TamSaha 227. Sayı / Ekim 2023

mı ş tı. Ev sahipli ğ ini de yaptı ğ ı 1920 Antwerp Olimpiyatları’nda fut- bolda altınmadalyayı da kazanan Belçika, ayrıca 1930’daki ilk Dünya Kupası’na Avrupa’dan katılma lüt- funu gösteren dört ülkeden biriydi. Belçika Millî Takımı sonrasında 1934 ve 1938 Dünya Kupalarına da katılmı ş fakat bu üç turnuvada oynadı ğ ı be ş maçın tamamını kaybetmi ş ti. Bundan sonraysa 1980’lere kadar sadece iki Dünya Kupası’nda yer alabilen Belçika, futbolun topraklarında erkenden geli ş meye ba ş lamasına ra ğ men bir türlü üst düzey bir futbol ülke- sine dönü ş ememe sorunuyla kar ş ı kar ş ıyaydı. Ülke futbolunun sahip oldu ğ u potansiyelin açı ğ a çıkabil- mesi için bir kıvılcımın çakması bile yeterli olabilirdi ama o kıvıl- cımı kimin çaktıraca ğ ı meçhuldü. Açıkçası Belçika futbolunun ulus- lararası bir yıldıza ihtiyacı vardı. Hemkulüp takımıyla hemde millî takım formasıyla adını Avrupa’ya duyuracak ve performansıyla kulübünü ve millî takımını da uluslararası platformda muteber bir seviyeye ta ş ıyacak bir isme... Belçika futbolunun ilk büyük yıldızı, 1920’lerin ortasından 1930’ların sonlarına kadar olan dö- nemde ye ş il sahalarda fırtına gibi esen Raymond Braine’di. Futbola Beerschot forması altında ba ş la- yan ve 1920’lerde takımıyla dört lig ş ampiyonlu ğ u elde ederken iki kez de Belçika gol kralı olan Braine, ül- kesinde profesyonelli ğ in yasak ol- ması nedeniyle 1930’ların ba ş ında, o yıllarda Avrupa futbolunun en önde gelen takımlarından biri ko- numundaki Sparta Prag’a transfer olmu ş tu. Burada da iki ş er kez lig ş ampiyonlu ğ u ve gol krallı ğ ı ya ş a- yan Braine, 1935 yılında Ş ampiyon Kulüpler Kupası’nın öncülü niteli- ğ indeki Mitropa Kupası’nı kucak- lamayı da ba ş armı ş tı. Üstelik finalin iki aya ğ ında takımın kay- detti ğ i dört golün üçüne imzasını atarak... Fakat Braine, Belçika Millî Takımı’yla sadece 1938 Dünya Ku- pası’na gitmi ş ve Belçika burada tekmaç oynayıp onda da Fran- sa’ya 3-1 ma ğ lup olurken gol atamamı ş tı. Dolayısıyla Braine o devirde kendi adına çok ba ş arılı bir dönemgeçirmi ş olsa da kendi- sinin varlı ğ ı, Belçika futboluna sınıf atlatmaya yetmemi ş ti. II. Dünya Sava ş ı sonrasındaysa Belçika’nın ilk büyük yıldızı Joseph Mermans’tı. Mermans da 1950’lerin sonuna kadar süren kariyerinde Anderlecht forması altında yedi kez Belçika ş ampiyonlu ğ u ya- ş arken üç defa da gol kralı olmu ş tu. Lâkin uluslar- arası düzeyde Mermans da Belçika’nın kaderini de ğ i ş tirememi ş ti. 1954 Dünya Kupası’nda takımkaptanı olarak boy göstermi ş ti ama Bel- çika, turnuvada oynadı ğ ı iki maçta bir beraberlik, bir de ma ğ lubiyet alarak erken- den elenirken kendisi gol se- vinci ya ş ayamamı ş tı. Mermans, Anderlecht’le de kariyerinin son iki sezonunda Ş ampiyon Kulüpler Kupası’na katılmı ş fakat mor-be- yazlı ekip bu sezonların ilkinde ilk turda MTK Budape ş te’ye (o dö- nemde Vörös Lobogo adı altında mücadele ediyorlardı) 1-4 ve 3-6’lık skorlarla elenirken ikinci sezondaysa yine ilk turda Manc- hester United’a boyun e ğ mi ş ti. Üstelik United’a kar ş ı Brüksel’de 2-0 kaybettikleri ilkmaçın ardın- dan Old Tra ff ord’daki rövan ş ta 10-0’lık tarihi bir hezimetle kar ş ı kar ş ıya kalmı ş lardı. Uzun lâfın kı- sası Belçika futbolu, Mermans ile de mâkûs talihini yenememi ş ti. Belçika futbolunun yolunu gözle- di ğ i Mesih’se, Mermans 1957’de futbolu bıraktı ğ ı esnada Ander- lecht’in altyapısında yer almakta olan 14 ya ş ındaki bir çocuktu. Birkaç yıl içerisinde önce Ander- lecht’in A takımına yükselecek, ardındanmillî formayı da sırtına geçirecek olan bu çocukla birlikte Anderlecht, averaj takımı olarak ba ş ladı ğ ı Avrupa kupaları macera- sında kısa süre içinde kıtanın korkulan takımlarından birine dönü ş ecek, Belçika Millî Takımı’ysa önce 16 yıllık aranın ardından Dünya Kupası’na katılırken bunun hemen sonrasındaysa ilk Avrupa Ş ampiyonası tecrübesini ya ş ayıp Avrupa üçüncüsü olacaktı. Bu isim, futbolu bıraktıktan çok sonra Belçi- ka’nın 20. yüzyıldaki en iyi futbol- cusu da seçilecek olan Paul Van Himst’ti. Büyük futbol adamı bu ay 80 ya ş ını geride bırakacak. Paul Van Himst, 2 Ekim 1943’te, Brüksel’e kom ş u olan Sint-Pieters- Leeuw kentinde do ğ mu ş tu. II. Dünya Sava ş ı’nın en karanlık dö- nemleriydi ve Belçika da yakla ş ık üç senedir Nazi Almanyası’nın i ş gali altındaydı. 1944 yılının Eylül ayına gelindi ğ indeyse Belçika i ş galden kurtulacak, bundan yakla ş ık sekiz ay sonra Almanya’nın Müttefiklere kar ş ı teslimbayra ğ ını çekmesiyle de sava ş ın Avrupa aya ğ ı son bula- caktı. Van Himst’in çocukluk yılları da Avrupa’da hayatı normale döndürme çabalarının hız kazandı ğ ı bir döneme denk gelecekti. Altyapıdayken hep üst ya ş grupları içindeydi Belçika’da hayatın normale döndü- rülmesi için üzerine en çok dü ş ülen alanlardan biri spordu. Çocukların, daha ilkokulu ba ş ladıkları andan itibaren sporla iç içe olmalarına ve yatkın oldukları bran ş larda kendi- lerini geli ş tirebilmelerine büyük önemverilmekteydi. Paul da ilk- okula giderken çoktan futbolla yatıp futbolla kalkan bir çocuk hâline gelmi ş ti. Hâliyle okulda da az önce de ğ indi ğ imiz müfredat do ğ rultusunda temel futbol e ğ itimi görmeye ba ş lamı ş tı. Günün birinde, Paul’un ö ğ rencisi oldu ğ u Sint-Nik- laasinstituut ilkokulunu, o dö- nemde Belçika Millî Takımı’nı da çalı ş tırmakta olan İ ngiliz teknik adamBill Gormlie ziyaret ediyordu. Gormlie, Paul’un ya ş grubunun bir antrenmanını yönetmi ş ve küçük çocu ğ un ya ş ıtlarının çok ötesinde bir yetene ğ e sahip oldu ğ unu da o esnada fark etmi ş ti. Gormlie, bunun üzerine Anderlecht kulübü- nün altyapı antrenörlerinden Pol Huyghe ile görü ş mü ş ve ola ğ anüstü yeteneklere sahip bir çocukla kar ş ıla ş tı ğ ını ve bu çocu ğ umutlaka Anderlecht altyapısına almaları gerekti ğ ini söylemi ş ti. Tesadüf bu ya, Paul’un teyzesinin o ğ lu hâlihazırda Anderlecht altya- pısındaydı. Paul da Gormlie’nin ken- disini altyapıya tavsiye edi ş inden birkaç gün sonra, kuzeninin bir an- trenmanını izlemek için tesislere gitmi ş ti. Antrenmanı yöneten ki ş iyse o dönemAnderlecht’in altyapısının ba ş ında bulunan, daha sonralarıysa kulübün 25 yıl bo- yunca ba ş kanlı ğ ını yapacak hatta kulübün stadına adını da verecek olan Constant Vanden Stock’tu. Aynı zamanda eski bir Anderlecht futbolcusu da olan Vanden Stock, genç yetenekleri ke ş fetme husu- sunda hayli maharetliydi. Dene- yimli futbol adamı, antrenmanın sonunda hevesini dizginleyemeyip tribünden inen ve kuzeninin yanına gittikten sonra topla oynayıp çe ş itli numaralar yapmaya ba ş layan Paul’u görür görmez onun çok büyük bir yıldız olaca ğ ını anlamı ş tı. Paul’un zaten altyapıya tavsiye edildi ğ ini duymasıyla birlikte de Vanden Stock apar topar küçük çocu ğ un kayıt i ş lemlerini gerçek- le ş tirecekti. O dönemde çocuklar kurallar gere ğ i altyapısında oynadıkları kulübün resmî birer oyuncusu olduklarına dair gerekli belgeyi 10 ya ş ını doldurduklarında alabiliyorken Vanden Stock, Paul’a verdi ğ i önemi göstermek adına onun için bu belgeyi hemen düzen- lemi ş , i ş i kitabına uydurmak için de belgenin üzerine iki yıl sonra geçerli olaca ğ ı notunu dü ş mü ş tü. Paul da Vanden Stock’un kendisine duydu ğ u bu güveni bo ş a çıkarma- yacaktı. Altyapıya girdi ğ i günden itibaren ya ş ıtlarından ne denli ileride oldu ğ unu göstermekteydi. Bu yüzden bir yıl sonra bir üst ya ş grubuna alınacak ve 12 ya ş ına gel- di ğ inde de Anderlecht’in genç takı- mına dâhil edilecekti. Burada da kendisinden be ş altı ya ş büyük delikanlılarla bir arada oynamasına kar ş ın takımının en yetenekli oyuncusu olarak parlamaya ba ş la- 90 91

RkJQdWJsaXNoZXIy MTc5NTM3Mg==