TamSaha 192. Sayı / Kasım 2020
ilkmaçında Şili’yi Paul Breitner’in ceza sahası dışından attığı güzel golle 1-0 yeniyordu. Federal Al- manya, Avustralya ile oynadığı ikinci maçı da 3-0 kazanırken gol- lerin biri Müller’den gelmişti. Grup- taki sonmücadele ise iki Almanya arasındaydı. Federal Almanya’nın gruptan çıkmayı zaten garantilemiş olmasının getirdiği rehavetin de etkisiyle Demokratik Almanya, Jürgen Sparwasser’in tek golüyle sürpriz bir galibiyet elde edecekti. İkinci tur grup aşamasındaysa Fe- deral Almanya bu kez Yugoslavya, Polonya ve İsveç’le eşleşmişti. İlk maçlarında Yugoslavya’yı Breitner ve Müller’in golleriyle 2-0mağlup eden Almanlar, ikinci maçların- daysa İsveç’i 1-0 yenik duruma düşmelerine rağmen 4-2 ile geçi- yorlardı. Müller bu kez kendisi file- leri havalandıramamıştı belki ama Overath ve Bonhof’un attığı gollerin hazırlayıcısı olmuş, bir de penaltı yaptırmış ve bunu da Hoeness gole çevirmişti. Federal Almanya’nın diğer golüyse Grabowski’den gelmişti. Grupta Polonya ile oynanacak son maç ise adeta bir yarı final niteliğin- deydi zira iki takımda maç öncesi dörder puana sahipti. Tabiî averajı daha iyi olan Almanlara beraberlik de yetmekteydi. Maç öncesi yağan yoğun yağmur nedeniyle saha adeta bir gölete dönerken bu zor şartlar altında takımlar uzun süre aradıkları golü bulamıyordu. Polon- ya’nın baskıyı arttırdığı son bölüm- deyse Müller yine fırsatçılığını konuşturacak ve 76. dakikada maçın tek golüne imzasını atarak takımını finale taşıyacaktı. En büyük kupayı getiren gol Federal Almanya’nın dünya şampi- yonluğu ile arasındaki son engelse, turnuvanın en çok alkış alan takımı, Cruyff’lu Hollanda’ydı. 7 Temmuz 1974’te Münih Olimpiyat Stadı’nda oynananmaç, Federal Almanya adına kâbus gibi başlayacaktı. Öyle ki Hollandalılar santrayla birlikte müthiş bir pas trafiği kuruyor, 17. pasta topla buluşan Cruyff’un ceza sahasına girerken Hoeness tarafından yere düşürülmesiyle de bir penaltı kazanıyorlardı. Atışı Neeskens’in gole çevirmesiyle de Hollanda ikinci dakikada 1-0’lık üstünlüğü yakalıyordu. Henüz herhangi bir Alman oyuncu topa bile değmemişti. Buna karşın Federal Almanya ilk yarının ortalarına doğru oyunda dengeyi kurarken çok geçmeden bunu skora da yansıtacaktı. 24. da- kikada Hölzenbein’ınWim Jansen ile girdiği ikili mücadelede kendisini biraz kolayca yere bırakmasıyla Federal Almanya da bir penaltı kazanıyor ve Breitner’in bu atışta fileleri havalandırmasıyla da durum 1-1 oluyordu. İlk yarının bitimine iki dakika kalaysa sahneye çıkma sırası Mül- ler’deydi. Sağ çaprazdan Hollanda ceza sahasına yaklaşan Rainer Bonhof topu yerden, kale sahası önündeki Müller’e doğru çıkartı- yordu. Ruud Krol’unmarkajında olan Müller de akıl dolu bir ilk doku- nuşla adeta kendi kendine bir pas atarak Krol’unmarkajından kurtu- luyor ve sonra da dönerek vuru- şunu yapıp topu alt köşeden filelerle buluşturuyordu. Bu golle birlikte mücadelenin ilk yarısı da 2-1 Fede- ral Almanya üstünlüğüyle sona erecekti. Müller ikinci yarıda bir kez daha topu ağlarla buluşturduysa bu kez bu gol yan hakemin ofsayt bay- rağına takılacaktı. Yine de Almanlar iyi savunma yaparak rakiplerini etkisiz kılmayı başarıyor ve maçı da 2-1 tamamlayarak tarihlerinin ikinci dünya şampiyonluğuna uzanıyordu. Kariyerinin son demleri ve sonrası Dünya Kupası sonrasında Bayern ligde şampiyonlukları Mönchen- gladbach’a kaptırmaya başlasa da Avrupa’da doludizgin gitmeyi sür- dürüyordu. 1974-75 sezonunda Magdeburg, Ararat Erivan ve St. Eti- enne’i geçerek çıktıkları finalde Leeds United ile karşı karşıya geldi- ler. 28 Mayıs’ta Paris’te oynanan maçta 71. dakikada Franz Roth, Bayern’i 1-0 öne geçirirken 81’de Müller son sözü söylüyor ve 2-0 ka- zanan Bayern kupanın bir kez daha sahibi oluyordu. Ertesi sezonsa bu kez Jeunesse Esch, Malmö, Benfica ve Real Madrid’i devirerek finale kalan Alman temsilcisi, 12 Mayıs’ta Glasgow’da oynananmaçta St. Eti- enne’i Roth’un tek golüyle 1-0 yeniyor ve üst üste üçüncü kez Avrupa’nın en büyüğü oluyordu. 1974 Dünya Kupası sonrasında aile- sine daha fazla zaman ayırabilmek içinmillî takımı bırakan Gerd Müller, haliyle 1976 Avrupa Şampiyona- sı’nda da forma giymemiş, Federal Almanya ise o turnuvayı finalde Çekoslovakya’ya penaltılarla kaybetmişti. Eğer Müller 28 yaşında millî takımı bırakmış olmasaydı belki de Federal Almanya üst üste iki Avrupa şampiyonluğu kazanan ilk takımda olabilirdi. Müller millî takım adına 62 maçta 68 gol atmıştı ki maç başına tutturduğu 1.1 gol or- talaması bu alanda kolay kolay tek- rarlanabilecek bir istatistik değildi. Müller, kariyerinin son yıllarında da bol bol gol atmayı sürdürecekti. Örneğin 1976-77 sezonunu üç kul- varda 37 maçta 48 gol atarak bitirdi. Bir sonraki sezon da Bundesliga’da 24 gol atarak yedinci kez gol kralı oldu. Bayern ile kazandığı son ku- paysa 1976 yılında Cruzeiro’ya 2-0 ve 0-0’lık skorlarla üstünlük sağla- dıkları Kıtalararası Kupa’ydı. Müller bumaçlarda da bir gol kaydetmişti. 1979 yılına gelindiğindeyse golcü oyuncu o dönemlerde emekliliği yaklaşan çoğu şöhretli futbolcunun yaptığı gibi ABD’ye gidecek ve kari- yerinin son iki yılını da Fort Lauder- dale Strikers takımında oynayarak geçirecekti. Burada da çıktığı 80 maçta 40 gol kaydeden Müller’in, 1981’de aktif futbolculuk yaşantısını noktaladığında 780 resmi maçta 724 golü bulunuyordu. Futbolu bırakmasının ardından Müller’in 1992 yılında eski kulü- büyle yolu yeniden kesişecek ve kendisi Bayern’in altyapısında for- vetlerle kalecileri çalıştıran bir an- trenör olarak göreve başlayacaktı. Yaklaşık 22 yıl boyunca bu görevi sürdüren Müller, 2014 yılına gelindi- ğindeyse yakalandığı Alzheimer hastalığının yol açmaya başladığı demans rahatsızlığından dolayı tamamen emekliliğe ayrılıp kalan zamanını ailesiyle birlikte geçir- meye karar verdi. 88 89
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==