TamSaha 190. Sayı / Eylül 2020
reve çağırılacak, gelgelelim iki hafta sonra yeniden kovulacaktı. Bir teknik direktörün başına, pişmiş tavuğun başına gelenlerden bile be- terinin nasıl gelebileceği, adeta Gas- perini üzerinden gösteriliyor gibiydi. Bu kâbus gibi günlerin ardından Gasperini adeta güvenli bir liman olarak Genoa’ya sığınacaktı. 2013- 2014 sezonunda yine kırmızı-mavili takımın başında yer alıyordu. Genoa o sezonu 14. sırada tamamlıyordu belki ama bir önceki sezonu 17. sı- rada bitirip zar zor kümede kaldık- ları düşünüldüğünde bu kabul edilebilir bir neticeydi. 2014-2015 se- zonundaysa Gasperini-Genoa birlik- teliği, altı yıl öncesini anımsatan bir sonuç veriyor ve kırmızı-mavililer ligi altıncı sırada tamamlıyorlardı. Bu derece, bir kez daha UEFA Avrupa Ligi’ne katılabilecekleri anlamına geliyordu belki ama Genoa’nın UEFA’dan gerekli lisansı alamaması üzerine bu fırsat kaçacaktı. Bir son- raki sezondaysa Genoa ligi 10. olarak bitirmişti. Atalanta-Gasperini birlikteliği başlıyor İşte tamda bu esnada hemAtalanta hemde Gasperini açısından o büyük dönümnoktasına gelinmişti. Taraf- lar, 2016-2017 sezonundan itibaren beraber çalışmak için 14 Haziran 2016 tarihinde el sıkışıyorlardı. Aslında bu birlikteliğin pek de iyi başladığı söylenemezdi. Atalanta, Gasperini yönetiminde ligde çıktığı ilk beş maçın dördünü kaybediyor ve puan cetvelinde de 19. sıraya kadar iniyordu. Ancak dokuz maçlık fevkalâde bir periyot gelecek ve mavi-siyahlılar bumüsabakalardan sadece birinde berabere kalıp geri kalan hepsini kazanacaklardı. Yendikleri takımlar arasında Inter ve Roma gibi zirve adayları da vardı. Sonrasındaki altı maçta gelen üç y enilgi biraz sarsıntı yarattıysa da ligin geri kalan 18 haftasında sadece bir kez mağlup olanmavi-siyahlılar böylece dördüncü sıraya kadar tır- manacaklardı. Bu, aynı zamanda kulüp tarihinin en iyi lig derecesi de oluyordu. Şanssızlıkları o dönemde Şampiyonlar Ligi için İtalya’ya üç kontenjan tanınıyor olmasıydı. Bu yüzden Avrupa Ligi’ne katılmakla yetineceklerdi. 2017-2018 sezonuna girilirken Ata- lanta Josip Ilicic, Marten de Roon, Ti- mothy Castagne, Jose Luis Palomino, Robin Gosens gibi oyuncularla kad- rosunu takviye etmeye çalışmıştı. Bu sefer ligde biraz hız kaybedip yedinci sıraya geriliyorlardı. UEFA Avrupa Ligi’ndeyse Lyon, Everton ve Apollon Limasol ile birlikte yer aldıkları grubu 14 puanla zirvede tamamlamışlardı. Ancak sonrasında ikinci turda Borussia Dortmund’a 3-2 ve 1-1’lik skorlarla eleniyorlardı. Atalanta, 2018-2019 sezonu öncesin- deyse kadrosunu Duvan Zapata ve Mario Pasalic ile güçlendirecekti. Sezon başında UEFA Avrupa Ligi elemelerinde Sarajevo ile Hapoel Haifa’yı saf dışı bıraksalar da play- off turunda Kopenhag’a golsüz biten iki maçın ardından penaltılarla ele- nerek küçük çaplı bir şok yaşaya- caklardı. Lige de kötü bir giriş yapmışlar ve ilk sekiz maçta sadece bir galibiyet alarak altı puan topla- mışlardı, düşme hattının da bir basa- mak üstündelerdi. Fakat ardından yine seri galibiyetler gelecekti. Özellikle sezonun ikinci yarısında fırtına gibi esen Atalanta, son 13 maçta mağlubiyet yüzü görmediği gibi 31 puan toplayacak ve böylece ligi üçüncü sırada bitirerek daha iki yıl evvel elde ettiği tarihinin en iyi derecesini bir basamak daha yukarı taşımış olacaktı. Mavi-siyahlılar ay- rıca 77 gol atarak Serie A’da sezonun en çok gol atan takımı olmuşlar ve kendi tarihlerinin de en golcü sezo- nunu geride bırakmışlardı. Devler Ligi’ndeki ilk şoku çok iyi atlattılar Taze geride bıraktığımız 2019-2020 sezonuna girilirken Atalanta’nın en önemli transferleri Luis Muriel ile Ruslan Malinovskyi’ydi. Bu kez lige de iyi başlıyorlar ve ilk dokuz maçta 20 puan toplayarak kendilerine yine ilk üç içerisinde yer buluyorlardı. Udinese’yi 7-1, Sassuolo’yu 4-1 yenip Lazio’yla 3-3 berabere kaldık- ları maçlarsa ofansif anlamda artık çok daha akıl almaz bir seviyeye çıkmakta olduklarını göstermek- teydi. Öte yandan sezonun Atalanta adına asıl merak edilen konusu, ilk kez katıldıkları Şampiyonlar Ligi’nde ne yapacaklarıydı. Gasperini’nin öğren- cileri ilk turda Manchester City, Shakhtar Donetsk ve Dinamo Zagreb’le aynı gruba düşmüşlerdi. Fakat öyle kötü bir başlangıca imza atıyorlardı ki neredeyse daha yolun yarısına gelindiğinde umutlar tü- kenmişti. İlkmaçlarında Zagreb deplasmanında 4-0’lık şok bir yenilgi almışlar, ardından kendi evlerinde Shakhtar’a 2-1 yenilmiş- ler, en sonunda da City’de İngilte- re’de 5-1 mağlup olmuşlardı. Ancak Atalanta bu kâbustan uyan- mayı da başaracaktı. İç sahada Manchester City ile 1-1 berabere kalması sonrasında Dinamo Zagreb’i de 2-0’la geçenmavi-siyahlılar, kader maçında da deplasmanda Shakhtar’ı 3-0mağlup edecek ve böylelikle son anda kendisini Devler Ligi’nde ikinci tura atmayı bilecekti. Ligdeyse Atalanta 2019’u 5-0’lık Milan galibiyetiyle kapatıyor, 2020’yi de Parma önünde aynı skorla kaza- narak açıyordu. Sonrasında Tori- no’yu deplasmanda 7-0, Lecce’yi de yine deplasmanda 7-2 mağlup ede- rek sadece Serie A’nın değil, tüm Avrupa’nın en iyi hücum futbolu oynayan ekiplerinden birine dönüştüklerini tescilleyeceklerdi. Tabiî ki bu hücumgücünden, Şampi- yonlar Ligi ikinci turundaki rakipleri Valencia da nasibini alıyordu. Eşleş- menin Milano’daki ilk ayağını 4-1 kazanan Atalanta, deplasmandaki rövanşta da 4-3 galip geliyor ve tari- hinde ilk kez boy gösterdiği Şampi- yonlar Ligi’nde çeyrek finale de yükseliyordu. Valencia zaferinin hemen ardın- dansa koronavirüs salgını nedeniyle futbol duruyordu. Ama üç aylık ara sonrasında maçlar yeniden başladı- ğında da Atalanta, hızından pek bir şey kaybetmişe benzemiyordu. Serie A’da pandemi arası sonrasına da altı maçlık galibiyet serisiyle girip bumaçlarda 15 gol bulmuşlardı. Ar- dından Juventus deplasmanında iki kez öne geçtikleri maçtaysa ikincisi son dakikada olmak üzere Ronal- do’nun iki penaltı golüne engel ola- mıyor ve 2-2’lik beraberliğe razı oluyorlardı. Kimbilir, belki de omaçı kazansalar, sezonun son kısmının gidişatı bambaşka bir hal alacaktı. Bu puan kaybının da muhtemel et- kisiyle Atalanta sonmaçlarda biraz hızını kaybediyor, son beş maçında beş gol atabilince 100 gol barajını geçme hayalini de gerçekleştiremi- yordu. Yine de 98 golle Serie A’da son 68 sezonun en golcü ekibi olmuş- lardı ve bu bile başlı başına bir başarı öyküsüydü. Mavi-siyahlılar ligi de Juventus ve Inter’in gerisinde bir kez daha üçüncü olarak bitiriyorlardı. Yarı final son dakikada kaçtı Hikâyenin son bölümüyse, girişte de söylediğimiz gibi ağızlarda biraz buruk bir tat bıraktı. Şampiyonlar Ligi’nin pandemi arası sonrasında tamamlanması için sekiz çeyrek fi- nalistin Lizbon’da tekmaç üzerin- den karşılaşmaları kararlaştırılmıştı ve Atalanta’nın çeyrek finaldeki ra- kibi de şampiyonluk adaylarından Paris St. Germain’di. Gasperini, güçlü rakibine karşın yine maça 3-4-1-2 ve 3-4-2-1 arasında geçişler göste- ren standart dizilişiyle başlıyor ve sezonun tamamına yakınında ol- duğu gibi öncelikle topa rakip yarı alanda sahip olup rakibini baskı al- tına almaya çalışıyordu. Baskı kurul- dukça fırsatlar da gelmeye başlamıştı. Henüz 10. dakikada Hans Hateboer’un kafa şutunda top az farkla auta gidiyordu. Dakikalar 25’i gösterdiğindeyse PSG savunmasının on sekiz içinde boş bıraktığı Mario Pasalic bunu affetmiyor ve kendi- sine aktarılan topu güzel bir tek vuruşla filelere göndererek Atalanta’yı 1-0’lık üstünlüğe taşıyordu. Golle birlikte daha da morallenenmavi-siyahlılar, ilk yarının sonuna dek pozitif oyunlarını da sürdürüyor fakat buna rağmen farkı arttırma şansını yakalayamıyordu. İkinci yarıya geçildiğindeyse Gaspe- rini, sezon boyu çizdikleri görüntü- nün tamamen aksi yönünde, hiç beklenmedik bir tercihte bulunarak önceliğini skoru korumaya veri- yordu. Atalanta geriye çekildikçe de PSG haliyle yüklenmeye başlıyordu. Aslında Gasperini’nin kumarı, son ana kadar tutmuşa da benziyordu. Fakat normal sürenin dolmasına 20 saniye kala Choupo-Moting’in ceza sahasına gönderdiği topu Neymar içeri çeviriyor ve Atalanta savunmasının arasına bir hayalet gibi sarkan Marquinhos’un son do- kunuşu yapmasıyla da skora denge geliyordu. Atalantalılar bu gole nasıl reaksiyon göstermeleri gerektiğine henüz karar bile verememişken, duraklama dakikalarında bu kez Neymar çok güzel bir ara pasla Mbappe’yi savunmanın arkasına sarkıtıyor, Mbappe’nin ortaya çevirdiği topu Choupo-Moting’in tamamlamasıyla da PSGmaçı kaşla göz arasında 2-1 kazanıyordu. Maç, bitiş şekliyle çoğu kişiye 1999’da, Manchester United ile Ba- yern Münih arasındaki Şampiyonlar Ligi finalini de anımsatmıştı. Bayern o finalde yaşadığı yıkımdan sonra çok daha güçlenerek geri dönmeyi bilmişti. Ancak henüz dört sene ev- veline kadar İtalyan futbolunun baş- lıca asansör takımlarından biri olan Atalanta bu travmaya nasıl reaksi- yon gösterir işte burası tambir mu- amma. Gasperini eğer önümüzdeki sezon bu zorlu sınavın da altından başarıyla kalkabilir ve takımını Dev- ler Ligi’nde yine önemli noktalara taşıyabilirse o zaman Atalanta’nın da Gasperini’nin de kendilerine yep- yeni bir kimlik ve kariyer kazandır- dıklarını çok daha net bir biçimde söyleyebileceğiz. Atalanta, Valencia’yı iki maçta da farklı yenerek elemeyi başardı.. 66 67
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==