TamSaha 189. Sayı / Ağustos 2020

bütün kulüpler istiyordu ama işin maddi kısmını bir kenara bırakıp Trabzonspor’da kaldık. Manevi açı- dan parayla pulla ölçülemeyecek güzellikler yaşadım. Çok az futbol- cuya nasip olacak durumlara tanık oldum. Hatta o zamanlar bazılarının farkında bile değildim. Çok şükür ki geriye dönüp baktığımda “İyi ki…” dediğim şeyler keşkelerimden çok daha fazla. Düşünebiliyor musunuz; 10 yılda Trabzonspor ile 6 Türkiye Ligi, 3 Türkiye Kupası, 6 Cumhur- başkanlığı Kupası, 3 de Başbakanlık Kupası şampiyonluğu yaşamışım. Kaç futbolcuya, kaç kulübe nasip olur bu? Aradan yıllar geçtikten sonra bakınca ne kadar değerli bir iş yaptığımızın farkına varmak beni çok gururlandırıyor. Yeni jenerasyon 10 yıl götürür Biraz da Millî Takımkariyerinize değinelim… İlk olarak Sabri Kiraz döneminde AMillî Takım’da oynadım. Sonra Coşkun Özarı, Özkan Sümer ve Fethi Demircan dönemlerinde. O yıllarda şartlar farklıydı. Şimdi çok iyi bir jenerasyon yakaladık. Bana göre gelecek 10 yıla damga vuracak bir jenerasyon var şu an. Avrupa Şampiyonası’na gidip, önemli rakiplere karşı önemli sı- navlar verecekler kısmetse. Genç Millî Takım antrenörlerimizin, bölge antrenörlerimizin, bize büyük imkânlar sağlayan Genç Millî Takımlar Sorumlumuz Sayın Tolunay Kafkas’ın, koordinatörü- müz Oğuz Çetin’in katkıları çok önemli. Ben 2000 yılından bu yana U14 Millî Takımı’ndayım. Şu anda AMillî Takım’da yer alan ve önü- müzdeki 10 yıla damga vurmasını beklediğimiz oyuncuların birkaçı hariç hepsi U14’ten geçti. Bundan sonra da çok iyi oyuncular gelecek. Artık ülkemizde daha fazla çocuğa nasıl ulaşabiliriz diye çalışmalar yapıyoruz. Millî Takım antrenörleri yurt dışında da tüm oyuncuları izliyor, rapor veriyor, takip ediyor. Aileleriyle konuşuluyor. Bu yılki yurt içi seçmelerini şehirlere, bölgelere giderek yaptık. Diyarba- kır’a, Van’a, Erzurum’a gittik. İnsanlara çocukları sahipleneceği- mizi gösterdik. Bu seyahatler aileleri de heyecanlandırdı. Bu sene 650’ye yakın oyuncu izlendi. Önceden Trakya bölgesi yoktu, orada da seçme yapıldı. Büyük şehirlerde daha fazla takımla seçme yaptık. Belki de önümüzdeki sene farklı kentlere de gidilerek, kent antrenörleri de devreye sokularak daha geniş çalışmalar yapılabilir. Mahmut Tekdemir’i beğeniyorum Kendi mevkinizde en beğendiğiniz yerli oyuncu kim? Mahmut Tekdemir… Oyun içinde pozisyon alması ve çok yönlü oyna- ması onu özel bir futbolcu yapıyor. Hem savunmaya hemhücuma destek oluyor. Oyunun yönünü değiştirebiliyor. Oyun zekâsı, fizik-kondisyon seviyesi ve çalışkanlığı da cabası… Genç futbolcu adaylarına önerileriniz… Önce ailelere… Sporun her branşı çok önemli. Zihin açıklığı, çocuğun gelişimi, kötü alışkanlıklardan uzak kalması az şey değil. Spor bunu sağlar. Ama çocukları fazla baskı altına almayalım. Tabiî ki ailenin çocuğuyla ilgilenmesi iyi fakat bu aşırıya kaçtığı zaman baskıya dönüşüyor. Üstelik gelişme ça- ğında... Çocuk yetenekliyse zaten bir yere gelecek. Burada çocuğun sadece saha içerisindeki durumu ile değil, saha dışındaki durumuyla da ilgilenmek, eğitmek gerek. Akademik eğitim ile spor eğitimi de birlikte devam etmeli. Zoraki antrenör! Antrenörlüğe geçişte de ilginç bir hikâyeniz var. Onu da okurlarımızla paylaşıp noktayı koyalımyavaş yavaş. Konuşmadığımız pek bir şey de kalmadı zaten… Trabzonspor yönetimi ile görüşerek futbolu bırakacağımı söylediğimde aklımda antrenörlük hiç yoktu. İstanbul’da yaşamayı planlıyordum. Öyle de yaptım. Ben bıraktığımda Sadri Şener başkandı. Antrenörlük eğitimi için beni İngiltere’ye gönder- meyi önerdi ama istemedim. Antre- nörlüğü düşünmediğimi söyleyip teşekkür ettim. 6-7 yıl Sabah ve Fo- tomaç gazetelerinde spor yazarlığı yaptım. O zaman rahmetli Hüsnü Çil de aynı grupta yazıyordu. Hemşeri- lerimizin bir balık restoranı vardı. Eve de yakın olduğu için oraya gidi- yordumakşamları. Ayrı bir oda vardı. O odadamaçları izliyordum. 2000-2001 sezonuydu galiba. O zaman Gündüz Tekin Onay, Metin Türel, Özkan Sümer, Yılmaz Yüce- türk geldi restorana. Sahibi de ağ- zından kaçırmış “Güngör içeride” diye. Çağırdılar masaya tabiî... Gittim oturdum. Masadaki herkes yazarlığı bırakıp antrenör olmamı istiyordu. O zamanlar bir kulüpte 10 yılı doldu- runca ve AMillî olunca A kursuna katılma hakkın vardı. Trabzons- por’dan da devamlı istek gönderi- yorlardı konuyla ilgili. Benimadıma müracaat bile yapıyorlardı ama ben gitmiyordum. Rahmetli Gündüz Tekin Onay, eğitimdairesinde o zaman. “Hemen geleceksin Beyler- beyi’ne. Kursa git, istersen antre- nörlük yapmazsın. Ama belgeni al” dedi. “Tamamhocam. Karar verir- semben seni ararım” dedim. O zaman cep telefonu yoktu. Evin telefonunu verdim. Bir gün telefon çaldı, eşimaçtı. “Beylerbeyi’nden, Federasyondan Gündüz Hocanın asistanı aradı. Yarın seni bekliyor- lar” dedi. Gitmek istemiyorumama onların iyi niyetlerini düşününce de sıkılıyorum. Büyüklerimize saygım- dan gittim. Sonra İzmir’de kursa ka- tıldım. Dönünce gazeteden ayrıldım, Federasyonda bölgede başladım. Sonra AMillî Takım’da çalıştım. Şimdi de Genç Millî Takımlarda görev yapıyorum. Zorla antrenör yapıldınız yani. Peki, şimdi mutlumusunuz? ‘İyi ki’ diyor musunuz bu konuda da? Elbette… Gençlerle çalışmak, onlara bir şeyler katabilmek çok güzel. Onları iyi noktalarda görmek ayrı güzel. Allah razı olsun beni zorla- yanlardan… 1983-1984 sezonunda ligde ve Türkiye Kupası’ndamutlu sona ulaşan Trabzonspor. Soldan sağa ayaktakiler: Turgay Semercioğlu, Necati Özçağlayan, Tuncay Soyak, Şenol Ustaömer, Şenol Güneş, Güngör Şahinkaya. Oturanlar: Hasan Şengün, Kemal Serdar, Osman Şahinoğlu, İskender Günen, Osman Denizci. 95 94

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==