TamSaha 187. Sayı / Haziran 2020
menliği bölümünü bitirdi. Eğitimdurumunuz hakkında bilgi alabilir miyiz? Spor, hayatımın öyle bir kısmını kapsıyordu ki ders çalışmaya zamanım olmuyordu. Okuldan çıktıktan sonra atletizm antren- manı, sonra futbol antrenmanı derken eve geldiğimde ders çalışmaya halimkalmıyordu. Bütün eğitimhayatımÇanak- kale’de geçti. Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği mezunuyum. 2010 yılında Çanakkale 18 Mart Üniversitesi’ndenmezun oldum. 2009 yılında yeşil sahalara hakemolarak adım attığınızı görüyoruz. Hakem olma fikri aklınıza nereden geldi? Hakemlik tercihini nasıl yaptınız? Futbolu çok seviyordum. Yavaş yavaş bir yol ayrımına geldim. Okul ve futbol çok zor bir şekilde bir arada gidiyordu. Arka- daşlarımın çoğu BESYO’ya hazır- lanmaya başladı. Ben de istemeye istemeye futbol- dan koptum. Üniversiteyi kaza- nınca dayanama- yıp bir sene tekrar amatöre döndüm. Fakat istedi- ğimheye- canı yakala- yama- dım. Başka bir takıma gidecektimki lisansımı kulübümden alama- dım. Bir şekilde futbol oyunu- nun içinde kalmamgerekiyordu. Çünkü futbolsuz yapamıyor- dum. Üniversitede futbol hakemlik kursunun açıldığını duyurdular. Yapabilir miyim derken bir anda işin içinde buldumkendimi. 19 Aralık 2009 tarihinde U18 Li- gi’nde Çanakkale Dardanel- Gebzespor maçında ikinci yardımcı hakem olarak sahaya çıktınız ve serüveniniz başladı. O ilkmaçınızı hatırlıyor musu- nuz? Evet, çok net hatırlıyorum. Benim için çok farklı bir dene- yimdi. Yardımcı hakemlik 90 dakika konsantrasyon gerektiren çok zor bir işti. İlk heyecan, düdüğü çalana kadardı Bölgesel Amatör Ligler ve Genç- lik Ligleri dâhil birçokmaçta görev aldınız ve kariyerinizdeki ilk büyük sıçrama 9 Eylül 2012 tarihinde oldu. O gün 3. Lig’de Sancaktepe-Elazığ Belediye- spor maçını yönettiniz ve ilk profesyonel lig tecrübenizi yaşadınız… Bölgesel Ligler daha yeni kurul- muştu ve ben de o ligdeki maç- lara çıkıyordum. Şu an Süper Lig’de oynayan birçok oyuncu o zamanlar kulüplerinin A2 ta- kımlarında oynuyordu. Sancak- tepe-Elazığ Belediyespor müsabakası ilk profesyonel maçımdı. İstiklal Marşı’na kadar gerçekten çok heyecanlıydım. Fakat düdüğü çaldığım andan itibaren, küçüklüğümden beri izlediğim, bildiğim oyunun içinde buldumkendimi. Kendimi hiç yabancı hissetmedim. Hemen adapte oldum. Lig yük- seldikçe ister istemez kalite de artıyor. Oyuncular daha bilinçli ve hakemlerin de işini kolaylaş- tırıyorlar. O zamana kadar en çok keyif aldığımmüsabakaydı. Basamakları resmen birer birer çıkıyorsunuz. Gençlik döneminizin tümünü alt liglerde pişerek geçirdiniz diyebiliriz. Bugün dönüp baktığınızda bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Futbolu bu kadar sevmeseydim, yapabilir miydimbilmiyorum. Süper Lig gerçekten çok zor bir lig. Fiziksel özelliklerin öne çıktığı, mücadelenin ve rekabetin yüksek olduğu bir organizasyon. Burada in- sanların hataya tahammülü yok. O yüzden gerekli tecrübeyi edinerek, pişerek gelmek gerçekten çok önemli. Hakemliğe başladığımda kendime çok güveniyordum. Ailemde ya da yakın çevremde hakemlikle ilgilenen kimse yoktu. O yüzden çok da bilgimyoktu. Hemen hedef belirlemiştim. “Dört sene sonra Süper Lig hakemi olacağım” diyordum. Bunun o kadar da kolay olmadığını işin içine girdi- ğimde anladım. Kontrol bende olmalı Süper Lig’de maç yönettiğiniz 2017 yılına kadar geçen süreçte basa- makları tırmanırken unutamadığı- nız maçlar ya da olaylar nelerdi? Amatör maçlara çıkıyordumÇa- nakkale’de. Fakat sürekli yardımcı hakem olarak çıkıyordum. Ben hakem olmak istiyordum oysaki… Yardımcı hakemlik bana göre de- ğildi. Kontrolün tamamen bende olması lâzım. Arabayken bile yan koltukta oturmaktan rahatsız olu- rum. İlde Salı ve Perşembe günleri haftanın değerlendirme toplantıları yapılırdı. O zamanki İl HakemKu- rulu Başkanımız rahmetli Hasan Kırbıyık Hocamızdı. Bende emeği çok büyüktür. Hakemleri çocuğu gibi görür, her şeyimizle ilgilenirdi. Onun başkanlığındaki bir toplantıda kendisinden söz isteyip içimden geçenleri söylemeye başladımve “Ben 10-12 yaş liginde top oynuyor- dum, aynı hakemler maçımı yöneti- yordu. 6 sene oynadım, bu hakem- ler maçımı yönetti. Amatör oyna- dım, yine aynı hakemler yönetti. Ben ne zamanmaç yöneteceğim?” dedim. Cesaretimden dolayı beni tebrik etti ve o hafta sonu Süper Amatör’de beni zor bir maça verdi. Bu olay hakemlik kariyerim açısın- dan dönümnoktası oldu. Diğer unutamadığımbir olay da şuydu… 2017’nin devre arasında A hakemi olmuştum. Üç kişi yükselmiştik. Bu ligde yeniydim. İki tane düdük maçına çıkmıştım. Dördüncü hakemolarak gidiyor, çok iddiası olmayanmaçlara çıkıyordum. Bir maç tebligatı aldım. İki takımın da play-off’a oynadığı, haftanın 1. Lig’deki en zorlumaçlarındandı. Elimden gelenin en iyisini yapmam gerekiyordu. Çok konsantre bir şekilde çıktımmaça. Bir hakem açı- sından her şey vardı müsabakada. Penaltılar, kırmızı kartlar, avantaj… Hakemin kendisini göstermesi için her şey vardı. Çok şükür güzel geçti maç. Son düdüğü çaldımve yar- dımcı hakem arkadaşlarımyanıma gelip bana maça izlemeye UEFA Mentörü JornWest Larsen’in geldi- ğini söylediler. Sonrasında çok güzel dönüşler aldım. Ve omaç beni sene sonunda Süper Lig’e taşımada çok önemli bir faktör oldu. 2 Haziran 2017 tarihi geldi çattı ve kariyerinizde ilk kez Süper Lig’e adım attınız. Akhisarspor-Karde- mir Karabükspor maçını yönettiniz. Omaçı nasıl hatırlıyorsunuz? Neler yaşadınız? Nasıl bir deneyimdi? Sezona 2. Lig kategorisinde başla- mıştım. Devre arasında 1. Lig ha- kemi oldum. Sezonu Süper Ligmaçı ile kapatıyordum. Kendi adıma çok iyi bir sezon geçiriyordum. Bir se- zondaki 30’uncu düdükmaçımdı. Çok alışılagelmiş bir şey değildi benim açımdan. Sezonu genelde 12-13 maçla kapatıyordum. Sezo- nun sonmaçıydı. İki takımın da bir iddiası yoktu. Fakat benim için çok önemliydi. Bana güvenenleri mah- 78 79
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==