TamSaha 197. Sayı / Nisan 2021

Şampiyonlar Ligi’nde 2018-19 se- zonuna ait veriler incelendiğinde, Kylian Mbappé ve Virgil van Dijk, 34.5 kilometre ile ölçülen en hızlı sprint verilerine ulaşan oyuncular oldular. Inter’den Marcelo Brozović ise dakikada ortalama 137.3 metre ile en fazla mesafe kat eden fut- bolcu oldu. Ajax’tan Dušan Tadić, maç başına ortalama 62.25 sprint attı. Şiddetli koşular ve artan koşu hız- ları, sakatlık riski için çok önemli birer etken olduğundan, her oyuncu için bireysel sprint günlüğü oluşturulması önerilmektedir. Hız yüklenmelerinde genel bakış açısı çalışmalarında, teknik direktör, antrenör ve performans geliştirme bölümlerinin yaptığı iyi antrenman planlamasında her zaman sporcunun arzusu, motivasyonu ve kişisel per- formansının antrenman kali- tesine etki ettiği belirtiliyor. (Colby ve diğerleri, 2018) Son yıllarda oyunculara bireysel açıdan yaklaşınca, daha bilinçli antrenman tasa- rımlarının oluştuğunu, böyle- likle profesyonel futbolcuların performanslarını daha uzun süreli sürdürme imkânı bulduğunu görüyoruz. (Lago-Peñas, 2019) Kalén, Rey, de Rellán-Guerra ve Lago-Peñas (2019), yaptık- ları çalışmalarda son yıllarda takımkadrolarındaki oyuncuların yaş ortalamalarının arttığı sonucuna vardılar. UEFA Şampiyonlar Ligi’nin son 15 sezonunda yer alan tümoyun- cuların yaş ortalamaları 1.6 yaş yükseldi ve 24.9’dan 26.5’e ilerledi. En yaşlı oyuncuların kaleci ve sa- vunmanınmerkezinde görev alan futbolcular oldukları görülüyor. Bu turnuvada, başarılı olan takım- lar arasındaki yaş farkına bakıldı- ğında kadrodaki genç ve tecrübeli oyuncuların harmanlanmasının başarının anahtarı olduğunu söyleyebiliriz. Barcelona’nın atletik performans antrenörü Marc Guitart, “Bir oyun- cunun atletik parametreleri, veri miktarını ve performansını optimize etmek için gittikçe daha önemli hale geliyor. Verileri doğru kullanmak, teknik direktör ve performans ekiplerinin işini önemli ölçüde kolaylaştırıyor” diye konuşuyor. (Barça İnovasyon Merkezi Ekibi, 2019) Sakatlanma riskini en aza indirmek ve performansı artırmak için antrenman yüklerine yönelik üç basit kavram: 1) Ne kadar? 2) Ne kadar hızlı? 3) Yüklenmeler birbirine ne kadar yakın? Sınırlı mâli imkâna sahip takımlar, önleyici alanlarda fırsatlar arayabi- lirler. Burada bilinçli çalışma, uygun ve önleyici tedbirlerle sakatlanma sayısının azaltılabile- ceğini değerlendirebiliriz. Anaerobik performans sezon boyunca değişmeden kalır. Sprint performansı ise bir sezonun ardın- dan antrenmansız zamanlarda kötüleşir ve hazırlık aşamasında tekrar iyileşir. (Chmura vd., 2019) Bundesliga’nın birbirini izleyen üç sezonunda (2014-15, 2015-16 ve 2016-17), kilometre performansının gelişimini görmekmümkün. De- ğerlendirmeler yapılırken öncelikle bir sezon altı aşamaya bölünüyor. Sezonun ilk aşamasındaki müsabakalarda toplam koşumesafeleri ölçüldü- ğünde, benzer değerlere ulaşılıyor. Performans bir sezonun dördüncü aşama- sından altıncı aşamasına önemli bir düşüş olmadan sürdürülüyor. Hatta per- formansın ilk aşamadan dördüncü aşamaya kadar istikrarlı bir şekilde arttığı tespit ediliyor. Bir sezonun beşinci ve al- tıncı aşamalarında aerobik antrenman performans sayısının artırılmasının (Haas, Kocher ve Sutter, 2004) oyuncuların bir mü- sabakada sergiledikleri koşu performansının sür- dürülmesinde teşvik edici olduğunu, aşırı antrenma- nın etkisinden kaçınılabil- diğini ve sakatlanma riskinin azaldığını ortaya koymuştur. (Owen ve diğerleri, 2015) Silva, Brito, Akenhead ve Nassis (2016) tarafından yapılan çalışma, aerobik performansta bir bozul- maya yol açtığı için, futbolcuların antrenman dışı dönemde (3-8 hafta) tamdinlenme izni almama- ları konusunda uyarıda bulunuyor. Bu çalışmada, “Dönüşümlü Yo-Yo İyileştirme Testi”ndeki aerobik performans (%-4,4) ve anaerobik performans (%-2,2) ile “Dönü- şümlü Yo-Yo Dayanıklılık Testi” (-%1), yarışma sezonundaki değerlere göre daha da düşüyor. Eğer, dinlenme süresi dört hafta- dan uzunsa, sonuçlar çok daha belirgin oluyor. Haftada en az iki antrenman ile (bir yüksek yoğunluklu ve bir kuv- vet antrenmanı) herhangi bir per- formans kaybından kaçınılabilir! Bir yandan, belirli bir süre aralı- ğında koşu performansındaki hususlara ve gelişmelere odakla- nırken, çeşitli çalışmalar aynı zamanda antrenmanlardan veya müsabakalardan kaynaklanan fiziksel stresin farklılıklarını da inceledi. (Caldwell ve Peters, 2009; Chmura ve diğerleri, 2019; Folgado ve diğerleri, 2018; Haas ve diğerleri, 2004; Owen ve diğerleri, 2015) Söz konusu çalışmalarda; bir mü- sabaka veya antrenman arasında, fiziksel taleplerin farklılık göster- mesi nedeniyle, sezon boyunca oyuncuların performans dalgalan- ması yaşamalarınınmümkün olduğu ve bunun fiziksel değişik- liklere yol açabileceği anlatılıyor. Bu çalışma, hazırlık aşamasındaki antrenmanların, (ortalama süre ve birimbaşına toplammesafe) ya- rışma (birimbaşına ortalama süre) ve uluslararası müsabaka sürecin- deki idman hacmine göre önemli ölçüde arttığını gösteriyor. Antrenman yükü, hazırlık ve ya- rışma aşamasına karşılık incelenen parametre kombinasyonlarının hiçbirinde önemli bir değişiklik bu- lunmadığından, hazırlık aşaması- nın her zaman yarışma aşamasın- daki yükten çok daha yoğun olduğu gibi bir yaygın önyargı artık ortadan kaldırılabilir. Hazırlık aşamasında müsabakalar- dan alınan değerlerle, ortalama süre ve birimbaşına toplammesafe değerleri yarışma aşamasındaki- lerle karşılaştırılırsa, yarışma aşamasında önemli ölçüde artan değerler bulunur. Maç trafiği yük- seldikçe, oyuncuların üzerine daha çok yük bindiğini söyleyebiliriz. Hazırlık aşamasının değerlerine ayrı ayrı bakılırsa, bir antrenmanın ortalama süresinin, bir karşılaşma süresinden önemli ölçüde daha uzun olduğu görülür. Egzersiz yo- ğunluğundaki artışla ortaya çıkan tüm fiziksel parametreler, müsabaka aşamasında hazırlık döneminin aşamalarına göre antrenmanların daha da yüksek değerde olduğu tespit edilir. Uluslararası müsabakalar aşama- sındaki antrenmanların yük veri- leri, karşılaşmadaki farklılıklar açısından incelendiğinde, antren- manda sadece orta kalp atış hızı (maksimumkalp atış hızının yüzde 50-69’u) istatistiksel olarak anlamlıydı. Bunun çeşitli sebepleri olabilir. Sebeplerden biri kesin olarak hem oyuncuların hemde teknik ekibin gereksiz sakatlık riskini azaltmak istemesidir ve bu nedenle tutarlı bir futbol oyununun gerektirdiği bağlı- lığın belki de son yüzdesinin eksik olması veya istenmemesidir. Diğer bir neden de uluslararası aşama, genellikle yükün kişiselleş- tirilebildiği tek zaman olduğundan ve böylece oyuncular birkaç gün boyunca fiziksel ve zihinsel aktivi- telerini azaltma fırsatına sahip olabileceğinden, antrenman içeriği için belirlenen egzersizlerin seçimi olabilir. Kellmann vd. (2018) çalışmalarında antrenman yükünün kişiselleştiril- mesinin aşırı antrenmandan kaçınmanın iyi bir yolu olduğu konusunda hemfikir olmuştur. Küresel Konumlama Sistemi (GPS) verilerini ve kalp atış hızı kayıtlarını kullanarak, profesyonel takımların müsabaka programları ve antren- man yükünü kontrol etmek için son yıllarda daha bilinçli hareket edildiğini söyleyebiliriz. Böylece bir sporcunun performansı artırılmaya ve sakatlanma riski en aza indiril- meye çalışılmaktadır. Çoğu profesyonel futbolcunun antrenmanda farklı, maçta ise kendilerini esirgemeden daha performanslı oynadıkları konusu her zaman tartışma konusu olmuştur. Uluslararası düzeyde, takımbaşına kat edilen toplam mesafe ve dakika başına sprint sayısı, antrenman ve maç olarak karşılaştırıldığında, müsabaka verilerinin daha yüksek olduğu görülür. İyi düşünülmüş antrenman yük kontrolü ile yoğunluğun büyük bir bölümünü ve aktif yükleme süresinin kapsamı bilinçli olarak etkilenebilir. Bir başka çalışma, özellikle 4-8 haftalık hazırlık döneminde maksimumhızın %85’inin üzerinde antrenmanların sıklaşmasıyla sakatlanma riskinin arttığını gözler önüne seriyor. Bu seviye, şiddetli koşu veya sprint gibi yüksek hızlı içeriğe sahip antrenmanlarda daha da artıyor. (Colby ve diğerleri, 2018). Malone vd. (2017) maksimumhızın yüzde 90’ına eşit veya daha fazla 126 127

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==