TamSaha 185. Sayı / Nisan 2020

gibi iki numara küçük. Ben 41 giyi- yorum, o 39 numara. Maç başladı, ayağımAhmet’in ayakkabısının içinde yumru gibi. Rahatlığı bırak, acıdan duramıyorum. İlk devre of- sayttan bir de gol yedik. Ben ayakta duramıyorum. Koşarken lastik ayakkabı kayıyor. Nasırlı yere top değince aklımbaşımdan gidiyor… Hocamız Ahmet Suat Özyazıcı o za- manlar. Baktı olmuyor, kenara aldı beni. O ayakkabı yüzünden dört ay da forma vermedi. O süreçte id- manla otel arasında mekik doku- dum. Tabiî o arada ameliyat oldumda öyle kurtuldumnasır illetinden. O sezon öyle bitti. Sonraki sezon da şampiyon olduk zaten. Ha uşağumböyle oynacaksun Trabzon’da büyük başarılar yaşadı- nız. Hatıralarınızdaki yeri nedir? Trabzon’un her tarafı hatıra... Çok güzel şeyler yaşadık orada. Kadınlar yolda bizi çevirip taktik veriyordu mesela. “Ha uşağumböyle oynacak- sun” diyenler çıkıyordu. Sanırım ilk kadınlar tribünü de Trabzon’da ku- rulmuştur. Trabzon da Trabzonlular da anlat anlat bitmez ki. “Şunumutlaka anlatayım” diyece- ğiniz bir anı var mı? Çok var da birini anlatayım… Beşik- taş’ta oynarken Trabzon’a gitmiştik. Uçak pistten çıktı. Arkamızda Trab- zonlu biri var. Ali Kemal (Denizci) camkenarında oturuyor, ben de koridor tarafındayım. Uçak çok sallayınca, “Korkmayın uşaklar. Ha bura hep sallar böyle” dedi arka- mızdaki. Bizi teskin etmeye çalışıyor tabiî. Uçak pistten çıkınca herkes panikte, hostes bayıldı, Bora’nın (Öz- türk) kucağına düştü. Kokpit patladı. Kanadı vursaymışız uçak infilak edecekmiş. Kanatlarda yakıt oldu- ğunu da o zaman öğrendik. Neyse herkes aşağı indi, korkuyla birbirine bakıyor. Ben de arkamızda oturan Trabzonlu arkadaşı arıyorum. Bul- dumda. “Ne oldu?” diye sorunca, “Bir daha da uçağa binmem” dedi. Trabzon’da yerel medya ile aranız nasıldı? Dışarıdan gelmiştiniz sonuçta… Hoş olmayan bir anı daha anlatayım size. Trabzonspor’a Boluspor’dan gitmiştim. Trabzon’da Boluspor ile oynayacağız. Baktımyerel gazete- lerde, “Bolulular geldi, Necdet’i gördü. Maç sakata geldi. Necdet Bolulular ile çok samimi” gibi haberler var. Neredeyse maçı sattığımı yazacak- lar. Güya Bolulu yöneticiler maçtan iki gün önce gelmiş, benle konuş- muş filan… Hepsi uydurma, yalan. Maçı 1-0 kazandık ve tek golü ben attım. Ondan sonra o haberleri yazanlar ne oldu bilmiyorum ama insan çok üzülüyor. Üzülmemekmümkünmü? Bir anlamda insanın ahlâkı sorgulanıyor. Buna benzer başka bir olay yaşadınız mı? Üsküdar Anadolu’da oynarken de benzer bir şey oldu. Vefa Stadı’ndan çıktım, ertesi gün Şeref Stadı’nda maçımız var. Rakibimiz küme düşü- yor, biz rahatız. Otobüse bindim, mahalleye gidiyorum. Yanıma bir adam oturdu ve rakip takımın antrenörü olduğunu söyledikten sonra, “Sana 10 bin lira. İster Kamu- ran ile Halil’e ver, ister verme” dedi. Şike teklif ediyor resmen. Konuşa konuşa geldik Taksim’e kadar. “Ben bu işlerden anlamam. Ne sen beni gördün, ne ben seni” dedim, sonra başka arabaya geçtim. Adam Kamuran ve Halil’le diyaloğuma kadar bilgi sahibi… Bu çok ilginç. Kulübe geldim, çantamı alacağım, sonra da kampa gideceğiz. Bütün takım ikili kalıyor ama ben Halil ve Kamuran’la birlikte kalıyorum. Hocamız da Günay Kayarlar. Beni uyku tutmadı tabiî. Halil ve Kamu- ran’a olayı anlattım. Dikkatli olmala- rını söyledim. Omaçta da gol attım, rakibimiz küme düştü. Güzel şeylerden bahsedelimbiraz da. Yaşadığınız mutluluklardan… Çok şükür mutluluğu da çokça tattık. Şampiyonluklarımız mesela… İlk şampiyonluğumuzu Trabzon’da yaşadık. Sonmaç Ordu’daydı. Dönüşte 2-2.5 saatlik yolu 10 saatte geldik. Bütün caddelerde lastik yakmışlardı çünkü. Bütün sahil coşku içindeydi. Trabzonlusu, Ordulusu, Giresunlusu… İki saatte Beşiktaşlı oldum Beşiktaş’a transferinizin nasıl gerçekleştiğini dinleyelimmi? Nisan ayıydı yanlış hatırlamıyorsam. O dönemmeydanda Usta Otel’de ka- lıyorum. Saat 23.00’te de yatmamız gerekiyor. Odama geldiler, “Süha Akçay ile tanımadığımız bir adam seni bekliyor” dediler. Restoranda oturuyorlardı, yanlarına gittim. Gelen Beşiktaş yönetiminden Metin Keçeli imiş. Süha Ağabey önce tanıştırdı, sonra da “Seni Beşiktaş’a götürmeye geldi” dedi. Oturdum, 1-2 saat muhabbet ettik. Para dı- şında tüm şartları konuştuk, anlaş- tık. O akşamBeşiktaş’a söz verdim. O sıralar oyuncu kaçırmalar filan yoğun şekilde yaşanıyordu bildiği- miz kadarıyla. Sizin böyle bir hikâ- yeniz yokmu? Olmaz olur mu?.. Trabzonspor’la Cumhurbaşkanlığı Kupası maçı için Ankara’ya gitmiştik. İstanbul’a dö- nüşte uçak çok doluydu. Herkes bizi kovalıyor. Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş… Beşiktaş’ın o dönemki başkanı Hüseyin Cevahiroğlu’nun adamları geldi aldı bizi havaalanın- dan. Mehmet Ekşi ve Bora Öztürk’le birlikte Silivri’ye götürdüler. Gittiği- miz yer de bir yöneticinin oteliydi. Orada sıkılınca bizi Şile’ye götürdü- ler. İki gün orada kaldık. Orada oldu- ğumuz ortaya çıkınca gazeteciler de akın etti tabiî. Oradan da ayrıldık, Büyükada’ya geçtik. 10-12 gün de orada saklandıktan sonra 1 Tem- muz’da resmi imzaları attık ve Beşiktaşlı olduk. İmza ile konu kapandı yani… Kapandı ama kolay olmadı. Mesela bir gün Trabzonspor yönetimi çağırdı bizi. “Şampiyonluk primi vereceğiz” diye. GeldikMaçka Otel’e. Rahmetli Serkan Acar da orada. Fenerbahçe henüz vazgeçmemiş bizden. Rahmetli Serkan Acar dışarıda Mehmet Ekşi’yi bekliyor. Şampiyonluk primi filan da verme- diler zaten. Rahmetli Süha Akçay, “Bir sürü para alacaksınız. Boşverin primi” dedi. Durumu anlayınca Meh- met Ekşi’yi de diskonun arka kapı- sından kaçırdık. Serkan Acar’ı atlatıp öyle Beşiktaşlı olduk. Söz vermiştik ve sözümüzün arkasında durup imzaları attık. Eskişehir’den 10 saatte dönebildik Beşiktaş’taki şampiyonluğunuzdan da söz edelimbiraz da… 1981-1982 sezonuydu. Beşiktaş 15 yıldır şampiyon olamıyordu. Kötü seriyi bitirmek bize nasip oldu. Eski- şehirspor da küme düşmemeye oynadığı için sonmaçta akıl almaz şeyler yaşanmıştı. Hakemyaralanıp bir daha sahaya çıkmayınca şampi- yonluğumuzu ilân etmiştik. Eskişe- hir’den İstanbul’a da anca 10 saatte dönebildik. Beşiktaş taraftarının coşkusu daha başka tabiî. Biz oy- narken Avni Aker Stadı 20 bin kişi- likti, İnönü Stadı ise 40 bin kişilik. Ambiyans farklıydı haliyle. 15 sene şampiyonluğa susamış bir Beşiktaş taraftarı vardı ayrıca. Onların coş- kusu daha fazlaydı… Geriye dönüp baktığınızda neler hissediyorsunuz? Trabzonspor futbolda İstanbul hege- monyasını yıkmış, devrimyapmıştı. O kadroda yer almak gurur vericiydi hepimiz için. Hepsinin ayrı ayrı güzel tarafları var. Yani böyle durumların tattırdığı duyguları anlatmak o kadar zor ki. Ancak yaşayınca bilebilirsiniz. Tadına doyumolmayan güzellikler hepsi. Daha güzel ne olabilir inanın bilmiyorum. Eşinizi bile futbol vesilesiyle tanıdınız sanırım… Evet öyle. EşimBeşiktaş’ın eski baş- kanlarından Rıza Kumruoğlu’nun kızı. Onunla Beşiktaş’a transfer olduğumyıl tanışmıştık. Bir sene sonra 1981’de evlendik. Bir yıl sonra da büyük kızımdoğdu. Hamamparası meselesi Başkanın kızı ile evlendiniz… Evet. KayınpederimRıza Başkan seçimle gelmedi. Kendisi ikinci başkandı. Bir önceki başkan bırakıp gidince yönetimkurulu kararıyla başkanlıkmakamına oturdu. 8-9 ay kadar başkanlık yaptı. Şeref Stadı zamanı, yokluk zamanı. Mazot yokluğundan duş alamadığımız dönemlerdi. Rıza Başkanınmavi bir Mercedes’i vardı. Duş alabilelimdiye 1981-1982 sezonunda şampiyonluğa ulaşarak Beşiktaş’ın 15 yıllık şampiyonluk hasretine son veren kadro. Ayaktakiler soldan sağa: Bora Öztürk, Haluk Serenli, Ulvi Güveneroğlu, Mehmet Ekşi, Adem İbrahimoğlu, Samet Aybaba. Oturanlar: Süleyman Oktay, Necdet Ergün, Rıza Çalımbay, Ali Kemal Denizci, Haluk Çakar. 1977-78 sezonunun başında Trabzonspor kadrosu.... Soldan sağa ayaktakiler: Kadir Özcan, Güngör Şahinkaya, Necati Özçağlayan, Şenol Güneş, Mehmet Ekşi, Hüseyin Tok. Oturanlar: Necdet Ergün, Bekir Barçın, Turgay Semercioğlu, Serdar Bali, Ali Kemal Denizci... 68 69

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==