TamSaha 190. Sayı / Eylül 2020
bahçe’de? Tomislav Kaloperovic, Todor Veseli- novic, Necdet Niş, Abdullah Gegic ve Ilie Datcu ile. Peki ya başkanlar? Emin Cankurtaran, Faruk Ilgaz, Ali Şen ve Güven Sazak çalıştığım başkanlar… 22 yaşında bir kaptan Birlikte oynadığınız oyuncular… Yılmaz Şen, Ömer Kaner, Osman Arpacıoğlu, Yavuz Şimşek, Cemil Turan, Niyazi Gülseven, Selahattin Karasu, Timuçin Çuğ, Emin İlhan, Engin Verel... Hepsi benden çok büyüktü. En az 6-7 yaş. Aramızda saygı ve kıdem çok önemliydi. Ya- nından kalkıp gidemezsin. Antren- mandan sonra duşa gitmek filan sorundu. Onlar duşa girer, çıkar, giyinir, biz ondan sonra girerdik. Ben 1 sene önce fotolarını biriktirdi- ğim oyuncuların takım arkadaşı olmuştum. Bundan çok etkilenmiş- tim. O insanlarla birlikte kupa kal- dırma onuru yaşadım. Anlatılmaz bir mutluluk. 1978 ya da 1979’du. Bir Galatasaraymaçıydı. Kaptanımız Cemil ağabey oynamıyordu. Bandı kim takacak diye konuşulurken Kaloperovic bana uzatınca şaşır- mıştım. Hatta Galatasaraylı Mehmet ağabey filan, “Hayırdır ya sen nasıl kaptan oldun?” filan demişti. Heye- candan yüzümbembeyaz olmuştu. Cemil ağabey, Alpaslan ağabey (Eratlı) filan bıraktı. Bizimbandı takma zamanımız geldi yavaş yavaş. İlk şampiyonluğu ne zaman yaşadınız? 1977-1978 sezonunda. Ama o şam- piyonluğa çok katkı sağlamamıştım. 1982-1983, 1984-1985 şampiyonluk- ları çok güzel duygulardı. O semtin çocuğu olarak, sevdiğim takımda oynadım, kaptanlık yaptım, şampi- yonluk yaşadım. Kendimi çok ayrı- calıklı hissediyorum. Unutulmazlarınız… Kulübe adım attığımda soyunma odasına girdiğimiz ilk dönemlerde utançtan soyunamamak, onlar çıksın ben gireyimdiye dışarıda beklemek… Çok büyük heyecan ve unutulmaz günlerdi. 2-3 antrenman sonra alıştım tabiî. 12 yaşında Fe- nerbahçe’deydimben. Ama 16 ya- şında olanlar da vardı. En küçükleri bendim. İlk A takıma çıkışımunu- tulmazdı mesela. Çarşamba günleri A takımla antrenmanmaçı oynar- dık. Bir gece önce gözüme uyku girmezdi. Kıyafetlerimi, ayakkabıla- rımı hazırlardım akşamdan. A ta- kımla gittiğim ilk kamp. Eskiden Dereağzı’nda açılış olur, kurban kesilirdi. Taraftar ortalığı yıkar, göz gözü görmez. Takım fotoğrafı çekiliyor. Biz de 5-6 kişi altyapıdan çıkmışız. Hiç birimizin adını bile bilmiyor taraftar. Nasıl unuturum o günleri… Transferden kazandığım ilk para elbette. Anneme ev almış- tımo parayla. Ve tabiî ki eşimle ta- nışmamve çocuklarımın doğumu. Benimhayatımda ilkler çok de- ğerli… 4-4’lük bir şampiyonluk! Hafızanızda yer eden özel bir şampiyonluk var mı? 1982-1983 sezonundaki şampiyon- luğumuz çok önemliydi. O zaman Galatasaray ve Trabzonspor ile çekişiyoruz. Galatasaray ile oynu- yoruz ve iki maç sonra lig bitiyor. Yenilmememiz lâzım. Sonra Bur- sa’ya gideceğiz, ardından da Antal- yaspor’u konuk edeceğiz. Galatasa- ray derbisinde soyunma odasına 3-1 geride gittik. Hocamız Stankovic o dönem. Adam adama oynatmayı seven bir teknik adamdı. Ama biz o gün onu iyi yapamadık. Kaptan Alpaslan ağabey, “Arkadaşlar her- kes eskisi gibi kendi mevkiinde oynayacak” dedi. Ardından sahaya çıktık 4-1 oldu. Sonra biz kendimize geldik. 4-2, 4-3, 4-4 bitirdikmaçı. Hatta Osman Denizci bir gol kaçırdı, akıllara zarar. Neredeyse 5-4 kaza- nıyorduk. Sonra deplasmanda Bur- sa’yı yendik. Bu arada Trabzonspor da puan kaybetti. Antalyaspor’u da yenip, şampiyon olduk. O sene finalde Mersin İdman Yurdu’nu ye- nerek Türkiye Kupası’nı da aldık. O sezon bütün kupaları topladık yani… Amillî formayı ilk ne zaman giydiniz? 1977’de giydim. Oyuna sonradan girmiştim. Avusturya’ya 1-0 yenil- miştik galiba. Millî Takım’ın hocası rahmetli Metin Türel’di. Ona da minnet borçluyum, rahmetle anıyo- rum. Dedimya, benim için ilkler çok önemliydi hep. Beni çokmotive edi- yor o duygular. Oynadığınız mevkilerden söz etsek biraz da… Sol bek oynadım, stoper oynadım, libero oynadım, kısa bir süre mec- buriyetten sağ bek bile oynadım. Ama ana mevkiim olarak sol beki söyleyebilirim. Küçük Şenol (Ustaö- mer), Abdullah Ercan, Semih Yuva- kuran, Hakan Ünsal, Caner Erkin kendi bölgemde en beğendiğim oyuncular. Kiminin fizik kalitesi, kiminin topla ilişkisi, kimin defansif özelliği, kiminin ofansif özelliği daha iyi. Günümüz futbolunda bunların hepsini bünyesinde barındıran oyuncu daha çok öne çıkıyor tabiî. Roberto Carlos mesela… 1977-1978’de şampiyon olduğu- muzda Alpaslan ağabey ile o sezonu stoper-libero oynayarak geçirdik çoğunlukla. Aslında futbolun doğa- sına aykırı. Defansınmerkezinde iki sol ayağın yan yana oynaması tek- nik adamlar tarafından çok tercih edilecek bir şey değil. Ama Alpaslan ağabeyin iyi bir oyuncu ve iyi bir sol ayak olması, bütün libero özellikle- rini taşıması ile benim farklı özellik- lerimbirleşince birbirimizi iyi tamamladık. Yıpratıcı bir pandemi sürecindeyiz? Futbolu ne bekliyor sizce? Geçen sene liglerimizin üçte birini oynayamadık. Bu sene biz tama- men beyaz lig ilân ederek beyaz bir sayfa açacağız. O süreci geçtik, ta- kımlara anlattık. Herkesinmaddi- manevi çok etkilendiği bir sezon oldu. Bu sezon bazı şeylerin yeniden başlayacağını ilân ettik ama nasıl başlayacak… TFF’nin Sağlık Kurulu ve Sağlık Bakanlığı’nın BilimKurulu ile beraber çalışarak liglerin oynan- masını inşallah sağlayabiliriz. Ama kafamızda soru işaretleri var. Millî Takımımız çok iyi. Gönül isterdi ki bu sene Avrupa Şampiyonası olsun ve o takımı oralarda izleyelim, alkışlayalım. Şenol Hoca, Millî Ta- kım’da yeni bir yapılanmaya gitti. Yurt dışı ve yurt içindeki oyuncula- rın harmanlanmasıyla başarı sağladı, iyi bir futbol ailesi kurdu. Bunların neticesini hep beraber görüyoruz zaten. Bizimhoşumuza giden bir diğer unsur ise kadroya seçilen her oyuncunun bizim tüm altyapı takımlarımızdan geçmiş olması. Demek ki işimizi doğru yapmışız. 1980 Avrupa Şampiyonası elemelerinde İzmir Atatürk Stadı’nda Malta’yı 2-1 mağlup eden AMillî Takım. İki ay önce Amillî olan CemPamiroğlu o gün üçüncü kez forma giyiyor. Soldan sağa ayaktakiler: Necati Özçağlayan (Trabzonspor), Şenol Güneş (Trabzonspor),Sedat Özden (Bursaspor), Erhan Önal (Standard Liege), CemPamiroğlu (Fenerbahçe),Tuna Güneysu (Fenerbahçe). Oturanlar: Bahtiyar Yorulmaz (Bursaspor), Turgay Semercioğlu (Trabzonspor), Necdet Ergün (Trabzonspor), Mustafa Denizli (Altay), Fatih Terim (Galatasaray). Gelelimfinal bölümüne…Müzikteki gururumuz Fazıl Say’ın CemPamiroğlu hayranlığı ile anekdotu da okuyucularımızla paylaşıp, bu güzel sohbete nokta koyalım… Geçtiğimiz günlerde tesadüfen bir aile ortamında bir araya geldik. Saygıdeğer eşi de yanındaydı. Çok keyifli bir akşamgeçirdik. “Hocamben sana hayrandım, hele o kıvırcık saçlarına“ dedi bana. OğlumPamir de ora- daydı. Pamir bir süreMoskova’da çalışmıştı. Oradaki Rus arkadaşları ondan Fazıl Say’ın konserine bilet bulmasını isterlermiş. Sayın Say da bana hayran oldu- ğunu söyleyince Pamir kulağıma eğilip, “Baba dünya Fazıl Say’a hayran, o sana” diye espri yaptı. İştemese- lenin özü bu. Dünya Fazıl Say’a hayran, o ise CemPamiroğlu’na 82 83
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==