TamSaha 186. Sayı / Mayıs 2020
63 M Sacchi’ninMilan’ı Tümzamanların en büyük efsanelerinden ilan Avrupa futbolunda ilk büyük izleri 1960’larda bırak- mıştı. Teknik direktör Nereo Rocco, ezeli rakipleri Inter’deki meslektaşı Helenio Herrera ile birlikte katenaçyoyu popüler- leştiren başlıca taktisyenler- dendi ve onun yönetiminde Milan savunmada rakiplerine kolay kolay geçit vermeyen, hü- cumda da Gianni Rivera ve Jose Altafini gibi oyun zekâsı ve tek- nik kapasitesi en üst düzeydeki yıldızların yaratıcılığıyla rakip- lerini çözen bir takımhalini almıştı. Bununmeyvelerini de 1963 ve 1969’da Şampiyon Ku- lüpler Kupası’nı, 1968 ve 1973’te Kupa Galipleri Kupası’nı ve yine 1969’da Kıtalararası Kupa’yı ka- zanarak toplamışlardı. Ancak 1961-63 ve 1967-73 dönemle- rinde takımı çalıştıran Roc- co’nun emekli olması ve 1943 doğumlu Rivera’nın da kariyeri- nin son yıllarına yaklaşması nedeniyle Milan, 1973-74 sezo- nundan itibaren hayli bocala- maya başlamış ve orta sıralara kadar gerilemişti. 62 Kırmızı-siyahlı ekip 1978-79 sezo- nunda şampiyonluğa ulaştığında bu yeni bir parlak dönemin habercisi olarak değerlendirilebilirdi belki ama bir yıl sonra kulüp tarihinin en büyük felâketlerinden biri yaşa- nacaktı. Totonero adlı bahis şikesi skandalına karışması nedeniyle Milan, İtalya Futbol Federasyonu tarafından küme düşme cezasına çarptırılıyordu. Böylece 1979 Ma- yıs’ında Serie A şampiyonluğu kut- layan takım, sadece 16 ay sonra, 1980 Eylül’ünde Serie B’de maça çı- kıyordu. Bu, elbette atlatması kolay bir travma değildi. Milan her ne kadar o sezon Serie B’de şampiyon olarak Serie A’ya geri dönse de kad- rosu, küme düşme cezası sonra- sında hayli zayıflamıştı. Bu yara da bir yılda tamamen sarılamadığın- dan Serie A’ya dönen takımda aslında hayli zayıf bir takımdı. Neticede o takım 1981-82 sezo- nunda bu kez doğal yollardan küme düşecek ve kırmızı-siyahlı camianın yaşadığı buhran da adeta katmerli bir hal alacaktı. Milan, 1982-83 sezonunda bir kez daha Serie B’yi zirvede tamamlayıp lâyık olduğu lige çıkıyordu belki ama Serie A’da yeniden zirveyi zorlayacak görüntüden de hâlâ çok uzaktı. Nitekimbu geri dönüş sonrasındaki ilk üç sezonda ligi sırasıyla sekizinci, altıncı ve yedinci sıralarda bitiriyorlardı. 1986’da ül- kenin en zengin işadamlarından olan Silvio Berlusconi’nin kulübü satın almasıyla birlikte takımın kaderi de değişmeye başlayacaktı. Fakat hemen de değil. Milan’ın 1986-87 sezonuna çok iddialı transferlerle girdiği söylenemezdi. Atalanta’dan orta sahaya Roberto Donadoni, Fiorentina’dan kaleci Giovanni Galli ve Daniele Massaro, Verona’dan da forvet Giuseppe Gal- derisi, sezonun öne çıkan transfer- leriydi. Önceki üç sezonda iki puanlı sistemde ortalama 33 puan topla- yan takım, bu sefer de 35 puan toplayabilecek ve ligi beşinci olarak tamamlayacaktı. Kimbu Parma’yı çalıştıran adam? Milan adına o sezonun, hatta belki de kulüp tarihinin kırılma noktala- rından biriyse İtalya Kupası’nda yaşanacaktı. Kupanın o zamanki statüsüne göre, ilk turda altışar ta- kımlı sekiz grup vardı ve tek devreli lig usulüne göre oynanan bu grup- larda ilk ikiye giren takımlar son 16 turuna kalıyorlardı. Milan, o zaman- lar Serie B’de oynayan, hatta henüz hiç Serie A’ya çıkmamış olan Par- ma’yla ilk olarak bu grup aşama- sında karşılaşmış ve San Siro’da oynananmaçta rakibine 1-0mağ- lup olmuştu. Tesadüf bu ya, gruptan Parma birinci, Milan da ikinci olarak çıktıktan sonra çekilen kurada iki ekip yine birbirlerine rakip oluyor- lardı. İlkmaç yine San Siro’da oyna- nırken skor tabelasında bir değişiklik yoktu, Parma bir kez daha 1-0 kazanmıştı. Rövanş ma- çındaysa ‘gol’ sesi çıkmayacak ve turu geçen taraf Parma olacaktı. Tarihinde Serie B’den öteye gitme- miş bir takımın Milan’la oynadığı üç maçın ikisini kazanması ve bu üç maçta kalesinde tek gol dahi gör- memesi, elbette ki çok büyük bir olaydı. Milan’ın patronu Berlusconi de bundan en çok etkilenen isimle- rin başında geliyordu ve Parma’nın teknik direktörü Arrigo Sacchi’yi Onur Erdem Birçok futbolseverin aklına öncelikle Gullit-van Basten-Rijkaard üçlüsüyle kazınan Arrigo Sacchi yönetimindeki Milan’ın o kadroyla elde ettiği üst üste ikinci Avrupa şampiyonluğunun üstünden 30 yıl geçmiş durumda… Kırmızı-siyahlıların o takımı günümüzdeyse artık sadece o dönemin değil, tüm zamanların en büyük efsanelerinden olarak kabul ediliyor. Arrigo Sacchi
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==