TamSaha 186. Sayı / Mayıs 2020
yonunu kullandı. Fakat dediğimgibi öncesinde pek çok kulüpte denedim ancak işler istedi- ğimgibi gitmedi. Bu yüzden Östers IF benim için önemli bir fırsattı. Ben de vakit kaybet- medimve profesyonel oyuncu olma hayalimin peşini bırakmadım. Bu benim için bir başlan- gıçtı ve profesyonel bir sözleşme imzalamanın mutluluğunu yaşıyordum. İsveç hakkında fazla bilgi sahibi değildim ama profesyonel bir lig olduğunu biliyordumve çok heyecanlıydım. Futbolun taktiksel yönünü Kopenhag’da öğrendim Östers IF’teki performansın seni önce Hel- singborgs IF’ye, ardından Danimarka’nın köklü kulübü Kopenhag’a taşıdı. 2006’dan 2010 yılına kadar Kopenhag’da forma giydin, şampiyonluklar yaşadın, maç grafiğini her sene yükselttin. Danimarka günlerini nasıl anlatırsın? Bu ülke sana neler öğretti? Östers IF’den sonra iki sene Helsingborg’da oynadımve iyi bir performans sergiledim. Ardından İskandinavya’nın en büyük takım- larından biri olan FC Kopenhag’a transfer oldum. FC Kopenhag’la ilgili çok şey duyu- yordumve bu benim için çok heyecan ve- rici bir gelişmeydi. İsveç’te daha önceden FC Kopenhag’da forma giymiş bazı takım arkadaşlarımvardı ve onlar da kulüp hak- kında olumlu şeyler söylüyordu. Kariye- rim için önemli bir adımdı. Orada da iyi başladımve transfer olduktan altı ay sonra ilk şampiyonluğumu yaşadım. FC Kopenhag’daki kariyerimboyunca dört şampiyonluk yaşadımve bu benimge- lişimimde çok önemli rol oynadı. Fut- bolun taktiksel yönünü öğrendim. Teknik direktörümüz taktiklere ve planlamaya çok önemveriyordu. Bu durumbenim çok işime yaradı ve büyük bir gelişimgöstermemi sağ- ladı çünkü Avrupa’daki ilk senele- rimde oldukça hambir oyuncuydum. PSV’de bambaşka bir seviyeye geldim 2009-2010 sezonunda Danimarka’da “Yılın Futbolcusu” ödülünü Franz Beckenbauer’in elinden aldın. Ardından Hollanda’nın ünlü ku- lübü PSV’ye transfer oldun. O günleri ve transfer hikâyeni nasıl anlatırsın? FC Kopenhag’daki son sezonumda yılın fut- bolcusu ödülünü almak benim için büyük bir onurdu. Kanadalı bir futbolcu olarak Danimar- ka’nın en iyi futbolcusu ödülünü almak sık rastlanan bir durumdeğil; bu yüzden benim içinmutluluk vericiydi. Ardın- dan PSV’ye transfer olu- şum, kariyerimdeki en büyük adımlardan biriydi. Kulüp hakkında pek çok şey biliyordum. PSV Hollanda’nın en büyük sayılı kulüplerinden bi- risi. Oraya transfer olmadan birkaç sezon önce üst üste dört kez Hollanda Ligi’nde şampiyon olmuşlardı. PSV’nin benimle ilgilendiğini duy- duğum anda çok heyecanlanmıştımve iki kez düşünmeden kararımı vermiştim. Hollanda’da oynamak futbolumu bambaşka bir seviyeye getirdi diyebilirim. Öğrenmeye ve teknik ola- rak gelişmeye devam ettim. Fazlasıyla yete- nekli, tecrübeli oyuncularla birlikte oynadım. Hollanda’da PSV gibi bir kulüpte oynadığım için çokmutluyum. PSV’de forma giydiğin dönemde de maç grafi- ğini hep yukarı taşıdın ve çok istikrarlı bir oyuncu oldun. Hollanda yılların sana neler kattı, neler yaşadın? Pas oyununa çok uyumlu bir oyun yapın var. Bu yapının Hollanda yılla- rından kalma olduğunu söyleyebilir miyiz? Hollanda’da sürekli geliştiğimi hissediyordum ve orada oyunu çok daha iyi anladım. Hollan- da’da topa sahip olmak ve pas büyük bir önem taşıyor. Bu durum oyunumu bir üst seviyeye taşımamda çok yardımcı oldu. 2013-2014 sezonunda yolun Beşiktaş ile ke- sişti. Öncelikle transferin nasıl gerçekleşti? MenajerimBeşiktaş’ın benimle ilgilendiğini söyledi. O dönemde teknik direktör olan Sla- ven Bilic’le görüştüm. Beni takımında görmeyi çok istiyordu. Şehir ve takımhakkında da ol- kardeşimle beraber beş kişilik bir aileydik. Ak- rabalarımız ve kuzenlerimiz de vardı. Babam kaynak ustasıydı, annem ise bir üniversitede kütüphaneciydi. Annemin 11 kardeşi var Trinidad ve Tobago, harika denizleri olanmuh- teşembir Karayip ülkesi. Orada akrabalarınız var mı? Ziyarete gidiyor musun? Ailemin oldukça büyük bir kısmı Trinidad’da. Teyzelerimin, amcalarımın ve kuzenlerimin çoğu Trinidad’da yaşıyor. Annemin dokuz kız ve iki erkek kardeşi var. Babamın ise iki kız ve iki de erkek kardeşi. Bu yüzden özellikle anne tarafımdan oldukça büyük bir aileye sahibiz. Trinidad harika bir yer. Yaşımküçükken ve lise zamanlarımda sürekli ziyarete giderdik. Fakat yaşım ilerledikçe pek gitmedim açıkçası. Artan suç oranları yüzünden de uzun zamandır Trini- dad’da bulunmadım. Fakat ailemle her zaman iletişimhalindeyim. Futbolla tanışman nasıl oldu? Yeteneğini ilk kimkeşfetti ve seni bir kulübün kapısından içeri soktu? Futbol Trinidad’da bir numaralı spor olduğu için doğal olarak babamda bu oyunun tutku- nuydu. Onun sayesinde çok küçük yaşta fut- bolla tanıştım. Dört ya da beş yaşındayken beni futbol okuluna yazdırdı ve ondan sonra olan oldu. Sadece futbolcu olmak istedim Seninle birlikte futbola başlayan birçok arka- daşın futbolcu olamadı. Dünya üzerinde senin gibi önemli noktalara gelmiş Kanadalı oyuncu da pek yok. Sen onlara göre neleri farklı yaptın da bugün kariyerli bir oyuncu olabildin? Beraber büyüdüğümüz ve aynı takımda oyna- dığımız pek çok arkadaşımvardı. Aralarında çok yetenekli olanlar da vardı fakat maalesef bazıları benimgelebildiğimnoktaya kadar ge- lemedi. Futbolu çok sevdim, sadece futbol oy- namak istiyordumve çok küçük yaştan itibaren profesyonel futbolcu olmak istediğimi biliyordum. Bu yüzden her şeyimi verdim, fut- bola odaklandımve hayalimin gerçekleşmesi için asla pes etmedim. Farklı ülkelerde deneme antrenmanlarına çıktım, doğru fırsatları ya- kalamak için uğraştımve bu fırsatı ilk kulü- bümün olduğu ülke olan İsveç’te yakaladım. Benim için her şey orada başladı. Daha önce de belirttiğimgibi, her zaman futbola odak- landımve yapmamamgereken şeyleri asla yapmadım. Yaşımız ilerledikçe bazı arkadaş- larım futboldan uzaklaşarak eğlenceye, gece hayatına yöneldi. Ben ise 25, 26 yaşıma kadar bunları asla yapmadım. Sadece is- tediğim şeye odaklandım. Ulaşabildiğimiz kayıtlarda York Region Shooters takımında futbola başladığın yazı- yordu. Ardından To- ronto Lynx’te forma giymişsin. Kana- da’da nasıl bir altyapı eğitimi aldın? Futbola başlarken orada neler öğren- din? Nasıl çalışmalar yaptın? Evet, NewYork Region Shooters’da yarım sezon oynadım. Ardından Toronto Lynx’te kısa bir süre oynadım. Fakat geli- şimimve futbolu öğrenmembu kulüpler sayesinde olmadı. Çünkü akademisi olan kulüpler değillerdi. Örneğin NewYork Re- gion Shooters yarı amatör, yarı profesyonel bir kulüptü. Kanada’da Toronto Lynx ise biraz daha profesyoneldi fakat lig çok az takımdan oluşuyordu. Kariyerime Avrupa’da devam et- meden önce bu iki takımda oynadım. 2003 yılında Avrupa’ya geliyorsun ve İsveç’te Östers IF takımına transfer oluyorsun. Önce- likle bu transfer nasıl gerçekleşti ve 20 ya- şında ülkenden ayrılıp çok uzaklara gitme kararını nasıl aldın? Östers IF oynadığım ilk profesyonel takımdı. Pek çok farklı takımla deneme antrenma- nına çıkarak kariyerimde bir sıçrama yap- maya çalışıyordum fakat şans yanımda değildi. Ardından Östers IF bana satın alma opsiyonu olan altı aylık bir sözleşme teklif etti ve elime bir fırsat geçti. İyi bir perfor- mans sergiledimve kulüp satın alma opsi- 45 44
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==