TamSaha 199. Sayı / Haziran 2021

anılmaya ba ş lamı ş tı. Hollandalı yıldızlar Ruud Gullit, Marco van Basten ve Frank Rijkaard’ın yanı sıra Franco Baresi, Paolo Maldini ve Roberto Donadoni gibi İ talya Millî Takımı’nın da de ğ i ş mez isimlerine sahip olan Milan’ın ba ş ına teknik direktörlük geçmi- ş inde sadece altı maç bulunan Capello’nun getirilmesiyse ilk ba ş larda Milan taraftarları arasında fazlasıyla yadırganmı ş tı. Ayrıca Capello’nun Berlusconi tarafından kendisiyle pek de alâkalı olmayacak bir vazife olan Polispor- tiva Milan yöneticili ğ ine getirilirken bunu sorgusuz sualsiz kabul etmesi de taraftarların gözünde bir nevi eksi puandı. Sacchi gibi çok sert prensipleri olan bir teknik direktö- rün ardından takımın ba ş ına Berlusconi’nin emir eri niteli ğ inde birisinin geldi ğ ini dü ş ünüyorlardı. Ancak Capello, bu dü ş üncede olanları yanıltmakta gecikmeye- cekti. Sacchi’nin oyun anlayı ş ı üzerinde fazla de ğ i ş ikli ğ e gitmeyen Capello, sadece artık 32 ya ş ına gelmi ş olan Carlo Ancelotti’nin yerine orta sahaya altyapıdan yeti ş en 20 ya ş ındaki Demetrio Albertini’yi monte etmi ş ti. Ruud Gullit’i de forvetten ziyade ofansif orta saha olarak kullanmayı tercih etmekteydi. Bu ufak rötu ş lar sonrasında elde edilen neticeyse muazzamdı. Milan, Serie A’da çıktı ğ ı 34maçta 22 gali- biyet, 12 de beraberlik alarak nama ğ lup ş ampiyon oluyordu. Bu aynı zamanda Serie A’nın 1929’da kurulmasından beri bir takımın kazandı ğ ı ilk yenilgisiz ş ampiyonluktu (Enteresan bir bilgi: Serie A’da 1978-79 sezonunu Perugia nama ğ lup tamamlamı ş ve bu alanda bir ilki ba ş armı ş tı ama 30maçın 19’unda berabere kaldı ğ ı için ligde ikinci sırayı alabilmi ş ti). Capello’nun takımının o sezon dikkat çeken bir ba ş ka özelli ğ iyse gol yollarındaki ba ş arısıydı. Kırmızı-siyahlılar rakip filelere 74 gol göndermi ş ler ve son 30 yılda Serie A’daki en golcü takım olmu ş - lardı. Milan, sezon boyunca tek yenilgiyi, İ talya Kupası yarı finalinde Juventus’a 1-0 kaybetti ğ i ve elen- di ğ i maçta tatmı ş tı. Kırmızı-siyahlı- lar o sezon Avrupa kupalarınaysa, bir yıl önce UEFA’dan almı ş olduk- ları cezadan ötürü katılamamı ş - lardı. İ lk büyük finalini Marsilya’ya kaybetti 1992-93 sezonuyla birlikte Milan, Avrupa kupalarına geri dönüyor ve Ş ampiyonlar Ligi’nin ba ş langıç se- zonunda yerini alıyordu. Kadrosunu Jean-Pierre Papin, Dejan Savicevic ve Zvonimir Boban gibi isimlerle de takviye eden kırmızı-siyahlılar, ilk iki turda Olimpia Ljubljana ve Slovan Bratislava engellerini zorlanmadan a ş arken, grup a ş amasındaysa Göteborg, PSV ve Porto’ya rakip olmu ş ve oynadı ğ ı altı maçın hepsini kazanmı ş , hâliyle de grubunu lider bitirerek finale yükselmi ş ti. Kupada oynadı ğ ı 10 maçtan da galibiyetle ayrılan ve bu kar ş ıla ş malarda 23 gol atarken kalesinde sadece bir gol gören Milan, 26 Mayıs’ta Münih’te Marsil- ya’ya kar ş ı oynayaca ğ ı finalin de mutlak favorisiydi. Ne var ki beklenen olmuyor ve Marsilya, söz konusumaçı Basile Boli’nin tek golüyle kazanarak kupayı Fransa’ya götürüyordu. Milan Serie A’daysa bir kez daha ş ampiyonlu ğ a ula ş mı ş tı. Bu kez yenilgisiz de ğ il- lerdi belki ama sadece iki kez kaybetmi ş lerdi. Ertesi sezonsa Milan hayli zorlu bir dönemece girmek üzereydi. Üç Hollandalı efsanesinin artık sonuna gelinmi ş ti. Ruud Gullit Sampdoria’ya, Frank Rijkaard Ajax’a gitmi ş ti. Marco van Bas- ten’inse ya ş adı ğ ı a ğ ır sakatlık son- rası futbol hayatı bitme noktasına gelmi ş ti. Takıma yapılan takviyeler- den kâ ğ ıt üzerinde en önemli duranları Brian Laudrup ve Florin Raducioiu’ydu fakat bu ikili de uyum sorununu a ş amayacaktı. Bu noktada ise Capello’nun ko ş ul- lara göre farklı taktikler üretebilme becerisi devreye girecekti. Takımın eski hücumgücüne ula ş amayaca- ğ ını görmesi çok uzun sürmemi ş ve daha defansif bir anlayı ş ı benimse- mi ş ti. Ekim ayındaki ara transferde de Marcel Desailly’yi Marsilya’dan alarak zaten çok güçlü olan geri dörtlüsünün önüne çok önemli bir emniyet supabı daha eklemi ş ti. Sezon ba ş ında alınan Cristian Panucci ile birlikte Tassotti-Costa- curta-Baresi-Maldini ş eklindeki geri dörtlü zaten rotasyon derinli- ğ ini kazanmı ş tı. Desailly’nin de gelmesiyle birlikte Milan’a gol atmak artık deveye hendek atlatmak gibi bir ş ey olmu ş tu. Nitekimkırmızı-siyahlılar o sezon Serie A’da üst üste üçüncü ş ampi- yonluklarını kazanırken 34maçta kalelerinde sadece 15 gol görmü ş - lerdi. Öte yandan attıklarında da hayli dramatik bir dü ş ü ş söz konu- suydu. Önceki iki sezonda 139 golü bulunan takım, bu sezon sadece 36 golde kalmı ş tı. Fakat o kadar az yiyorlardı ki, dokuz maçlarını 1-0 kazanmı ş lar, sekiz defa da 0-0’lık beraberlikler almı ş lardı. Kaybettik- leri maç sayısıysa yalnızca üçtü. Cruyff’un Barcelonasını bozguna u ğ rattı Capello’nun belki de kariyerinin en önemli anıysa Ş ampiyonlar Ligi’nde gelecekti. İ lk iki turda Aarau ve Kopenhag’ı tahmin edile- bilece ğ i gibi gol yemeden eleyen Milan, grup a ş amasında da Porto, Anderlecht veWerder Bremen’le yaptı ğ ı altı maçta iki galibiyet, dört de beraberlik almı ş ve kalesinde sadece iki gol görmü ş tü. Ardından o yılki statü gere ğ i evinde tekmaç üzerinden oynadı ğ ı yarı finalde de Monaco’yu 3-0’la geçen Milan, bir kez daha finale adını yazdırmı ş tı. 18 Mayıs’ta Atina’da oynanacak finalde Milan’ın rakibiyse Barcelona olmu ş tu. Açıkçası finalden önce futbol kamuoyunun ço ğ unlu ğ u Barcelona’yı favori görüyordu. Grup a ş amasında sadece altı gol atabilen Milan’ın yerine 13 gol atmı ş Barce- lona, ofansif anlamda çok üstün bir performans ortaya koymu ş tu. Milan adına daha önemli bir handi- kapsa takımın en güçlü yeri olan savunmasının göbe ğ inde yer alan Alessandro Costacurta ile Franco Baresi’nin sarı kart cezaları nede- niyle finalde forma giyemeyecek olmalarıydı. Bu durumda Fabio Ca- pello’nun nasıl bir taktik uygulaya- ca ğ ı da merakla beklenmekteydi. Maçta Costacurta’nın yerine yedek oyuncusu Filippo Galli’yi sahaya süren, Baresi’nin yerine de Mal- dini’yi çeken Capello, sol bekte Maldini’den do ğ an bo ş lu ğ uysa Panucci’yi orada oynatarak a ş mayı amaçlamaktaydı. Kırmızı-siyahlılar, finale beklenen- den çok daha etkili ba ş layacaklardı. 22’nci dakikada sa ğ kanatta hare- ketlenen Dejan Savicevic, Miguel Angel Nadal’dan güzel bir ş ekilde sıyrıldıktan sonra Barcelona ceza alanına giriyor, ardından da topun dibine akıllıca dokunarak arka di- rekte bo ş kalan Daniele Massaro’yu görüyordu. Massaro da bo ş kaleye golü atmakta zorlanmayınca Milan 1-0 öne geçmi ş ti. İ lk yarının durak- lama dakikalarındaysa bu kez soldan Roberto Donadoni hareket- leniyor ve Albert Ferrer’i geçtikten sonra kale çizgisine iniyordu. Son- rasında Donadoni’nin topu geriye çıkardı ğ ı noktadaysa yine Massaro vardı ve tecrübeli golcü düzgün bir vuru ş la ikinci kez a ğ ları sarsacak, 1991-92 sezonunu nama ğ lup ş ampiyon bitiren Albertini’li, Gullit’li, Rijkaard’lı, Van Basten’li Milan takımının ba ş ında Capello vardı.... Capello’nun Milan’ı, 1994’te Ş ampiyonlar Ligi finalinde Cruyff’un Barcelonasını 4-0’la hezimete u ğ ratarak zafere ula ş mı ş tı.... 198 199

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==