TamSaha 200. Sayı / Temmuz 2021

sık sık boy gösteren bir takımhâ- line gelmi ş ti. 2006’da Ş ampiyonlar Ligi’nden geçti ğ i UEFA Kupası’nda yarı final oynayanmavi-beyazlılar, 2008’de de Ş ampiyonlar Ligi’nde çeyrek final görecekti. Devler Ligi’ndeki en büyük ba ş arıysa 2010-2011 sezonunda geldi. Aslında aynı sezon Bundesliga’da alınan kötü neticenin biraz da sebebi bu sayılırdı çünkü Schalke o sezon bütün konsantrasyonunu Ş ampi- yonlar Ligi’ne vermi ş ti. İ lk turda Lyon, Benfica ve Hapoel Tel Aviv’in oldu ğ u gruptan lider çıkan Schalke, ikinci turda Valencia’yı 3-1 ve 1-1’lik skorlarla geçmesinin ardından asıl sükseyi çeyrek finalde yapıyor ve son ş ampiyon Inter’i deplasmanda 5-2, Gelsenkirchen’de de 2-1 ma ğ - lup ederek adını yarı finale yazdırı- yordu. Schalke sonrasında Manchester United’a elenerek final ş ansını kaçıracaktı belki ama çoktan kulübün en ba ş arılı Avrupa sezonuna imza atılmı ş tı. Schalke, bundan sonraysa Ş ampiyonlar Ligi’nde üçü üst üste olmak üzere dört kez ikinci tur görürken, Avrupa Ligi’nde de iki defa çeyrek final oynadı. 2017-2018 sezonunda Bundesli- ga’da elde edilen ikincilikse, Schalke adına bir dönemin de sonuna i ş aret edecekti. Zira yıllardır Alman futbolunun en üst kademe- sinde yer alan kulüplerden biri olan mavi-beyazlılar, bu sezonun ardın- dan büyük bir gerileme içine gire- cekti. 2018-19 sezonunda play-out hattının sadece be ş puan üzerinde kalarak 14. sırada kendilerine yer bulmu ş lardı. Ertesi sezonsa bu kez 12. sırada kalıyorlardı ama özellikle sezonun ikinci yarısında ortaya koydukları performansla kırmızı alarmvermektelerdi. İ lk 18 haftada dokuz galibiyet, altı beraberlik ve üç yenilgi alarak 33 puan toplayan ve be ş inci sırada yer alan Schalke, kalan 16maçtaysa öylesine bir çökü ş içine girmi ş ti ki, tek bir maç bile kazanamamı ş ve sadece altı beraberlik alabilmi ş ti. Elbette ilk yarıda toplanan puanlar sayesinde küme dü ş me tehlikesi ya ş amamı ş - lardı ama ya ş anan bu çökü ş , 2020-2021 sezonu öncesinde büyük tedirginlik yaratmı ş tı. Nitekim 2020-2021 sezonu da Schalke adına felâket ba ş layacaktı. İ lkmaçlarında Bayern deplasma- nında alınan 8-0’lık yenilgi, bütün sezon ya ş anacak kâbusun habercisi niteli ğ indeydi. Mavi-beyazlılar, ilk galibiyetleri- niyse anca 15. haftada alabiliyor- lardı. O esnada da zaten çoktan ligin dibine demir atmı ş lardı. Sonraki haftalarda da takım, üzerindeki ölü topra ğ ını bir türlü atamıyordu. Sezon genelinde sadece üç galibiyet ve yedi beraberlik elde edilmesiyle de Schalke ligi 16 puanla son sırada tamamlıyor ve 30 yıldır kesintisiz mücadele ettikleri Bundesliga’dan tarihlerinde dördüncü kez küme dü ş üyorlardı. Üstelik küme dü ş tük- leri di ğ er üç sezona göre çok daha az puan almı ş lardı, yani bir bakıma tarihlerinin en kötü sezonunu ya ş amı ş lardı. Parma P arma, 1990’ların ba ş ında Serie A’ya tarihinde ilk kez yükselme- sine ra ğ men kısa sürede çok büyük bir atılımyapmı ş ve o dö- nemler Avrupa futbolunun en gözde ligi konumundaki Serie A’nın önemli kulüplerinden birine dönü ş tü ğ ü gibi bununla da yetin- memi ş ve müzesine dört Avrupa kupası ta ş ımayı ba ş armı ş tı. Fakat 2000’li yıllarla birlikte önce mâli açıdan, ardından da bunun do ğ al bir sonucu olarak sportif anlamda büyük bir çökü ş e giren kulüp, yakın geçmi ş te iflâs edip kapanmak zorunda kalmı ş ve yeniden yapılandırılarak dör- düncü kademede, yani Serie D’de faaliyetlerine ba ş lamı ş tı. Aslında o noktadan aya ğ a kalkıp tekrar Serie A’ya kadar gelmeyi de bil- mi ş ti ama sarı-mavili ekip bu sezon pe ş pe ş e aldı ğ ı kötü so- nuçlarla adeta tepetaklak gidince kendisini tekrar Serie B’de buldu. Parma, ilk olarak 1989-90 sezo- nunu Serie B’yi dördüncü bitirip Serie A’ya yükselmi ş ti. O yıllarda Serie A’da alt sıralarda yer alan takımların bile kadrosunda dünya yıldızı oyuncular vardı. Re- kabet muazzambir seviyedeydi. Hâliyle Parma’nın 1990-91 sezo- nunda kurtlar sofrası niteli ğ in- deki bu ligde misafir olması beklenmekteydi. Zira Parma’nın Serie B’de mücadele eden kadro- sunda pek fazla tanınmı ş bir isim yoktu. Üstelik bu kadroyu tepe- den tırna ğ a yenileme yoluna da gitmemi ş lerdi. Takımın teknik direktörü Nevio Scala’nın bile o güne kadar herhangi bir Serie A tecrübesi mevcut de ğ ildi. Buna kar ş ın Parma, Serie A’ya herkesi ş a ş ırtan sonuçlar alarak ba ş laya- cak ve ligi de altıncı sırada ta- mamlayacaktı. Ertesi sezonsa bu kez ligde yedinci sırayı almı ş lardı ama asıl büyük ba ş arı, İ talya Ku- pası’nda gelmi ş ve Parma, finalde Juventus’u devirerek tarihinin ilk önemli kupasını müzesine götürmü ş tü. 1992-93 sezonuyla birlikteyse Parma artık Avrupa’da da adın- dan söz ettiriyordu. Kupa Galipleri Kupası’nda sırasıyla Ujpest, Sparta Prag, Boavista ve Atletico Madrid’i devirmeyi ba ş aran sarı-mavililer, böyleceWembley Stadı’nda oynanacak olan finale de adlarını yazdırmı ş lardı. Belçi- ka’nın Royal Antwerp ekibiyle kar ş ıla ş tıkları finalden de 3-1 galip ayrılan Parma, böylece henüz üç sene öncesine kadar mazisinde herhangi bir Serie A tecrübesi dahi bulunmayan bir takımken Avrupa’nın en büyük ikinci kupasının sahibi olmu ş tu. Bu, hiç ku ş kusuz futbol tarihinin en hızlı yükseli ş öykülerinden bi- risiydi. Parma, o sezon Serie A’da da o ana kadarki en iyi derecesini elde edip üçüncü sırayı almı ş tı. Kupa Galipleri Kupası’nın kaza- nılması, kulübün destekçisi ve ülkenin en büyük gıda firmala- rından biri olan Parmalat’ın da kesenin a ğ zını daha rahat bir biçimde açmasını sa ğ layacaktı. Böylece Parma, kulübü çok daha üst seviyeye ta ş ıyacak bir kadro yapılanmasına da gidecekti. Sarı-mavililer, ertesi sezon Kupa Galipleri Kupası’nda yine finale kadar gelmeyi de bileceklerdi. Ancak Kopenhag’da oynanan finalde ş ans bu kez Parma’dan yana de ğ ildi ve İ talyan ekibi, Arsenal’e tek golle ma ğ lup oldu. Yine de Parma, sezonu Avrupa’da kupa almadan bitirmemi ş ti. Zira UEFA Süper Kupası’nda, Milan’ı, 112 113

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==