TamSaha 195. Sayı / Şubat 2021

lışan ilk kadın antrenör olduğum için bu unvanın gelmesiyle beraber omuzlarıma çok fazla sorumluluk bindi. Çünkü ilk kez bumeşaleyi ta- şıyorsunuz. Çok iyi taşımanız lâzım. Yolda çıkan tüm engebeleri, tüm taşları arkanızdan gelenler için aş- manız lâzım. O yolu temizlemeniz lâzım. O yüzden çok büyük bir so- rumluluktu benim için. U15’in resmi maçı olmadığından, hazırlıkmaçı için Belarus’a gittik. İlkmaçı farklı kazandık. İkinci diz titremesi orada oldu. İlki Ankaragücü’ndeydi. İkin- cisi de daha 13-14 yaşındaki kızlarla konuşma sırasında oldu. İlkmaç düdüğüyle birlikte ikinci kapı açıldı hayatımda. Teknik direktörsün, kadın futbolundasın, çok büyük bir sorumluluğun var. “Sadece kendin için değil, arkandan gelecekler için çok kıymetli işler yapmak zorunda- sın” aydınlanmasını yaşadım. Ben hep şöyle söylüyorum. Hepimiz ha- yatımızda hikâyeler yazıyoruz. He- pimizin hikâyeleri var baştan sona yazılan. Ben o yazılan hikâyelerde hiçbir zaman başrol olmak istemi- yorum. Ben hikâyeyi yazan kişi olup, başroller, başkahramanlar ya- ratmak istiyorum. O yüzden bu yük çok fazla. Ve şu anda Kadın AMillî TakımTeknik Direktörü olarak, Kadın Futbolu Koordinatörü olarak en büyük yükümkendi başardıkla- rımdan çok arkamdan geleceklere o yolu ne kadar açabildiğimle ilgili yük… Ve çok büyük sorumluluk. Ülkeyi temsil ediyorsunuz. Ülkeniz- deki kadını temsil ediyorsunuz. Ka- dının neler başarabileceğini temsil ediyorsunuz. En iyisi olmak, en iyi- sini yapmakla yükümlüsünüz. Ama inşallah ileride de çok gurur duya- cağımya da bu sayfaları başa çevir- diğim zaman “Vay be güzel işler yapmışsın” dediğimhikâyeler çıkacaktır. U15’teki görevinizden sonra U17 Kız Millî Takımı’nın başına geçtiniz. Sizin yönetiminizdeki U17 Kız Millî Takımımız 2020 UEFA 17 Yaş Altı Kadınlar Şampiyonası elemelerini ikinci sırada tamamladı ve Elit Tur’a yükseldi. Bu yaş gruplarında çalışırken neler yaşadınız? Orada çok güzel bir yaş grubu yakaladık. Kadın futbolu tamgeliş- meye başlamışken yakaladığımız yaş grubu, futbol köylerinden gelen yaş grubu. Çok güzel bir projemiz vardı; Futbol Köyleri Projesi… Ben bu işin sadece teknik tarafında sa- haya çıkmadımki… İdarî anlamda işler yaptım, teknik anlamda projeler ürettim. Futbol köyleri projesinden çıkan çok yetenekli kız grubunu U17’ye adapte ettik. Karşılığında o Elit Tur’lar geldi. Teknik direktörlük deneyimimde bir yol çizebildiğimbir durumu oluşturdu U17 benim için… Şu an AMillî Takım’da bir stratejimizin olması, bir oyun sistemimizin bulunması o dönemdeki tecrübeme bağlı. O oyun sisteminde nelere ihti- yaç duyduğumuzu, ihtiyaç harita- sını aslında ben U17’deki kız grubu ile oluşturdum. Şimdi ihtiyaç analiz- lerini yapmak benim için çok daha kolay oluyor. Pandemi süreci kadın futbolunu yükseltecek Kadın futbolunda belirli bir aşama kaydetsek de yine de zirvedeki ülkelerin kategorisine çıkabilmiş değiliz. O seviyeye çıkabilmemiz için neler gerekli? Herkes anlatır, “Şöyle yaparsak muhteşem olur, sistem şu” diye… Hayır, benim için önemli olan, ortak bir inancı yakalayabilmek. Biz ne zaman kadın/erkek ayrımı yapma- dan, kadınların futbol oynayabile- ceğine inanıp, futbolda başarılı olabileceklerine dair ortak bir bakış açısı yakalarsak, o zaman emin olun başarı da kendiliğinden gele- cek. Neden? Sistemkurmak, ligi düzeltmek, ligi daha iyi yere getir- mek planın bir parçası. Asıl önemli olan o inanışı yaratmak… Biz çok kıymetli bir inanç ortaya koymalı- yız. Kolektif anlamda eğer bir araya gelebilirsek erkek/kadın demeden, sporcu gözüyle bakabildiğimiz gün emin olun dünyadaki sıralamamız, Avrupa’daki sıralamamız, oyuncu kalitesinden tutun da her şey zaten değişecek. Ve ben bu sürecin, pan- demi dönemiyle başladığını düşü- nüyorum. Çünkü dünyaya bakın, değişimler hep büyük sarsıntıların, büyük sıkıntıların sonrasında olur. trenör olarak değil, antrenör ola- rak görmeleri benim için çok kıy- metli. Bunun için de ne yapıyorum? Kısa sürede, iki daki- kalık konuşmada, kadın antrenör değil, antrenör olarak ne yaptı- ğımı, ne olduğumu kişilerin gör- mesini sağlıyorum. 20 sene önce bu çok zordu. Etrafınızda çok po- püler futbolcular var. Antrenör grubu var. Öncelikle o antrenör grubunun sizin yaptığınız işe saygı duyması lâzım. Sizi antrenör olarak görmesi lâzım. Öncelikle kendi meslektaşlarınıza ispatlı- yorsunuz kendinizi… Ben gittiğim ortamda fark yaratmayı seviyo- rum. Ama bunu deli saçması şek- linde değil, kadın bakış açısı getirerek sağlıyorum. Bu benim en büyük avantajımbence… Çünkü daha ince ayrıntıları yaka- layabiliyorsunuz. Öncelikle kendi meslektaşlarım içinde antrenör olduğumu vurguluyorum. Daha sonra da futbolcular kısmı geliyor. Ben yaşımdan büyük oyunculara antrenörlük yaptım. Çok popüler oyuncular… Caner Erkin, Vestel Manisaspor’daydı. Sakatlandığı zaman karşılıklı futbol oynadık. Eğlenceli yani… Ersun Hoca beni oynatıyordu. O dönemGökhan Gönül, Hacettepe’de futbolcuydu. Ben onlarla birlikte çalıştım. Meh- met Çakır’la hâlâ çok sıkı görüşü- rüm. Çok yakın arkadaşım. Ne oluyor? Bir kadın olarak değil, an- trenör olarak hitap etmeye çalış- tım. Hâlâ da öyle devam ediyorum. Cinsiyete atfedilen rolleri çok kabul eden bir insan değilim. “Ka- dınsın, sen bu işi yaparsın; erkek- sin sen bu işi yaparsın”ı asla kabul etmiyorum. Postendüstriyel diye bir tanımvar. Artık tamamen bil- ginin, bilgi kaynaklarının kullanı- mının, bilgiye hızlı erişimin çok kıymetli olduğu bir çağda yaşıyo- ruz. Bu bilgileri sadece erkekten alsanız verimli olabilir misiniz? Bu işe kadının da mutlaka katkı sağ- laması lâzım. Artık o konumda- yım. “Ben kendi bakış açımla bu postendüstriyel ortamda en iyi bilgiyi, en sağlıklı bilgiyi size vere- bilirim. O yüzden beni kullanabi- lirsiniz, benden faydalanmalı- sınız”a vurgu yapıyorum şu anda. Dezavantajını yaşadımmı? Evet, çok yaşadım. Çalıştığımbir ta- kımda, bir yardımcı antrenör vardı. İşler iyi gittiğinde uğuruy- dum takımın… “Hocamvallahi uğurlu geldin” diyorlardı. Takım yenilmeye başladı. “Eee gemiye kadın alırsan batar tabiî. Uğursuz gelir” dedi. Ben de en sonunda, “Ne senin uğurunumne de uğur- suzluğun. Ben antrenörüm. Sen beni cinsiyetimle yargılayamaz- sın. Senin verdiğin emek kadar emek veriyorumben de bu takıma. Belki senden daha fazla üzülüyorumyenildiğimiz zaman” dedim. İşte bu kaotik ortamı yaşı- yorsun. Onlara ne kadar nötr ol- duğumu, antrenör olduğumu hissettirmemgereken durumlar oldu. Zor işler ama şimdi çok tec- rübeliyim. Önceden çok panikli- yordum. Yanlış anlarlar mı? Dur saçımı şöyle toplayayımdiyor- dum. Gerçekten çok büyük bas- kıymış. Şimdi 20 sene sonra istediğimgibi konuşabiliyor, mak- yajımı yapıyorum. İstediğimkıya- feti giyiyorum. Ama diyorumki birikimimvar, tecrübemvar, bu yollardan zaten geçtimben… Hikâyeyi yazan kişi olmak istiyorum! Dönemin EğitimDairesi Başkanı Yücel Uyar’ın desteğiyle Türkiye U15 Kızlar Millî Takımı’nın Teknik Direktörü oldunuz. Bu süreci nasıl anlatırsınız? HemYücel Uyar hemde Tolunay Kafkas’ın desteğiyle göreve gel- dim. Yücel Hocambeni eğitimci yapmıştır Fatih TerimHocamla birlikte… Evet, ilk kadın teknik di- rektör ben oldum. Bu unvanın verdiği onur, gurur var ama çok büyük bir sorumluluk da var. Ondan öncesinde Süper Lig’de ça- 53 52

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==