TamSaha 197. Sayı / Nisan 2021

Gönülden Kaleme Sporda torpil olur mu? Futbol benimuğraştığım spor dalı olduğu için bununla ilgili başımdan geçen bir olayı anlatacağım. Öncelikle bu konudaki fikrimi sizinle paylaşmak istiyorum. Eğer yeteneğiniz yoksa kartınızdaki imza kulübün sahibine de ait olsa futbolda torpil hiçbir işe yaramaz. Durumbu kadar nettir. Torpil sadece aynı yeteneklere sahip iki oyuncu arasında tercih sebebi olabilir ama çalışmaya devam ettiği müddetçe tercih edilmeyenin de uzun vadede bir kaybı olmaz. 1982 yılında Kastamonuspor’a transfer olmuştum. Kastamonuspor 2. Lig’e terfi maçları oynuyordu. O dönemde 3. Lig olmadığı için kulüplerde yarı profesyonellik vardı. Ben de amatör olarak transfer yapmıştım. Sezon sonunda istediğim teklifler gelmediği için, hedefi profesyonel futbol oynamak isteyen hiç kimsenin yapmayacağı bir şeyi yaptım; askere gitme kararı verdim. Sezon bitmiş, Karabük’e arkadaşlarımı görmeye gitmiştim. Karabükspor’un tesislerine uğradım. Orada profes- yonel futbolculardan Osman ağabeyi gördüm. Askere gideceğimi söylediğimde bana, “Birinci Ordu’ya düş, seni Karagücü’ne kesin aldırırım” dedi. Askerlik günlerimbaşlamış, Birinci Ordu’ya düşmüştüm. Acemi birliğim Lüleburgaz’dı. Bizi oradan Babaeski’ye gönderdiler. Askere gitmeden önce, “Sporcu olan var mı denildiğinde sakın öne çıkmayın, komando bölüğüne seçiyorlar, eğitimi çok ağır” denilerek uyarılmıştım. Ama ben özellikle komando bölüğüne girmek istediğimden hemen öne çıktım. Çünkü her gün 5 kilometre koşulduğunu duymuş ve “Futbol oynamasamda en azından antrenman yaparım” diye düşünmüştüm. Askerlik günlerimbaşlamıştı. Osman ağabeye mektuplar yazıyordumama hiçbirine cevap gelmiyordu. Alay takımı için futbolcu seçeceklerdi. Sabah tümacemiler toplanma alanında yerlerimizi almıştık. Yüzbaşı, “Futbolcu olan öne çıksın” dedi. Yaklaşık 400 kişinin 300’ü öne çıkmıştı. Bunun üzerine, bonservisi yanında olanların seçmeye gireceklerini belirtti. Sırada 20 kişi kalmıştı. Ben de mecburen yerime dönmek zorunda kalmıştım. Çavuşa yalvarışlarımda işe yaramamıştı. O an ilk defa umutsuzluğa kapılmıştım. Amatör de olsa futbol oynama şansımkaybolmuştu. Bu arada hafta sonları bölük takımında oynuyordum. Hafta içi bir gün eğitim sırasında adımın söylendiğini duydum. Bizimyüzbaşının postası, alay takımını çalıştıran komutana beni denemesini söylemiş. O gün de Babaeskispor’la hazırlıkmaçı varmış. Bana, “Bak sana kefil oldum, eğer iyi oynamazsan külahları değişiriz” dedi. Kendime güvendiğimve her zaman hazır olduğum için ben de ona, “42 numara ayakkabı bul, gerisine karışma” diye karşılık verdim. Maç sonucu alay takımı iki, Babaeskispor sekizdi. Alay takımının bir golünü ben atmış, oynadığım futbolla da alay takımına seçilmiştim. O hafta sonu tümen şampiyonası başladı. Bizimalay, tümen şam- piyonu olmuş ben de tümen takımına seçilmiştim. Daha sonra kolordu takımına, oradan da ordu takı- mına seçildim. Artık Birinci Ordu Karagücü’ndeydim. Güvendiğimdağlara kar yağmasına rağmen, kendi torpilimi yeteneğim sayesinde kendim sağlamıştım. Başkalarındanmedet ummanın yarattığı hayal kırıklığı ve hayat tecrübesi de yanıma kâr kalmıştı. Benim futbola yeteneğimve profesyonel futbolcu olmak içinmüthiş azmimvardı. Askerliğimboyunca çeşitli şampiyonluklar elde ettik. Karagücü İstanbul Birinci Amatör Küme’de oynadığı için profesyonel ta- kımlardan Vefa Simtel’in transfer listesine girmiştim. İki sene gecikmeyle profesyonellik hayalim gerçekleşmişti. Hâmili kart olayından çıkardığım ders benimartı hanemde yerini almıştı. Amatör sporcular için ordulardaki kara, hava, deniz ve jandarma güçleri, vatani görevlerini yerine getirirken spor hayatlarını sürdürebilmelerinin yegâne yoluydu. Ben de 20 aylık askerliğimin büyük bölümünde bu sayede futbol oynayabilmiş, yanlış tercihimden dolayı yaşadığım tecrübeninmâliyetini çok pahalı ödemekten kurtulmuştum. Biliyorsunuz, hayatta en pahalı şey tecrübedir. Bundan dolayı hangi konuda olursa olsun bilhassamesleğinizle ilgili, görmüş geçirmiş insanların tecrübelerinden yararlanmanız daha az bedel ödeyerek genç yaşta mesleğinizde olgunlaşmanızı ve tecrübe sahibi olmanızı sağlayacaktır. Kendinize inanırsanız hiçbir engel sizi yolunuzdan alıkoyamaz. Belki daha uzun ve meşakkatli bir yoldan geçersiniz ama inancınız sayesinde hedefinize ulaşırsınız. Bunları sağlığında ve ALS gibi ağır sonuçları olan hastalığında birçok şeyi başaran biri olarak söylüyorum. Yaşam sevinciniz hiç bitmesin. Sağlığınız için “Maske Mesafe ve Temizlik” kurallarına uyalım… İsmail Gökçek Hâmili kart yakınımdır! 136

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==