TamSaha 203. Sayı / Ekim 2021

Gönülden Kaleme 1990-91 sezo- nunu üçüncü sırada bitire- rek Avrupa kupalarına katılma hakkı kazanmı ş tık. 1991-92 sezonu ba ş la- mı ş , Avrupa kupalarında kuralar ekilmi ş , ilkmaçımızı Hırvatistan’ın Dinamo Zagreb takımı ile deplas- manda oynamı ş tık. İ ki maç sonunda ilk turu geçmi ş tik. İ kinci turda raki- bimiz Fransa’nın O. Lyon takımıydı. İ lkmaçı rakibimizin sahasında oyna- yacaktık. Müsabaka için Fransa’ya gittik ve otelimize yerle ş tik. Fran- sa’da ya ş ayan ve konakladı ğ ımız otelin çevresinde oturan gurbetçile- rimiz ba ş ta olmak üzere Avrupa’nın çe ş itli ülkelerindenmaç için i ş lerin- den izin alan futbolseverler ziyareti- mize gelerek bizlere ba ş arı dileklerini ilettiler. Ba ş arı dileklerinde bulunan- lar sadece Trabzonsporlu taraftarlar de ğ ildi. Be ş ikta ş , Fenerbahçe ve Galatasaray formalarını giymi ş gurbetçilerimiz ba ş ta olmak üzere tuttukları Anadolu takımlarının for- malarını giymi ş taraftarlar da vardı. Bizden tek istedikleri, bumaçı alma- mızdı. Bir Türk takımının bir Fransız takımı kar ş ısında galip gelmesi, gur- betçili ğ in ya ş attı ğ ı zorlu ğ u, üçüncü sınıf vatanda ş olarak görülmenin olu ş turdu ğ u ezilmi ş lik duygusunu üstlerinden atmaya kısa süreli de olsa yetecekti. Maç günü gelmi ş , müsabaka için otelden gurbetçilerimizin olu ş tur- du ğ u konvoy e ş li ğ inde, güvenlik güçlerinin verdi ğ i müsaade sınırları içerisinde stadyuma gitmi ş tik. So- yunma odasında ilk on bir açıklandı, hocamız tarafından son taktik ko- nu ş maları yapıldı ve takım ısınmaya çıktı. Kapalı bir hava vardı, ya ğ mur yava ş tan çiselemeye ba ş lamı ş tı. Bizim taraftarlar için ayrılan tribün tıklım tıklımdolu ve rengârenkti. Futbolun gökku ş a ğ ı hâkimdi tribün- lerde. Bu gökku ş a ğ ı, futbolun birle ş - tirici özelli ğ inin göstergesi olarak misafir takım tribününde kendini gösteriyordu. Gurbette en fanati ğ i bile formasını üstüne geçirip ezeli rakibini desteklemek için tribünde yan yana oturuyor, ezeli rakibinin ba ş arısı için deste ğ ini esirgemiyorsa, ülkemizde neden yan yana oturup maçları seyredemiyoruz sorusunu da sormadımde ğ il içimden. Gurbetin birle ş tirici dinamiklerinin çok farklı oldu ğ unu da biliyorumama ülkemde de bir arada, aynı tribünde maç izleme kültürünü özledi ğ imi fark ettirmi ş ti gördü ğ ümmanzara. Çocuklu ğ umda gitti ğ immaçlarda bu kültürün son kırıntılarını görmü ş lü ğ ümvardı. Maç ba ş ladı, ilk yarı kar ş ılıklı atak- larla 0-0 bitti. Futbolumuzla zaman zaman rakibe üstünlük kurdu ğ umuz bir ilk 45 dakikayı tamamlamı ş , soyunma odasına ikinci yarı için umutlu gitmi ş tik. Hocamız Urbain Braems gerekli uyarıları yapıp taktikleri verdikten sonra ikinci yarı için taraftarlarımızın tezahüratları arasında sahaya çıktık. İ kinci devrede hakemin düdü ğ ü ile ya ğ mur da ş iddetini artırmaya ba ş - ladı. Ya ğ mur çılgın bir ikinci yarının sinyalini veriyor gibiydi. Ya ğ mur ta- neleri hızlandıkça goller de pe ş pe ş e gelmeye ba ş lamı ş tı. Maçın 49’uncu dakikasında Ş ehmuz’la 1 0 öne geç- tik. 52’de Hami ile durumu 2 0 yaptık. Rakibimiz 59 ve 62’nci dakikalarda attı ğ ı gollerle durumu 2 2’ye getirdi. Dakikalar 76’yı gösterirken Ünal’ın pasını iyi de ğ erlendiren Hami kendi- sinin ikinci, takımımızın üçüncü go- lünü attı. Üstünlü ğ ümüz maalesef iki dakika sürmü ş , 78’nci dakikada raki- bimiz ofsayt kokan pozisyonda du- rumu tekrar e ş itlemi ş ti. Dakikalar 90’a yakla ş mı ş tı. Rakip bizim sa ğ kanadımızdan atak yaparken atılan derin pasa Cyzio’nun ayak koyma- sıyla top bana geldi. Topu sürmeye ba ş ladım çünkü pas atacak bir arka- da ş ımı görememi ş tim. Gayet normal bir durumdu bu çünkü hepimiz yorulmu ş tuk. Topu sürerek iki oyun- cuyu geçtim, Orhan’ın savunmanın arkasına ko ş usunu gördüm, hızı ve zamanlaması iyi bir pasla topu Or- han’la bulu ş turdum, Orhan da sa ğ olsun attı ğ ımpası gol yaparak takımımızın Avrupa kupalarında deplasmanda 4 -3’lük sonuçla galip gelmesini sa ğ ladı. Oynadı ğ ımız müsabakada 45 daki- kada 7 gol olmu ş , her altı buçuk dakikaya sı ğ an gollerle maça gelen taraftarlar gole doymu ş tu. Hakemin biti ş düdü ğ ünün ardından taraftarla- rımızla bütünle ş mi ş tik. Biz de mutluyduk ama taraftarlarımızın mutlulu ğ u görülmeye de ğ erdi. Uzun süre taraftarlarımızla sevincimizi payla ş tıktan sonra soyunma oda- sına girebilmi ş tik. Otele dönü ş ümüz daha büyük konvoyla ne ş eli ş ekilde gerçekle ş ti. Giderken umut ve endi ş e duygularını hissetti ğ imiz maçtan i ş imizi iyi yapmanınmutlulu ğ u ve bizi desteklemeye gelenleri memnun ederek evlerine dönmelerini sa ğ la- manın huzuru içinde otelimize gel- dik. Altı ya ş larında babasıylamaça gelen bir çocuk taraftar, tutturdu “Ben futbolcularla yataca ğ ım” diye. Babası kaldı ğ ımız otelde oda tutma- sına ra ğ men çocuk ısrarını sürdürdü. Babasının ricasını kıramadık, bizim odamızda kalmasına hocamızın da onayıyla izin verdik. Odamızda onun yataca ğ ı yeri ayarladıktan sonra ba ş ladık sohbete. Takımhakkında merak etti ğ i pek çok soru sordu, biz de cevapladık. Saat bir buçuk civa- rında uykuya yenik dü ş tü, uyudu. Maçtan sonraki gece zaten yorgun- luktan yatakta ayaklarımızı nereye koyaca ğ ımızı bilemez, yenmi ş sek sevinçten, yenilmi ş sek üzüntüden uyumazdık. Ben ayrıca oynadı ğ ım maçı sonramutlaka tekrar ya ş ardım. Ertesi gün babası geldi ğ inde ak ş am ya ş adıklarını heyecanla anlatmaya ba ş ladı. Bir çocu ğ un sevinmesine vesile olmanınmutlulu ğ u bizi de mutlu etmi ş ti. Kahvaltıdan sonra ülkemize dönmek için havaalanına geldik, uça ğ a bindik. Uça ğ ımızın kal- kı ş a geçmesiyle beraber bir bebek a ğ lamaya ba ş ladı. Üç-be ş dakika sonra susar diye bekledi ğ imiz bebek susmak bir yana, sanki biri etinden et koparıyormu ş gibi daha çok a ğ la- maya ba ş lamı ş tı. Belli ki korkmu ş tu. Uça ğ ın emniyet kemer ikaz ı ş ıkları sönmü ş , annesi babası koridorda be- be ğ i dola ş tırarak susturmaya çalı ş - mı ş lar ama bumümkün olmamı ş tı. Uçakta bebe ğ i susturmak içinmini bir seferberlik durumu ya ş andı. Tüm susturma giri ş imleri sonuçsuz kalı- yor, bebek bir türlü susmuyordu. Altı aylık bebe ğ i kuca ğ ıma aldım, uça ğ ın arka tarafına do ğ ru bebekle konu ş a- rak yürümeye ba ş ladım. Bir ş ekilde dikkatini çekmem gerekiyordu. Nitekimüç-be ş dakika sonra bebek sakinle ş mi ş , a ğ lamayı kesmi ş , yarım saat sonra da kuca ğ ımda uyumu ş tu. Di ğ er yolcular takdirlerini beni alkı ş layarak göstermi ş ler, bebe ğ i uyanmadan annesine vermi ş tim. Yolculu ğ umuzun kalan kısmını ses- siz, sakin bir ş ekilde geçirip Atatürk Havalimanı’na indik. Kazandı ğ ımız maçtan sonra taraftarlarımız bizleri kar ş ılamaya gelmi ş , bu kalabalık, kalaca ğ ımız otele dört saatte gitmemize sebep olmu ş tu. Türk futbolunda devrimyaparak ş ampiyonlu ğ u İ stanbul takımlarının tekelinden kurtarıp ş ampiyonluk kupasını Anadolu’ya getiren Trab- zonspor, Avrupa kupalarında da bir ilke daha imza atmı ş tı. Tabiî bu du- rumu daha sonra ö ğ rendik. Türk fut- bol tarihinde Avrupa kupalarında deplasmanda 4 gol atan ilk Türk ta- kımı olmu ş uz hemde benimpasımı gol yaparak asiste çeviren rüzgârın o ğ lu Orhan’ın golüyle. Yıllar sonra ül- kemiz futbolunun tarihini inceleyen futbolseverler istatistiklere baktı- ğ ında deplasmanda dört gol atan ilk Türk takımı olarak Trabzonspor ismini, dördüncü golün sahibinin Orhan Çıkırıkçı, asist sahibinin de ismail Gökçek oldu ğ unu görecektir. Elde etti ğ imiz bu galibiyetin otuzuncu senesinde bu ba ş arının mimarı sevgili hocamız Urbain Bra- ems’in 10 Eylül’de, 87 ya ş ında vefat etti ğ ini ö ğ rendim. Bana inanıp for- mayı vermeseydi tarihi ba ş arıda adımanılmayacaktı. Allah rahmet eylesin, ruhun ş ad olsun hocam. Ya ş am sevinciniz hiç bitmesin. Sa ğ lı ğ ınız için a ş ımızı olalım, “Maske, Mesafe ve Temizli ğ e” dikkat edelim… İ smail Gökçek Futbol tarihine geçmek 140 141

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==