsüz beraberlikle ayrılmıştı. Polonya, Avrupa Şampiyonası’na katılma fırsatını değerlendireme- diyse de aynı yıl düzenlenecek olan olimpiyat oyunlarında boy göstere- cekti. O devirde Doğu Bloku ülkele- rinde futbol amatör statüde olduğundan, profesyonel futbolcu kabul etmeyen olimpiyat oyunla- rına bu ülkelerin takımları tam te- şekküllü bir biçimde katılabiliyordu. Lato da oyunlara gidecekmillî takımkadrosunda kendisine yer bulacaktı. Koleksiyonda bir altınmadalya Onun öncesindeyse Lato’nun ve Stal Mielec’in Ekstraklasa’da dikkat çekici bir yükselişi söz konusuydu. Stal, 1971-72 sezonunda ligi beşinci sırada tamamlamıştı ve artık en üst seviyede de zirveye oynayabilecek bir takıma dönüşmekte olduğunun sinyallerini vermekteydi. Elbette Stal’ın bu yükselişinde başrol oyna- dığı söylenebilecek Lato’nun bu performansı, olimpikmillî takıma seçilmesinde de etkili olacaktı. Ne var ki Münih Olimpiyatları’ndaki turnuvada Lato, hocası Gorski’nin ideal on birinde kendisine yer bula- mamış ve takımının oynadığı yedi maçta sadece 45 dakikalık bir şans yakalayabilmişti. Oyunların ilk turunda Demokratik Almanya, Kolombiya ve Gana’nın olduğu gruptan üçte üç yaparak çıkan Polonya, ikinci turdaysa da SSCB, Danimarka ve Fas’ın bulun- duğu grubu lider tamamlayıp finale yükselmiş, Macaristan’a karşı oy- nanan altınmadalya mücadelesin- den de 2-1 galip ayrılarak altın madalyanın sahibi olmuştu. Lato her ne kadar az süre almış olsa da kazandığı bumadalyayla kariyeri- nin ilk büyük başarısını elde etmiş sayılırdı. Tabiî bu aynı zamanda Polonya’nın da o ana kadar futbol tarihinde elde ettiği en önemli başarı niteliğindeydi. Ama kısa süre içerisinde bunun çok daha fazlasını da başaracaklardı. 1972-73 sezonu, hemLato’nun kari- yerinde hemde Stal Mielec’in kulüp tarihinde çok önemli bir dönüm noktasıydı. Mavi-beyazlı ekip, ligi en yakın rakibi Ruch Chorzow’un üç puan önünde zirvede bitiriyor ve tarihinin ilk şampiyonluğunu elde ediyordu. Lato da rakip filelere gön- derdiği 13 golle hembu şampiyonlu- ğun başkahramanı olmuş hemde ligi gol kralı olarak tamamlamıştı. Burada hemen bir parantez açarak futbolda eskiden çok daha kolay gol atıldığı yönündeki yanlış algıyı kırmakta da fayda var. Dünya gene- linde, 1960’ların başından itibaren savunma ağırlıklı futbol ön plana çıkmaya başlamış ve leblebi gibi gol atılan 1950’lere kıyasla da maç ba- şına gol ortalamaları dramatik bir biçimde düşmüştü. 1970’lere gelin- diğinde de artıkmaçlar iyice kısır geçmekteydi. Örneğin Stal, şampi- yon olduğu söz konusu sezonda 26 maçta topu topu 47 gol atabil- mişti. Topu topu diyoruz gerçi ama aslında bu, diğer takımlarla kıyas- landığında hayli yüksek bir sayıydı zira ligin en golcü ikinci takımı 31 gol atabilmişti. Dolayısıyla Lato’nun bireysel olarak attığı 13 gol son de- rece kıymetli bir istatistik sayılırdı ve bunun neticesinde gol krallığının gelmesi de anormal değildi. Bundan bir yıl sonraysa Lato kariyerinin en yüksek noktasına çıkacak ve bütün dünyaya adını duyurmak da değil, adeta ezberletecekti. Wembley’de gelen zafer Millî forma altındaki ilk gollerini, 19 Ağustos 1973’te Varna’da Bulga- ristan ile oynanan özel maçta kay- deden Lato (Polonya maçı 2-0 kazanmış ve iki gole de Lato imza atmıştı) artıkmillî takımın banko isimlerinden biri haline gelmişti. Öte yandan Polonya, 1974 Dünya Kupası elemelerinde İngiltere ve Galler ile aynı gruba düşmüştü. 17 Ekim 1973’teWembley’de İngiltere ile oy- nayacakları sonmaç öncesinde de Polonya, rakibinin bir puan önünde lider durumdaydı. Yani İngiltere, bu sonmaçı kazanması halinde grup lideri olacakken beraberlik Po- lonya’ya yarıyordu. Dört ay evvel Chorzow’da oynanan ilkmaçı 2-0 kazanan Polonya önünde İngilizler maça baskılı başlamışlardı belki ama Polonya kalesinde Jan Tomas- zewski’nin adeta devleşmesi, İngi- lizlerin geliştirdiği atakları sonuçsuz genç nesil bulunuyordu. Kaleci Zygmunt Kukla, savunmada Krzysztof Rzesny, orta sahada Henryk Kasperczak ve forvette Jan Domarski yakın gelecekte sadece Stal’ın A takımının omurgasını oluşturmakla kalmayacak, Polonya Millî Takımı’nda da forma şansı bulacak isimlerdi. Özellikle de Kas- perczak ve Domarski, millî takımın başarılarında önemli pay sahibi de olacaklardı. Lato ise bu neslin yaşça en küçük üyesiydi. Dolayısıyla ilk başlarda, kendinden üç-dört yaş büyük potansiyel yıldızların ara- sında da pek ön plana çıkması mümkün olmamıştı. Öte yandan, Lato’nun oynamaya başladığı yıllarda Stal Mielec’in bıra- kın Avrupa’da, Polonya içerisinde bile çok fazla adını sanını duyanın olduğu söylenemezdi. 1960’ların ba- şında sadece iki sezonluğuna birinci ligde boy gösterenmavi-beyazlı takım, daha sonrasında üçüncü lige kadar gerilemişti. Lato da genç takımda oynamaya başladığı dö- nemde Stal’ın A takımı üçüncü ligde mücadele etmekteydi. Ancak az evvel de belirttiğimiz yıldız adayla- rının yer aldığı genç takımın durumu farklıydı. 1968’de Polonya Gençler Şampiyonası’ndan bronz madalyayla dönmüşlerdi. Bu sayede yakın gelecekte A takımlar düze- yinde de bambaşka bir Stal izlene- cekti. Lato’nun genç takımdan A takıma geçişi de 1969 yazında gerçekleşecekti. Lato’nun profesyonel kariyerinin ilk sezonundaysa Stal, ikinci ligde ikinci sırayı alacak ve sekiz yıllık bir aranın ardından tarihinde ikinci defa Polonya futbolunun en üst kademesi olan Ekstraklasa’ya yük- selecekti. Lato da 23 maçta attığı altı golle bu başarıda pay sahibi ol- muştu. Ancak böylesine parlak bir başlangıca karşın 1970, Lato için acılarıyla öne çıkan bir yıl olacaktı. Zira Mart ayının yedisinde, yıllardır kendisine kol kanat geren tek kişi konumundaki annesi karaciğer kanserine yenik düşmüştü. Henüz 20 yaşını doldurmadan annesiz ve babasız kalmak da kuşkusuz göğüslenmesi çok zor bir durumdu. Gorski’nin yakın takibinde Lato, bu zorluğun üstesinden gel- mek için kendisini daha çok futbola verecekti. O esnada kariyeri adına da bir başka talihli gelişme daha yaşanacak ve Polonya’nın alt yaş gruplarındaki millî takımlarından sorumlu olan Kazimierz Gorski kendisini izleyecekti. Lato’nun alt- yapıdaki hocalarındanWladyslaw Lemieszko, Gorski’nin arkadaşıydı ve aralarındaki görüşmelerde ona ellerinde 100metreyi 10.5 saniyenin altında koşabilen fırtına gibi bir sağ açık olduğundan da bahsetmeden duramamıştı. (O tarihte 100metre dünya rekorunun 9.95 olduğunu da belirtelim) Gorski de bunun üzerine fazla beklemeden Ekstraklasa’ya yükselme mücadelesi vermekte olan Stal’ınmaçlarını takibe almış ve haliyle Lato’nun süratinden de fazlasıyla etkilenmişti. Birkaç ay sonra Gorski’nin Polonya AMillî Ta- kımı’nın başına geçecek olmasıysa, Lato’nun genç takımlar düzeyinde millî formayı giymeden doğrudan Amillî takıma çağrılmasına yol açacaktı. Lato, Stal Mielec ile Ekstrakala- sa’daki ilkmaçınaysa, 9 Ağustos 1970 tarihinde çıktı. Wisla Krakow’a karşı oynanan karşılaşmada 56. dakikaya gelindiğinde ligdeki ilk golüne imza atarak takımını 3-2 öne geçiren genç oyuncu, mücade- lenin bitimine üç dakika kala bir kez daha sahneye çıkarak gol perdesini de kapatan isimoluyor ve onun iki golüyle de Stal, rakibini 5-2 mağlup ediyordu. Bu etkileyici başlangıca karşın Stal, Ekstraklasa’daki ilk sezonunu orta sıralarda tamamla- yacak, Lato ise 26 maçın 18’inde forma giyerken rakip filelere altı gol gönderecekti. Yine de onu yakından takip eden Kazimierz Gorski, biraz 58 69 1970’li yıllara damgasını vuran Polonya Millî Takımı. Soldan sağa: Lato, Szarmach, Sustek, Maculewicz, Szymanowski, Boniek, Lubanski, Kasperczak, Zmuda, Tomaszewski, Deyna.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==