TamSaha 190. Sayı / Eylül 2020
atışlarıyla geçmiş, Prohaska iki eş- leşmede de kullandığı penaltı atış- larını gole çevirmeyi bilmişti. Ne var ki finalde Austria’nın karşısına, dö- nemin Avrupa’daki en güçlü birkaç takımından biri olan Anderlecht çıkmıştı. Bu kupada üst üste üçüncü finalini oynayacak olan Anderlecht (iki yıl evvel kazanmış, geçen yılsa kaybetmişlerdi), ilk kez böyle bir noktaya gelmiş olan Aus- tria’ya karşı elbette ağır basan ta- raftı ve Prohaska ile arkadaşlarının elinden Anderlecht’e karşı pek de bir şey gelmiyor, 90 dakikanın so- nunda da Belçika temsilcisi 4-0’lık net bir skorla kupayı müzesine gö- türen taraf oluyordu. AustriaWien aynı yıl Avusturya Ligi’ndeyse şampiyonluğa ulaşacaktı ve hem yerel başarı hemde uluslararası başarının bir araya gelmesiyle birlikte bu sezon, belki de kulüp tarihinin en parlak sezonu olarak kayıtlara geçecekti. Cordoba Mucizesi Ve sırada, sadece Avusturyalıların değil, tümdünyanınmerakla bekle- diği 1978 Dünya Kupası vardı. Avusturya, turnuvada hayli zorlu bir ilk tur grubuna düşmüş ve Bre- zilya, İspanya, İsveç üçlüsüne rakip olmuştu. İlkmaçına İspanya karşı- sında çıkan Avusturya henüz karşılaşmanın başlarındaWalter Schachner ile 1-0 öne geçerken İspanyollar çok geçmeden Dani ile skoru eşitlemiş ancak son 15 daki- kaya girilirken Hans Krankl’dan gelen golle Avusturya mücadeleyi 2-1’lik galibiyetle tamamlamıştı. Prohaska ve arkadaşları ikinci maçlarında da Krankl’ın penaltı- sıyla İsveç’i 1-0 deviriyor ve böylece zorlu Brezilya maçı öncesinde çok- tan gruptan çıkmayı garantiliyordu. İlk iki karşılaşmasında sahadan beraberliklerle ayrılan Brezilya ise Avusturya ile oynadığı sonmaçı 1-0 kazanarak, rakibinin ardından ikinci sırayı alacak ve gruptan bir üst tura çıkan diğer takım olacaktı. Son sekiz takımı içeren ikinci tur, statü gereği bu kez dörderli iki gruptan oluşuyordu ve grup birinci- leri finalde karşılaşırken, grup ikin- cileriyse üçüncülükmaçına çıka- caklardı. Avusturya’nın işi bu kez daha da zordu zira karşılarında dört yıl öncesinin şampiyonu ve finalisti olan Federal Almanya ile Hollan- da’nın yanı sıra İtalya da vardı. Hollanda ile oynanan ilkmaçın 5-1 kaybedilmesi de Avusturyalıların iddialarının hemen hemen tüken- mesi anlamına geliyordu. Avus- turya buna karşın ikinci maçında İtalya ile kafa kafaya oynuyor fakat rakibine tek golle boyun eğmekten de kurtulamıyordu. Gruptaki sonmaç olan Federal Almanya-Avusturya maçı öncesin- deyse Almanlar finale kalabilmek için bir yandan aynı esnadaki İtalya-Hollanda karşılaşmasının beraberlikle bitmesini beklerken, diğer yandan Avusturya’yı beş farkla geçmenin hesapları için- deydi. Almanya’ya karşı son g alibiyetini Wunderteam’in istim üzerinde olduğu dönemde, 1931 yı- lında almış olan Avusturya’nınsa 47 yıl sonra böylesine kritik bir noktada rakibine çelme takabile- ceği düşünülmüyordu. 19’uncu da- kikada Karl-Heinz Rummenigge Federal Almanya’yı 1-0 öne geçirdi- ğinde de farklı galibiyet beklentisi içinde olanlar haklı çıkacak gibiydi. Ancak ilk yarıda başka gol olmaz- ken ikinci yarıya geçildikten sonra 59’uncu dakikada Berti Vogst’un ters bir dokunuşla kendi ağlarını havalandırmasıyla skora denge geliyor, 66’ncı dakikadaysa Krankl fevkalade bir voleyle ağları sarsınca Avusturya 2-1 öne geçiyordu. Almanlar, 72’de Bernd Hölzenbein ile yeniden eşitliği sağlasalar da bi- time üç dakika kala Krankl bir kez daha sahneye çıkacak ve takımını 3-2’lik galibiyete taşıyacaktı. Bu skor, hemAlmanlara karşı 47 yıllık galibiyet hasretini dindirmesi hem de rakiplerinin final şansını elinden alması nedeniyle Avusturya futbo- lunda çok büyük bir zafer olarak kabul edilecek ve ülke futbol litera- türüne de “dasWunder von Cor- doba” (Cordoba Mucizesi) olarak geçecekti. Almanlarsa maçı “die Schande von Cordoba” (Cordoba Rezaleti) olarak anmayı tercih ede- ceklerdi. Avusturya adına turnuva sonundaki tabloya bakıldığındaysa millî takımın en iyi yedinci dereceyi elde ettiği görülüyordu ve bu, Avusturya’nın Dünya Kupalarında 1934 ve 1954’ün ardından günü- müze kadarki en iyi üçüncü derecesi olacaktı. Serie A günleri başlıyor Dünya Kupası’nda skora doğrudan etki etmese de takımının beyni ola- rak iyice parlayan Prohaska, artık Avrupa’nın büyük kulüplerinin de radarındaydı. Dünya Kupası sonra- sında iki yıl daha AustriaWien for- ması giyen yıldız oyuncu, bu süre zarfında kulübüyle Avusturya ligin- deki üst üste üçüncü şampiyonlu- ğunu da elde edecekti. 1980 yazına gelindiğindeyse uzun süredir bek- lenen transfer nihayet gerçekleşi- yor ve Prohaska, o esnada İtalya’nın son şampiyonu olan Inter’e imzayı atıyordu. Prohaska’nın önceki kulübü Ostbahn yaptığı ileri görüşlü anlaşma sayesinde bu transferden de bir milyon şilin kazanmayı başarmıştı! Prohaska, Inter’de o sezon takımın tek yabancı oyuncusu konumun- daydı. Mavi-siyahlıların önemli İtalyan oyuncuları arasındaysa Alessandro Altobelli, Giuseppe Ber- gomi ve Giuseppe Baresi gibi isimler vardı. Ancak Inter, ligde bu kez zir- venin gerisinde kalacak ve ligi dördüncü sırada tamamlayacaktı. Şampiyon Kulüpler Kupası’ndaysa Craiova, Nantes ve Kızılyıldız engellerini geçerek yarı finale gelen mavi-siyahlılar, bu turda Real Mad- rid’e 0-2 ve 1-0’lık skorlarla elene- cekti. 1981-82 sezonundaysa Inter ligi bu kez beşinci sırada bitiriyordu belki ama İtalya Kupası’nda, finalde Torino’yu devirerekmutlu sona ulaşıyorlardı. 1982 yazına gelindiğindeyse Pro- haska ve Avusturya Millî Takımı için sırada yeni bir Dünya Kupası macerası vardı. İlk tur gruplarında Federal Almanya, Şili ve Cezayir’e rakip olan Avusturya, tıpkı dört yıl evvel olduğu gibi bu turnuvaya da etkili başlıyor ve ilkmaçında Şili’yi Walter Schachner’in golüyle 1-0 mağlup ederken, ikinci maçında da Cezayir önünde Schachner ve Krankl’dan gelen gollerle 2-0 galip geliyor ve ikinci turu hemen hemen garantiliyordu. “Hemen hemen” sözünün altını çiz- mek lâzım zira Federal Almanya ile oynanacak son karşılaşma önce- sinde Cezayir maçlarını tamamla- mıştı ve dört puan ile sıfır averaja sahipti. Avusturya ise dört puan- daydı, averajıysa artı üçtü. Bu da demek oluyordu ki iki puanı ve artı iki averajı bulunan Federal Alman- ya’nın Avusturya’yı bir veya iki farklı yenmesi halinde hemFederal Almanya hemde Avusturya turu geçebilecekti. Bundan sonrasıysa maalesef Dünya Kupalarının en meşhur utanç vakalarından biriydi. Zira gole ihtiyacı olan Almanlar maça gayet hızlı başlamış ve 10. dakikada da Horst Hrubesch ile 1-0 öne geçmişti. Lâkin bundan sonra, kalan koca 80 dakika boyunca iki takım oyuncuları skoru değiştirmek için neredeyse hiç çaba göstermiyor ve zamanın çoğunu aralarında top çevirerek geçiri- yordu. Bu sayede de Federal Almanya ile Avusturya turu geçer- ken, Cezayir erkenden turnuvaya veda etmek zorunda kalacaktı. İkinci turdaysa bu kez statü gereği üçer takımlı dört grup vardı ve grup liderleri yarı finale kalacaklardı. 90 91
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==