TamSaha 195. Sayı / Şubat 2021

Futbol hayatı erkenden bitebilirdi Ancak asıl felâket, 19 Haziran 1985’te, CSKA ile Levski arasında oynanacak Bulgaristan Kupası finalinde yaşanacaktı. Gergin bir at- mosferde başlayanmaç, CSKA’nın 2-1’lik üstünlüğüyle sona ererken Levski’den iki, CSKA’dan da bir oyuncu kırmızı kart görmüştü. Levskili oyuncular, maç boyunca hakemAhmed Yaşarov’a (o dö- nemde Bulgar yasaları gereği Asparuh Yasenov adını kullan- makta olan bir Bulgaristan Türkü idi) birçok kararına istinaden yoğun itirazlarda bulunmuşlardı. Gitgide artan tansiyon, maçın son düğüyle birlikte oyuncuların birbirlerine gir- melerine de yol açıyordu. Bilhassa soyunma odalarına giden koridor- larda büyük bir arbede yaşandığı söylenmekteydi. En az sol ayağı kadar meşhur bir diğer özelliği de çok çabuk sinirlenebilen bir yapıya sahip olması olan Stoichkov da kavgaya karışan isimlerin başında gelmekteydi. Yaşanan olaylar üzerine Bulgaris- tan Komünist Partisi Merkez Komi- tesi masaya yumruğunu vurma kararı almıştı. Bizzat Devlet Başkanı Todor Jivkov tarafından açıklanan kararlarda Levski’nin o sezon kazandığı lig şampiyonluğu ve CSKA’nın da bumaç neticesinde aldığı kupa iptal ediliyordu. Ayrıca temiz bir sayfa açılması adına Levs- ki’nin adının Vitosha, CSKA’nın adı- nın da Sredets olarak değiştirilmesi hükmüne varılmıştı. Maç sonunda kavgaya karışan futbolculardan Borislav Mihaylov, Plamen Nikolov, Emil Spasov, Nasko Sirakov ve Hristo Stoichkov da çeşitli men cezalarına çarptırılmışlardı. En dik- kat çekici olansa şüphesiz Stoich- kov’un aldığı cezaydı zira kendisine ömür boyu futboldanmen cezası verilmişti. Stoichkov elbette bu cezaya itiraz edecekti. Zaten çok geçmeden, biraz da Bulgaristan Millî Takımı’nın 1986 Dünya Kupası’na katılacak olması nedeniyle -ki Sirakov ve Mihaylovmillî takımın banko oyun- cularındandı- bu cezalarda indirime gidilmesi kararı alınacak ve Stoich- kov’un cezası da 11 ayla sınırlandırı- lacaktı. Genç oyuncu böylece futbol hayatının başlamadan bitmesi tehlikesinden de sıyrılıvermişti. Cruyff’un ilk kez dikkatini çektiği eşleşme Stoichkov, cezasının bitmesinin ardından 1986-87 sezonundaysa CSKA’nın ilk on birinin önemli parçalarından biri haline gelecek, hatta adı Amillî takım için de geçmeye başlayacaktı. Genç oyuncumillî takıma ilk olarak 1987’nin Eylül ayında çağrıldı ve aynı ayın 23’ünde, Belçika’ya karşı oynadıkları ve 2-0 kazandıkları 1988 Avrupa Şampiyonası elemeleri mücadelesinde millî formayı ilk kez giydi. Stoichkov, ilkmillî golünüyse 21 Ocak 1988’de, Doha’da Katar’la oynadıkları ve 3-2 kaybettikleri özel maçta atacaktı. Stoichkov, 1987-88 sezonunda 14’ü ligde olmak üzere 23 kez fileleri ha- valandırırken artık kendisinin sol açık bölgesiyle sınırlanmaması gereken bir golcüye dönüşmekte olduğununmesajını da vermek- teydi. CSKA ise ligde bu kez ezeli rakibi Levski’nin gerisinde, ikinci sırada kalsa da kupa finalinde Levski’yi 4-1 mağlup etmeyi başarıyordu. Bumaçın ilk golü de Stoichkov’dan gelmişti. 1988-89 sezonuysa hemStoichkov hemde CSKA Sofya ve Bulgar fut- bolu adına tarihi bir sezon olacaktı. Takımın hücumhattı, birkaç sene içinde belki de ülke tarihinin en efsanevi ileri üçlüsüne dönüşecek olan Hristo Stoichkov, Luboslav Penev ve Emil Kostadinov üçlüsün- den oluşmaktaydı. Stoichkov da artık açıkta oynamaktan ziyade merkezdeki Penev’in biraz solunda, serbest bir rolde görev yapmak- taydı. CSKA, o sezon yurt içinde çifte kupa zaferi yaşarken, asıl başarısınıysa Kupa Galipleri Ku- pası’nda elde edecekti. Inter Bratis- lava, Panathinaikos ve Roda’yı elemeyi başaran CSKA, kupada yarı finale yükseliyordu. Daha evvel 1967 ve 1982’de Şampiyon Kulüpler Kupası’nda yarı final oynayan CSKA, Kupa Galipleri Kupası’nda da son dörde kalarak Bulgar futbolu adına çok önemli bir başarıya daha imzasını atmıştı. CSKA yarı finaldeyse, Stoichkov’un kariyer hikâyesini baştan aşağı de- ğiştirecek bir kura çekmişti. Bulgar temsilcisinin rakibi Barcelona olmuştu. Katalan ekibi eşleşmenin favorisiydi belki ama Camp Nou’daki ilkmaçın 24’üncü dakika- sında Stoichkov topu ağlara gönde- recek ve kısa bir süreliğine de olsa tribünlerin buz kesmesini sağlaya- caktı. Barça sonrasında Lineker, Amor ve Bakero’dan gelen gollerle rahatlar gibi olsa da Stoichkov ikinci yarının ortalarında penaltı- dan bulduğu golle farkı bire indir- mişti. Fakat çok geçmeden Barcelona, Salinas ile bir gol daha atınca mücadeleden 4-2’lik üstün- lükle ayrılıyordu. İki hafta sonra Sofya’da oynanan rövanşta da Bar- celona 2-1 galip gelirken CSKA’nın tek golü Stoichkov’dan gelecekti. Katalan ekibinin teknik direktörü Johan Cruyff ise kendilerine iki maçta üç gol atmış olan genç Bulgarı hafızasına kuvvetli bir biçimde kazımıştı. Avrupa gol krallığı ve Barcelona transferi 1988-89 sezonunu 23’ü ligde ve ye- disi Avrupa’da olmak üzere 33 golle kapatan Stoichkov, ligde gol krallı- ğını da elde etmişti. Ertesi sezon ise performansı daha da artacak ve sadece Bulgaristan’ın değil, Av- rupa’nın da en golcü ismi olacaktı. Ligde 30maçta 38 kez fileleri hava- landıran Stoichkov, böylece Real Madridli Hugo Sanchez’le birlikte Avrupa Altın Ayakkabı ödülünü paylaşıyordu. CSKA da bu gollerle ligde yine pek zorlanmadan şampi- yon olmuştu. CSKA, Şampiyon Ku- lüpler Kupası’ndaysa Ruch Chorzow ve Sparta Prag’ı eleyerek çeyrek final oynadıysa da bu turda Mar- silya karşısında tutunamamıştı. 1990 yazına gelindiğindeyse Stoich- kov, yaklaşık bir yıl önce fazlasıyla gözüne girdiği Cruyff tarafından nihayet transfer edilecekti. 1989 Kasım’ında, 35 yıldır ülkeyi yönet- mekte olan Todor Jivkov’un iktidar- dan indirilmesi, Bulgaristan’da rejim değişikliğinin habercisiydi. Doğu Bloğu ülkeleri için futboldaki en ka- rakteristik kurallardan biri, 28 yaşı- nın altındaki futbolcuların yurt dışına transferlerine izin verilme- mesiydi. Bulgaristan’da da durum farklı değildi. Ancak Jivkov’un ikti- dardan indirilmesi sonrasında dört buçuk aylık bir süre içerisinde Bul- garistan’da sosyalist dönem sona erecekti. Böylece Stoichkov’un yurt dışı transferinin önündeki hukuki imkânsızlıklar da ortadan kalkmıştı ve Cruyff da onu Camp Nou’ya getirebilmek adına hemen kolları sıvamıştı. GelgelelimStoichkov’un Barcelona macerası hayli çalkantılı başlaya- caktı. Bunun sebebi de tabiî ki asabi karakteriydi. Beş yıl evvel Bulgaris- tan Kupası finalinde karıştığı kavga nedeniyle az kalsın futbol hayatı bitecek olan hırçın yıldız, o yaşa- nanlara rağmen huylunun huyun- dan kolay kolay vazgeçmeyeceğini gösterircesine bu kez de 5 Aralık 1990’da Real Madrid’e karşı oyna- nan İspanya Süper Kupası maçında tartıştığı hakemin ayağına basmış ve iki aylık bir cezayla karşı karşıya kalmıştı. Bu cezaya karşın Stoich- kov ligde çıktığı 24maçta attığı 14 golle takımının en golcü ismi olmayı başaracaktı. Barcelona da onun gollerinin de büyük katkısıyla üçüncü sezonunu yaşamakta olan Cruyff’un yönetiminde nihayet ilk şampiyonluğunu kazanıyordu. Katalan ekibi o sezon Avrupa’da da iki yıl önceki başarısını tekrarla- maya çok yaklaşmıştı. Kupa Galip- leri Kupası’nda sırasıyla Trabzon- 118 119

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==