TamSaha 186. Sayı / Mayıs 2020

ransa Millî Takımı, hâlihazırda “son dünya şampiyonu” unvanının sahibi… Fransızlar, 2018’de kazandıkları bu unvan- dan 20 yıl evvelse ilk dünya şam- piyonluklarını yaşamışlar, onun hemen ardından da 2000 Avrupa Şampiyonası’nda da mutlu sona ulaşarak dünyanın en önemli futbol güçlerinden biri olduklarını tescillemişlerdi. Fransa, 1998 öncesindeyse genelde zirvenin eteklerinde dolaşan fakat bir türlü o zirveye bayrağını dikeme- yen bir futbol ülkesi niteliğin- deydi. Bunun tek bir istisnası vardı, o da 1984 Avrupa Şampiyo- nası’ydı. Michel Platini’nin akıllara zarar bir solo performans sergilediği o turnuvada Fransa, tarihinin ilk Avrupa şampiyonlu- ğunu, dolayısıyla da ilk büyük turnuva zaferini elde etmeyi başarmıştı. Tabiî göz önündeki kahraman Platini’ydi ama o ta- kımı kurmakla kalmayıp Plati- ni’nin yanı sıra orta alanda Alain Giresse, Jean Tigana ve Luis Fer- nandez gibi yetenekli ayakları bir arada kullanabilmeye imkan ta- nıyan bir düzeni tahsis eden tek- nik direktör Michel Hidalgo’nun da o başarıdaki görünmeyen kahraman olduğu söylenebilirdi. Haliyle sadece Fransız futbolunun değil, dünya futbol tarihinin de önemli teknik adamları arasına girmiş olan Hidalgo, 26 Mart 2020’de, 87. yaşını geride bırak- tıktan sadece dört gün sonra hayata veda etti. Başarılı futbol adamının yaşam öyküsüyse, az önce vurguladığı- mız tarihten de anlaşılabileceği üzere 22 Mart 1933’te başlamıştı. Fransa’nın kuzeyindeki Norman- diya bölgesinin en kuzeyindeki Leffrinckoucke kasabasında dün- yaya gelen Michel Hidalgo, bu ilk yolculuğunda yalnız da değildi, zira kendisinin Serge adında bir de tek yumurta ikizi vardı. İkizle- rin babaları metal sanayiinde işçi olarak çalışan bir İspanyol göç- meniydi, anneleriyse Parisli bir ailedendi. Aile, bir süre sonra da yine Normandiya’nın kuzeyinde yer alan Mondeville’e taşınmıştı. Tek futbol arkadaşı ikiz kardeşiydi Michel ve Serge, küçük yaştan itibaren futbola meraklı iki çocuk olmuşlardı. Ancak henüz ilkokul çağına geldiklerinde II. Dünya Savaşı patlak vermiş, çok geçme- den de Fransa’nın kuzeyi Nazi işgali altında kalmıştı. Haliyle ikizler, ortalığın sakin olduğu zamanlarda sadece birbirlerine karşı futbol oynayarak hevesle- rini almaya çalışıyorlardı. Savaşın 1945’te sona ermesinin ardından Michel ve Serge kardeşler de ül- kedeki birçok akranları gibi nihayet futbolla gerçek anlamda içli dışlı olabilme imkânına da kavuşmuşlardı. 1946’da US Nor- mande kulübünün altyapısına dâhil olan ikizlerden Michel sağ açık, Serge ise santrfor olarak görev yapmaya başlamıştı. 1952’de, forma giydikleri Normande’ın genç takımı, Normandiya bölgesinde gençler şampiyonu da olacaktı. Bu turnu- vayı takip eden Le Havre kulübü yöneticileriyse özellikle Michel’in sağ kanattaki etkili oyunundan bir hayli etkilenmişler ve bunun üzerine de ona kariyerinin ilk transfer teklifini iletmişlerdi. Michel Hidalgo, o dönemde Nor- mandiya’daki tek profesyonel kulüp olan Le Havre’dan transfer teklifi alınca bunu kabul etme hususunda çok düşünmeyecekti. Kafasındaki tek tereddüt, ikizi Serge’den ayrıla- cak olmasıydı ama bir noktadan sonra zaten buna mecbur kalaca- ğını da biliyordu. Neticede Michel Hidalgo, 1952 yazında Le Havre’a transfer olarak profesyonel futbola “merhaba” dedi. Le Havre’daki ilk sezonunda dört kez gol sevinci ya- şayan Hidalgo, ikinci sezonundaysa dokuz defa fileleri havalandıracak ve Ligue 1’in dikkat çeken genç oyuncuları arasına girecekti. Nite- kimkendisi 1954 yazında Stade de Reims’e transfer olacaktı. Reims, o yıllarda Ligue 1’in en güçlü ekipleri arasındaydı. Hidalgo geldiğinde de ligi ikinci bitirmiş durumdalardı. Bir önceki sezonsa şampiyon olmuşlardı. Kopa’nın yanında genç bir sağ açık Hidalgo, Reims’de hemen kendini kabul ettirip takımın on birinde önemli bir parça haline gelmişti. Reims’in kadrosu da, sağ açıkta o ynayan bir oyuncunun kendini gös- termesi için hayli müsaitti. Takımın hücumdaki beyni, yakın gelecekte Real Madrid’e de gidecek olan, Fransız futbolunun o dönemki belki de en büyük yıldızı konumundaki Raymond Kopa’ydı. Ayrıca Leon Glovacki ve Rene Bliard gibi millî takım oyuncuları da hücumhattı- nın diğer parçalarıydı. Takımın tek- nik direktörüyse Fransız futbolunda 1950’li yıllara damgasını vuracak olan Albert Batteaux’ydu ve kendi- sinin alâmetifarikası da sürekli golü düşünen bir oyun anlayışıydı. Bu yapı içerisinde 1954-55 sezo- nunda Reims 43 maçta 78 gol atarak şampiyonluğa ulaşırken Hidalgo da 11 gol atmış, en az bir o kadar golün de hazırlayıcısı olmuştu. Bu sezonun Reims adına dikkat çeken bir başka organizasyonuysa, liglerin bitiminin ardından Haziran ayında İtalya, İspanya, Fransa ve Portekiz şampiyonlarını karşı kar- şıya getiren Latin Kupası olmuştu. Paris’teki organizasyonda Reims, yarı finalde Milan’la karşılaşırken, uzatmalara gidenmücadelede rakibini, o günkü kurallar gereği 138. dakikada Glovacki’nin attığı altın golle 3-2 mağlup etmeyi başarmıştı. Ancak Reims, bumaçın yorgunluğunun da etkisiyle finalde Real Madrid’e 2-0’lık skorla teslim oluyordu. 1955-56 sezonuna gelindiğindeyse, Avrupa futbolu adına milat sayıla- bilecek bir olay yaşanıyor ve UEFA, üye ülkelerinin şampiyon takımla- rını bir araya getiren, kulüpler düze- yindeki en önemli organizasyonu Şampiyon Kulüpler Kupası’nı dü- zenlemeye başlıyordu. Fransa’nın da bu kupadaki ilk temsilcisi Reims olmuştu. İlk turda Danimarka’dan Aarhus, çeyrek finalde Macaris- tan’dan MTK, yarı finalde de İskoçya’dan Hibernian’a üstünlük sağlayan Stade de Reims, böylece turnuvanın ilk finalinde boy göste- recek iki ekipten biri olmaya da hak kazanıyordu. Reims’in finaldeki ra- kibiyse, tesadüf bu ya, bir yıl evvelki Latin Kupası finalinde de karşı karşıya geldikleri Real Madrid’di. 13 Haziran 1956’da Paris’in Parc des Princes Stadı’nın ev sahipliği yaptığı maç, Reims için adeta rüya gibi bir başlangıca sahne oluyordu. Kırmızı- beyazlılar henüz altıncı dakikada Michel Leblond ile 1-0 öne geçmiş, dört dakika sonra da Jean Templin farkı ikiye çıkarmıştı. Seyirci avantajının da Reims’den yana olmasından dolayı ilk Avrupa şampiyonunun Reims olması o an itibarıyla kuvvetle muhtemeldi. Ancak Real Madrid’in kolay kolay teslimbayrağını çekme niyeti de yoktu. Yarım saatlik süre dolmadan Alfredo di Stefano ve Hector Ri- al’den gelen gollerle skora 2-2’lik denge gelmişti. Mücadelenin ilk yarısı da bu şekilde sona eriyordu. İkinci yarıya geçildiğindeyse iyi F 1956’daki ilk Şampiyon Kulüpler Kupası’nda Real Madrid’le final oynayan Reims takımı... Hidalgo sol altta en başta... 35 34

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==