TamSaha 189. Sayı / Ağustos 2020
türlü bir ortama sahip olan Güney Afrika’nın Avrupa’dan pek bir farkı yok. Bu farklı kültürlere, sosyal yapılara ve konuşulan dillere adapte olmak zorundasınız. Ayrıca kendi futbol düşüncelerimi de orada uygulama fırsatı bulabil- dim. Belki kulağa naif gelecek ama altyapılara önemveren bir teknik direktör olarak, birçok oyuncu yetiştirerek yarışmanın içinde kal- mayı arzu ettim. Güney Afrika’da deneyimli oyuncular ile genç oyun- cular arasındaki farkın Avrupa lig- lerindeki gibi büyük olmadığını gördüm; bunun üzerine risk almaya değer olduğunu düşündümve sonuçta da başarılı oldum. Kıta dışından gelen biri olsamda oyuncularla aramda oluşabilecek bariyerleri de aşabildim. Ayrıca emekli olmuş tanınmış oyuncuları tekrar futbola kazandırarak antre- nör ve eğitici olarak yanıma aldım. Bunlar arasında Türkiye’de forma giymiş Fani Madida, Donald Khuse, Steve Komphela ile Dr. Khumalo gibi Güney Afrika’nın sembol fut- bolcuları da vardı. Senelerdir FIFA’nın Teknik Çalışma Grubu’nun (TSG) bir üyesisiniz. Bu grupla ne gibi çalışmalar yaptınız? TSG (Technical Study Group) yani Türkçesiyle Teknik Çalışma Gru- bunu birkaç kelimeyle dünya futbol gelişimini araştıran grup olarak özetleyebiliriz. Grup, büyük turnu- vaların ve gençler düzeyindeki organizasyonların tüm teknik ve taktik analizlerini yaparak gelişim projeleri sunuyor. Bence çok önemli bir işlevi olan bir grup. Zira burada, dünya çapındaki sayılı teknik adamlarla omuz omuza çalışma imkânı buluyorsunuz. Bu gruba dâhil olmamkonusunda Federas- yonumuzun Onursal Başkanı Şenes Erzik’in verdiği destek gurur veri- ciydi. Ülkemizi her türlü platformda olduğu gibi, burada da en iyi şekilde temsil etmek amacındayım. Şu anda dünya futboluna hâkim olan trendleri ve geçmişten bugüne değişimler üzerine yorumlarınızı alabilir miyiz? Son yıllarda futbolun gelişimine baktığımızda, bence topun geri kazanılması sonrasındaki geçiş oyununun nasıl geliştiğini ve hız- landığını görmek bence en heyecan verici gelişme. Duran toplar artık çok özel bir duruma geldi. Duran toplar için istatistiklere daha yakın- dan bakmamız gerekiyor. Duran toplar artık daha mı iyi kullanılıyor yoksa yeterince iyi savunulamadığı içinmi duran toplardan atılan golle- rin oranı bu kadar yükseldi? 2018 Dünya Kupası’nda atılan 169 golün 73’ünün (%43) duran toplardan gel- diğini görmek EURO 2020’de de oranın yükseleceğine işaret edebi- lir. Ancak şöyle bir gerçek de var, Avrupa’nın detaylı taktik anlayışı, Dünya Kupalarına Asya ve Afri- ka’dan katılan takımlara göre daha yüksektir. Dolayısıyla bu değerler değişebilir. 2009-10 sezonunda Sivasspor’u çalıştırmıştınız. O dönemden i tibaren Türk futbolunu yakından takip edebilme şansınız oldumu? 10 yıllık süreç içerisinde Türk f utbolunda geçmişe göre ne tür farklar gördünüz? Üç farklı kıtada görev yapmış ol- mama rağmen, Türk futbolundan hiçbir zaman kopmadım. Futbolda 10 yıl uzun bir süreçtir. Bu süreçte tabiî ki teknik direktörlerin oyuna bakış açıları değişti. Ülkemizde de çok kültürlü ortamlar gelişti. Oyuncuların piyasa değerleri ve önemleri gittikçe arttı. Buna ayak uydurabilmek için de günümüzün kulüplerindeki teknik kadrolar genişledi. Genç teknik adamların yetiştiğini görmek büyükmutluluk verici. Son dönemde Okan Buruk ve Erol Bulut gibi yetenekli teknik di- rektörlerin sayısının gittikçe arta- cağına inanıyorum. Son 5 yıl içinde kendi ülkemizde yetiştirdiğimiz oyuncuların Avrupa liglerine trans- fer olmalarını da olumlu bir gelişme olarak sayabiliriz. Süper Lig’deki futbolcuların teknik olarak bir sı- kıntıları olduğunu düşünmüyorum fakat oyunun temposunu geliştire- biliriz. Gücümüz var fakat atletik yeteneklerimiz sınırlı. Topla çok iyi- yiz ama fizik olarak topla hareket hızımız yeterli düzeyde görünmü- yor. Akışkan bir oyun için atletik yapının gelişmesine önemveril- mesi gerektiğini düşünüyorum. Avrupa’nın önemli ülkelerindeki koşumesafesi ortalamalarını içeren veriler karşılaştırıldığında durum şu şekildedir. Medyada sıklıkla Türk futbolunda “bir ekol oluşturulması” gerektiği söylenir. Şayet bir Türk futbol ekolü oluşturulsa bunun unsurları neler olur? Futbolda ekol olmuş ülkelerin dışında, son yıllarda futbol yapılanmaları sayesinde gelişme gösteren ülkeler var. Sözgelimi Belçika, Hırvatistan, İzlanda. Türkiye’de de bu ülkelerin yöntemlerinden esinlenemez miyiz? Ekol, beni çok ilgilendiren ve üze- rinde durduğumbir konu. Yıllarca Ajax sisteminde bulundum. Hollan- dalılar, kendi felsefelerini Güney Af- rika’da en üst düzeyde denedi ve uyguladı. Bu tartışmaların içinde daha önce de bulunduğum için şunu rahatlıkla söyleyebilirimki ekol, bir teknik adam transferiyle gerçek- leşmez ve bir “ekol” bire bir transfer edilemez, bumümkün değildir. Her ülkenin sosyoekonomik yapısı farklıdır. Bu da her ülkenin kendi koşullarına göre programhazırla- masını gerektirir. Bunun sonu- cunda da “EKOL” denen oyun kimliği ortaya çıkartılır. Bunun üze- rinde derin bir çalışma yapmamız gerekiyor. Başka ülkelerdeki mo- delleri ve yapıları iyi öğreneceğiz. Sonra kendi bilimmerkezlerimizle birlikte çalışarak ve deneyimleri- Bir teknik direktör transfer ederek “EKOL” oluşturulmaz. “ İspanya modeli kültürel ve sosyal bakış açısından ülkemize yakın. “ Gücümüz var fakat atletik yeteneklerimiz sınırlı. “ İngiltere 116.204,6 44.532,9 49.101,7 6.550 2.926,6 3.317,8 Almanya 118.409,6 43.121,2 45.887,4 6.458,2 2.925,8 3.249,6 Fransa 116.030,9 43.393,1 45.770,8 5.951,5 2.817,1 2.902,2 Şampiyonlar Ligi 114.241,1 43.399,8 46.734,7 5.663,7 2.579,5 2.856,5 Türkiye 103.248,4 37.814,8 39.840,6 4.062,6 1.930,9 1.974,9 Avrupa’nın önemli ülkelerindeki koşumesafesi ortalamalarını içeren veriler Takımların 21 KmÜstü Şiddetli Topsuz Koşu Mesafesi (m) Takımların 21 KmÜstü Şiddetli Topla Koşu Mesafesi (m) Takımların 21 KmÜstü Şiddetli Koşu Mesafesi (m) Takımların Topsuz Koşu Mesafesi (m) Takımların Topla Koşu Mesafesi (m) Takımların Toplam Koşu Mesafesi (m) Ülke 51 50
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==