TamSaha 188. Sayı / Temmuz 2020

guldak TÜİK’te memur. Erkek kardeşim ise babamın işlerini sürdürüyor. Duyduğumuz kadarı ile babanız eski bir kaleci ve amatör kümede uzun yıllar top oynamış. Sporcu bir aileden geliyorsu- nuz. Babanızın kalecilik günlerini ve bu durumun size etkisini anlatır mısınız? Evet, babam eski bir kaleci. Uzun bir dönem amatörde kalecilik yapmış. Ailemin ve babamın futbola ilgisi çok fazla. Eski albümlerde babamın fotoğraf- larına baktığım zaman elinde yırtık eldiveni, ayağında yırtık ayakkabısı ile çamur sahada kalecilik yaptığını gördüğümde şu anda ne kadar şanslı olduğumuzu anlıyorum. Babamın kaleci- lik yapmış olması ve futbola ilgisinden dolayı beni futbola ve spora yönlendir- mesi kaçınılmazdı. Babamkalecilik günlerini anlatırken kendilerinin ne kadar zor şartlarda spor yaptıklarını söyleyerek bugünkü şartlarda başarılı olmanın daha kolay olduğunu ve bu şartları değerlendi- rerek başarılı olabileceğimi bana aşılı- yordu. Ayrıca futbolun kendisine iş hayatı ve sosyal hayatında kararlar alırken bir- çok durumda fayda sağladığını ve özgü- ven getirdiğini her zaman söylüyordu. Spor konusunda ailemin desteğini her zaman arkamda hissettimve hissetmeye devam ediyorum. Futbola mahallemizde kurulmuş olan Akyazı Gücü’nde başla- dım. Daha sonra yine ilçemizin büyük takımı olan AS Akyazıspor’da futbol ha- yatıma devam ettim. Orada 1 sezon oyna- dıktan sonra akademi sınavlarına girerek Kocaeli Üniversitesi’ni kazandım. O dönemAS Akyazıspor’daki hocam Nejat Ersin’e, “HocamKocaeli Üniversite- si’ni kazandım. Kocaali’den Sakarya’ya antrenmanlara gidip gelmem çok zor, Kocaali’de bir takımbulup orada futbola devam edeceğimya da hakemlik kursu açılıyormuş, futbolu bırakıp hakemliğe başlayacağım” dedim. Kendisi bana “Atilla çok otoriter bir yapın var, fiziğin çok güzel. Futbol oynamaya da devam et ama hakemlik kursunu da mutlaka al” dedi. Bu konuşma sonrası hakemliğe biraz daha yaklaşmıştım. Ailenizde sizden ve babanızdan başka sporla ilgilenen birileri var mı? Erkek kardeşimde Sakarya’da amatör olarak futbol oynuyor. Üniversitedeki eğitimin karşılığını alıyorum Kocaeli Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Futbol Antrenörlüğü Bölümümezunu olduğunuzu bili- yorum. İçinizdeki futbol aşkını, eğitimini alarak profesyonel bir düzeye taşıdığınızı görüyoruz. Hem eğitimhayatınızdan hemde birlikte yeşeren bu futbol aşkınızdan söz eder misiniz? Üniversitede Spor Bilimleri Fakülte- si’nde okuma fikri lisedeki beden eğitimi öğretmenimin sayesinde gelişti. Onun derslerdeki yaklaşımı, çalışma prensibi çok hoşuma git- mişti. Bu sebeple “İleride mutlaka beden eğitimi öğretmeni olmalı- yım” diye kendime bir hedef koy- muştum. Hakemliğe başladığımyıl olan 2004’te Kocaeli Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Antrenör- lük Eğitimi bölümünü kazandım. Tutkuyla bağlı olduğum futbolun hem futbolcu hemde antrenör ola- rak ne gibi süreçlerden geçtiğinin, hem teorik hemde uygulama anla- mında neler yapıldığının eğitimini alma fırsatımolmuştu. Spor tarihi, antrenman bilgisi, sporcu beslen- mesi, sporcu sakatlıkları, spor psikolojisi gibi dersleri işleyerek sporun ve futbolun kılcal damarla- rına kadar nüfuz etme fırsatım ol- muştu. Bu eğitimi almış olmamdan dolayı kendimi gerçekten şanslı hissediyor, üniversitedeki eğitimi- min karşılığını sahada maç yönetir- ken aldığımı düşünüyorum. Futbolculuk ya da eğitimini aldığı- nız futbol antrenörlüğü değil de neden hakemliği seçtiniz? Hakem- lik fikri sizde nasıl oluştu? Futbol oynarken gerçekten futbol- culukta yükselmenin ve profesyo- nel seviyelere çıkmanın ne kadar zor olduğunun farkındaydım. He- deflerimvardı ancak hem eğitim hayatı hemde futbolculuğun bir arada yürütülmesi kolay bir iş değildi. Üniversiteyi kazandıktan sonra futbol oynayıp aynı zamanda eğitimhayatıma devam edebilirdim. Bu süreçte mahallemizde çocukluk arkadaşım, aynı zamanda hakem- liğe beraber başladığımÖzcan Kılıç- keser’in babası Ömer Kılıçkeser Hocamızın sayesinde hakemlik kursuna katılmaya karar verdim. Kendisi bana her karşılaştığımızda, “Futbol oynaman çok güzel. Futbol oynamaya devam et ancak futbolu bir gün bırakmak istersen, fiziğin, boyun hakemliğe uygun. Mutlaka hakemliğe başlamalısın” diyordu. Ben de üniversiteye başladığım 2004 yılında kendisinin teşvikiyle aday hakemliğe başvurdum. Kurs mülakatına o zamanlar Sakarya ASKF YönetimKurulu üyesi olan babamla beraber gittim. O günü hiç unutmam. Babamo dönem İHK Başkanı, eski Süper Lig hakemi Sel- çuk Şahin Hocamıza, “Hocam eğer Atilla bu işi yapabilecekse müsaba- kalarda görev alsın; ancak becere- mezse kimsenin hakkına girmenizi istemem. Ona hak etmediği hiçbir şeyi vermeyin. Çalışıp hak etsin. Tırnaklarıyla kazıyarak bir yerlere gelsin” dedi. Bu sözler benimher zaman hayat prensibimoldu. Ve ha- kemlik sürecimbu şekilde başladı. 64 65

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==