TamSaha 231. Sayı / Şubat 2024

fazlasını da içermekteydi. Riva’nın anısının önünde saygıyla e ğ ilirken söz konusu kariyerinin satırba ş larını da okurlarımıza bir kez daha anımsatmak istiyoruz. Luigi Riva’nın hayat hikâyesi, İ tal- ya’nın kuzeyinde, İ sviçre sınırında yer alan Varese vilayetine ba ğ lı Leg- giuno adlı kasabada, 7 Kasım 1944 ta- rihinde ba ş ladı. 500 nüfuslu Leggiuno genelde huzurlu, sâkin bir yer olsa da Riva’nın do ğ du ğ u esnada İ talya’nın tamamında kaos hâkimdi. Zira II. Dünya Sava ş ı’nda Mihver Devletleri bünyesinde yer alan İ talya, 1943’te Müttefiklerin güneyden i ş galine kar ş ı koyamamı ş , bunun neticesinde de ülkenin kuzeyi, İ talyan Sosyal Cumhuriyeti adı altında, Nazi Almanyası’nın kukla devleti hüviye- tindeki yeni bir yapıya bürünmü ş tü. Hâliyle bu yeni devlet, bir yandan Be- nito Mussolini’nin Nazilerin de deste- ğ iyle kontrolü elinde tutmak için son gayretlerini ortaya koydu ğ u, di ğ er yandan da Müttefiklerin ele geçirme- nin planlarını yaptı ğ ı topraklar üstünde yer almaktaydı. Bu ş artlar altında da o topraklar üzerinde ya ş a- yan insanların hayatlarında huzurun ve sükunetin hâkimolması pek mümkün de ğ ildi. 1945 ortalarında sava ş ı Müttefiklerin kazanmasının ardındansa kaybeden tarafta yer almak, ilk yıllarda İ talya ekonomisini fazlasıyla zorlayacaktı. Çocuklu ğ u büyük zorluklar içinde geçti Riva’nın ailesi de bu zor ekonomik ş artlar altında ayakta kalmaya çalı ş ı- yordu. Fausta, Candida ve Lucia adla- rında üç kız evladın ardından aileye bir de Luigi’nin katılması, babaları Ugo’yu hayli zor durumda bırakmı ş tı. Ugo Riva, normalde berberlik ve terzilik yaparak geçimini sa ğ lamaya çalı ş maktaydı. Anne Edis ise ev hanı- mıydı. Berberlik ve terzilik karın doyurmaya yeterli olmayınca da Ugo çareyi evinin yakınlarındaki bir fabrikada çalı ş maya ba ş lamakta bulmu ş tu. Tabiî ki bu kararı aldı ğ ında, bunun ailenin kurtulu ş undan ziyade felâketine yol açaca ğ ını bilemezdi. Ancak kader a ğ larını örmü ş tü. Bir gün, fabrikada ya ş anan bir i ş kazası neticesinde pres makinasından fırla- yanmetal bir parça adeta bir mermi gibi gidip Ugo’nun karnına saplan- mı ş tı. Tâlihsiz adam apar topar has- taneye kaldırılsa da aldı ğ ı yara çok a ğ ırdı ve buna kar ş ı sadece birkaç gün ya ş am sava ş ı verebilecekti. Neticede Ugo, 10 Ş ubat 1953’te hayata gözlerini yumuyor, Luigi de henüz ilkokul ça ğ ında babasını yitirmenin acısıyla ba ş ba ş a kalıyordu. Ugo’nun vefatı sonrasında anne Edis mecburen çalı ş maya ba ş layacaktı. Bir yandan bir iplik fabrikasında i ş tutan, artan vaktinin önemli bir kıs- mında da civardaki bazı evlere hiz- metçi olarak giden Edis, neredeyse çocuklarını do ğ ru dürüst göremez hâle gelmi ş ti. Büyük abla Lucia da yine annesiyle aynı fabrikada i ş e gir- mi ş ti. Luigi ile de bu süre zarfında en çok ilgilenen isim, bir di ğ er ablası Fa- usta’ydı. Fakat bir müddet sonra böy- lesi de aileyi zorlamaya ba ş layacak ve Luigi, bir kilise okuluna yatılı olarak kaydedilecekti. Okul, muhtaç durum- daki ailelerin çocuklarına e ğ itim vermekteydi. Dinî bir okul olması sebebiyle de çok katı bir disiplin anlayı ş ıyla idare edilmekteydi. Riva, yıllar sonra yaptı ğ ı açıklamalarda, söz konusu disiplini, onlarınmuhtaç hâllerinin bir tür suiistimali olarak gördü ğ ünü ve okuldayken kendisini en çok üzen ş eyin de bu oldu ğ unu söylemi ş ti. Tabiî bir yandan yatılı okula gelmeden evvel sahip oldu ğ u o özgürlü ğ e de hasret duymaktaydı. En çok da evlerinin çevresindeki bo ş arsalarda, yalınayak futbol oynamayı özlüyordu. Ancak okulun dört duvarı arasına öylesine bir hapsolmu ş tu ki, o esnada bir daha ne zaman eskisi gibi top pe ş inde ko ş abilece ğ ini dahi kestiremiyordu. Öte yandan Riva ailesinin üzerindeki kara bulutların da ğ ılmaya maalesef niyeti yok gibiydi. Luigi’nin ablaların- dan Candida, ş iddetlenen eklem romatizmalarından ötürü hastaneye kaldırılmı ş tı. Bu da yetmezmi ş gibi, di ğ er ablası Fausta, bir gün bisikletine binip Luigi’yi ziyaret etmeye gelirken bir motosikletle çarpı ş mı ş ve bu ka- zanın neticesinde birkaç yılda anca atlatabilece ğ i bir felç dahi geçirmi ş ti. 19 Ocak 1955’teyse aile ikinci büyük felâketle kar ş ı kar ş ıya kalıyordu. Candida, hastalı ğ ından kaynaklanan birtakımkomplikasyonlar netice- sinde ya ş amını yitirmi ş ti. Babasının ardından ablalarından birini de kay- betmi ş olmak da hiç ku ş kusuz 10 ya- ş ındaki Luigi’yi mahvedecekti. Ken- disi artık çok daha hırçın ve isyânkar bir çocuktu ve bu ş artlar altında, zaten hiç de memnun olmadı ğ ı yatılı okul hayatına daha fazla tahammül etmesi mümkün de ğ ildi. Okulun kurallarına uymamaya ba ş layınca da okul müdürünün, anne Edis’e o ğ lunu okuldan alması gerekti ğ ini bildiren bir mektup yazması da çok sürmeye- cekti. Böylece Luigi, üç yıl aradan sonra evine dönmü ş olacaktı. Yeteneklerini ilk sergiledi ğ i günler Luigi, daha fazla okumayı dü ş ünme- mesi nedeniyle de çok geçmeden bir otomobil tamircisinde çıraklık yapa- rak evinin geçimine katkıda bulun- maya ba ş layacaktı. İş ten arta kalan zamanının ço ğ unuysa futbol oyna- maya harcıyordu. Hatta oturdukları muhitte, özellikle yaz aylarında, kazananına peynir ve salamgibi gıda maddelerinin hediye edildi ğ i küçük futbol turnuvaları düzenlenmekteydi ve Luigi de sürekli bu turnuvalarda oynar hâle gelmi ş ti. Sebebi gayet basitti. Luigi topu üç direk arasından geçirmekte o kadar mahirdi ki genel- likle onun oynadı ğ ı takım turnuvaları kazanmaktaydı. Bu vesileyle de evine neredeyse çıraklıktan yaptı ğ ı katkı kadarını turnuvalardan topladı ğ ı peynirlerle ve salamlarla da yapmak- taydı. Üstelik bu sayede annesi de artık onun futbol oynamasına pek itiraz etmemeye ba ş lamı ş tı. 1950’lerin sonunda mâlûmunuz, dünya futbolunda moda Brezilya’ydı. 1958 Dünya Kupası’nda son derece keyif veren bir futbolla ş ampiyonlu ğ a ula ş an Brezilya, ba ş ta Pele olmak üzere Garrincha, Didi ve Zagallo gibi yıldızlarıyla tümdünyada futbolse- verlerin sevgilisi hâline gelmi ş ti. Luigi’nin turnuvalarda oynadı ğ ı takımlara da elde etti ğ i ba ş arılardan ötürü “küçük Brezilya” denmeye ba ş lanmı ş tı. Sahanın hep en iyisi olan Luigi de hâliyle Pele’ye benzetilmek- teydi. Tabiî bu yakı ş tırmalar yapıldı- ğ ında, yakla ş ık 10 sene sonra Luigi’nin Dünya Kupası finalinde Pele’ye kar ş ı sahaya çıkaca ğ ı kimse- nin aklının ucundan dahi geçmemek- teydi. Bizzat Luigi’nin bile hayallerinin ötesinde bir ş eydi bu. Bu küçük turnuvalarda 14-15 ya ş la- rında bir çocu ğ unmüthi ş sol aya ğ ı, sürati ve golcülü ğ üyle sürekli oyna- dı ğ ı takımlara birincilikler kazandır- ması, müsabakaları izleyenleri de elbette etkiliyordu ve bu ki ş ilerin çevrede gördüklerini anlatmasıyla da Luigi’nin ş öhreti top sahasının dı ş ına ta ş maya ba ş lamı ş tı. Leggiuno’nun kuzeydeki kom ş u kasabası olan La- veno Mombello’nun futbol takımının yöneticileri de methini çok duyduk- ları bu genç oyuncuyu izlemek için Leggiuno’ya gelmi ş ler ve övgülerin hiç de bo ş una olmadı ğ ını görmeleri- nin ardından Luigi’yi kulüp bünyesine katmak için giri ş imlere ba ş lamı ş lardı. Sonuçta Luigi 20 bin liret kar ş ılı ğ ında ilk transfer ücretini alacak ve yerel liglerde mücadele eden Laveno Mom- bello forması altında hayatının akı ş ını tamamen de ğ i ş tirecek bir serüvene “merhaba” diyecekti. Kariyerinin emekleme dönemi Yeni kulübündeki ilk sezonunda amatör ş ampiyonalarda boy gösteren Luigi Riva, sezon boyunca 30 kez rakip fileleri sarsmı ş tı ve onun golcü- lü ğ ünden, Inter adına çalı ş an bir ye- tenek avcısı da haberdar olmu ş hatta kendisini mavi-siyahlı takımın seç- melerine de davet etmi ş lerdi. Fakat Laveno kulübü de Riva gibi bir yetenekten, kendileri adına rekor sa- yılabilecek bir bonservis bedeli kaza- nabilmeyi amaçlamaktaydı ve onlar da oyuncularını pazarlamak adına çe ş itli kulüplerle temas hâlindelerdi. Bu yüzden kulüp yöneticileri, Ri- va’nın Inter’in seçmelerine katılma- sını istemiyordu. Bunun neticesinde Riva, bir sezon daha Laveno’da kaldı. O sezonu da 36 golle tamamlaması üzerineyse artık genç oyuncunun bumahallî kulüpte kalması imkânsız hâle gelmi ş ti. Nitekim 1962 yılının Haziran ayına gelindi ğ inde, o tarih- lerde Serie C’de mücadele etmekte olan Legnano kulübü, Riva’nın trans- feri konusunda Laveno ile bir buçuk milyon liret kar ş ılı ğ ında anla ş ıyor ve birkaç ay sonra on sekiz ya ş ını doldu- racak olan Riva da profesyonel liglere ilk adımını bu vesileyle atıyordu. Ne var ki Riva bunun da sevincini doya doya ya ş ayamayacaktı. Zira 5 Tem- muz 1962’de, bir süredir amansız bir hastalıkla bo ğ u ş an annesi Edis de Riva, çocuklu ğ unda benzetildi ğ i Pele ile ilerleyen yıllarda rakip olmu ş tu... 80 81

RkJQdWJsaXNoZXIy MTc5NTM3Mg==