TamSaha 204. Sayı / Kasım 2021

Gönülden Kaleme Avrupa Yakası adlı komedi dizi- sinde Gonca Vuslateri’nin canlandırdı ğ ı Vasfiye Teyze karakteri, birilerinin yapmak istemedi ğ i fakat ba ş ka çaresinin kalmadı ğ ı durumlarda yapmak zorunda kaldı ğ ı hareket öncesinde üstüne basa basa “Mecbur” derdi. Futbol Federasyonu da kulüplerimize “Mecbur” demek zorunda kaldı. Yabancı kuralını daha önce açıkladı ğ ı biçimde bu sene uygulamaya koydu. Buna göre, 29 Temmuz 2020 tarihinde 1 yıl s üreyle ertelenen Süper Lig ve TFF 1. Lig yabancı oyuncu kuralı, 2021-2022 sezonundan itibaren ilân edildi ğ i ş ekliyle uygulanacak ve Süper Lig’de 2021-22 sezonu 8+3 kuralıyla oynanacaktı. Yani Süper Lig’de kulüpler 14 yabancı oyun- cuyla sözle ş me yapabilecek ancak ilk 11’de 8 yabancı oynatabilecekti. Kulüplerde görev alan teknik direk- törlerin 14 yabancı kuralını uygu- larken Türk oyuncuları ilk on birde dü ş ünmemeleri Federasyonu bu kararamecbur bıraktı. Bu karar sadece Millî Mar ş ımız okundu ğ unda sahadaki futbolcuların e ş lik etmesi olayı de ğ il… Bunun ülke futbolunun ve kulüplerimizin gelecekte daha da zor duruma dü ş memesi adına atıl- mı ş bir adım oldu ğ u kanaatindeyim. Yabancı serbestli ğ ini savunanların iki temel ş ikâyeti vardı. Birincisi Avrupa kupalarında oynadıkları maçlarda rakip takımların çok fazla yabancı oyuncu oynatmalarının haksız rekabete sebep oldu ğ u, ikincisi de bu yasak sebebiyle yerli oyuncuların yüksek ücretler istedi ğ iydi. Yabancı sayısının ser- best bırakılmasıyla yerli oyuncu fi- yatlarının dü ş ece ğ ini söylüyorlardı. Tabiî yerli oyuncuları kendi takım- larına almak için de ğ erlerinin üzerinde teklif yapanın ve fiyatları artıranın da yine kulüplerimiz oldu ğ u ayrı bir konu! Yabancı serbestli ğ ini savunanlar, 14 yabancı uygulamasının ba ş ladı ğ ı 2015 yılından sonra Türk futbolcu- larının yurt dı ş ına açıldı ğ ını söyle- meyi de ihmâl etmediler. Oyuncularımızın yurt dı ş ına açılma olayı bana bir hatıramı hatırlattı. Trabzonspor’da ikinci sezonumdu. Bir gün çok yetenekli genç bir oyuncuyla sohbet ederken “Hedefin ne?” diye sormu ş tum. O da bana “Trabzonspor ve Millî Takım’da oynamak” demi ş ti. Ben de “Daha büyük dü ş ünmelisin. Bunlar bugün için yeterli olur fakat yarınlarda bu durum senin futbolunun gerile- mesine sebep olacaktır” demi ş tim. Örnek olarak da kariyer planlarında yurt dı ş ında oynamak olmayan, o günlerde zaman zaman tribünler tarafından protesto edilen dönem- lerinin yetenekli, popüler futbolcu- larını göstermi ş ve “Bu oyuncular bir zamanlar taraftarların en sev- di ğ i futbolcuların ba ş ında geliyor- lardı. Ancak ş imdi protesto ediliyorlar. Taraftarlar nezdinde dünün fazla önemi yoktur. Futbol- cuların geçmi ş te gösterdi ğ i perfor- mans mutlaka gönüllerinin bir kö ş esinde yerini almı ş tır fakat onlar güncel performansa bakarlar. Senin amacın sadece Avrupa’ya gidip sıradan kulüplerde oynamak olmamalı. Bu yetene ğ inle Avru- pa’nın sayılı kulüplerini hedef seçmelisin. Unutma, bizim icra etti ğ imiz meslek durmaya gelmez. Durdu ğ un veya kendini yeterli gördü ğ ünde dü ş meye ba ş lamı ş olursun” diye de eklemi ş tim. Bu hatıramı ş unun için anlattım… Günümüzün yetenekli futbolcuları bizimdönemimize göre çok daha profesyoneller ve büyük dü ş ünüp hedeflerini hayatlarınınmerkezine koyarak ya ş ıyorlar. Dolayısıyla yurt dı ş ına gitmelerinin 14 yabancı ku- ralıyla do ğ rudan alâkası oldu ğ unu dü ş ünmüyorum. Yurt dı ş ına trans- fer yapan oyuncular için ş u soruyu sormak, yurt dı ş ı transferlerinin sebebinin 14 yabancıya izin vermek olmadı ğ ını bizlere gösterecektir. Oyuncularımızın yurt dı ş ına gidi ş - lerini bu kurala ba ğ layanların temel argümanlarından biri, “Yerli oyun- cular yabancı kuralı sebebiyle artık eski paraları bulamadıkları için yurt dı ş ına gidiyorlar” ş eklindeydi. Bakalımdurum söylendi ğ i gibi mi gerçekle ş mi ş ti? Yurt dı ş ı transferi yapan oyuncuların büyük ço ğ un- lu ğ u kendi takımlarında genç ya ş ta verilen fırsatı iyi de ğ erlendirip kendilerini ispat etmi ş oyunculardı. Dolayısıyla ne formasını kaybetme korkusu ne alacakları ücretin dü ş mesi gibi kaygılarının olması mümkün de ğ ildi. Kaldı ki kendi ayarlarındaki yabancı oyuncuların kulüplerimizle yaptıkları yüksek sözle ş meler ortada dururken... 14 yabancı kuralının çıkmasından sonra hangi oyuncularımız transfer olmu ş ve gitmeden önce oynadık- ları takımlarında durumları neymi ş , hatırlamakta fayda var. Cenk Tosun yurt dı ş ı transferinden önce takımı- nın kıymetlisi de ğ il miydi? Aynı ş e- kilde Cengiz Ünder, Ça ğ lar Söyüncü, Yusuf Yazıcı, Zeki Çelik, Okay Yo- ku ş lu, Ozan Kabak, Enes Ünal gibi futbolcular... Bu örnekleri ço ğ altabi- liriz. Saydı ğ ımveya ismini yazmadı- ğ ımoyuncular için hiç kimse yabancı kuralıyla de ğ eri dü ş tü, forması tehlikeye girdi ğ inden dolayı Avrupa’ya transfer oldu dememeli. Tümbu oyuncular 14 yabancı kura- lını savunanların söylediklerinin aksine, yetenekli oldukları ve kariyer planlarında Avrupa’da oynamak da bulundu ğ u için gittiler. Oynadıkları kulüplere para kazan- dırdılar ve gittikleri ülkelerde memleketimizi ba ş arıyla temsil ediyorlar. Bazı futbol adamları da 14 yabancı kuralını savunurken, “Kadroda 14 Türkmecburiyeti oldu” diyorlar. İ yi de uygulama yerli oyuncuların mecbur kalmadıkça oynatılmayan oyuncular olarak görülmesine sebep oldu. Aslında “Zaten sınırsız olan yerli sayısına bu kuralla sınır- lama getirildi” diyebiliriz. 14 yabancı uygulaması, yürürlü ğ e girmesinden bu güne futbolumuza ne katkı sa ğ - lamı ş ? Avrupa kupalarında haksız rekabete u ğ radıklarını söyleyenler bu haksız rekabeti giderdikten sonra neler yapmı ş ? Takımlarımız Avrupa kupalarındamart ayını mı görmü ş ler yoksa yarı final ve final- lere abone mi olmu ş lar? Hadi geçtimabone olmayı, bir kez bile ilk dört arasına giren takımımız olmu ş mu? Tabiî ki olmadı. Aksine ülke puanımızın dü ş mesi sebebiyle önümüzdeki sene ş ampiyon olan takımımız direkt gruplara katılmak yerine ön eleme oynamak zorunda kalacak. Bu kural çıktı ğ ından beri, Avrupa kupalarında herhangi bir ba ş arımız bulunmamakta. Peki, bu dönemde ne oldu? Kulüple- rimizin borçları katlanarak artı ş gösterdi. Bu kuralı savunanlara ş u soruyu sormak lâzım, “Amacınız sadece Süper Lig’de ş ampiyon olmak veya kümede kalmakmı?” Kulüplerimizi yönetenler her ne kadar “Her iki kulvarda da iddialı kadro kurduk” deseler de Avrupa kupalarında alınan sonuçlar duru- mun kendi ligimizle sınırlı oldu ğ unu gösteriyor. O zaman bu kadar ya- bancı oyuncuyla borçları kat be kat artıran transferler yapmaya ne gerek vardı? Ligimizin do ğ al ş ampi- yon ve küme dü ş memeye oynayan adaylarının, tamamen yerli, altyapı a ğ ırlıklı ( ş erh koyarak) tecrübeli- genç karı ş ımıyla olu ş turulan daha az mâliyetli kadrolarla da Süper Lig’de ş ampiyon olmaları veya kümede kalmaları mümkündü. Ş erhimde altyapılara Avrupa’nın be ş büyük liglerindeki takımların sa ğ ladı ğ ı ş artların sa ğ lanması… Bu arada yabancı oyunculara kar ş ı olmadı ğ ımı da belirtmeliyim. Yerli oyuncu hassasiyetimTürk futbolu- nun ve kulüplerimizin kurtulu ş u- nun altyapıdan oyuncu yeti ş tir- meye ba ğ lı oldu ğ unu dü ş ünmem- den kaynaklanıyor. Bu dü ş üncemin do ğ rulu ğ unu peki ş tirmek için son yıllarda takımlarına para kazandı- rıp yurt dı ş ına transfer yapan oyuncuları gösterebilirim. Bu sayıyı artırıp futbolcu ithal eden ülkeden, ihraç eden ülke konumuna gelmeli- yiz ki kulüplerimiz borçtan kurtul- sun. Kaliteli ve gençlerimizin rol model alaca ğ ı yabancı oyuncuların gelmesi, futbolumuzun geli ş imine katkı sa ğ layacaktır. Çünkü rekabet, geli ş imin olmazsa olmazlarından biridir. Ama rekabette e ş itler arasında olmalıdır. Peki, yerli oyuncuların yabancı oyuncularla rekabeti âdil mi? Bilhassa altyapı oyuncuları bakımından bu sorunun cevabı “Hiç de âdil de ğ il.” Bunu bir örnekle açıklamaya çalı ş ayım. İ ki rakip dü ş ünelim… Birisinin her tarafı çelik zırhla kaplı ve çelikten kılıcı var… Rakibinin ise incecik teneke- den yapılmı ş bir zırhı ve teneke kılıcı… Bu durumâdil mi sizce? Her ikisinin de hammaddeleri demir ama birininmukavemeti üst düzey, di ğ erininki çok zayıf. Peki, nedir bi- risini dayanıklı, di ğ erini dayanıksız kılan? Lâfı uzatmadan cevabı verelim; demirin çelikle ş mesini sa ğ layanmadde karbondur. Bunu futbola uyarlarsak, yabancı oyun- cuyu yerli oyuncuya kar ş ı avantajlı hâle getiren yani onları çelik zırhla kaplayan, altyapıdan yeti ş en oyuncuları savunmasız bırakan sebepler, altyapıya ve oradan çıkan oyunculara bakı ş açımız ve çocuklarımıza yeterince güven duymamamızdır. “Bizim çocu ğ umuz” yakla ş ımı ile altyapı oyuncularını görmezden gelmek, genç oyuncuların yaptı ğ ı hatayamüsamaha göstermemek, yabancı oyuncuya bıçak kemi ğ e dayanana kadar kredi açmak, aynı yetenekte olunması durumunda yabancı oyuncuyu tercih etmek, karbon etkisi olu ş turarak demirin yabancı futbolcu lehine çelikle ş ti- rilmesidir. Âdil olan, her iki insanı da aynı donanıma sahip duruma getirmek ve her iki gruba e ş it bakı ş açısıyla bakmak, sonrasında rekabet ettirmektir. Bu rekabeti sa ğ layana kadar yabancı oyuncu sınırlama- sına gitmek, altyapı ve Türk oyun- cular lehine pozitif ayrımcılık yapmak, bu dönemde ülkemiz fut- bolu adına atılacak do ğ ru adımdır. Rekabet edecek seviyeyi sa ğ lama- mız ve kulüplerimizin borçlarının bitmesi, gelirlerinin giderlerini kar ş ılaması durumunda da yabancı futbolcu sayısının sınırsız olmasına kimseden itiraz sesi çıkmaz. Galatasaray’ın UEFA Kupası’nı aldı ğ ı yıl kadrosunda 6 yabancı oyuncu bulunuyordu ve final maçının ilk on birinde Fatih Hoca 4 yabancı oyuncuya yer vermi ş ti. İ lk defa bir Türk takımı UEFA Kupası’nı ülkemize getirirken, ilk on birinde 7 Türk oyuncu oynuyordu. Bu örnekten yola çıkarak, 14 yabancı kuralını savu- nanlara, “Önemli olan nicelik de ğ il, nitelikmi ş . Türk a ğ ırlıklı oyuncu- larla da Avrupa’da ba ş arı elde ediliyormu ş ” diyorum. Ya ş am sevinciniz hiç bitmesin. Sa ğ lı ğ ınız için lütfen a ş ımızı olalım, “Maske, mesafe ve temizlik” kura- lına uyalım… İ smail Gökçek MECBUR 147 146

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==