TamSaha 194. Sayı / Ocak 2021

yenip Hollanda’ya ilk Avrupa kupasını getirdi. Ajax’ın ambargosu Feyenoord’un böylesine büyük bir başarı elde etmesi, Ajax’ı da adeta kamçılayacaktı. Ajax 1970-71 sezo- nunda Celtic ve Atletico Madrid gibi favori takımları alt ederek geldiği fi- nalde sürpriz bir ekibi, Yunan şam- piyonu Panathinaikos’u devirmekte zorlanmayarak, üç sezon sürecek Avrupa şampiyonlukları serisinin ilkini başlatıyordu. Ajax 1972’de fi- nalde Inter’i ve 1973’te de Juventus’u devirerek üç sene üst üste Avru- pa’nın en büyüğü oluyor, Hollanda takımlarının Şampiyon Kulüpler Kupası’ndaki şampiyonluk seri- siyse dört sezona çıkıyordu. 1973’te Cruyff’un Barcelona’ya transfer olması, Ajax’ın Avrupa şampiyonlukları serisinin de sonu anlamına geliyordu. Fakat artık Hollanda futbolu gözünü hedeflerin en büyüğüne, Dünya Kupası’na dikmişti. Cruyff başta olmak üzere Neeskens, Rensenbrink, Rep, Krol, Haan, van Hanegemve van de Kerkhof kardeşler gibi büyük yıldızları kadrosunda barındıran Hollanda Millî Takımı’nın, Ajax ef- sanesini de oluşturan Rinus Michels önderliğinde, Federal Almanya’da düzenlenecek olan 1974 Dünya Ku- pası’nı kazanmasını bekleyenlerin sayısı hiç de az değildi. Kıl payıyla kaçan dünya şampiyonlukları Hollandalı futbolcular, özellikle tur- nuvanın ikinci tur gruplarında bu beklentileri fazlasıyla karşılamış ve Arjantin’i 4-0, Brezilya’yı da 2-0 mağlup ettikleri maçlarda ortaya koydukları futbolla adeta bu dünya- dan olmadıkları izlenimini yarat- mıştı. Ancak final maçında işler tersine döndü. Ev sahibi Federal Almanya’ya karşı maça fırtına gibi giren Hollanda, rakip oyuncular henüz topa bile değemeden, Cruyff’un ceza sahası içinde düşü- rülmesiyle kazanılan penaltı vuruşunu Neeskens’in filelere gön- dermesiyle 1-0 öne geçmişti belki ama ilk yarının ortalarında Hölzen- bein’ın Hollanda on sekizi içerisin- deki balıklama dalışında hakemin bir kez daha beyaz noktayı göster- mesi ve Breitner’in de ağları bulma- sıyla rüzgâr tersine dönmüş, fırsatçı Gerd Müller’in devrenin bitiminde devreye girmesiyle birlikte de Hol- landa finalden 2-1’likmağlubiyetle ayrılmıştı. Portakalların 1974’teki bu kayıpla- rını 1978’de telafi etmek isteyecek- leri açıktı. Lâkin takımın en önemli yıldızı Cruyff’un Arjantin’deki tur- nuvaya gitmek istememesi, kafa- larda soru işaretleri yaratıyordu. Turnuvaya bu kez Feyenoordmuci- zesininmimarı olan Ernst Happel yönetiminde giden Hollanda, dört yıl önceki kadar göz kamaştırıcı bir oyun ortaya koyamasa bile adını fi- nale yazdırmayı bilmişti. Dört sene evvelki gibi yine ev sahibine karşı çıktıkları finalde, maçın son daki- kasına girilirken ve skor da 1-1’ken Rensenbrink’in direkte patlayan şutuysa, Hollanda’nın kupayı san- tim farkıyla kaçırdığının resmiydi. Uzatmalara gidenmaçta Arjantin Kempes ve Bertoni’yle bulduğu gollerle gülecek, Hollanda’ysa umutlarını bir başka bahara bırakmakla yetinecekti. Kriz - 1988 Rönesansı - Tekrar kriz 1980’li yılların başları, Hollanda futbolu adına bir fetret devrini andırıyordu. 1982 ve 1986 Dünya Kupalarıyla 1984 Avrupa Şampiyo- nası’na katılamayan takımı ayağa kaldırmaksa yeniden kurt hoca Rinus Michels’e düşecekti. 1986’da millî takımın başına geri dönen Michels, 1987’de Kupa Galipleri Kupası’nı kazanacak olan Ajax ve 1988’de Şampiyon Kulüpler Kupası’nı kucaklayacak PSV Eind- hoven’ın yıldızlarının iskeletini oluşturduğu yeni takımıyla 1988 Avrupa Şampiyonası’na iddialı gelmekteydi. Gullit, van Basten, Rijkaard, Koeman kardeşler, Vanenburg, van Breukelen gibi önemli isimlerden oluşan takım, her ne kadar ilkmaçında Sovyetler Bir- liği’ne tek golle mağlup olduysa da daha sonra gruptan çıkmayı başar- mış, yarı finalde ev sahibi Federal Almanya’yı devirip bir bakıma 1974’ün hesabını da kapatmış ve finalde de yeniden karşı karşıya geldiği SSCB’yi Gullit ve van Bas- ten’in golleriyle alt ederek Hollanda futbol tarihinin en büyük başarı- sına imza atmıştı. Ne var ki 1988’de yaşanan bu başa- rıdan sonra yine hayal kırıklığıyla dolu yıllar gelecekti. Bunda hiç şüphesiz takımın en önemli yıldız- ları Gullit ve van Basten’in sakatlık sorunlarından bir türlü kurtulama- malarının da payı büyüktü. Hol- landa büyük turnuvalarda finale bir türlü kalamıyordu. Buna en çok 1992 Avrupa Şampiyonası ve 1998 Dünya Kupası’nda yaklaşmışlar fakat ilkinde Danimarka’ya, ikinci- sindeyse Brezilya’ya yarı finalde penaltı atışları sonucunda teslim olmuşlardı. 1990’larda Hollanda futbolu adına en büyük başarıyı ise 1995 yılında Şampiyonlar Ligi’ni ka- zanan Ajax elde etmiş, fakat futbol- cularının çoğunu Bosman kuralı sayesinde bedelsiz olarak kaybe- den Ajax’ın bu başarısı sürdürülebi- lir olmamıştı. 2010 Dünya Kupası’nın finalisti Hollanda, ev sahipliğini yaptığı 2000 Avrupa Şampiyonası’nda da finali penaltılarla kaçırmasının ardından 2002 Dünya Kupası’na katılamaya- rak büyük bir krizin eşiğine gel- mişti. 2010’a kadarki diğer üç büyük turnuvada da istediği başarıyı elde edemeyen Portakalların, Güney Af- rika’daki Dünya Kupası’nda da çok bir şey yapması açıkça beklenmi- yordu. Ancak beklentilerin düşük olması Hollanda’ya yaramış olsa gerek, oynadığı maçları peş peşe kazanan takım, finalde İspanya’nın rakibi olmayı başardı. Her ne kadar Iniesta’nın uzatmalarda gelen go- lüne engel olamayıp bir kez daha kürsünün ikincilik basamağında kalmış olsalar da yıllar sonra gelen final, Hollandalılarda gelecek için büyük umut yaratmıştı. Lâkin bu umutların büyük bir bölümü, sıfır çekilen EURO 2012 esnasında çöpe gitti. 2012 Avrupa Şampiyonası’nda yaşanan büyük düş kırıklığı üzerine teknik direktör değişikliğine giden ve takımın başına Louis van Gaal’i getiren Hollanda, 2014 Dünya Kupa- sı’nda da yarı finale yükselmeyi ve nihayetinde üçüncü olmayı başardı. Brezilya’daki finallere son Dünya Şampiyonu İspanya’yı 5-1 yenerek flaş bir başlangıç yapan ve 2010 fi- nalinin rövanşını çok ağır biçimde alan Portakallar, Avustralya’yı 3-2, Şili’yi de 2-0 yenerek gruptan üçte üçle çıktı. Son 16 turunda Meksi- ka’yı 2-1’le saf dışı bırakan Van Gaal’in öğrencileri, çeyrek finalde ise Kosta Rika karşısında çok zor- landı. 0-0 sona eren normal süre ve uzatmaların ardından rakibini EURO 88’in şampiyonu Hollanda Hollanda, 1974 Dünya Kupası finalinde F. Almanya karşısında Cruyff’un kazandırdığı penaltı ile öne geçmiş ama 2-1 yenilerek kupayı kaybetmişti... 12 13

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==