TamSaha 195. Sayı / Şubat 2021
ya’daysa 10’uncu sırayı dahi görmüştü. Keegan rüzgârı 1979-80 sezonunda da esmeye devam edecekti. Ham- burg, ilk kez boy gösterdiği Şampi- yon Kulüpler Kupası’nda Valur, Dinamo Tiflis, Hajduk Split ve Real Madrid’i eleyerek finale kalmayı başarmıştı. Karşılarındaysa bu kupanın aynı zamanda son şampi- yonu da olan Brian Clough’ın Not- tinghamForest’ı vardı. 28 Mayıs’ta Madrid’de oynanan finalde gülen taraf, John Robertson’ın tek golüyle Forest oluyordu. Hamburg ligdeyse şampiyonluğu iki puan farkla Bayern Münih’e kaptırmış ve biraz daha şanslı olsa iki kupayla kapata- bileceği sezonu kupasız geride bı- rakmıştı. Keegan ise yine de perfor- mansıyla üst üste ikinci kez Ballon d’Or’a lâyık görülmüş ve Johan Cruyff’tan sonra bu ödülü peş peşe kazanan ikinci isim olmuştu. 1980 yazındaysa Keegan nihayet millî takımla bir uluslararası turnu- vada oynama şansını da elde edi- yordu. İtalya’da düzenlenen Avrupa Şampiyonası’nda İngiltere ilk turda ev sahibi ülkenin yanı sıra Belçika ve İspanya ile aynı grupta mücadele edecekti. Ancak Keegan’ın kaptan olarak çıktığı maçlarda önce Bel- çika ile 1-1 berabere kalan, ardından da İtalya’ya 1-0 yenilen İngiltere, sonmaçında İspanya’yı 2-1 mağlup etse de grupta üçüncü sırada kala- cak, Keegan ise bumaçları gol atamadan geride bırakacaktı. Son yıllar ve teknik direktörlük Turnuva sonrasın- daysa Keegan ülkesine dönüyordu ve adresi yine sürpriz sayılabilecek bir ekip, Sout- hampton’dı. Bu anlaşma henüz 1980 yılının Şubat ayında duyurulmuştu. Southampton pek de iddialı bir takımolmadığından ve kadrosunda kendisi haricinde pek de başka yıldız bulunmadığından, Keegan, Li- verpool ve Hamburg’daki gibi ikinci forvet olarak oynamaktan ziyade güney ekibinde bir numaralı gol ayağı şeklinde kullanılacaktı. Bu da takımıyla bir kupa kazanamasa da eskisinden çok daha fazla gol at- masını sağlayacaktı. İki yıl oynadığı Southampton’da ligde ilk sezo- nunda 11 gol atarken ikinci sezo- nunda tam 26 gol kaydedecek ve ligde ilk ve son kez gol krallığını da kazanacaktı. Keegan’ınmillî forma altındaki bahtsızlığıysa, 1982 Dünya Kupa- sı’nda da sürecekti. İngiltere bu kez nihayet turnuvaya katılmıştı belki ama Keegan, kadroda olmasına rağmen sırtındaki sakatlık nede- niyle ilkmaçlarda forma giyeme- mişti. Hatta en azından bir maçta oynayabilmek için turnuva esna- sında İspanya’dan Almanya’ya git- miş ve orada tanıdığı bir doktordan tedavi de görmüştü. Sonunda İngil- tere’nin ikinci tur gruplarında İs- panya ile oynadığı maçta beklediği şansı da bulacaktı. Fakat yarı finale çıkabilmek için bumaçı mutlaka kazanması gereken İngiltere’ye Keegan da yetmiyor ve maçın gol- süz sona ermesi üzerine yarı finale çıkan taraf Federal Almanya oluyor, İngilizler de eve dönmek zorunda kalıyordu. Ailesi Newcastle’lı olan Keegan, kariyerinin son iki sezonunuysa bu yüzden Newcastle United’da ge- çirmeyi tercih edecek ve o esnada ikinci kademede oynayan siyah- beyazlılara giderek bir bakıma üst düzey futbola da noktayı koyacaktı. 1985 yılında Avustralya’nın Black- town City takımında çıktığı iki maçı saymazsak Newcastle, Keegan’ın aktif futbolculuk yaşantısına da nokta koyduğu yer olacaktı. İlginç- tir, 5 Şubat 1992 tarihine gelindi- ğinde Keegan, teknik direktörlüğe de Newcastle’da başlayacaktı. O göreve geldiğinde Newcastle ikinci kademede küme düşmeme mücadelesi vermekteydi. O sezon takımını kümede tutan Keegan, ertesi sezonsa ilk haftadan itibaren lige ağırlığını koyan bir Newcastle yaratıyor ve sezonu da şampiyon- lukla noktalayarak siyah-beyazlı- ları Premier Lig’e taşıyordu. Burada da ilk sezonunda beklentilerin ötesinde bir zirve mücadelesine giren Newcastle, ligi üçüncü sırada tamamlarken bir sonraki sezon da altıncı sırayı elde edecekti. 1995-96 sezonunaysa Newcastle fırtına gibi girmişti ve yılbaşına gelindiğinde de 12 puan farkla liderlik koltuğunda yer alıyordu. Fakat sonrasında yaşanan puan kayıpları neticesinde fark eriyecek ve Keegan’ın öğrenci- leri sezonu Manchester United’ın gerisinde ikinci olarak noktalaya- caktı. Newcastle, gelinen bu noktadan geri adım atmamak, bilakis kıl pa- yıyla kaçan şampiyonluğu artık yakalayabilmek adına 1996 yazında dünya transfer rekorunu kırarak Alan Shearer’ı renklerine bağlasa da 1996-97 sezonunda yine aradı- ğını bulamazken Keegan da ocak ayına gelindiğinde beş yıldır yürüt- mekte olduğu görevini bıraktığını açıklayacaktı. Bu kararın ardın- dansa Keegan’ın teknik direktörlük maceraları açıkçası hep o ilk New- castle dönemindeki parlamayı aratacak cinsten olacaktı. 1998-98 sezonunda üçüncü kade- medeki Fulham’ı çalıştırıp takımını bir üst kademeye çıkartan Keegan, ardından İngiltere Millî Takımı’nın başına geçmişti. Lâkin EURO 2000’de Keegan yönetimindeki İngiltere, ilk turda Romanya ve Por- tekiz’e yenilip sadece Almanya’yı mağlup edecek ve daha fazla ilerle- yemeyecekti. Bunun üzerine bu görevini de bırakmak zorunda kalan Keegan, 2001’den 2005’e kadar Manchester City’yi çalıştırır- ken, son olarak 2008’de yine Newcastle United’da görev yaptı ve futbolculuğunda olduğu gibi teknik adamlığında da onun için Newcastle son durak oldu. Yarısında geldiği sezonu 12. sırada bitirmesinin ar- dından yönetimle anlaşamadığını öne sürerek istifa eden Keegan, o günden sonraysa yeşil sahalara uzak kalmayı tercih etti. 82 83
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==