TamSaha 205. Sayı / Aralık 2021

Gönülden Kaleme Köyünün en güzel kızıydı Ay ş enur. Annesi öldü- ğ ünde henüz on ya ş ın- daydı. İş ten gocunmaz, karde ş lerin en büyü ğ ü oldu ğ u için evinin yükü onun üstünde olmasına ra ğ men herkesin yardımına ko ş ardı. Gülünce gözlerinin içi güler, bakı ş la- rındaki sevgiyi, saygıyı kar ş ısında- kine hissettirirdi. Mehmet, kom ş u köyde ya ş ayan fakir bir ailenin en küçük o ğ luydu. Be ş kızdan sonra dünyaya gelmi ş ti. Annesi her kız do ğ umundan sonra, kocasının “Soyumuzu sürdürecek bir erkek evlât vermedin” suçlamasıyla kar ş ı kar ş ıya kalıyordu. Mehmet’in do ğ u- mundan sonra de ğ eri artmı ş , kocası evlilikleri boyunca görmedi ğ i biçimde davranır olmu ş tu. Mehmet çobanlık yaparak ailesinin geçimine katkıda bulunuyordu. Bir gün kom ş u köyde birkaç aylı ğ ına çoban ihtiyacı hâsıl oldu ğ undamuhtar, kom ş u köyün çobanı Mehmet’e haber sal- mı ş , Çoban Mehmet evlerine daha fazla para girece ğ inden dolayı bu teklifi kabul etmek zorunda kal- mı ş tı. Aslında kabul etmeyecekti. Zaten yüzlerce hayvanın sorumlu- lu ğ u omuzlarındayken, bir de yeni sorumluluk istememi ş ti. Ertesi gün kom ş u köyden hayvanları topla- maya gitmi ş , köylüler ahırlarından hayvanlarını çıkarmaya, Çoban Mehmet’le tanı ş maya, hayvanları- nın huylarını anlatmaya ba ş lamı ş tı. Ay ş enur sabahın köründe iki ine ğ ini ahırdan çıkarmı ş , o sırada Çoban Mehmet topladı ğ ı di ğ er hayvanlarla evlerinin önüne gelmi ş , “Günaydın” demi ş , Ay ş enur da ba ş ını kaldırma- dan “Günaydın” diye cevap vermi ş ti. Mehmet duydu ğ u sesin içtenli ğ i kar ş ısında kafasını yava ş ça kaldırıp sesin sahibine bakmı ş tı. Gözleri ilk bulu ş tu ğ unda, yüreklerine tarif edemeyecekleri bir sıcaklık inmi ş , tümbedenlerini saran bir duygu yo ğ unlu ğ u ya ş amı ş lardı. A ş kın ilk kıvılcımları yüreklerindeki sevda ate ş ini yakmaya yetmi ş ti. Köyün hayvanlarını toplayıpmeraya götü- ren Mehmet için zaman bir türlü geçmiyor, ak ş am olmasını sabırsız- lıkla bekliyordu. Hayvanları bırakma bahanesiyle Ay ş enur’un güzelli ğ ini görmek, duygularının kar ş ılıklı oldu- ğ unu teyit etmek istiyordu. Acaba gün boyu kendi kendine gelin güvey mi olmu ş tu, tek taraflı mıydı bu yan- gın? Hayvanlar normalde köyün gi- ri ş inde bırakılıyordu. Tümhayvanlar evlerinin yolunu bilirler, karınları tok oldu ğ u için evlerine giderler ve ahır kapıları açık oldu ğ u için içeri gi- rerlerdi. Tabiî köylüler geli ş saatlerini bildikleri için kapıda beklerlerdi ki hayvanlarını sa ğ sınlar. Mehmet bu seferlik teamüllerin dı ş ına çıkarak Ay ş enur’u görmek adına tek tek evlerine bıraktı hayvanları. Ay ş enur ve Mehmet çok kısa sürede bakı ş la- rıyla duygularından emin oldular. Artık gecelerin gündüzle, günlerin de ak ş amla bulu ş masını dört gözle bekler olmu ş lardı. Birbirlerini gör- mek, gözleriyle sessizce duygularını peki ş tirmek ve yüreklerinde her gün artarak yanan a ş k ate ş ini, bir- kaç dakika da olsa dindirmek için… Ahmet ilçede büyük çiftli ğ i olan, i ş i gücü yerinde, yardımsever, eli yüzü düzgün, civar köylerde de sevilip sa- yılan biriydi. Bir gün köylerden birini ziyaretinde köyünmeydanında bulunan çe ş mede gördü Ay ş enur’u. Bugüne kadar gönül telini titreten biri çıkmamı ş tı kar ş ısına. Daha önce nasıl olmu ş da görmemi ş ti bu güzel- li ğ i. Su içme bahanesiyle çe ş meye do ğ ru yürümeye ba ş ladı. Ay ş enur, Ahmet’i gıyabında tanıyor, yaptı ğ ı iyilikler sebebiyle ona saygı duyu- yordu. Çe ş meye yakla ş ırken, “Bir bardak su alabilir miyim?” diye seslendi çe ş me ba ş ında bekle ş en üç kıza. Ay ş enur her zamanki yardımseverli ğ i ve duydu ğ u saygı nedeniyle, çe ş meye asılı duran ma ş rapayı doldurup gülen yüzüyle ve gözlerindeki saygı duygusunun verdi ğ i hayranlıkla bakarak, “Buyu- run Ahmet Bey” dedi. İ smiyle hitap edilmesi ho ş una gitmi ş ti. “ İ smin nedir?” diye sordu Ahmet. “Ay ş e- nur” dedi genç kız. Kızın içten gelen bu saygılı bakı ş larını Ahmet yanlı ş anlamı ş ve bu yanlı ş anlama yüre- ğ ine a ş k ate ş i dü ş mesine yetmi ş ti. Ak ş am eve gidince annesine çe ş me ba ş ında ya ş adı ğ ı olayı anlattı, “Ana ben böyle güzellik görmedim, benim gönlümü ilk görü ş te fethetti. Ben bu kızla evlenmek istiyorum” dedi. Annesi o ğ lunun bu iste ğ ine ş a ş ır- mı ş , aynı zamanda sevinmi ş ti. Ş a ş ırmasının sebebi, ne zaman o ğ luna evlenmesiyle ilgili bir ş ey söylese Ahmet’in sözü de ğ i ş tirme- siydi. O ğ lu evlilikten ilk defa bahse- diyordu. “Tamam o ğ lum, ara ş tıralım, soru ş turalım, neyin nesidir ö ğ rene- lim, sonra da isteriz” dedi. Fatma hemanalık hemde babalık etmi ş ti o ğ luna. Ahmet henüz üç ya ş ınday- ken e ş i vefat etmi ş ti. Fatma kayna- nasının ş ikâyetleri sonucu e ş inin zaman zaman fiziksel ş iddetine maruz kalmı ş , kaynanasının bu tavrı yüzünden çok çekmi ş , ş ayet o ğ lu olursa, evlendi ğ i kıza kendi ya- ş adıklarını ya ş atmayacak bir evlât yeti ş tirece ğ i sözünü kendisine vermi ş ti. Nitekimbuminvalde de yeti ş mesini sa ğ lamaya çalı ş mı ş tı. O ğ lunun e ğ itimine oldukça önem vermi ş , okulunun yanında dinini do ğ ru ö ğ rensin diye civarda çok sevilen bir âlimin yanında iyi bir dinî e ğ itimalmasını da sa ğ lamı ş tı. Fatma ertesi gün o ğ lunun istedi ğ i kızı ara ş tırmaya ba ş ladı. İ lk bilgiler mükemmeldi. Sordu ğ u tüm insanlar kız hakkında iyi ş eyler söylüyor- lardı. Hatta Ay ş enur’un sevdi ğ i biri olup olmadı ğ ını ara ş tırmı ş , gelin adayının yakın çevresi dâhil hiç kimseden bu konuda da olumsuz bir ş ey duymamı ş tı. Tabiî nereden bile- ceklerdi ki Ay ş enur henüz gönlünü birine kaptırdı ğ ını kimseye söyle- memi ş ti. Bir müddet sonra gelen bilgiler ı ş ı ğ ında, “Tamam, tambizim aileye yakı ş acak nitelikte biri” dedi. Gerçi o ğ lunun iste ğ ini her halükârda yapacaktı. Çünkü oldum olası, “O ğ lumun sevdi ğ ini ben de severim” diye dü ş ünürdü. Gelin adayını görmeden sempati duymaya ba ş lamı ş tı. Bir zaman sonra kızın babasına, “Hayırlı bir i ş için gelece- ğ iz” diye haber gönderdiler. Baba, haberi alınca çok sevinmi ş ti. Hayırlı, iyi bir kısmet çıkmı ş tı. Kızına sormaya gerek duymadan isteme tarihini belirledi ve erkek tarafına bildirdi. Kızını kar ş ısına aldı ve isteme olayını sevinçle anlat- maya ba ş ladı. Ay ş enur ne diyece ğ ini bilemedi, sadece “Baba ben evlen- mek istemiyorum” dedi yava ş ça. O kadar kısık sesle söylemi ş ti ki, kendi sesini duymakta zorlanmı ş tı. Babası, “Bir ş eymi dedin?” diye sorunca, “Baba evlenmek istemiyo- rum. Seni ve karde ş lerimi bırakmak istemiyorum” kar ş ılı ğ ını verdi biraz daha yüksek sesle. Ne söyleyebilirdi ki? “Baba ben birine â ş ık oldum, gönlümün prensini buldum, ondan ba ş kasını dü ş ünemiyorum” diyebi- lir miydi? Tabiî ki söyleyemedi. Ertesi günü sabırsızlıkla bekledi Ay ş enur. Mehmet çoban olalı bir süredir hayvanları köyün dı ş ındaki toplanma noktasına götürüyor, üç- be ş dakikalı ğ ına da olsa kimsenin dikkatini çekmeden görü ş ebiliyor- lardı. Mehmet’e durumu anlatıverdi nefes nefese. Çünkü ba ş ka biri ile evlenme dü ş üncesi bile nefesinin daralmasına yetiyordu. Mehmet, “O zaman önce babana söyleyelim birbirimizi sevdi ğ imizi. Ş ayet a ş kı- mıza kar ş ı çıkar ve seni o adama vermeye kalkarsa kaçarız” dedi. Ay ş enur, “Ben söylerimbabama â ş ık oldu ğ umu. Benden duyması daha iyi olur” kar ş ılı ğ ını verdi. Ak ş amın olmasını endi ş e içinde bekledi. Babasını üzmeden nasıl söyleyece ğ ini, babasının ne tepki verece ğ ini dü ş ündü gün boyu. Ak ş am olmu ş tu. Bütün cesaretini topladı, “Baba seninle önemli bir ş ey konu ş mak istiyorum” dedi. Babası “Seni dinliyorumkızım, nedir bu önemli konu” diye sorunca da, “Ben ba ş ka birini seviyorum. Yalvarırım beni Ahmet Bey’e verme” diye fısıl- dadı. Baba duydukları kar ş ısında ş a ş ırmı ş , biraz da öfkelenmi ş ti. Köyün ileri gelenlerine söz vermi ş ti. Öfkesinin sebebi biraz da buydu. Sormadı bile kimi sevdi ğ ini. “Kızımben söz verdim, sözümden dönersemköyde kimsenin yüzüne bakamam” dedi. Ay ş enur’un korktu ğ u ba ş ına gelmi ş , babası ilk defa duygularını, arzu- sunu görmezden gelmi ş ti. Sabaha kadar uyuyamadı. Babasının yerine koydu bir ara kendini… Aile bölgede sevilen, sayılan, ayrıcalıklı statüye sahipti. Bunu davranı ş ve yardımse- verlikleriyle hak etmi ş lerdi. Dolayısıyla kızının sıkıntı çekmeden hayatını mutlu ş ekilde sürdürece- ğ ini dü ş ünüyordu herhalde babası. Evet, e ğ er gönlünü ba ş kasına kaptırmasaydı ideal bir e ş adayı olurdu Ahmet Bey. Mehmet’le bulu ş tu ğ unda ya ş anan- ları anlattı. Babasının 15 gün son- raya gün verdi ğ ini, bu süre zarfında bir ş eyler yapmaları gerekti ğ ini söyledi ve 10 gün sonra kaçmaya karar verdiler. Babası kızının söylediklerinden sonra bu isteme i ş inin bir an önce yapılması gerekti ğ ini dü ş ünerek aileye haber göndermi ş , isteme gününü öne almı ş tı. İ ki gün sonra kızına, “Bu ak ş ammisafirlerimiz var, seni istemeye geliyorlar, hazır- lan” dedi. Ay ş enur ş a ş ırsa da sesini çıkaramadı. Ak ş ama hazırlı ğ ını yaptı. Misafirler geldi, ho ş be ş ten sonra kız isteme merasimine geçildi ve tören kısa sürede tamamlandı. Ni ş an, dü ğ ün tarihleri belirlendi. Ay ş enur bu süre zarfında hiç gülmemi ş ti. İ stemeye gelenler bu durumu kızın heyecanına ba ğ - ladı. Ertesi gün Mehmet’le hayvan- ları bırakma bahanesiyle bulu ş tu Ay ş enur ve ak ş amki olayları anlattı. O günün ak ş amı kaçmaya karar verdiler. Gün içinde bohçasını dikkat çekmeyecek ş ekilde hazırladı Ay ş e- nur. Babası uyudu ğ unda karde ş le- riyle sessizce vedala ş arak gönlü buruk ş ekilde evden çıktı. Mehmet’i dı ş arıda beklerken buldu. Mehmet, Ay ş enur’un elindeki bohçayı aldı, el ele tutu ş arak gecenin karanlı ğ ında, köpek havlamaları arasında evden ko ş ar adımuzakla ş tılar. Bu arada babası kızının kalktı ğ ını duymu ş , tuvalete çıktı ğ ını dü ş ünmü ş , yarı uykulu vaziyette beklemeye ba ş la- mı ş , be ş -on dakika derken Ay ş enur gelmeyince meraklanmı ş ve kalkıp dı ş arı çıkmı ş tı ama kızını bulamadı. Hemen çocuklarını uyandırıp abla- larını sordu ama hiçbiri bir ş ey bilmiyordu. Kızının e ş yalarına ba- kınca gerçe ğ i anladı; kızı kaçmı ş tı. Gün a ğ ardı ğ ında çobanın gelmedi- ğ ini görünce önce kom ş u köye haber salındı. Köyden gelen bilgi Mehmet’i dün ak ş amdan beri kim- senin görmedi ğ iydi. Gerçek ortaya çıkmı ş , Mehmet, Ay ş enur’u kaçır- mı ş tı. Bu durumAhmet’e de haber verilmi ş , köylülere katılan Ahmet’le ahali kaçakları aramaya ba ş lamı ş tı. Jandarmaya da haber verilmi ş , Çoban Mehmet’in rızası dı ş ında Ay ş enur’u kaçırdı ğ ı söylenerek jan- darmanın da aramalara katılması sa ğ lanmı ş tı. Â ş ıklar çok uzakla ş a- madan aramalar sonuç vermi ş , ka- İ smail Gökçek Gönül rızası 122 123

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==