TamSaha 189. Sayı / Ağustos 2020

kıma dönerimdiye düşünüyordum. Ayrılma niyetimyoktu. O zaman ki- ralık sezonu Ocak ayında bitiyordu. Bitime bir-iki gün kala Gündüz Tekin Onay beni aradı. Israrla yanına çağırdı. Gittimve üç-dört ay orada oynadım. Sonra Trabzon- spor’a döndümve futbolu bıraktım. Ahmet Suat Özyazıcı ile yaşadığınız kırgınlık neydi? Bugün bakınca gereksiz bir tartış- maydı. O zamanın şartlarında farklı düşünüyordum tabiî ki. 17 yılını vermişsin, hizmet etmişsin, yüksek noktalara çıkmışsın. Her şeyini veriyorsun, kazanıyorsun, takımın parçası oluyorsun. İnsan duygusal da davranabiliyor. O zamanın şartlarında haklıydımda. Biraz açalımmı? Takımın lokomotifi olan, şampiyon- luk yaşayan bir grup vardı. Şenol Güneş, Turgay Semercioğlu, Necati Özçağlayan ve ben kalmıştım. Ahmet Suat Hoca bir değişime gitmek, yaş ortalamasını düşürmek istiyordu. Ama bu değişimin sabırla ve yerinde yapılması gerekiyordu. Genç oyuncuları takıma monte ederken sabırlı olmamız gereki- yordu. Genç oyuncu oynatmakta acele etmek takıma zarar verir. Oyuncuyu iyi etüt etmişsen, 7-8 sene işi götürebileceğine inanıyor- san tamam. Ama acele etmek kötü sonuç da doğurabilir. Şimdi bile ol- gunlaştırılarak takıma dâhil edilen oyuncular katkı sağlıyor. Ama bazı- ları kaybolup gidiyor. Bence Trab- zonspor o dönemdeğişimi çok erken yaptı. Necati ağabey o sene futbolu bıraktı, bana göre çok iyi bir savunma oyuncusuydu. Belki 1-2 sene daha oynardı. Şimdikiler 35-36’ya kadar oynuyor. Ama o 32 yaşında bıraktı. Ben de 32 ya- şımda bıraktım. Şenol ağabey ve Turgay Semercioğlu da aynı. Son şampiyonluğumuz 1983-84. O süreç yaşanmasa biz futbolu bırakana kadar bir kez daha şampiyon olabi- lirdik. Bu erken ve ani ayrılışlar takımın dengesini bozdu. Temel bir anda yıkıldı. Genç oyuncuların da sahada tecrübeli oyuncuya ihtiyacı var. 3-4 futbolcu kısa aralıklarla ayrılınca takımın dengesi de kay- boluyor. Ahmet Suat Hoca ile yaşa- dığımız sorun buydu. Bizimle biraz daha devam etmesi gerekirdi. Bir anda 4-5 kişiyi değiştirdi ve sonuç Trabzonspor’a yaramadı. Ben bunu görmüştüm. Hocalarınızla çok sorun yaşar mıydınız? Hayır. Ben hocalara her zaman çok saygılıyımdır. Baktık hocamızın niyeti değişim, biz de ona göre dav- randık sonrasında. Trabzon futbol kenti. Herkes bu işi iyi bilir. Hoca- mızı etkileyen bazı insanlar vardı. Bunların bazıları yönetimdeydi. Bir de Trabzonspor’un çok büyük başarılara imza atması nedeniyle aşırı bir özgüven vardı. Ama bu özgüven beraberinde hatayı getirdi. Daha sonra o takımdağıldı gitti. Büyük başarılar sağlamış bir takımda değişimin hazmederek yapılması lâzım. Avni Aker Trabzon’unmerkezi Trabzon deyince Avni Aker Sta- dı’ndan bahsetmemek olmaz… Avni Aker, Trabzon futbolunun can damarıdır, merkezidir. Bizden önce amatörlük döneminde Trabzon İdmanocağı vardı. O takımTürkiye amatör şampiyonu olmuştu. Sebat Gençlik vardı. O takımda Trabzon amatör şampiyonu olmuştu. Avni Aker, Trabzonspor’un doğduğu, şampiyonluklar kazandığı, sayısız kupaya imza attığı yerdir. Sizde iz bırakan hocalarınızdan söz eder misiniz biraz? Trabzonspor’da çok hoca görmedim zaten. Ahmet Suat Özyazıcı ve Özkan Sümer’le çalıştım. Bir de sa- dece 1 sene çalıştığım Jurgen Sun- dermann diye bir Alman antrenör geldi. Almanya’da Stuttgart’ı şam- piyonluğa taşımıştı. Benimgördü- ğüm en bilgili, en iyi çalıştırıcılardan biriydi. 1985-1986 sezonu olması lazım. İnanın gol rekoru kırardık ilk yarı. Çok gollümaçlar oynadık, çok da kaçırdık. İlk bölümü ikinci sırada bitirdik. Şampiyon olmamamız imkân dâhilinde değildi. Deplas- manda Denizli’ye yenilince, o baha- neyle hoca Denizli’den ayrıldı. Zaten yönetimde göndermek istiyordu. Bence onun ayrılığı Trabzonspor’un kırılma noktası oldu. Çok acele edildi. Sundermann 1-2 yıl daha kalsaydı Trabzonspor başka işler yapardı. Çok farklı antrenman metodu, bakış açısı vardı. Oyuncuya farklı yaklaşırdı. Sundermann gi- dince tekrar Ahmet Suat Özyazıcı geldi. Ahmet Suat Özyazıcı ve Özkan Sümer de çok değerli antre- nörlerdi. Zaten başarıları da ortada. Daha sonra Özkan Sümer ile AMillî Takım’da da birlikte çalıştık. Sıra geldi bir başka klasiğe… Trab- zonspor’da geçen yıllarda mutlaka çok fazla unutulmaz anınız vardır. Bir tanesini paylaşır mısınız bizimle? 1983-1984 sezonu hemşampiyon olmuş hemde Türkiye Kupası’nı ka- zanmıştık. O sezon Beşiktaş’la oy- nadığımız birmaçta Şenol ağabey belinden sakatlanınca Alper Boğuşlu geçmişti kaleye. 2-0 öndeydik ama Beşiktaş bastırıyordu. Oyuncu deği- şikliği hakkımız da bitmişti. Alper de sakatlandı, geldi kenara. Kaleci ka- zağını çıkardı. Ben de kenardaydım. Kazağı oyunculardan birine vermek için elime almış bulundum. O sırada Ahmet Suat Hoca, “Sen giy” dedi. Geri dönüş de yok. Seyirci bile teza- hürata başladı. Kazağı kimseye ve- remedim. Mecburen giydim. Eldi- venleri de taktım, geçtimkaleye. 1-2 tane top geldi, kurtardım. Saha yıkı- lıyor. Maç 2-0 bitti ama ben de bit- tim. Omaçı hiç unutamammesela. Unutamadığımanlardan birisidir. Yeniden dünyaya gelseniz yine futbolcu olmak ister misiniz? Kim istemez ki?.. Çok güzel şeyler yaşadık. Trabzonspor bir okuldu bizim için. Bir daha dünyaya gelsem yine futbolcu olmak ve yine Trab- zonspor’da oynamak isterim. Bizi 1980 yılında, İslamÜlkeleri 1. Spor Oyunları’nda İzmir’de oynananmaçta Suudi Arabistan’ı 3-0mağlup eden AMillî Takım. Soldan sağa ayaktakiler: Hüsnü Özkara (Trabzonspor), Tuncay Soyak (Trabzonspor), Güngör Şahinkaya (Trabzonspor), MuharremGürbüz (Rizespor), Yaşar Duran (Gaziantepspor), CemPamiroğlu (Fenerbahçe). Oturanlar: Fatih Terim (Galatasaray), Necdet Ergün (Trabzonspor), Halil İbrahimEren (Boluspor), Turgay Semercioğlu (Trabzonspor), Serdar Bali (Beşiktaş). 93 92

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==