TamSaha 190. Sayı / Eylül 2020

evvel futbolu bırakmış olan eski millî futbolculardan Rudolf Sabet- zer’di. Kendisi çok katı disiplin meraklısı bir futbol adamıydı ve onun bu yapısıyla uyuşmakta zorlanan Prohaska’yı ilk günlerde peş peşe üç antrenmandan kovduğu bile olacaktı. Tek bir maç parlamasına yetti Tekrar dönelim4 Nisan 1972’de, Ostbahn’ınmillî takımla yaptığı antrenmanmaçına… Böylesine disiplinli bir teknik adamolmasına karşın Sabetzer omaçtan evvel Prohaska’yı yanına çağırmış ve ona “Bugün ilk defa istediğin gibi oyna- yabilirsin” demişti. Belli ki oyuncu- sununmuazzamyeteneğininmillî takımyetkilileri tarafından da en net haliyle görülmesini istemişti. Prohaska da bu fırsatı geri çevirme- yecekti. Henüz 16 yaşında olmasına ve karşısında ülkenin en iyi oyun- cuları bulunmasına rağmen topu her ayağına aldığında kalitesini ortaya koyuyordu. Millî takım oyun- cularından Robert Sara daha sonra bumaçla ilgili, “Prohaska tümmillî takım savunmasının başını dön- dürmüştü” diyecekti. Karşılaşma- nın sonunda da millî takım, zar zor 1-0’lık bir galibiyet elde etmişti. Karşılaşmanın ardından artık ülkedeki bütün büyük kulüpler, Ostbahn takımında 16 yaşında harikulade bir cevher olduğunun farkındaydı. Çok geçmeden de RapidWien, AustriaWien, Tirol Innsbruck ve Salzburg kulüpleri, bu cevheri bünyelerine dâhil edebilmek için Ostbahn’ın kapısını çalmaya başlayacaklardı. Prohaska, babası Alfred’in de etkisiyle, küçüklüğünden itibaren Viyana’nın kadimkulüplerinden First Vienna’yı tutmaktaydı. Ancak First genelde ligde kalma mücadelesi veren bir kulüp olduğu için, okulda arkadaş- ları ona hangi takımı tuttuğunu sorduğu zaman alay konusu olma- mak için RapidWien’i tuttuğunu söylemişti. Belki bu durumgöz önüne alındı- ğında, kendisinin tercih yaparken Rapid’e meyledebileceği düşünüle- bilirdi. Ancak tamda o sırada Rapid Wien’in 1960’lardaki belki de en önemli yıldızı olan Rudi Flögel ta- kımdan ayrılmıştı ve Rapid’li yöne- ticiler Prohaska’ya, kendisinden Flögel’den sonraki yeni yıldızları ol- masını beklediklerini söylemişlerdi. Gelgelelimbu büyük beklenti, Pro- haska’nın gözünü korkutmuştu. Henüz o yaşta bu denli büyük bir sorumluluk almak istememişti. Öte yandan Salzburg ve Tirol’un teklif- leri de ülkenin diğer ucuna gidip ailesinden uzaklaşmak anlamına geldiğinden cazip durmuyordu. Hal böyle olunca Prohaska, efsane mertebesine erişeceği Austria Wien’e imzayı atacaktı. İki yıl önce sadece 500 şilin karşılığında Pro- haska’yı bünyesine katan Ostbahn da bu transferden 500 bin şilin bon- servis bedeli almayı bilmişti. Hatta Prohaska’nın yurt dışına gitmesi halinde oradan gelecek bonservis ücretinin de yüzde 30’u yine Ostbahn’ın olacaktı. Efsaneleşeceği kulüpte Prohaska, 17 yaşında geldiği Austria Wien ile geçirdiği ilk sezonundaysa yeni bir hayal kırıklığı yaşayacaktı. Bir anda parlayıp ülkenin en büyük kulüplerinden birine gelmesi rüya gibiydi ama Austria’nın 1972-73 se- zonunda 16 takımlı Avusturya ligini 10. sırada tamamlaması da adeta bir kâbustu. Yine de sezon boyunca çıktığı 27 maçta yedi gol atmış olması, çocuk yaştaki bir orta saha oyuncusu için fazlasıyla iyi sayılırdı ve takımı kötü durumda olsa da genç yıldız adayı futbol otoritelerin- den geçer not almıştı. 1973-74 sezonuysa Prohaska’nın açık açık AustriaWien’in bir numa- ralı yıldızına dönüştüğü sezon olacaktı. Takım ligde belli bir topar- lanma içerisindeydi ve sezonu da dördüncü olarak tamamlayacaktı. Asıl başarıysa Avusturya Kupa- sı’nda geliyordu. Austria, kupa fina- linde Salzburg ile karşı karşıya ge- lirken, Viyana’daki ilkmaçta konuk ekip 1-0 öne geçiyor, ikinci yarının ortalarında da Austria skoru 1-1’e getiriyordu. 85’inci dakikaya gelin- diğindeyse Prohaska sahneye çıkıyor ve topu filelere göndererek takımının sahadan 2-1’lik galibi- yetle ayrılmasını sağlıyordu. İki hafta sonraki rövanş maçında da senaryo pek farklı sayılmazdı. Salzburg yine ilk golü bulan taraf olmuş ve maçın sonlarına da 1-0’lık avantajla girmişti. Ancak bu kez 84’üncü dakikada sahneye çıkan Prohaska skoru 1-1’e, kupayı da AustriaWien’e getiren gole imzasını atacak ve böylece kariyerinin ilk önemli kupasını da kazanmış olacaktı. Bu büyük çıkışın ardından genç yıldızınmillî takıma davet edilmesi de kaçınılmazdı. Nitekim 13 Ka- sım’da, İstanbul’da Türkiye ile oynanan özel maçta Prohaska ilk kez millî formayı sırtına geçiriyor ve takımının 1-0 kazandığı müsa- bakada 90 dakika sahada kalıyordu. Öte yandan 1974-75 sezonunda AustriaWien ligi yine dördüncü ola- rak noktalamıştı. 1975-76 sezonun- daysa mor-beyazlılar nihayet altı yıllık hasrete son vererek ligde şampiyonluğa ulaşacaktı. İzmir’de alınan Arjantin vizesi Prohaska, bu süreçte millî takımın da değişmez isimlerinden biri ha- line gelmişti ve 1978 Dünya Kupası elemelerinde Avusturya’nın kade- rini belirleyecek kişi de ondan baş- kası değildi. Elemelerde Demokratik Almanya, Türkiye ve Malta ile aynı grupta yer alan Avusturya, ilk beş maçında sekiz puan toplamıştı (iki puanlı sistem), Demokratik Alman- ya’nın ise beş maçta yedi puanı vardı. Türkiye ise üç maçta üç puana sahipti. Buna göre Avus- turya, 30 Ekim 1977’de İzmir’de Tür- kiye ile yapacağı maçı kazanması halinde Arjantin’de oynanacak olan finallere gitmeye hak kazanacaktı. Ancak olası bir puan kaybındaysa, 17 gün sonra aynı yerde Türkiye’nin konuğu olacak olan Demokratik Almanya’ya büyük bir fırsat sunul- muş olacaktı. Tabiî ilk bakışta geride gibi gözükse de Türkiye de evindeki bu iki maçı kazanması ha- linde, en son Malta ile deplasmanda oynayacağı maçtan da muhtemelen iki puanla ayrılacağı düşünüldü- ğünde, adeta son düzlükte hem Avusturya’yı hemde Demokratik Almanya’yı peş peşe geçerek Ar- jantin vizesini alabilirdi. İşte bu kri- tikmaç, uzun süre golsüz eşitlikle giderken, 72’nci dakikada Avus- turya, Hans Krankl ile ani bir hü- cuma kalkıyor, müthiş bir deparla yarı sahayı tek başına geçen Krankl kale çizgisine kadar indikten sonra topu geriye doğru çıkarıyor ve o es- nada altıpas üzerinde bitiveren Prohaska da kaleci Eser Özaltınde- re’den önce davranarak topu filelere gönderen son dokunuşu yapıyordu. Neticede Avusturya bu golle 1-0 galip geldi ve 20 yıl aradan sonra Dünya Kupası vitrinine çıkmaya hak kazandı. Tekrar kulüpler düzeyine dönecek olursak, 1976-77 sezonunda Austria Wien ligde üçüncü sıraya gerilese de Avusturya Kupası’nı, finalde Wiener Sport Club’u 1-0 ve 3-0’lık skorlarla devirerek bir kez daha müzesine götürmüş, Prohaska da ikinci maçta bir gol atarak finallerde fileleri havalandırmayı bir nevi alışkanlık haline getirmişti. 1977-78 sezonundaysa Austria Wien, Avusturya futbolunun kulüp- ler düzeyinde o ana kadarki en önemli derecesini elde edecekti. Kupa Galipleri Kupası’nda sırasıyla Cardiff City, Lokomotiv Kosice, Hajduk Split ve Dinamo Moskova’yı eleyen Austria, böylece finale kal- mayı başarmıştı. İlginç bir not: Aus- tria, çeyrek finaldeki Hajduk ve yarı finaldeki Dinamo Moskova eşleş- melerinin ikisinde de turu penaltı Uzun bir aradan sonra 1978 Dünya Kupası’na katılmayı başaran Prohaska’lı, Krankl’lı, Schachner’li, Pezzey’yi, Koncilia’lı Avusturya Millî Takımı... 88 89

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==