TamSaha 205. Sayı / Aralık 2021

Aslında tarihe tanıklık ediyorlardı da kaçı bunun farkındaydı bilinmez. Neyse efendim, Bican bu kadarıyla da yetinmiyor ve dakikalar 28’i gös- terirken üçüncü Rapid golünü de a ğ lara bırakarak hat-trick yapı- yordu. Sahada fırtına gibi esen Bican’ın golleriyle Rapid 3-0’lık üstünlü ğ ü yakalamı ş tı ama Austria da hemen pes etmemi ş ve buna iki golle kar- ş ılık vermi ş ti. Rapid, ikinci yarının ba ş larında FranzWeselik ile skoru 4-2’ye getirirken, 69’uncu dakikada Bican kendisinin dördüncü, takımı- nın be ş inci golünü kaydederek daha ilkmaçında adeta ülke futbolunun unutulmazları arasına giriyordu. Rapid, Bican’ın bu ola ğ anüstü performansı sayesinde derbiden 5-3’lük galibiyetle ayrılacaktı. Bican her ne kadar kariyerine, belki de futbol tarihinde e ş ine ender rastlanır türden bir ba ş langıç yapsa da gerek saha içinde gerekse saha dı ş ında zaman zaman ba ş ına buyruk hareket etmeyi ye ğ leyen mizacı nedeniyle çok geçmeden kulüpte futbol adına en yetkili ki ş i konumundaki Dionys Schöneker ile de tâbiri caizse papaz olacaktı. Tahmin edilece ğ i üzere Schöneker son derece katı disiplin yanlısı bir figürdü ve genç oyuncuların ne takım oyununa aykırı tercihlerde bulunmalarına ne de yıldız havasına girmelerine tahammülü vardı. Bican da bundan dolayı sezonun geri kalan bölümünde bir oynatıla- cak, bir oynatılmayacaktı. Sezon tamamlandı ğ ında ligde ve kupada toplamda 11 maça çıkabilmi ş , buna ra ğ men 13 de gol atmı ş tı. Ertesi sezon da tablo bundan pek farklı sayılmazdı. Genç oyuncu bu sefer de lig ve kupada 18maçta ş ans bulup 17 kez fileleri havalandırmı ş tı. Süratiyle ba ş döndürüyordu Bican’ın RapidWien’de düzenli bir ş ekilde forma giymesiyse nihayet 1933-34 sezonuyla birlikte müm- kün oluyordu. Yıldız oyuncunun daha çocuk ya ş larında bile ne denli süratli oldu ğ undan zaten bahset- mi ş tik. İş te artık fiziksel açıdan da en güçlü ya ş larına gelmesi nede- niyle Bican’ın sürati de inanılmaz bir seviyeye gelmi ş ti. 100metreyi 10.8 saniyede ko ş abiliyordu. 1932 Los Angeles Olimpiyatları’nda bu dalda altınmadalya alan Eddie Tolan ise 10.38’lik bir dereceyle dünya ve olimpiyat rekoru kırmı ş tı. Dü ş ünün, bir futbolcu, dünyanın en hızlı atle- tinin 100metrede yarım saniyeden bile az bir farkla gerisinde kalacak! Bu oyuncunun topla birlikte ko ş ar- ken de çok yava ş lamadı ğ ı, üstelik topun kontrolünü de kolay kolay bırakmadı ğ ı, ceza alanına yakla ş tı- ğ ında da o topu bir ş ekilde üç direk arasından geçirecek formülü üretti- ğ ini dü ş ünecek olursak, Bican’ın o dönemnasıl bir futbol efsanesine dönü ş tü ğ ünü de herhalde biraz daha iyi anlayabiliriz. Bican, bu sa- yede ye ş il-beyazlı ekipte tam mânâsıyla oynadı ğ ı ilk sezonda ligde 22 maçta 29 gol atıp gol kralı oluyor, kupada da be ş maçta be ş gol kaydediyordu. Aynı sezon, Bicanmillî formayla da tanı ş mı ş tı. Avusturya, bir önceki sezon kendisi hâricinde İ talya, Macaristan, Çekoslovakya ve İ sviçre’nin katıldı ğ ı Orta Avrupa Kupası’nı kazanmı ş tı ve zaten dönemin en geli ş mi ş takımlarının bu turnuvada yer aldı ğ ı göz önüne alındı ğ ında da Kıta Avrupası’ndaki en formda millî takımoldukları ra- hatlıkla söylenebilirdi. 20 ya ş ındaki Bican’ın bu takımda kendine yer bulabilmesi de ba ş lı ba ş ına büyük bir olay sayılırdı. Genç oyuncu, millî formayla ilk maçına 29 Kasım 1933’te, İ skoçya kar ş ısında çıkmı ş tı. 2-2 sona eren mücadelede gol atamamı ş tı belki ama takımının iki golünün de hazır- layıcısı olarak yine büyük takdir toplamı ş tı. Millî takımlar düzeyin- deki ilk golünü kaydetmek içinse 11 gün daha bekleyen Bican, 10 Ara- lık’ta Hollanda’yı 1-0 yendikleri maçta fileleri havalandıran isim olmu ş tu. Bican, 1934 yılının ba ş la- rında İ sviçre’yi 3-2, ardından da Macaristan’ı 5-2 yendikleri maç- larda da rakip filelere iki ş er gol gön- dermi ş ti ve bu sayede 1934 Dünya Kupası’nda, Avusturya Millî Ta- kımı’nın kadrosunda yer alma hakkını da elde edecekti. Tek Dünya Kupası macerası yarı finalde noktalandı Söz konusu Dünya Kupası önce- sinde Avusturya, ş ampiyonlu ğ un en büyük adaylarından biri olarak görülmekteydi. Öncelikle, daha evvel de ğ indi ğ imiz gibi, kısa ve seri pasla ş malara dayalı etkili bir oyun tarzları vardı. Üstelik Matthias Sindelar gibi dönemin en teknik ve en akıllı oyuncularından birine sahiptiler. Onun yanına bir de Bican gibi ele avuca sı ğ maz bir genç yetenek de eklemi ş lerdi. Turnuvada kupayı kazanabilecek di ğ er takım- lar olaraksa ev sahibi İ talya ve Çe- koslovakya ön plana çıkmaktaydı. 16 takımın katıldı ğ ı ve tekmaç eli- minasyon usulüne göre oynanması kararla ş tırılan turnuvanın ilk turunda Avusturya’nın rakibiyse Fransa olmu ş tu. Fransa o yıllarda, günümüzdeki gücünün çok gerisindeydi ve maçın net favorisi de Avusturya’ydı. Buna ra ğ men Avusturyalılar, Fransa kar- ş ısında beklenenden çok daha fazla zorlanacaklardı. Torino’da oynanan mücadelede Fransa, 18’inci daki- kada Jean Nicolas’nın golüyle 1-0 öne geçiyor ve neredeyse ilk yarının sonuna dek de bu üstünlü ğ ünü muhafaza ediyordu. Ancak devre bitmek üzereyken Matthias Sinde- lar topu a ğ lara gönderecek ve böylece kar ş ıla ş maya 1-1’lik e ş itlik gelecekti. Avusturya’nınmücadele- nin ikinci yarısındaki baskılı oyununun da sonuç vermemesi üzerineyse 90 dakika da bu skorla tamamlanıyor ve uzatmalara geçili- yordu. Bu bölümdeyse Avusturya daha çok beklemeyecek ve 93’üncü dakikada Anton Schall ile 2-1 öne geçecekti. Dakikalar 109’u gösterdi- ğ indeyse Bican sahne alacak ve Fransa a ğ larını sarsarak Avus- turya’nın derin bir ‘oh’ çekmesini sa ğ layacaktı. Fransa sonrasında bir gol daha bulsa da bu onlar için yeterli olmuyor ve 120 dakikayı 3-2’lik galibiyetle noktalayan Avus- turya, son sekizdeki yerini alıyordu. Avusturya, çeyrek finalde ezeli rakibi Macaristan ile e ş le ş irken mücadelenin daha sekizinci daki- kasında Johann Horvath ile golü de buluyordu. Ancakmaç bundan sonrasında hayli gergin bir ortamda oynanırken a ş ırı sertlikten ötürü futbol arka planda kalıyordu. Avus- turya, ikinci yarının ba ş larında Karl Zischek ile farkı ikiye çıkartırken, sonrasında Macarlar da György Sarosi ile skoru 2-1’e getiriyor ve maç da bu ş ekilde noktalanınca Avusturya, yarı finale adını yazdırı- yordu. Sıradaysa erken final niteli- ğ inde bir e ş le ş me vardı, zira rakipleri ev sahibi İ talya olmu ş tu. Maçın adı ne kadar büyük olursa olsun, iki ekipten çokmüthi ş bir futbol beklemekse biraz hayalci- likti. İ talya cephesine bakıldı ğ ında son üç gün içinde, biri 120 dakika olmak üzere iki maç yapmı ş bir takımvardı ortada ve bu yıpran- mı ş lık sonrasında bir günlük din- lenmeyle oyuncuların tamamen kendilerine gelmeleri pekmümkün de ğ ildi. Avusturya cephesine göz atıldı ğ ındaysa belki İ talya gibi fazla- dan bir maç oynamamı ş lardı fakat onlar da kendi devletlerinden İ talya seyahati için do ğ ru dürüst bir des- tek görememenin sıkıntısını ya ş ı- yorlardı. Maddî sorunlar nedeniyle konfordan yoksun, yorucu seya- hatler geçirdikleri gibi, yanlarında doktor ve masör gibi çok önemli yardımcı unsurları da getirememi ş - lerdi. Dolayısıyla Avusturyalılar da fiziksel açıdan hiç iyi durumda sayılmazlardı. Zaten takımın golcülerinden Johann Horvath da sakatlı ğ ı nedeniyle İ talya’ya kar ş ı forma giyemeyecekti. Sonuçta maça geçildi ğ inde iki eki- bin de çok üst düzey bir performans ortaya koyamadıkları görülüyordu. Ancak ş a ş ırtıcı bir biçimde İ talyan- lar, rakiplerine kıyasla yine de daha zinde bir görüntü içindelerdi. 19’uncu dakikaya gelindi ğ inde de Arjantin kökenli oyuncularından Enrique Guaita topu a ğ larla bulu ş - turmayı ba ş aracak ve İ talya’yı 1-0’lık üstünlü ğ e ta ş ıyacaktı. Golde kalecileri Platzer’e faul yapıldı ğ ına dair Avusturya cephesinden yo ğ un itiraz geldiyse de bu itirazlar bir i ş e yaramayacaktı. Maçın kalan bölü- mündeyse İ talyanların a ş ırı sert oyunu kar ş ısında Avusturyalılar bir türlü istediklerini sahaya yansıta- mıyor ve ba ş ka bir gol de olmayınca 82 83 O dönemdeWunderteam olarak Avusturya Millî Takımı, favori olarak katıldı ğ ı 1934 Dünya Kupası’nda yarı final oynamı ş ve ev sahibi İ talya’ya kaybetmi ş ti. Takımın genç yıldızı Josef Bican üst sırada, soldan altıncı... İ talya-Avusturyamaçında bir kale önümücadelesi...