TamSaha 195. Sayı / Şubat 2021
Hepsi o kadar kıymetli deneyim- lerdi ki… Orada şunu öğrendim. Bir çocuğa öğretebiliyorsan, üsttekine çok rahat öğretiyorsun. Çünkü bütün detayları o çocukta gösteri- yorsun, o çocukta deneyimliyorsun. Benim özel yaptığımhareket eğiti- minin koordinasyonla ilgili kısımla- rında, uzmanlaştığımkısımda çocukların ne kadar kıymetli ol- duğu, onların üzerinde yaptığım ça- lışmaları gösterip, daha sonra onu A takımdüzeyine, üst yaş gruplarına uyarladığım çalışmalarda ortaya çıkmaya başladı. O zaman ne oldu? Antrenörlük yolunda uzmanlaştığımbir alanı da bulmuş oldum… Ve böylelikle o dümdüz yolda giderken sağa bir fidan, sola bir fidan dike dike uz- manlaştığım alanlar çıkmaya başladı. Manisaspor’dan sonra yolunuz Türkiye Futbol Federasyonu ile kesişti. Bu süreçte neler yaşadınız? Manisaspor’dan ayrıldığımdö- nemde annembypass oldu. Çok korktum. Annemin yanında olmak istedim. Ersun Hoca o dönemTrab- zonspor’a gitti. Ben gidemedim. Annemle otururken bir gün Oğuz Çetin Hocam telefon etti. Oğuz Ho- camla Gençlerbirliği’nde çalışmış- tım. “Hocam erkeklerle yıllarca çalıştın, hemcinslerinle çalışmak ister misin?” diye sordu. Ben de “İs- terim” cevabını verdim. Çok hızlı bir insan. Pazartesi günü konuştuk; çarşamba günü Beylerbeyi’nde işe başladım. O dönemde de Fatih Terim teknik direktördü. Ahmet Güvener de Futbol GelişimDirektörü… “Ahmet Bey’in bir projesi var. Kadın Millî Takımlarında kadın antrenör olsun istiyorlar. Sen yıllarca antre- nörlük yaptın. Ben de seni biliyo- rum. Bu sana çok güzel bir yön verebilir” dedi. Oğuz Hoca beni Ahmet Bey’e o kadar güzel anlat- mış ki… Ahmet Bey’le tanıştım. Yaptığım işleri, kadın futbolunda neler yapabileceğimi aktarınca bana, “Hocamhiç merak etme. Bizim istediğimiz rol model tam olarak bu” dedi. O dönemde kızlar futbolculuk yolunun daha erkeksi görünmekten geçtiğini düşünü- yordu. “Erkek gibi olursam futbol camiasında olurum” düşüncesi hâ- kimdi. Ben de hiçbir zaman cinsiyeti ön plana çıkartmadan, kendimgibi olarak, Necla gibi olarak varlığımı sürdürebileceğime inandığım için, onlara güzel bir rol model olabilece- ğimdüşünüldü. 2009 yılında Kadın Millî Takımları serüvenimböyle başladı. Daha sonra Akademi Ligle- ri’nde, eğitimlerde, workshoplarda ders vermeye başladım. Kadın ta- kımlarında bütün yaş gruplarında yardımcı antrenörlük, Tolunay Kaf- kas Hocanın göreve gelmesiyle U15 Kız Millî TakımTeknik Direktörlüğü, Fatih Hoca döneminde U17 Kız Millî TakımTeknik Direktörlüğü, tekrar Tolunay Hoca geldiğinde U17 ve U15 Kız Millî TakımTeknik Direktörlüğü yaptım. Oğuz Hoca ve Tolunay Ho- canın döneminde de Kadın AMillî TakımTeknik Direktörlüğü göre- vine geçtim. Kadın antrenör değil, antrenörüm! Erkeklerin hegemonyasında görünen futbol dünyasında kadın olmanın zorlukları neler? Bu bakış açısını değiştirmek için neler yapılmalı? Zorlukları şu… Sürekli ispat döngü- sünde kalıyorsunuz. Kadın olarak erkek futbol dünyasının içerisine girdiğim zaman cinsiyetimi nötrle- mek durumunda kalıyorum. Yani kadın olarak ön plana çıkmaktansa antrenör olarak ön plana çıkmayı yeğliyorum. Kişilerin beni kadın an- başarılar diliyorum” diyerek bir kronometre hediye etti. 20 sene geçmiş, o krono- metreyi halen saklıyorum. Uğuruna çok inanırım. Aileniz sizi çok güzel des- teklemiş. Bu desteği bugün genç kadın futbolculara örnek olması açısından biraz daha açar mısınız? Öncelikle anne ve babanın kendi çocuğuna inanması çok önemli. Çocuğun kendi yolunu bulması açısından bu destek çok önemli. Kıza destek olmak demek çok bilgili, çok görgülü ya da kültür düzeyinin çok yük- sek olduğu ailelerden gelmek demek değil. Ben ataerkil bir toplumda yetiş- miş, örf ve adetine uygun davranış sergilemek için çok uğraşmış bir kız çocu- ğuyum. Benimher tavrımla, tarzımla, giyimkuşamımla, bir topluma girdiğim zaman oradaki kurallara uymakla ilgili yükümlülüklerimvardı. Bu kurallara uymaya çalışı- yordum. Ailem, hayallerimin peşinden gitmemi sağladı. “Sana inanıyoruz” dediler. En önemli kısımbu. Benim ailem akrabalarımıza şunu demiş: “Sizin onun hak- kında ne düşündüğünüz bizi hiç ilgilendirmiyor. Bu kız bunu istiyor. 7 yaşından beri zaten her istediğini yapıyor. Yurt dışına gitti tek başına.” Ailelere, kızlara, kadınlara en önemli mesajım şu: Ken- dinize inanıyorsanız etraf da size inanmak zorunda kalıyor. Ama ispatlamanız lâzım. Benim çevrem, bana ne zaman inandı? Ankara- gücü’nden Gençlerbirliği’ne gittimve 2000’den 2004’e kadar orada çalıştım. Ama ne çalışma… Futbol okulları, bütün altyapı, profesyonel takım… Oradan Ankaraspor, Vestel Manisaspor ve en son da Millî Takım’a geldim… O akrabalarımbana, “Ya Necla, bana imzalı forma gönderebilir misin? Şunun imzası olabilir mi?” tale- binde bulunduklarında, an- nemle babam, “Kızım lütfen gönder. Bu hepimiz için çok kıymetli bir an” dediler. Ama bu noktaya gelebilmek için 10 sene geçti tabiî…Özet- le 10 sene bunları yaşadım. İki üniversite bitirmiş gibi oldum Ankaragücü’ndeki başarı- nızdan sonra Gençlerbirliği, Ankaraspor ve yine Ersun Yanal’la Manisaspor’da görev aldığınızı görüyoruz. Profesyonel takımlarda görev almak, futbola bakış açınıza neler kattı? Çok önemli deneyimler kattı. Gençlerbirliği’nde çalı- şırken aynı zamanda Hacet- tepe’de okumaya devam ettim. O dört sene teorikte gördüğümbilgileri pratiğe aktarmak, futbolcuları göz- lemlemek anlamda çok kıy- metli yıllardı. İki üniversite bitirmiş gibi oldum. Hem alaylı hem okullu olarak iki bilgiyi birlikte tecrübe ettim. Çok şanslı insanlardan biri- siydim. Çünkü bu sektörde ya okuldan ya da alaydan geliyorsunuz. İkisi karşılaş- tığı zamanmutlaka çatış- malar yaşanıyor. Ben ikisini de gördüğüm için ikisini de yumuşatabildim. İkisini çok rahat birleştirebildiğim yerler oldu. Profesyonel kulüplerde çalışırken A ta- kımla idmana çıkıyorum, 2 saat sonra A takımın id- manı bitiyor, U15 takımının da antrenmanına çıkıyorum. Hafta sonu futbol okuluna da gidiyorum çocuklara… 51 50
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==