TamSaha 185. Sayı / Nisan 2020

arabanın bagajında mazot getirirdi. Sular akmadığı zaman Ortaköy Ha- mamı’na giderdik. Onunla ilgili kötü de bir anımız var hatta. Hadi onu da anlatayımkonu açılmışken. Yağ- murlu bir gün, idman sonrası yine gittik, hamamcı bizi içeri almadı. “Üstümüz çamurlu diye mi almıyor- sun, idmandan geliyoruz” dedim. “Yok ondan değil, yöneticiler daha bir ay önceki hamamparasını öde- medi” dedi. Neler hissettiğimizi varın siz düşünün… Farklı bir konuya geçelim şimdi. Takımdeğiştirdiğinizde uyum sorunu yaşar mıydınız? Evet yaşardım. İlk dönemimhep yal- nız geçerdi. Bu durum 3-4 ay sürerdi. Benimkarakteristik yapımher- halde. Bolu’ya gittiğimde de Trab- zonspor’a transfer olduğumda da yaşadımbunu. Allah’tan Şenol’un (Güneş), Dozer Cemil’in (Usta), Neca- ti’nin (Özçağlayan), Kadir’in (Özcan), Ali Kemal’in (Denizci) yakınlıkları vardı. Gittiğin yer farklı, yattığın yer farklı, baktığın yer farklı… Zor geçi- yor yani ilk dönem. Alışırken zorlandınız da Trab- zon’dan ayrılmak zor oldumu sizin için? Yöneticiler kalmamı istedi. Hatta beni evlendireceklerini ve aile haya- tıyla daha rahat edeceğimi söyledi- ler. Ama ben istemedim. İki sene Bolu’da, iki yıl da Trabzon’da kalmış- tım. Bir de askere gidecektim. “Annembabam İstanbul’da. Biraz da onlarla kalayım. Kusura bakmayın” dedim. Sonra da Beşiktaş’ta farklı bir hayat başladı benim için. Beşiktaş’a çabuk alışabildiniz mi peki? Geldiğim sezon hocamız Serpil Hamdi Tüzün’dü. Genç takımı Av- rupa şampiyonu yapmış, A takımın başına getirilmişti. İlk dönemimizde tartışmıştık hocayla. Ama sonra en çok bizi sevdi. Hocamokursa kız- masın lütfen ama genç takımhocası A takımda hemen uyumyakalaya- mıyor. Süper Lig farklı deneyimler istiyor. Serpil Hocanın A takımın başına geçmesi de beraberinde bazı sorunlar getirdi. Takımo sezon küme düşmemeye oynadı. Sonmaçta kurtardık. Ben de seni kovuyorum! O süreçte en önemli sorun neydi sizce? Devre arası kampında bazı rahatsız- lıklar vardı. Genç takımdan gelen- lerle henüz kaynaşamamıştık. Üçüncü sezonda ancak kaynaşabil- dik. Antalya’ya kampa gitmiştik. İki gün koştuktan sonra hoca Antal- yaspor ile maç aldı. Antalyaspor o zaman 2. Lig’de ve şampiyonluğa oynuyor. Epeydir de kamptalar. Biz ise tatilden gelmişiz. Antrenmansı- zız. Hocanın yanına gittim. “Hocam bunlarınmaçları devam ediyor, hepsi formda. Biz iki gün koştuk sadece. Bunlarla oynarsak sakatlık olur” dedim. Cevabı, “Oynayacağız paşam, sana ne” oldu. Oynadık nitekimomaçı. 35. dakika filan. Kafa topuna çıktık Hüseyin’le. Dizi kabur- gama geldi. Nefes alamıyorum. Kulübeye beni değiştirin diye işaret yapıyorum, hoca da bana elinin ter- siyle “git, git” işareti yapıyor. Benim canımyanıyor, hoca bana kızıyor. Ben de geldimkulübenin önüne, sahanın içindeyim ama. Çizgiden çıkmıyorum. Orada durdum 10 da- kika. Maç oynanıyor bu arada. Devre oldu, hızlı hızlı gittimben sinirle. Soyunma odasında ayakkabıları çözmeye başladım. Arkadaşların geldiğini anlıyorumkrampon sesle- rinden. Hoca da geldi, “Paşamburası senin babanın çiftliği değil, o aldığın paraların hakkını vereceksin” diye çıkıştı. “Sakatlandım, sen ne diyor- sun hocam” dedim. “Oynayacaksan oyna, oynamayacaksan çek git, ko- varım seni” diye bağırdı. Ben de çok sinirliydim. “Sen beni kovuyorsan ben de seni kovuyorum” şeklinde karşılık verdim, ipler koptu. O yüz- den genç takımla A takım farklı diyorum. Ben Beşiktaş’a transferle gelmişim, Millî Takım’da banko oy- nuyorum. Ona uygun davransa daha iyi olurdu. Sonra oyuncuların içinde hoş olmayan bir duruma düştü. Böyle şeyler güvenilirliği azaltır. Mehmet Ekşi’nin ‘zorla’ da olsa kabul etmesiyle sonlanan kaptanlık olayı var o dönem sanırım. O günleri anlatır mısınız? Bana da kaptanlık vermeye çalışı- yorlar, istemiyorum. RasimKara oynamadığında benimkaptan olmam içimbaskı var. Ben redde- dince Mehmet Ekşi’ye gittiler. Mehmet olmadı, tekrar bana geldiler. Tekrar Mehmet’e gittiler, en sonun- da kabul ettirdiler. Neden istemiyorsunuz kaptanlığı? Henüz ilk senemiz çünkü. Uludağ’da sezon başı kampında söyledi bunu bana Serpil Hoca ilk olarak. “Hocam biz daha yeni geldik. Ben İstanbul çocuğuyum tamamda sekiz eski oyuncu var. Yapamam” dedim. Sonra Mehmet Ekşi ile konuşuyor, o da kabul etmiyor. Çünkü takımda huzursuzluk hâkim. Her kafadan bir ses çıkıyor. Bazen idareciler ortada yok. Paralar ödeniyor, ödenmiyor… Böyle sıkıntılarla uğraşırsam top da oynayamazdım. Velhasıl Mehmet Ekşi zorla kaptan oldu. Kaptan RasimKara, ikinci kaptan Mehmet Ekşi. Mehmet de oynamazsa ben çıkıyorumkaptan. O arada Adem (İbrahimoğlu) de geldi. Ademgelince RasimHoca biraz kenarda kaldı. O zaman Mehmet kaptan oldu, ben de ikinci kaptan. 1983’te çift sarı kart olayından Mehmet ayrılınca kaptan- lık bana kaldı. Yönetici Mekki Başak geldi, “Artık kaptan sensin” dedi. Yine itiraz ettim ama “Yönetim kurulu karar aldı, deftere de yazıldı” deyince kabul ettimve 1986’ya kadar kaptanlık yaptım. Babamı küstüren gol Galatasaray’a elle attığınız golden söz edelimmi biraz da? Maçı Ali Sami Yen Stadı’nda oynuyo- ruz. Bir orta geldi, göğsüme aldım. Top yere düşmek üzereyken vuraca- ğım ama önümde Ali Çoban var. Tam topa vuruyordum, elimle aldım, önümde kaldı. Vurdumgol oldu. Ka- leci Haydar hakemgördü diye hamle bile yapmadı. Gol oldu, herkes itiraz ediyor. Herkes gördü, sadece hakem görmedi. Gelip sorsaydı elle aldığımı söyleyecektim ama sormadı. O za- manlar iptal ediliyormuş. Ama ben kuralları da o kadar iyi bilmiyordum. Maç 1-0 bitti. Tepki almadınız mı bununla ilgili? Almaz olur muyum? En sert tepki de babamdan geldi. Babamhasta Gala- tasaraylıdır. Amcamda babamda Galatasaray Lisesi’nde çalışmış. Der- biden sonra eve geldiğimde annemle sohbet ederken babamın nerede olduğunu sordum. Odada olduğunu söyledi. Odada oturup, sigara üzerine sigara yakıyormuş babam. Onun Galatasaraylı olduğunu unutmuşum tabiî. Oğlu Beşiktaş’ta oynayınca Beşiktaşlı olması lâzım normalde. Gittimyanına, “Hayrola, salona gelsene baba” dedim. “Hadi lan” deyip kızdı, bağırdı, “Elle gol ata- cak başka takımbulamadın da bize mi atıyorsun” diye azarladı. Sonra bir ay boyunca benle konuşmadı. Rahmetli Metin Oktay sayesine fanatik Galatasaraylı olanlardan benimbabam. Seba futbolu bırakmamı istedi Çalıştığınız başkanlar konusundaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz? Beşiktaş’ta en iyi başkan rahmetli Süleyman Seba’ydı. Kulüpten bir tane toplu iğne almamış, hep kulüp için çalışmış bir adam. Süleyman ağabey çok ciddi devlet adamıydı, iyi de başkanlık yaptı. En çok da benle kavga etmiştir. Herkes çekinirdi Sü- leyman Başkandan. 1983-1984 se- zonu, genç takımdan gelenler para almıyor. Bizimde hiç alacağımız kal- mamış. Büyükler küçüklere yardım ediyor. Arabaları yok, belediye oto- büsleri ile gidip geliyorlar. A takımda oynayanlar bile... Bir gün dedimki, “İdmana çıkmayalım.” Neden diye sordular. “Paranızı almanız için” dedim. Ya maça çıkmayacağız ya da idmana. Tamammı tamam. Biz Ulus’ta oturuyoruz o zaman. Ertesi gün 11.00’de idman var. 10 dakika kala gittim tesislere. Altı kişi eşof- manlı, geri kalanı sivil. Ama idmana çıkmayacak olanlar daha kalabalık. O arada hocanın odasına telefon geldi. Başkan beni istemiş. “Buyur başkanım” dedim. “İdmana çıkın, sonra da alacağı olanlar kulübe gel- sin. Hepsinin parası ödenecek” dedi. Bütün gazeteciler dışarıda bekliyor ama gecikmenin sebebini bilmiyor- lar. Sızdırmadık da. Antrenmanımızı yapıp, kulübe gittik. Arkadaşlarımı yalnız bırakmayıp, onlarla gittim. Bundan başka sıkıntınız oldumu rahmetli Seba ile? Futbolu bırakmamı bile istedi. Nasıl yani? Bu bölümü biraz açar mısınız? Sezon bitti, Kalyon Otel’deyiz. Ben- den önce dört kişi var. Hepsiyle ida- reciler konuşuyor, sona ben kaldım. Bir durumvar ama çözemiyorum. Sıra bana gelince herkes dışarı çıktı, Süleyman ağabey girdi odaya. Daha oturmadan, “Futbolu bırakacaksın” Arkadaşı Ersoy Sandalcı’nın karakalemNecdet Ergün çalışması 70 71

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==