TamSaha 193. Sayı / Aralık 2020

lıyordu. İlk iki senenin ardından iki yıllık daha mukavele yapmıştık. Üçüncü sezondan sonra bir senem daha vardı ama İstanbul’da yorul- muştum. Kendimi İstanbul dışına atarsam toparlanacakmışımgibi hissettim. Bir kaçış gibi aslında… Bu da pişmanlıklarımdan biridir. O arada Sakaryaspor istiyordu beni. Alp Yalman genel kaptandı, yanına gittim. “Gitmek istiyorum” dedim. “Sinan iyi düşündünmü, istersen birkaç gün daha düşün” dedi. Psi- kolojim iyi değildi. İstanbul’dan kaç- mamgerekiyor gibi hissediyordum. Sakaryaspor’a gittim. Kamp başlı- yor. Gittikmalzemelerimizi almaya. Her şey atılmış ortaya. Herkes bir şeyler alıyor… Galatasaray’da böyle bir şey yok. Rahmetli Ahmet abi çantaları getirir. Herkesin kamp çantası hazırdır. “Nereye geldik” diye düşünmeden edemedim. Henüz takunyalı dönemler. Duşa giderken sobada malzeme kurutu- luyordu. Antrenman yapmışız. 25 oyuncu var. Ertesi gün bir daha antrenman var, malzeme bugünkü kadar bol değil. Sobada çamaşır ip- leri var… Ayakkabı bulmak sorun. Çünkü her şey çok değerli. Altı kösele ayakkabılarla başladım. Bir çıkarıyorduk, çiviler batmış, tabanımız kanamış. Kramponun altı kösele, ızgaralar var üzerinde, onun üzerinde de çiviler tutturulmuş. O zamanki sahalar toprak-çim karışımı. Hep çamur. Maç bitiminde çiviler batıyor, tozluklarımız kan içinde kalıyor… Gece hayatı pahalıya patladı yani size… Öyle oldumaalesef. İstanbul’dan kaçayımderken Galatasaray’ı da kaybettim. Sonrası ayrı bir hüsran. Özkan Sümer tambir taktisyendi Antrenörlerinizden söz edelim biraz da… Çok değerli antrenörlerle çalıştım. O zamanki kulüp şartları ve oyuncu gruplarına göre Sakaryaspor’da egosu yüksek çok iyi oyuncular vardı. Çoğu büyük takımgörmüştü. Yöneticilik anlamında Necdet Niş vardı mesela. O oyuncu grubunu yönetebilmek çok zordu… Şimdi an- trenör olunca düşünüyorum… Abi-kardeş ilişkisi içinde yöneti- yordu, çok iyi ayarlıyordu bunu. Taktisyen olarak Özkan Sümer farklıydı. Hücumpres, rakibe top kaybettiğin anda rakibin sahasında pres yapabilme. O zaman şimdiki gibi futbol ile ilgili kaynaklar çok değil. Ama Özkan Hoca hücumpres kavramında çok iyiydi. O yıllarda bunu yapabilmenin önemini şimdi daha iyi anlıyorum. Hitabet anla- mında da Özkan Sümer’den çok etkilenmişimdir. Ivic ile de çalıştım. O da büyük taktisyendi. Kamplarda devamlı kâğıt-kalem elindeydi. Beni yakalar, “Sinan pozisyonun şu, şurada oynayacaksın filan” derdi. İlk defa onun zamanında tek santr- for oynamıştık. Daha önce hiç yapılmamıştı Türkiye’de. 1-2 sene sonra Avrupa Şampiyonası oldu. Orada Danimarka Larsen’le tek santrfor oynamıştı. Tarık Hodzic vardı bizde, Ivic beni onun arka- sında oynatıyordu. O zamanlar bizde Yugoslav ekolü vardı. Unutamadığınız çokça anınız var mutlaka ama biz bir tanesini rica etsek… Bir Fenerbahçe maçıydı. 4-4’lük bir karşılaşma. Galatasaray’ın üçüncü golünü atmak benim için çok önemliydi. Maçın heyecanı, tansi- yonu, skorun 4-1’den 4-4’e gel- mesi… Ben Rizespor’dan Galata- saray’a geldiğimde eski takım arkadaşlarımOsman, Arif ve Zafer de Fenerbahçe’ye gitmişti. Onlara karşı oynuyordum. İlk yarıda 2-1 öndeydik. Sonra Hodzic’in arka di- reğe ortaladığı topu kafayla ağlara yolladım. Kalede yine Yaşar (gü- lümsüyor) var tabiî. Sonra 4-1 öne geçtik ama Fenerbahçe ikinci ya- rıda üç gol attı ve maç da 4-4 sona erdi. Futbolu cazip kılan bu işte. 90 dakika bitmeyince skor belli olmu- sela. “Bu sefer atacağım” diye. Şenol Hoca da yatan bir kaleci değildi ama sezgileri çok güçlüdür. Bir vuruyo- rum, daha plonjon yapmadan o kö- şede... Santrforların hurafeleri de vardır kalecilerle ilgili. Samimiyetle kendini eleştiren pek fazla oyuncu görmüyoruz. Ama siz öylesiniz… Hatamvarsa kendi üzerime alıyo- rum. Doğru olan bu çünkü. Kulüp transfer yaparken sizin üzerinize güven inşa ediyor. Sizden bir şey al- madan vaatte bulunuyor ve yerine getiriyor. Galatasaray’da oynarken çok uyarı aldım. Rahmetli Naci Öz- kaya bir dönemgenel kaptanımızdı. Ayhan Akbin ile Etiler’de bir bekâr evi tutmuştuk. Bir dönemNaci abi tesislerde kalmamızı istedi. Ben bunu şiddetle reddettim. Galatasaray’a hâlâ borçlu hissetti- ğinizi söylediniz. Başından itibaren mi kötü geçti? Galatasaray’a transfer olduğumda askerdim. Sezon başı çalışmalarına katılamadım. Ligler başladığında hâlâ Rize’deydim. Sonra Bal- mumcu’ya tayinim çıktı. Geldim, antrenmana başladım. Dört gün sonra takımkampa girdi. Baktım ben de kadrodayım. Antrenmansız olduğum için beklemiyordum. O zaman Maçka Otel’de kampa giri- yoruz. Brian Birch’ün arkadaşlarla kaynaşayımdiye kadroya aldığını düşündüm. Sonra kadro açıklandı, bir de baktım ilk 11’deyim. Sadece dört-beş günlük antrenman yap- mışımve Galatasaray taraftarının önüne çıkacağım. Boluspor maçıydı. Benim için de iyi geçti. 2-1 yendik ve gollerin birini de ben attım. Sonra Eskişehir’e gittik. 1-0 kazandık ve golü ben attım. Ardından Beşiktaş’ı 2-1 yendik. Yine gol attım. Altay maçında ilk golü attım. İyi bir baş- langıç yaptım aslında. Giderek form grafiğimde yükseliyordu. Kötü gidiş nasıl başladı peki? Trabzonspor maçı futbol hayatımı etkiledi. Ağır bir sakatlık yaşadım. Hüsnü Özkara’ya arkamdönüktü, görmedim. Bir pozisyonda yan bağ- larımkoptu. Orada 6 ay sakat geçti. Bazı doktorlar ameliyat yapalım, bazıları da yapmayalımdiyordu. Bazı doktorlar rehabilitasyona gön- deriyor, bazıları 5 kilo ile çalış diyor, bazıları 25 kilo ile çalış diyordu. Ben de şaşırdımkaldım. O dönemde evdeyimve bekârım. Orada yemek, burada yemek… O dönemler gazino kültürü ve gece kulüpleri vardı. O boşlukta bunları tanımaya başladım. O sakatlık hemGalatasa- ray’daki iyi başlangıcımı bitirdi hem de hayatımı etkiledi. Sakatlandığım sezonun sonuna doğru tam iyileş- meden sahalara döndüm. Futbolcu hep oynamak istiyor. Ama uzun sa- katlıklar futbolcuyu çok örseliyor. Takım şampiyonluk yarışından kopmuş. Birch ayrıldı, Özkan Sümer geldi. Sonraki sezon Özkan Hoca ile yine çıkış yakaladım. Özkan Hoca- nın disiplini önemliydi. Bekâr oyun- cuları sıkı tuttu. Cuma kampa girilecekse bizleri Perşembe’den alıyordu. Maç sonrası da bir gün geç gönderiyordu. O dönemde gerçek- ten iyi antrenmanlar yapıyorduk. Millî Takım’a bile davet edildim. Mukavelembitmeden ayrıldım Ne oldu da işler yeniden tersine döndü? O zamanlar bir hanım arkadaşım vardı. Dönemin güzellik kraliçesi Aydan Şener de halasının kızıydı. Ayhan Akbin ile ev arkadaşıyız ve her dakika beraberiz. Kız arkada- şımAyhan ile Aydan’ı tanıştırmak istedi ve tanıştırdık. Bir sene sonra Ayhan evlendi. Ben de yalnız kal- dım. Yalnız kalınca gece hayatı daha fazla etkilemeye başladı beni… Sonrasında da Galatasaray’dan uzaklaşmaya mı başladınız? Bir sene daha mukavelemvardı. O zaman sözleşmeler iki yıllık yapı- Sakaryaspor’a tarihinin ilk ve tek Türkiye Kupası’nı kazandıran 1987-88 sezonu kadrosu. Soldan sağa ayaktakiler: Turhan Sofuoğlu, Selçuk Yiğitlik, BlerimMula, Serdar Şenkaya, Neşet Muharremoğlu, Oğuz Çetin. Oturanlar: Kemal Yıldırım, Aykut Kocaman, Özcan Kızıltan, Sinan Turhan, Turgay Poyraz. 114 115

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==