TamSaha 189. Sayı / Ağustos 2020

dansa 1970-71 sezonunda Leeds’i yeni bir Avrupa başarısı beklemek- teydi. Fuar Şehirleri Kupası’nda bu kez Sarpsborg, Dynamo Dresden, Sparta Prag, Vitoria Setubal ve Liverpool’u eleyerek finale gelen Leeds, kupa yolunda son olarak Juventus’a rakip olmuştu. Finalin Torino’daki ilk ayağında Juventus, Roberto Bettega ve Fabio Capel- lo’dan gelen gollerle iki kez öne geçmesine karşın Leeds bu gollere sırasıyla Paul Madeley ve Mick Bates ile cevap vermiş ve böylece sahadan 2-2’lik beraberlikle ayrıl- mıştı. Bir hafta sonra Elland Road’da oynanan rövanştaysa Leeds 12. da- kikada Allan Clarke ile öne geçer- ken Juventus 20. dakikada Pietro Anastasi ile skora dengeyi getir- mişti. Maçın bundan sonrasındaysa Leeds bu dengeyi koruyabilmek adına mücadele vermiş ve bunda başarılı olunca da 1-1’lik beraberlik, deplasman golü kuralı neticesinde kupanın Leeds’in olmasını sağla- mıştı. Leeds aynı sezonda ligdeyse Arsenal’in bir puan gerisinde ikinci sırada kalmıştı. Leeds, 1971-72 sezonunda müze- sine bir kupa daha ekleyecekti. Bu kez Federasyon Kupası finalinde Arsenal ile karşı karşıya gelmişler ve rakiplerini, Allan Clarke’ın golüyle 1-0mağlup etmeyi başar- mışlardı. Lâkin ligdeki şanssızlık sürmekteydi. Üst üste üçüncü kez puan cetvelinin ikinci sırasında ta- kılıp kalmışlardı. Bu defa da Derby County’ye sadece bir puanla geçil- mişlerdi. Son kertede yaşanan kayıplar, 1972-73 sezonunda da sürecekti. İngiltere’yi bu kez Kupa Galipleri Kupası’nda temsil eden Leeds; Ankaragücü, Carl Zeiss Jena, Rapid Bükreş ve Hajduk Split’i eleyerek finale gelmiş ve Milan’ın rakibi olmuştu. Ancak Selanik’te oynanan finalde Milan henüz be- şinci dakikada Luciano Chiarugi ile 1-0 öne geçmiş, sonrasında da 85 dakika boyunca skorumuhafaza etmeyi başarınca kupayı ülkesine götüren taraf olmuştu. Federasyon Kupası’ndaysa Leeds belki de daha büyük bir şok yaşamıştı zira yine tek golle kaybettikleri finaldeki rakipleri Sunderland o dönemde ikinci ligde mücadele etmekteydi. Leeds, ligiyse üçüncü sırada tamamlamıştı. 1973-74 sezonundaysa Revie’nin öğrencileri sonunda üstlerindeki uğursuzluğu kırmayı başarıyor ve Liverpool’un beş puan önünde ligi zirvede tamamlayarak kulüp tarihi- nin ikinci şampiyonluğunu elde edi- yorlardı. Ancak bu şampiyonluk, Leeds’in altın döneminin sonunu da teşkil edecekti. Zira kulübü adeta sıfırdan alıp Ada futbolunun zirve- sine taşıyan Don Revie, İngiltere Futbol Federasyonu’nun kendisine yönelttiği millî takım teknik direk- törlüğü teklifini kabul ederek 1974 yılı Temmuz ayı itibarıyla Leeds’ten ayrılıyordu. Revie sonrası ilk yıllar Revie yönetimindeki Leeds United, her ne kadar dönemin en başarılı birkaç ekibinden biri olsa da ami- yane tabirle “pislik” bir takımdı. Taktik gereği oyunu çirkinleştir- mekten hiçbir zaman çekinmiyor- lardı. Çoğu oyuncusu da rakiple her türlü kavgayı edebilecek yapıdaydı. Tabiî burada kavgadan kasıt saha içerisinde kora kor bir fiziki müca- deleye girmekten de fazlasıydı. Rakibi sinirlendirmek için tükürme, küfürleşme, çimdik atma, ayağa basma, vs. gibi her türlü futbol dışı yola başvurabiliyorlardı. Bu husus- taki en kavgacı, agresif oyuncuları- nın da Billy Bremner olduğu söyle- nebilirdi. Leeds’in bu özelliğini o günlerde en çok eleştirenlerin ba- şındaysa 1971-72 sezonunda Leeds’i bir puan farkla geçip şampiyon olan Derby County’yi çalıştırmakta olan Brian Clough gelmekteydi. İşin ga- ribi Leeds yönetimi, Revie’nin ayrıl- masının ardından takımın başına Clough’ı getiriyordu. Gelgelelimo güne dek Leedsli futbolcular hak- kında ağzına ne geldiyse söyleyen Clough ile o futbolcuların uyum yakalama ihtimali, devenin hendek atlama ihtimalinden fazla sayıl- mazdı. Nitekimbu birliktelik sadece 44 gün sürecek ve lige yapılan kötü başlangıcın ardından yönetim Clough’ın görevine son verecekti. Clough’ın yerine göreve gelen Jimmy Armfield ise ligde takımı pek toparlayamasa da Şampiyon Kulüp- ler Kupası’nda gayet iyi iş çıkara- caktı. Kupada sırasıyla FC Zürih, Ujpest, Anderlecht ve Cruyff’lu Bar- celona’yı eleyen Leeds finale kalmış ve belki de tarihin en iyi Bayern Münih’ine rakip olmuştu. Leeds, Pa- ris’teki finalde Franz Beckenbauer, Gerd Müller, Uli Hoeness ve Sepp Maier gibi yıldızlara sahip Bayern karşısında uzun süre dirense de son 20 dakikada Franz Roth ve Gerd Müller’den gelen gollerle sahadan 2-0 yenik ayrılacak ve bir büyük finalden daha eli boş dönmenin üzüntüsünü yaşayacaktı. Bundan sonrasındaysa Leeds için artık zirveden uzak yıllar başlı- yordu. 1980’lerin başına kadar ligde orta sıralarda gezinen Yorkshire ekibi, 1981-82 sezonundaysa tam manasıyla dibe vuracak ve 22 ta- kımlı ligi 20. sırada bitirerek küme düşecekti. Bu düşüş sonrasında da toparlanmak kolay olmayacaktı. Beyazlar, ikinci ligde bir müddet yükselme mücadelesi veremediği gibi, 1985-86 sezonunda üçüncü lige de düşmemek için ter dökmüş- lerdi. Wilkinson ile gelen diriliş 1988-89 sezonunun da peş peşe kötü sonuçlarla açılmasının ardın- dan, tıpkı 27 sene öncesinde Don Revie’nin göreve getirilmesinde ol- duğu gibi kritik bir dönümnoktası yaşanacaktı. İkinci ligde 21. sıraya kadar gerilemiş olan takımda, üç yıldır teknik direktörlük yapmakta olan eski sembol futbol Billy Brem- ner’ın görevine son veriliyor ve ye- rine HowardWilkinson getiriliyordu. Daha önce SheffieldWednesday’i birinci lige çıkarmış olanWilkinson, Leeds’i de kısa sürede toparlaya- caktı. Aynı sezon Mart ayında Manchester United’dan tecrübeli orta saha oyuncusu Gordon Strac- han’ın alınmasıysa bir sonraki sezon için önemli bir yatırımniteli- ğindeydi. Nitekim 1989-90 sezo- nunda saha içinde Strachan’ın önderliğine çok iyi bir performans ortaya koyan Leeds, ikinci ligde şampiyonluğa ulaşarak birinci lige dönüyordu. Leeds United, birinci lige geri dön- mesinin ardındansa Arsenal’den kaleci John Lukic ve Leicester City’den orta saha oyuncusu Gary McAllister’ı alarak iki önemli trans- fer gerçekleştirecekti. Bu hamle- lerde de tam isabet kaydedilmesiyle birlikte Beyazlar birinci lige de çok iyi bir başlangıç yapacak ve 1990-91 sezonunda puan tablosunda dördüncü sırayı alacaklardı. 1991-92 sezonuysa, Leeds United’ın üçüncü ve bugüne kadarki son şampiyonluğuna sahne olacaktı. Chelsea’den sol bek Tony Dorigo, Southampton’dan forvet RodWal- lace ve NottinghamForest’tan orta saha Steve Hodge’un Elland Road’a getirilmesi, sezon başındaki önemli transfer hamleleriydi. Ancak Leeds’e asıl seviye atlatacak olan takviye, 4 Şubat 1992’de Fransa’nın Nimes kulübünden Eric Cantona’nın alınmasıydı. Bunun üzerine bir de şampiyonluk yolunda çekiştikleri Manchester United son haftalarda peş peşe puan kayıpları yaşayınca Leeds, yarışta ipi göğüsleyen taraf olacaktı. Ne var ki bu, Leeds United açısından devamı getirilen bir başarı olmu- yordu. Premier Lig’in başlangıcı olma özelliğini de taşıyan ertesi se- zona son derece kötü bir giriş yapan Beyazlar, Kasım ayında Cantona’nın Manchester United’a satılması son- rasında iyice bocalıyor ve kendile- rini kâbus gibi bir küme düşmeme mücadelesi içinde buluyordu. Öyle ki sezon sona erdiğinde Leeds, düşme hattının sadece iki puan Leeds, Ron Revie sonrası dönemde Bayern Münih’le oynadığı Şampiyon Kulüpler Kupası’nı 2-0’lık skorla kaybetmişti.... Kaptanlar Bremner ve Beckenbauer seremonide... Leeds United, son şampiyonluğunu Strachan’lı, Cantona’lı, Speed’li, Hodge’lu kadrosuyla 1992’de elde etmişti. 115 114

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==