TamSaha 195. Sayı / Şubat 2021
Gönülden Kaleme Köroğlu bir şiirinde “Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu” demiş; maalesef sosyal medya bu sözü farklı bir şekilde doğruluyor. Bizimkültürümüzde yere düşene vurulmaz derlerdi ama artık öyle değil. Sosyal medyanın hayatımıza girmesi ve benim- senmesi sonrası yan etkilerinden biri, bir kısım insanımız tarafından yaygın bir şekilde kullanılmaya başlandı. En son örneği, Galatasaray-Gençlerbirliği maçında Gençlerbirliği’nin altyapısından yetişen ve Süper Lig’de ilk defa yetiştiği takımın ilk on birinde sahaya çıkan Übeyd Adıyaman’ın başına geldi. Maçta yediği hatalı gollerden sonra sosyal medyada linç edildi. Sebebi ne biliyor musunuz? Altyapıda oynarken attığı tweetler. Neymiş efendim, Galatasaray kulübüne başarılar dilemiş. Çocuk yaşta attığı tweet sebebiyle, sosyal medyanın hayatımıza girmesiyle oluşan linç kültürü devreye sokuldu, genç kaleci acımasızca ifade- lerle şike yapmakla suçlandığı yetmezmiş gibi anne- sine ve nişanlısına ağıza alınmayacak sözler söylendi. Bunun üzerine Übeyd şöyle bir açıklama yapmak zorunda kaldı: “Bugün aldığımız kötü sonuç ve bana güvenen herkesin güvenini boşa çıkardığım için çok üzgünüm. Yıllarca hayalini kurduğumo an bugün bana nasip oldu. O anımdaki halimi anlatmaya kelimeler bulamıyorum. Çoğu futbolcu abimve kardeşlerimbunu yaşamıştır, adım gibi biliyorum. Sonucun böyle olma- sında en büyük etkenin ben olduğumu da biliyorum. Hiçbir bahanenin arkasına da sığınmayacağım. ‘Yaşım gençti, ilkmaçımdı’ gibi cümleler yazmayaca- ğım. Bugün yaptığımbütün yanlışlardan, hatalardan dolayı öncelikle bana güvenen herkese, daha sonra tüm futbol camiasına ve futbol sevdalılarına kendi adıma özrü bir borç bilirim. Hepinizden tek tek özür diliyorum. Gündemin böyle olmasına sebebiyet veren benim. Ama şunları da dile getirmek istiyorum. Birçok hayallerle çıkılanmaçı bu şekilde bitirmek gerçekten çok acı verici. Maçtan sonra aldığımmesajlar... Anneme, nişanlıma ağıza alınmayacak şeyler söyleyen vicdanlar lütfen kendini benimyerime koysun. Ajitasyon yapmıyorum. Ben babasız, annemin canla başla çalışarak helâl para kazanarak bizi büyütmesiyle buralara kadar geldim. Ben bugün hatamın büyük olduğunu biliyorumama siz abilerime, kardeşlerime sesleniyorum. İlkmaçına çıkan, heyecandan eli ayağı titreyen bu kardeşinize şikeci diye damga vurdunuz. Bir şeye açıklık getirmek istiyorum. Biliyorum, çoğu yerde 13-14 yaşlarında altyapıda oynarken attığım tweetler gündemolmuş. Ben ülkemizi gururla temsil eden bütün büyük takımlarımız için birçok tweet attım ama herkes işine geldiği gibi yorumyapmış. Yer bildirimlerim gündem olmuş. Lütfen o tweetleri attığım tarihte oynadığımmaçlara bakarak eleştirsin- ler. Çocukluk hevesimizdi hepsi, birçoğumuz da kullanmışızdır. Ama çocukluk zamanımda yazdığım şeyler yüzünden şikeci damgası yemek gerçekten kaldırılacak bir yük değil. Bunları yazmak zorunday- dım. Yazdıklarımdan alınan, incinen birileri olduysa tekrardan özür dilerim. Herkese sağlıklı hayallerinizi gerçekleştirebileceğiniz bir ömür dilerim.” Übeyd açıklamasında duygularını gayet güzel anlatmış. Gündemi sen belirlemedin ki özür diliyorsun. Senin şanssızlığın, futbolda öküz altında buzağı arayan bir kültürün oluştuğu ülkemizde futbol oynuyor olman. Sana hakaret edenler kesinlikle profesyonelliğin gereklerini bilmiyorlar. Ne kadar başarılıysanmeslek hayatın o kadar uzun, yaşamkaliten o kadar iyi olur. Şunun da altını kalın kırmızı çizgilerle çizmek istiyo- rum; profesyonelliğe adımattığın anda çocukluğunda tuttuğun takımın bir önemi kalmıyor. Taraftarlık duygusu, yerini sempati duymaya bırakıyor. Ekmeğini kazandığın takım senin için her şeyden önemli hâle geliyor. Çocukluğunda taraftarı olduğun kulüple oynadığınmaçlarda da formasını giydiğin takımın başarısı için var gücünle oynarsın. Eğer hedefinde tuttuğun takımda oynamak varsa, o takımla oynadığın maçta formunun zirvesinde olursun ki o takımın dikkatini çekebilesin. Bu da yetmez, transfer yapabilmen için sezon boyunca çok iyi performans göstermelisin. Bu tespitlerim tecrübeyle sabittir. Bu paylaşımları yapanların insanlıktan nasibini almamış, futbolun felsefesinden bihaber, altyapı oyuncusunun en büyük hayalinin yetiştiği takımda profesyonel olup başarı ile hizmet etmek olduğunu bilmeyen, vicdansız, kul hakkı yemekten (Übeyd isminin anlamlarından biri kul demekmiş) kaçınmayan insanlar olduğu açıkça kendini göstermektedir. Rahmetli Âşık Mahsuni Şerif’in türkü sözleriyle bu konuda son kelâmı söyleyelim: “Adamolamadın gitti zevzek Beni bilemedin gitti zevzek Yürü be yürü be yürü be insan değilsin Kendini bilmeyen canım eli ne bilsin Halkı halkı halkı Hakk’ı ne bilsin.” Yaşam sevinciniz hiç bitmesin. İsmail Gökçek Linç kültürü 132
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==