TamSaha 189. Sayı / Ağustos 2020

başkanlığı Kupası, 3 de Başbakanlık Kupası şampiyonluğu yaşadım. Yani 18 kupa kazandım. Türkiye’de bu başarıyı yakalayan hepi topu 7-8 futbolcu var. O nedenle Trab- zonspor’a çok şey borçluyum. Hem gurur duyuyorumhemde kendimi şanslı hissediyorum. Aileden futbolcu Futbola çok dalmadan, anılara sürüklenmeden önce ailenizden söz edelimmi biraz? 7 kardeşiz. 5 ağabeyim, 1 de ablam var. Ailenin en küçük bireyi benim. Coşkun ve Bülent ağabeylerimde benden önce Trabzonspor’da oy- nadı. Hatta ikisi de kaptanlık yaptı. Üç kardeş aynı takımda oynayan pek fazla futbolcu da yoktur sanı- rımdünyada. Bülent ağabeyimle aynı dönemde de oynadım. 16 ya- şında şans bulmaya başladım. Trabzonspor İkinci Lig’de şampiyon olduğu sezon kadrodaydım. 16 yaşında A takıma yükseldim. Bakın tamda düşündüğümgibi oldu. Futbol sohbeti başlayınca durmakmümkün değil. Çok fazla ilerlemeden biraz daha aileden söz edelim. Anne, babanızdan, ablanız- dan bahsetmedik henüz… (Gülüşü- yoruz) Evet, öyle oldu... Futbola kaptırdık kendimizi. Rahmetli babammanifa- turacıydı. O dönemlerde çok fazla para kazanılmıyordu. O nedenle ağabeylerimyokluklarla büyüdü. Aynı elbiseleri giydiklerini dinler- dim onlardan. Benimhatırladığım dönemde mali durumumuz biraz daha iyiydi. Çok fazla yokluk yaşa- dığım söylenemez. Annem ev kadı- nıydı. Bu arada babamda Trab- zon’da İdmangücü’nde futbol oynu- yordu. O nedenle ablambile futbolla ilgiliydi. Yani futbol bizde aile gele- neğidir. En büyük ağabeyim İdma- nocağı’nda oynadı. Sonra elektronik mühendisi oldu, ABD’ye gitti. Diğer ağabeyimÇapa’da profesördü, artık emekli oldu. O da Süleymaniye’de oynadı. Anneniz hariç herkes krampon sesine aşinâ yani… Evet. Öyle desek yeridir. Mahalle futbol okulu gibiydi Güngör Şahinkaya’nın çocuklu- ğunu üç aşağı, beş yukarı aktarmış olduk. Şimdi belki de hayatınızın merkezi olan futboldan uzun uzun söz edebiliriz. A takıma yükselişi- nizden itibaren devam edebiliriz… Genç takımdayken Ahmet Suat Öz- yazıcı ile çalışıyordum. O A takımın başına geçince beni de A takıma aldı. O süreçte eğitimhayatımda devam ediyordu bir taraftan. Trab- zon Lisesi’ni bitirdikten sonra Eği- timEnstitüsü’ne yazıldım. Şenol Güneş ve Turgay Semercioğlu da oradanmezundur. Ancak ben bitir- medim. 1’inci sınıfta ayrıldımve ta- mamen futbola odaklandım. Sonra da Trabzonspor yıllarımbaşladı. Genç yaşta A takımda oynama şansı yakaladınız. Bunu neye bağlıyorsunuz? Sporcu aileden gelmenin çok büyük katkısı oldu. Tabiî ki bu tek başına yeterli değil. Yetenek olmadan bir yerlere gelme şansın yok. Bizim za- manımızda mahalle futbolu vardı. Günümüzde futbolcunun teknik kapasitesini, bireysel yeteneğini geliştirmesi açısından en büyük eksik de o kültürün artık olmama- sıdır. Ben de o dönemin tüm oyuncuları gibi mahalle arasında yetiştim. Yetenekli olduğum için bana lisans çıkarmak istiyorlardı. O zamanlar İdmanocağı Kulübü vardı. Daha sonra Trabzonspor’a dâhil oldu. Trabzonspor’da genel sekreterlik yapan rahmetli Saba- hattin Kundukoğlu vardı. Trabzon- spor’da futbol ondan sorulurdu. Aynı zamanda rahmetli babamın arkadaşıydı. O çok zorladı beni başlamam için. 14 yaşımda Trab- zonspor’un genç takımında lisan- sım çıktı ve hikâyemöyle başladı. Harekete geçmeniz için hep bir zorlama mı lazımdı size? Sanırımöyleydi. (Yine bir gülüşme faslı) Şampiyonluk serisi nasıl geldi sizce? Çok yetenekli oyuncular bir araya gelmişti o dönem. Takımda arka- daşlıkmüthişti, dayanışma vardı. Sadece saha içinde değil, saha dı- şında da yaşanan birliktelik vardı… Şehrin futbola olan tutkusu, doğaç- lama gelişen yetenekli oyuncuları. Trabzon bugün bile benzer bir ya- pıya sahiptir aslında. Futbolcu yetiştirme anlamında Türkiye’nin lokomotif kulübüdür. Aynı yörenin yetenekli insanları aynı dönemde bir takımda buluşunca başarı da beraberinde geldi. Hatta o dönem dışarıdan gelen az sayıda oyuncu da bizden biri gibi oluyordu. Şimdi Millî Takımlarda görev yapan Ahmet Ceyhan, Necdet Ergün, Mehmet Ekşi… Onlar da o dönemlerde Trab- zonspor’da oynayıp transfer oldu- lar. Beşiktaş’a, Galatasaray’a gittiler. Turgay Semercioğlu, Şenol Güneş, Tolunay Kafkas, Şenol Ustaömer... Unuttuğum isimler de olabilir. Bun- lar Trabzon’un futbol kültüründen gelen yetenekli oyuncular. Türk futboluna da damga vurdular… 4 aylık Zonguldakspor serüveni Başlangıçta hangi mevkide oynuyordunuz? Genç takımda santrfor ve sol açık oynadım. Forvettimyani. Hatta genç takımdöneminde gol kralı da oldum. Sonra orta sahaya geçtim. Günümüz tabiriyle ön libero oyna- maya başladım. Sahada nasıldınız sizce? Kendinizi anlatır mısınız biraz? İnsan kendi kendini anlatmaz, an- latmamalı. Ben hayatımda hiç ken- dimi anlatmadım. Trabzonspor’un kendine göre bir oyun felsefesi vardı. Futbolcu yapısı da sağlamdı. Ben de fena futbolcu değildim, iyi sayılırdım. Aslında bu sorunun cevabını başka insanların vermesi gerek. Bu konuda beni mazur görün lütfen. Oyuncuyu en iyi takım arka- daşları, ondan sonra hocası, ondan sonra da taraftar bilir. Trabzonspor’dan ayrıldığınız oldu mu hiç? 4 ay kiralık olarak Zonguldakspor’a gittim. Rahmetli Gündüz Tekin Onay, Trabzon’da çalışmıştı. O dönemZonguldakspor’un başın- daydı. Ben de Ahmet Suat Özyazıcı Hocamla bir problemyaşamıştım. Biraz ayrı kalıp, sezon sonunda ta- 1978-1979 sezonunda şampiyon olan Trabzonspor, o sezon Cumhurbaşkanlığı Kupası’nı damüzesine götürmüştü. Soldan sağa ayaktakiler: Necati Özçağlayan, Ahmet Ceyhan, Şenol Güneş, Hüseyin Tok, Güngör Şahinkaya, Mehmet Ekşi. Oturanlar: Serdar Bali, Turgay Semercioğlu, Necdet Ergün, Orhan Akyüz, Yaşar Alemdaroğlu. 91 90

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==