TamSaha 228. Sayı / Kasım 2023
dönemlerde dünya genelinde en fazla birkaç kaleci en büyük yıldız- lar arasına girebilmi ş tir. Örne ğ in II. Dünya Sava ş ı öncesi dönemde, a ğ ırlıklı olarak 1930’larda, İ spanyol Ricardo Zamora ve Çekoslovak Frantisek Planicka dünya yıldızı file bekçileri konumundaydı. Büyük sa- va ş ın ardından 1950’lere gelindi ğ in- deyse az evvel bahsetti ğ imiz Lev Ya ş in ve Brezilyalı Gilmar üç direk arasında ı ş ıl ı ş ıl parlamı ş , onların emeklilik ça ğ ının yakla ş tı ğ ı 1960’ların ortasından itibarense 1 numaralı kaza ğ ın dünyadaki yeni bir numarası Gordon Banks ol- mu ş tu. 1970’lerde Alman Sepp Maier ile İ talyan Dino Zoff bu alanda zirveye çıkarken 1980’lere gelindi- ğ indeyse Ya ş in’den sonra Sovyetler Birli ğ i’nin çıkardı ğ ı ikinci büyük kaleci olan Rinat Dasayev, İ ngiliz Peter Shilton ve Hollandalı Hans van Breukelen adlarından en çok söz ettiren file bekçilerindendi. 1990’lı yıllardaysa İ talyanWalter Zenga ve Gianluca Pagliuca, Alman Bodo Illgner ve Andreas Köpke, İ spanyol Andoni Zubizarreta, Brezil- yalı Claudio Taffarel, İ sveçli Tomas Ravelli, Portekizli Vitor Baia, Meksi- kalı Jorge Campos, Paraguaylı Jose Luis Chilavert ve İ ngiliz David Seaman dönemin en önde gelen kalecileriydi. Ancak tümbu de ğ erli isimlerin de çok çok ötesine geçmi ş bir isimvardı ki kendisi 1990’larda “kalecilik” denildi ğ i zamanmuhte- melen akıllara gelen ilk ki ş iydi. Söz konusu ki ş i, Manchester United tarihinin en ba ş arılı kadrosunun en önemli oyuncuları arasında yer alan ve Danimarka Millî Takımı’nın 1992 yılındaki mucizevî Avrupa ş ampiyonlu ğ unda da belki de aslan payına sahip olan Peter Schmeic- hel’dı. Efsanevi file bekçisi bu ay 60 ya ş ını geride bırakacak. Peter Hansen Boleslaw Schmeichel, 18 Kasım 1963’te, Danimarka’nın ba ş kenti Kopenhag’ın kuzeybatı- sındaki banliyölerinden Gladsa- xe’de dünyaya geldi. Babası Antoni, Polonya göçmeni bir caz müzisyeni, annesi Inger ise hem ş ireydi. Peter, do ğ du ğ unda da annesi Danimarkalı olmasına ra ğ men ilk olarak Polonya vatanda ş lı ğ ı almı ş tı. Danimarka vatanda ş lı ğ ını da almasıysa anca sekiz ya ş ına geldi ğ inde mümkün olacaktı. Peter, bunun yanı sıra sekiz ya ş ın- dayken hayatının çok önemli bir dönümnoktasından daha geçi- yordu. Küçük bir çocuk olarak futbola meraklıydı ve bunun neti- cesinde de ya ş adıkları semtteki kulüplerden Höje-Gladsaxe’nin altyapısına kaydolmu ş tu. Peter’in bulundu ğ u ya ş grubunun iki buçuk sene boyunca çıktı ğ ı maçlarda ye- nilgi yüzü görmemesi, o dönemde oturdukları bölgenin en geni ş alt- yapılarından birine sahip olan BK Hero kulübü yetkililerinin de dikka- tini çekmi ş ti. Bunun sonucunda da Hero kulübü, Höje-Gladsaxe’den, aralarında Peter’in de bulundu ğ u birkaç çocu ğ u kendi altyapısına dâhil edecekti. Dört yıl sonraysa BK Hero, BK Gladsaxe ile birle ş erek Gladsaxe-Hero BK adını alacaktı. Peter Schmeichel’ın üst düzey futbolculukmacerası da 17 ya ş ına geldi ğ inde bu kulübün A takımına yükselmesiyle ba ş layacaktı. İ ri yapısına ra ğ men son derece çevikti Peter Schmeichel, boyunun uza- ması durdu ğ unda 1.93 metrelik uzunlu ğ a ula ş mı ş tı. Fizi ğ inin belki de daha dikkat çekici yönüyse omuzları geni ş ve yapılı bir gövdeye sahip olmasıydı. Bu sayede aynı boydaki birçok kaleciye göre kale- sinde çok daha fazla yer kaplamak- taydı. En önemli özelli ğ iyse benzer yapıdaki kalecilere kıyasla son de- rece çevik olmasıydı. Onu görenler ilk bakı ş ta kendisinin hantal bir ka- leci olaca ğ ı yanılgısına kapılabilirdi belki ama oyununu seyretmeye ba ş ladıklarında kısa sürede kazın aya ğ ının hiç de öyle olmadı ğ ını görüyorlardı. Bu iri cüsseli fizik ve çabuklu ğ a ilâveten Schmeichel’ın oyunu da çok iyi takip etmesi, onun kalecilik açısındanmuazzambir potansiyele sahip oldu ğ u anlamına gelmekteydi. Ceza sahasının içeri- sine tamamıyla hâkimdi, birçok kalecinin en büyük zaafı olan yan toplar, onun için rakip santrforların üzerine karabasan gibi çöktü ğ ü bir pratikti. Schmeichel’daki bu büyük kaleci potansiyelini gören ilk ki ş i, Glad- saxe-Hero’nun o dönemki teknik direktörü, aynı zamanda kendisinin de gelecekteki kayınpederi olan Svend Aage Hansen’di. Hansen, genç kaleciyi A takıma aldı ğ ında Gladsaxe-Hero sezonun bitimine üç maç kala ikinci ligden üçüncü lige dü ş meyi garantilemi ş durum- daydı. Moralman çökmü ş ve hedef- siz kalmı ş bir takımın kalesindeki ilkmaçına, Skjold Birkeröd takımı kar ş ısında çıktı. Skjold, müsabaka- dan 1-0’lık galibiyetle ayrılsa da Schmeichel, maçı takip eden yerel basınmensuplarının övgülerini alacaktı. Ertesi sezonun ba ş ındaysa Hansen, Schmeichel’ı kar ş ısına alarak ona bir kariyer planlaması yapıyordu. Buna göre genç oyuncu iki sezon daha Gladsaxe-Hero’da oynayıp tecrübe kazanacak, sonrasında da Danimarka’da üst düzey bir kulübe transfer olacaktı. Burada da artık millî takıma seçilmesini sa ğ layacak bir performans ortaya koymalıydı. Millî formayı giydikten sonraysa sıradaki hedef yurt dı ş ında önemli bir kulübe transfer olmaktı. Schmeichel da bu tavsiyeyi dinleye- rek Gladsaxe-Hero ile yoluna devam etme kararı alacaktı. Ancak takımın kötü gidi ş atı da devam ediyordu ve yeni sezonda da küme dü ş meme mücadelesi vermekte- lerdi. Sezonun sonuna gelindi ğ in- deyse kümede kalmak için Stubbeköbbing ile oynayacakları maçtanmutlaka puan çıkartmaları gerekmekteydi. Kar ş ıla ş mada Schmeichel kısa kariyerinin o ana kadarki en etkileyici performansını ortaya koyuyor ve bu sayede takımı maçı kazanarak kümede kalmayı ba ş arıyordu. Maç sonunda Han- sen’in kızı Bente’nin sahaya girip Schmeichel’a sarılmasıysa bu ikili- nin gelecekteki beraberliklerine dair bir kıvılcım sayılırdı. Schmeichel, Hansen ile planladık- ları üzere Gladsaxe-Hero’da iki tam sezonunu doldurmasının ardından Danimarka Birinci Ligi ekiplerinden Hvidovre (telaffuzunun ‘Vido ğ vo’ oldu ğ unu belirtmeden geçmeyelim) tarafından transfer edilecekti. Ancak Hvidovre’nun Schmeichel adına ne denli do ğ ru bir tercih ol- du ğ u tartı ş ılırdı. Zira takım, iki se- zondur kümede kalma mücadelesi vermekteydi. NitekimSchmeic- hel’ın buradaki ilk sezonu olan 1985 sezonunda da Hvidovre puan cet- velinde sondan üçüncü sırada kalarak lige veda edecekti. 1986 se- zonundaysa Hvidovre ikinci ligde ş ampiyon olarak tekrar birinci lige dönecekti. Bu, aynı zamanda Schmeichel’ın kariyerinde çok daha fazlasını görece ğ i ş ampiyonlukların ilki olması açısından da hayli an- lamlıydı. Schmeichel ayrıca Hvidov- re’da geçirdi ğ i iki sezonda takımının penaltıcıları arasına da seçilmi ş ve bu sayede rakip filelere de altı gol göndermi ş ti. 1987 yılının ba ş larında, yeni sezonun arifesindeyse Schmeichel, kendisini yurt çapında asıl ş öhrete ula ş tıracak olan Bröndby’ye transfer olacaktı. İ lk tamprofesyonel sözle ş mesini Bröndby ile yaptı 1980’li yıllarda Danimarka’da futbol henüz tammânâsıyla profesyonel de ğ ildi. Schmeichel da Bröndby’ye transfer olana kadar futbolculu ğ un yanında ek i ş ler de yapmı ş tı. İ lk olarak bir tekstil fabrikasında çalı ş - mı ş , daha sonra Dünya Do ğ ayı Ko- ruma Vakfı’nda satı ş temsilcili ğ inde bulunmu ş , hatta bir müddet müs- takbel kayınpederinin yer dö ş eme- cili ğ i firmasında (evet, o da teknik direktörlü ğ e ilâveten böyle bir i ş le u ğ ra ş maktaydı) usta olarak görev yapmı ş tı. Son olarak Hvidovre for- ması giydi ğ i esnada da kulüp ba ş - kanları ona, sahibi oldu ğ u reklam ajansında bir i ş teklif etmi ş ti. Bröndby günlerinde... 68 69
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTc5NTM3Mg==