TamSaha 190. Sayı / Eylül 2020

lanta ikinci turdaysa Fenerbahçe’yle eşleşmişti. İstanbul’daki ilkmaç denk bir mücadeleye sahne olsa da Atalanta ilk yarının sonlarında Walter Bonacina ile golü buluyor ve maçı da bu tek golle kazanarak Ber- gamo’ya dönüyordu. İki hafta son- raki rövanştaysa Atalanta çok daha rahat bir oyun ortaya koyuyor ve 4-1 galip gelerek üçüncü tur vizesini alı- yordu. Mavi-siyahlılar bu turda da Köln’ü, 1-1 ve 1-0’lık skorlarla kupa- nın dışına itecek, böylece çeyrek fi- nale de kalmayı başaracaktı. Ancak onlar adına bu aynı zamanda yolun sonu olacaktı. Memleketlileri ve renktaşları olan Inter’le eşleşmişler, Bergamo’daki ilkmaçta rakiplerini golsüz eşitliğe razı ettilerse de Mila- no’daki rövanşta sahadan 2-0’lık mağlubiyetle ayrılmışlar ve Avrupa defterini kapatmışlardı. O defterin bir daha açılması içinse aradan 27 yıl geçmesi gerekecekti, yani Atalanta, yeniden Avrupa ku- palarında boy gösterebilmek için Gasperini dönemine kadar bekle- mek zorunda kalacaktı. Aslında ara- daki dönemde Avrupa’ya gitmeye iki kez hayli yaklaşmışlardı. 1995-96 sezonunda İtalya Kupası’nda bir defa daha finale gelmişlerdi ve kazana- bilseler, üçüncü kez Kupa Galipleri Kupası’nda yer alabileceklerdi. Fakat Batistuta’lı Fiorentina’ya kaybettiler. 2000-2001 sezonundaysa Serie A’yı yedinci sırada tamamladılar ve bu normalde UEFA Kupası’na katılma- ları için yeterli olabilirdi. Ancak o se- zonki İtalya Kupası’nı, ligde altlarında kalan Fiorentina kaza- nınca Avrupa vizesini alan taraf Mor Menekşeler olmuştu. Bir ba- kıma Fiorentina, beş yıl arayla iki kez Atalanta’nın Avrupa yoluna taş koymuştu. İlkinde direkt, ikincisinde dolaylı olarak… Serie A’dan son olarak 2010’da düşen, bunun hemen bir yıl sonra- sındaysa Serie B’deki altıncı şampi- yonluğunu elde ederek geri dönmeyi bilen Atalanta, o günden bugüne Seria A’da kalıcı olduysa da bu döne- min ilk sezonları hayli sancılı geçti. Öyle ki 2012’den 2016’ya kadar takım hep alt sıralarda gezinip, küme düşme korkusu yaşadı. Hatta 2014- 2015 sezonunda sadece üç puanlık bir farkla düşmekten kurtuldu. Antrenörlüğe Juventus altyapısında başladı Bu noktada artık Atalanta’nın hikâ- yesine bir es verip Gasperini’nin hikâyesine geçiş yapabiliriz. Zira mavi-siyahlı ekibin kaderi büyük ölçüde Gasperini ile birlikte değişti. Ancak daha önce de söylediğimiz gibi Gasperini’nin kariyeri de Atalanta sayesinde bambaşka bir seviyeye yükseldi. Öncesindeyse Gasperini, futbolculuk yıllarında Juventus altyapısından yetişmesine rağmen siyah-beyazlı takımın for- masını profesyonel seviyede hiç giyememiş, ardından da kariyerini alt lig takımlarında, futbolseverlerin hafızalarında fazla bir iz bırakmadan geçirmişti. Aktif futbolculuk yaşan- tısını noktalamasının ardındansa Juventus altyapısı ona bir şans daha sunmuştu ve Gasperini, Juve’nin U14 takımını çalıştırarak antrenörlüğe ilk adımını atmıştı. Akabinde U17 ve U20 takımlarında da görev yapan Gasperini, siyah-beyazlı ekibin alt- yapısında geçirdiği dokuz yılın ar- dından 2003’te o zamanlar Serie C’de mücadele etmekte olan Croto- ne’nin başına geçerek teknik direk- törlük hayatına da başlayacaktı. Gasperini, teknik adamlığa hayli başarılı bir giriş yaparken ilk sezo- nunda Crotone’yi play-off’lar üzerin- den Serie B’ye taşımayı başarmıştı. Serie B’deki ilk sezonunda alt sıra- larda kalsa da ikinci sezonunda 22 takımlı ligi dokuzuncu olarak bitirecekti. Bunun sonrasındaysa o dönemSerie C’den Serie B’ye yeni yükselmiş olan Genoa, kendisine teklifte bulunacaktı. Kırmızı-mavili- ler her ne kadar kötü günler geçiri- yor olsalar da İtalyan futbolunun en köklü kulüplerindendi ve Croto- ne’yle kıyaslanamayacak bir cazibe- leri vardı. Doğal olarak Gasperini de gelen teklifi kabul etmekte tereddüt yaşamayacaktı. İlk büyük çıkışı Genoa’da Genoa, Gasperini yönetimindeki ilk sezonunda ligi Juventus ve Napo- li’nin ardından üçüncü sırada ta- mamlıyor ve böylece Serie A’ya yükselmeyi başarıyordu. 2007-2008 sezonunda da küme düşme korku- sundan uzak bir şekilde oynuyorlar ve ligde 10. sırayı alıyorlardı. Gaspe- rini’nin yıldızının asıl parladığı se- zonsa, 2008-2009 sezonu olacaktı. Diego Milito, iago Motta, Bosko Jankovic, Domenico Criscito ve Sokratis Papastathopoulos gibi oyuncuların bir araya geldiği Genoa, ligi 68 puanla tamamlıyor ve aynı puana sahip dördüncü Fiorentina’nın sadece ikili averajda gerisinde kala- rak beşinci sırayı alıyor, Şampiyonlar Ligi vizesini de kıl payıyla kaçırı- yordu. Onun yerine UEFA Avrupa Ligi’nde mücadele edeceklerdi. Ancak sezon bitiminde takımın en golcü ismi olan Milito’nun Inter’e transfer olması, Genoa’nın dengesini biraz bozacaktı. Ertesi sezon ligde dokuzuncu sıraya geriliyorlardı. UEFA Avrupa Ligi’ndeyse play-off turunda Odense’yi geçseler de grup aşamasında Valencia, Slavia Prag ve Lille’le birlikte mücadele ettikleri grupta üçüncü sırada kalmış ve eleme turlarına çıkamamışlardı. 2010-2011 sezonuna daha da kötü bir giriş yapılasının ardındansa Gasperini’nin görevine Kasım ayında son verilecekti. Bu tatsızlığa karşın Gasperini, Genoa’ya özellikle beşinci oldukları sene oynattığı pozitif futbolla İtal- ya’da büyük kesimin takdirini ka- zanmış durumdaydı ve büyük kulüplerle de adı sık sık anılır hale gelmişti. Neticede 2011 yazına gelin- diğinde Inter Başkanı Massimo Mo- ratti ona belki de hayatının teklifini yapacaktı. Böylece Gasperini, 2011- 2012 sezonu için ikametgâhını Mila- no’ya aldırıyordu. Inter’de kâbus gibi beş maç Ne var ki Inter macerası Gasperini açısından tambir karabasana dönü- şecekti. Hani menajerlik oyunla- rında bazen oyuncunun başına peş peşe akıl almaz negatif sonuçlar gelir de oyuncu çareyi bir hışımla bilgisayarı kapatmakta bulur ya… İşte bu öyle bile değildi. Oyunda olsa bilgisayarı camdan aşağı attıracak cinsten aksilikler Gasperini’yi bekli- yordu. Yönetimindeki Inter ilk olarak İtalya Süper Kupası’nda ezeli rakibi Milan’a 2-1 yeniliyordu. Serie A’daki ilkmaçlarındaysa daha sezon başla- madan teknik direktörlerini kovmuş olan Palermo karşısında deplas- manda 4-3’lük bir mağlubiyet alı- yorlardı. Ardından kendi evlerindeki ikinci hafta maçında da Roma ile golsüz berabere kalıyor ve yine galibiyetle tanışamıyorlardı. Sonraki iki maç, kâğıt üzerinde Inter’in rahat bir nefes alacağı maçlar olarak gözükmekteydi. Önce Şampiyonlar Ligi grupları ilk karşı- laşmasında Trabzonspor’u konuk edecekler, ardından da lige yeni yükselmiş olan zayıf Novara ile dep- lasmanda karşılaşacaklardı. Ancak evdeki hesap yine çarşıya uymaya- caktı. Bumüsabakaların ilkinde Trabzonspor’a 1-0mağlup olan Inter, sonrasında Novara’ya da 3-1 kaybe- decek ve ardından da Başkan Mo- ratti, Gasperini’nin görevine son verecekti. Sadece beş maç süren Inter macerasının bilançosu bir beraberlik ve dört yenilgiydi. Gasperini açısından terslikler bu- nunla da sınırlı kalmayacaktı. Ertesi sezona girildikten birkaç hafta sonra kendisi bu kez Palermo’nun başına geçiyordu fakat burada da aradığını bulamayacaktı. Hatta Şubat ayının başında görevine son verilecek, sa- dece üç hafta sonra bir kez daha gö- 64 65

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==