TamSaha 194. Sayı / Ocak 2021

16 yaşına geldiğindeyse Juventus altyapısının gözlemcilerinin dikka- tini çekecek ve rotayı Torino’ya çevirecekti. İlk Juventus döneminde şans bulamadı Ne var ki Rossi için Torino macerası pek de iyi başlamayacaktı. Altyapı- daki ilk iki yılında peş peşe menis- küs sakatlıkları yaşıyordu ve futbol hayatı da neredeyse başlamadan bitme tehlikesiyle karşı karşıyaydı. Dizinden üç kez ameliyat olmak zorunda kalmıştı. Buna karşılık kendisini çabuk toparlayacak ve 1974 yılının başlarında, genç bir sağ açık olarak Juventus’un A takımkadrosuna da dâhil edile- cekti. O sezon Serie A’da herhangi bir maçta oynama şansı bulamasa da 1 Mayıs’ta Cesena ile oynanan İtalya Kupası maçında ilk kez siyah- beyazlı formayla sahaya çıkacaktı. Ertesi sezona gelindiğindeyse bu kez iki İtalya Kupası maçında oy- nuyor ama Serie Amaçlarında yine şans bulamıyordu. Bunun üzerine daha çok oynayabileceğinin düşü- nüldüğü Como’ya kiralanacak ve 1975-76 sezonunda da Como kadrosunda yer alacaktı. GelgelelimComo’nun da Rossi için doğru bir adres olmadığı çok geçmeden ortaya çıkacaktı. Takım küme düşmeme mücadelesi veri- yordu ve böyle kritik bir noktada belli ki 19 yaşındaki tecrübesiz bir oyuncuya şans tanımakla pek uğ- raşacak gibi değillerdi. Serie A’daki ilkmaçına 9 Kasım 1975’te Perugia deplasmanında çıkan Rossi, sezo- nun geri kalanında da beş maçta daha oynayabilecek ve bir kez olsun gol sevinci yaşayamayacaktı. Rossi artık 20 yaşına gelmek üzereydi. 16 yaşından itibaren üç diz ameliyatı geçirmiş, altısı ligde olmak üzere topu topu sekiz maça çıkmış ve herhangi bir gol kaydet- memişti. Hikâyenin buraya kadar olan kısmı adeta bir erkenden tü- keniş öyküsünü andırmaktaydı. Ancak tamda futbol hayatının bir çıkmaz sokağa girdiği endişesinin belirdiği bu dönemde mâkûs talihini döndürecek bir gelişme yaşana- caktı. Juventus, o esnada Serie B’de yer alan Vicenza kulübüyle, Ros- si’nin haklarına ortaklaşa sahip olma konusunda anlaşmaya varı- yordu. Bu durumda Rossi, Vicenza forması giymeye başlayacaktı ama bir şekilde burada kendisini ispat ederse, Juventus’un onu yeniden kadrosuna katması daha kolay olacaktı. Vicenza’da kendini buldu Rossi’nin Vicenza’daki en büyük şansıysa, daha sonra ikinci babası olarak tanımlayacağı teknik direktör Giovan Battista Fabbri ile yollarının bu vesileyle kesişmesiydi. Fabbri, o güne kadar sağ açık olarak yetiştirilen Rossi’nin aslında ceza sahası içinde gol sezileri son derece yüksek bir oyuncu olduğunu keşfe- decek ve genç oyuncuyu santrfor olarak kullanmaya karar verecekti. Elde edilecek sonuç ise hayli çarpı- cıydı. Rossi, Serie B’de sezonu 21 golle gol kralı olarak tamamlarken Vicenza da şampiyonluğa ulaşıyor ve Serie A’ya yükseliyordu. Vicenza’nın takımolarak 38maçta 47 gol kaydettiği, ligin en golcü ta- kımı Pescara’nın da 48 golü bulabil- diği göz önüne alındığında Rossi’nin 21 golü gerçekten de çok önemli bir bireysel performans niteliğindeydi. Juventus yönetimiyse bu başarılı performansa karşın o sezon yine Serie B’de Cagliari formasıyla 18 gol atmış Paolo Virdis’i yedek santrfor olarak kadrosuna katmayı tercih edecekti. Böylece Rossi’nin bir müddet daha Vicenza’da kalacağı da kesinleşiyordu. 1977-78 sezonuysa Rossi’nin adını tüm İtalya’ya ezberleteceği bir sezon olacaktı. Aslında Vicenza için sezonun iyi başladığı söylenemezdi. İlk beş maçlarında üç beraberlik, iki de yenilgi almışlar ve galibiyetle ta- nışamamışlardı. Rossi ise ilk Serie A golünü 2 Ekim 1977’de deplasmanda Milan’a 3-1 yenildikleri maçta pe- naltıdan kaydetmişti. Bundan son- raysa kırmızı-beyazlı ekip sezonun ilk yarısının sonuna kadar başka yenilgi yüzü görmeyecek ve aldığı galibiyetlerle de üst sıralara doğru tırmanacaktı. İkinci devrede de Vi- cenza’nın iyi formu devam edecek ve kırmızı-beyazlılar ligi, şampiyon Juventus’un beş puan gerisinde ikinci sırada tamamlayacaktı. Vicenza’nın geçmişte Serie A’daki en iyi derecesinin altıncılık olduğu düşünüldüğünde bu başarı tek keli- meyle muazzamdı. Üstelik attıkları 50 golle ligin en golcü takımı da olmuşlardı. Bunda da en büyük pay, söz konusu 50 golün 24’ünün altına imzasını atan Paolo Rossi’nindi. Rossi böylece gol krallığını da elde ediyor ve bir sezon Serie B’de, ertesi sezon da Serie A’da gol kralı olan ilk (ve şu ana kadarki tek) futbolcu olarak da tarihteki yerini alıyordu. Rossi’nin bumüthiş yükselişi, İtalya Millî Takımı Teknik Direktörü Enzo Bearzot’un ona millî forma altında şans vermesini de sağlayacaktı. Gökmavililer adına ilkmaçına 21 Aralık 1977’de, Brüksel’de Belçika ile oynanan bir dostluk karşılaşma- sıyla çıkan Rossi, Arjantin’de dü- zenlenecek olan 1978 Dünya Kupası için de millî takımkadrosunda kendisine ‘Serie A Gol Kralı’ unvanıyla yer bulacaktı. Dünya Kupası’ndaki ilk goller İtalya, söz konusu turnuvanın ilk turunda zorlu bir gruba düşmüştü. Ev sahibi ve turnuvanın doğal favo- risi konumundaki Arjantin’in yanı sıra Fransa ve Macaristan’a rakip olmuşlardı. Gökmavililer ilkmaçla- rına Fransa karşısında çıkıyorlar ve başlangıçta adeta neye uğradık- larını şaşırıyorlardı. Zira Fransa, henüz 39. saniyede Bernard 0La- combe’un golüyle 1-0 öne geçmişti. Bu, Dünya Kupalarında o ana kadar atılmış en erken goldü. İtalya, maça adeta rakibine bir avans vererek başlamış olmasına karşın çok geçmeden oyunun kontrolünü ele geçirecekti. 29. daki- kada da Rossi millî forma altındaki ilk golü atarak skoru eşitliyordu. İtalya, ikinci yarıda bir gol de Renato Zaccarelli ile buluyor ve böylece sa- hadan 2-1’lik galibiyetle ayrılarak turnuvaya iyi bir başlangıç yapı- yordu. Gökmavililer, ikinci maçla- İtalya’nın 1978 Dünya Kupası’nda Avusturya’yı mağlup eden kadrosu. Soldan sağa ayaktakiler: Romeo Benetti, Paolo Rossi, Mauro Bellugi, Roberto Bettega, Dino Zoff, Claudio Gentile. Oturanlar: Franco Causio, Antonio Cabrini, Gaetano Scirea, Renato Zaccarelli, Marco Tardelli. Rossi, Vicenza günlerinde, kendisi gibi büyük bir golcü olan Genoa’lı Roberto Pruzzo ile... 76 77

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==