TamSaha 205. Sayı / Aralık 2021

ula ş an genç millî takım, müthi ş bir jenerasyonun gelmekte oldu ğ unun sinyallerini veriyordu. İ lk ş ampiyon takımdan Fernando Couto, Paulo Sousa ve Joao Pinto, ikincisinden de Rui Costa, Luis Figo, Jorge Costa gibi oyuncular çıkaran Portekiz’de, çok geçmeden bu oyuncuları bir araya getiren AMillî Takımkadroları da “altın jenerasyon” olarak adlandırı- lacaktı. Ancak bu genç ku ş ak, ilk ciddi sınavı olan 1994 Dünya Kupası elemelerinde biraz da tecrübesizli- ğ inin kurbanı olmu ş ve bir puanlık farkla turnuvaya gidememi ş ti. EURO 96 elemelerindeyse bu kez ba ş arılı olan Portekiz, turnuvada da iyi gidi ş ini sürdürmü ş ve ilk tur gruplarını lider olarak bitirerek çeyrek finale kalmı ş tı. Fakat bu noktada, çok iyi bir jenerasyon yakalamı ş olan bir ba ş ka ekibe, Çek Cumhuriyeti’ne tek golle boyun e ğ erek elenmekten kurtulamadılar. 1998 Dünya Kupası elemelerine gelindi ğ inde de ş ans Portekiz’den yana de ğ ildi. Yine bir puan farkla gruptan çıkmayı kaçırmı ş lardı. EURO 2000’e ise fırtına gibi giren Portekiz, sonunda altın jenerasyo- nundan beklenen ba ş arıyı elde edece ğ e benziyordu. Sırasıyla İ ngil- tere, Romanya, Almanya ve Türkiye ile oynadı ğ ı dört maçı da kazanarak yarı finale gelen İ ber temsilcisi, bu- radaysa Fransa kar ş ısında 1-0 öne geçmesine ra ğ men Zidane’ın penaltıdan attı ğ ı altın gole teslim olacak ve finali kaçıracaktı. Avrupa Ş ampiyonalarında belli bir seviyenin üzerinde performans sergilenmesine kar ş ın Dünya Ku- palarındaysa i ş ler bir türlü Porte- kiz’in istedi ğ i gibi gitmemekteydi. 2002’de bu kez turnuvaya katılıyor- lardı katılmasına ama Güney Kore, Polonya ve ABD ile birlikte yer al- dıkları ilk tur gruplarında sadece Polonya’yı yeniyor, di ğ er iki rakip- lerineyse kaybederek erkenden havlu atıyorlardı. Hayaller, Yunanistan engeline takıldı EURO 2004 ise Portekiz açısından iki açıdan çok önemliydi. Birincisi, turnuvaya ev sahipli ğ i yapmaktay- dılar ve bu kez çok ciddi bir seyirci deste ğ i de arkalarında olacaktı. İ kincisiyse altın jenerasyonun üye- leri artık 32-33 ya ş larına gelmi ş ti ve bu isimlerden yararlanabilmeleri adına da önlerinde ba ş ka bir ş ans olaca ğ a benzemiyordu. Öte yandan Portekiz önemli yeni oyuncular da yeti ş tirmekteydi. Özellikle Porto 2003’te UEFA Kupa- sı’nı, 2004’te de Ş ampiyonlar Ligi’ni kazanmı ş tı ve bu takımdan Deco, Ricardo Carvalho, Paulo Ferreira, Nuno Valente ve Maniche gibi oyuncular artık Portekiz Millî Takı- mı’nın da banko isimleri hâline gelmi ş lerdi. Daha da önemlisi, gelecekte dünya futboluna damga vurması beklenen ve Manchester United’daki ilk sezonunda da ya ş ına göre gayet iyi i ş ler çıkaran 19 ya ş ın- daki Cristiano Ronaldo da artık AMillî Takım forması giymekteydi. Tümbu yetenekli isimlerin har- manlanması sonucunda ortaya çı- kacak kadro -ki bunu yapması için de son Dünya Kupası’nda Brezilya’yı zafere ta ş ıyan Luis Felipe Scolari ile anla ş mı ş lardı- seyircinin de deste- ğ iyle Portekiz’e bir Avrupa ş ampi- yonlu ğ u getirebilirdi. Ancak EURO 2004’ün Portekiz açı- sından iyi ba ş ladı ğ ı söylenemezdi. Açılı ş maçında, gruplarındaki en zayıf takımolarak gözüken Yuna- nistan’a 2-1 ma ğ lup oldular. Üstelik 2-0 yenik duruma dü ş tükleri maçta ortaya konan oyun açısından da son derece etkisiz bir görüntü çizerlerken attıkları tek golü de du- raklama dakikalarında kaydettiler. Yine de grupta sonraki iki maçında sırasıyla Rusya ve İ spanya’yı yenmeyi ba ş aran Portekiz, böylece grup lideri olarak çeyrek finale yükselmi ş ti. Çeyrek finalde İ ngiltere’yi 2-2 biten 120 dakikanın ardından penaltılarla devirmeyi ba ş aran Portekiz, yarı finalde de Hollanda’yı 2-1’le geçmi ş ve finale adını yazdırmayı ba ş ar- mı ş tı. Finaldeyse kader bir kez daha Portekiz’in kar ş ısına Yunanistan’ı çıkarmı ş tı. Yunanistan finale gelene kadar her ne kadar turnuvanın en iyi futbol oynayan ekibi olarak gös- terilen Çek Cumhuriyeti’ni ve son ş ampiyon Fransa’yı elemi ş olsa da oynadı ğ ı a ş ırı defansif futbolun da etkisiyle ço ğ u ki ş i tarafından ş ans eseri buraya gelmi ş bir takımola- rak görülüyordu. Aynı ş ekilde, açılı ş maçında Portekiz’i yenmi ş olmaları da fazla ciddiye alınmıyordu ve deyimyerindeyse çekirgenin daha fazla sıçrayamayaca ğ ı, Portekiz’in Yunanistan’ı yenerek kendi seyir- cisi önünde Avrupa ş ampiyonu olarak taç giyece ğ i dü ş ünülüyordu. Gelgelelim 90 dakika sonunda hiç de maç öncesi dü ş ünülenler ger- çekle ş medi ve Yunanistan, belki de futbol tarihinin en büyükmucize- sine imzasını atarak turnuvayı ş ampiyonlukla tamamladı. Raki- bine tek golle boyun e ğ en Portekiz, Avrupa ikincisi olmu ş ve 1966’daki dünya üçüncülü ğ üyle birlikte tari- hinin en önemli iki ba ş arısından birine imza atmı ş tı belki ama bu ba ş arıya sevinen, hatta bunu ba ş arı olarak gören Portekizli bulmak çok zordu. İ stikrar yakalanıyor 2006 Dünya Kupası’nda Portekiz bir kez daha büyük bir ilerleme kayde- diyor ve EURO 2004’te oldu ğ u gibi bir kez daha Hollanda ile İ ngiltere’yi saf dı ş ı bırakmasının ardından yarı finale geliyordu. Ancak bu nokta- dan sonra önce Fransa’ya elendiler, ardından da üçüncülükmaçında Almanya’ya yenilerek dördüncü sırada kaldılar. Yine de bu sonuç, ülke futbolu tarihininmillî takımlar düzeyindeki en önemli üçüncü derecesiydi. EURO 2008’e gelinirkenmillî takı- mın bünyesinde artık altın jeneras- yonmensubu hiçbir futbolcu kalmamı ş tı. Di ğ er yandan Cristiano Ronaldo ise ço ğ u ki ş inin gözünde dünyanın en iyi futbolcusuna dönü ş mekteydi ve birkaç hafta öncesinde Manchester United’ın kazandı ğ ı Ş ampiyonlar Ligi ş ampi- yonlu ğ unda belki de en büyük pay ona aitti. Portekiz, turnuvaya, grubundaki ilk iki maçı kazanıp erkenden çeyrek finali garantileyerek ba ş lamı ş tı. Ancak favorilerden Almanya’nın di ğ er grupta beklenenin aksine lider de ğ il de ikinci olması, Porte- kiz’in çeyrek finalde hayli zorlu bir sınavla kar ş ı kar ş ıya kalmasına yol açtı. Sonuçta da Portekiz zorlu rakibine 3-2’lik skorla teslimoldu ve turnuvaya veda etti. 2010 Dünya Kupası’nda, daha son- radan kupayı da kazanacak olan İ spanya’ya ikinci turda tek golle boyun e ğ en Portekiz, EURO 2012’de de kom ş usuyla bu kez yarı finalde kar ş ı kar ş ıya geliyor ve bu defa da penaltılarla saf dı ş ı kalıyordu. Yine de Portekiz’in EURO 2004’ten itiba- ren büyük turnuvalarda belli bir standart yakaladı ğ ı söylenebilirdi. Bir kez final, iki kez de yarı final görmü ş ler ve üst üste be ş turnu- vada da ilk tur gruplarından çık- mayı ba ş armı ş lardı. Bir dönemin sonu gelirken... Ne var ki 2014 Dünya Kupası, bu devrin de kapandı ğ ını i ş aret ede- cekti. İ lk turda Almanya, ABD ve Gana ile birlikte aynı grupta yer alan Portekiz, sadece Afrikalı raki- bini yenebiliyor ve üçüncü sırada kalarak turnuvaya erkenden veda ediyordu. Bu fiyaskoyla birlikte, Portekiz’in artık uzunca bir süre büyük turnuvalarda ba ş arılı olama- yaca ğ ı dü ş üncesi de ş ekillenmeye ba ş lamı ş tı zira takımın en önemli oyuncusu konumundaki Cristiano Ronaldo, bir sonraki büyük turnu- vada 31 ya ş ına gelmi ş olacaktı ve Ronaldo ne kadar muhte ş embir oyuncu olursa olsun, onun 20’li ya ş larda elde edemedi ğ i ba ş arıları 30’lu ya ş larında yakalaması da bir o kadar imkânsız görünüyordu. Üstüne üstlük, Portekiz’in, Por- to’nun Ş ampiyonlar Ligi ş ampiyon- lu ğ unu ya ş ayan jenerasyonu da tükenme noktasındaydı (o kadro- dan hâlâ forma ş ansı bulan bir tek Ricardo Carvalho kalmı ş tı). Altın jenerasyon zaten tükeneli çok ol- mu ş tu. Daha sonra yeti ş en ve yurt dı ş ında önemli kariyerler edinen Luis Nani, Ricardo Quaresma ve Raul Meireles gibi oyuncuların da kariyerleri büyük dü ş ü ş içerisin- deydi. Takımda forma giyen daha genç oyuncular arasındaysa, büyük bir yıldız olarak tanımlanabilecek bir isimbulunmamaktaydı. Nihayet ş ampiyonluk! Portekiz’in EURO 2016macerası ba ş larken i ş te ortada böylesine olumsuz bir tablo vardı. Öte yandan EURO 2004 finalinin ardından Ronaldo’nun göz ya ş ları... Portekiz, EURO 2008’in çeyrek finalinde Almanya engeline takılmı ş tı... 46 47

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==